» 2 / Bakara  175:

Kuran Sırası: 2
İniş Sırası: 87
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286

 » 2 / Bakara  Suresi: 175
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. أُولَٰئِكَ (ÊVLÙK) = ulāike : onlar
2. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimselerdir
3. اشْتَرَوُا (EŞTRVE) = şteravu : satın alan
4. الضَّلَالَةَ (ELŽLELT) = D-Delālete : sapıklığı
5. بِالْهُدَىٰ (BELHD̃) = bil-hudā : hidayet karşılığında
6. وَالْعَذَابَ (VELAZ̃EB) = vel'ǎƶābe : ve azab
7. بِالْمَغْفِرَةِ (BELMĞFRT) = bil-meğfirati : mağfiret karşılığında
8. فَمَا (FME) = femā : ne kadar
9. أَصْبَرَهُمْ (ÊṦBRHM) = eSberahum : cesaretlidirler
10. عَلَى (AL) = ǎlā : karşı
11. النَّارِ (ELNER) = n-nāri : ateşe
onlar | kimselerdir | satın alan | sapıklığı | hidayet karşılığında | ve azab | mağfiret karşılığında | ne kadar | cesaretlidirler | karşı | ateşe |

[] [] [ŞRY] [ŽLL] [HD̃Y] [AZ̃B] [ĞFR] [] [ṦBR] [] [NVR]
ÊVLÙK ELZ̃YN EŞTRVE ELŽLELT BELHD̃ VELAZ̃EB BELMĞFRT FME ÊṦBRHM AL ELNER

ulāike elleƶīne şteravu D-Delālete bil-hudā vel'ǎƶābe bil-meğfirati femā eSberahum ǎlā n-nāri
أولئك الذين اشتروا الضلالة بالهدى والعذاب بالمغفرة فما أصبرهم على النار

 » 2 / Bakara  Suresi: 175
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أولئك | ÊVLÙK ulāike onlar Those
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimselerdir (are) they who
اشتروا ش ر ي | ŞRY EŞTRVE şteravu satın alan purchase[d]
الضلالة ض ل ل | ŽLL ELŽLELT D-Delālete sapıklığı [the] astraying
بالهدى ه د ي | HD̃Y BELHD̃ bil-hudā hidayet karşılığında for [the] Guidance,
والعذاب ع ذ ب | AZ̃B VELAZ̃EB vel'ǎƶābe ve azab and [the] punishment
بالمغفرة غ ف ر | ĞFR BELMĞFRT bil-meğfirati mağfiret karşılığında for [the] forgiveness.
فما | FME femā ne kadar So what (is)
أصبرهم ص ب ر | ṦBR ÊṦBRHM eSberahum cesaretlidirler their endurance
على | AL ǎlā karşı on
النار ن و ر | NVR ELNER n-nāri ateşe the Fire!

2:175 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

onlar | kimselerdir | satın alan | sapıklığı | hidayet karşılığında | ve azab | mağfiret karşılığında | ne kadar | cesaretlidirler | karşı | ateşe |

[] [] [ŞRY] [ŽLL] [HD̃Y] [AZ̃B] [ĞFR] [] [ṦBR] [] [NVR]
ÊVLÙK ELZ̃YN EŞTRVE ELŽLELT BELHD̃ VELAZ̃EB BELMĞFRT FME ÊṦBRHM AL ELNER

ulāike elleƶīne şteravu D-Delālete bil-hudā vel'ǎƶābe bil-meğfirati femā eSberahum ǎlā n-nāri
أولئك الذين اشتروا الضلالة بالهدى والعذاب بالمغفرة فما أصبرهم على النار

[] [] [ش ر ي] [ض ل ل] [ه د ي] [ع ذ ب] [غ ف ر] [] [ص ب ر] [] [ن و ر]

 » 2 / Bakara  Suresi: 175
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أولئك | ÊVLÙK ulāike onlar Those
,Vav,Lam,,Kef,
,6,30,,20,
DEM – plural demonstrative pronoun
اسم اشارة
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimselerdir (are) they who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
اشتروا ش ر ي | ŞRY EŞTRVE şteravu satın alan purchase[d]
Elif,Şın,Te,Re,Vav,Elif,
1,300,400,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الضلالة ض ل ل | ŽLL ELŽLELT D-Delālete sapıklığı [the] astraying
Elif,Lam,Dad,Lam,Elif,Lam,Te merbuta,
1,30,800,30,1,30,400,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
بالهدى ه د ي | HD̃Y BELHD̃ bil-hudā hidayet karşılığında for [the] Guidance,
Be,Elif,Lam,He,Dal,,
2,1,30,5,4,,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
والعذاب ع ذ ب | AZ̃B VELAZ̃EB vel'ǎƶābe ve azab and [the] punishment
Vav,Elif,Lam,Ayn,Zel,Elif,Be,
6,1,30,70,700,1,2,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
بالمغفرة غ ف ر | ĞFR BELMĞFRT bil-meğfirati mağfiret karşılığında for [the] forgiveness.
Be,Elif,Lam,Mim,Ğayn,Fe,Re,Te merbuta,
2,1,30,40,1000,80,200,400,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine noun
جار ومجرور
فما | FME femā ne kadar So what (is)
Fe,Mim,Elif,
80,40,1,
REM – prefixed resumption particle
REL – relative pronoun
الفاء استئنافية
اسم موصول
أصبرهم ص ب ر | ṦBR ÊṦBRHM eSberahum cesaretlidirler their endurance
,Sad,Be,Re,He,Mim,
,90,2,200,5,40,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
على | AL ǎlā karşı on
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
النار ن و ر | NVR ELNER n-nāri ateşe the Fire!
Elif,Lam,Nun,Elif,Re,
1,30,50,1,200,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |أُولَٰئِكَ: onlar | الَّذِينَ: kimselerdir | اشْتَرَوُا: satın alan | الضَّلَالَةَ: sapıklığı | بِالْهُدَىٰ: hidayet karşılığında | وَالْعَذَابَ: ve azab | بِالْمَغْفِرَةِ: mağfiret karşılığında | فَمَا: ne kadar | أَصْبَرَهُمْ: cesaretlidirler | عَلَى: karşı | النَّارِ: ateşe |
Kırık Meal (Harekesiz) : |أولئك ÊWLÙK onlar | الذين ELZ̃YN kimselerdir | اشتروا EŞTRWE satın alan | الضلالة ELŽLELT sapıklığı | بالهدى BELHD̃ hidayet karşılığında | والعذاب WELAZ̃EB ve azab | بالمغفرة BELMĞFRT mağfiret karşılığında | فما FME ne kadar | أصبرهم ÊṦBRHM cesaretlidirler | على AL karşı | النار ELNER ateşe |
Kırık Meal (Okunuş) : |ulāike: onlar | elleƶīne: kimselerdir | şteravu: satın alan | D-Delālete: sapıklığı | bil-hudā: hidayet karşılığında | vel'ǎƶābe: ve azab | bil-meğfirati: mağfiret karşılığında | femā: ne kadar | eSberahum: cesaretlidirler | ǎlā: karşı | n-nāri: ateşe |
Kırık Meal (Transcript) : |ÊVLÙK: onlar | ELZ̃YN: kimselerdir | EŞTRVE: satın alan | ELŽLELT: sapıklığı | BELHD̃: hidayet karşılığında | VELAZ̃EB: ve azab | BELMĞFRT: mağfiret karşılığında | FME: ne kadar | ÊṦBRHM: cesaretlidirler | AL: karşı | ELNER: ateşe |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlardır sapıklığı doğru yola, azâbı yarlıganmaya karşılık olarak satın alanlar; ateşe ne de sabırlı kimselerdir ya.
Adem Uğur : Onlar doğru yol karşılığında sapıklığı, mağfirete bedel olarak da azabı satın almış kimselerdir. Onlar ateşe karşı ne kadar dayanıklıdırlar!
Ahmed Hulusi : İşte bunlar BilHÜDA (nefslerinin hakikati olan Allâh Esmâ'sına iman) karşılığında dalâleti (dışa yönelik tanrı inancına sapmak); mağfiret (hakikatindeki Esmâ inancı getirisi olan bağışlanma) yerine azabı satın almışlardır. Bunlar ateşe karşı ne kadar dayanıklı imişler!
Ahmet Tekin : Onlar, doğru yol, Allah’ın kitap ve peygamberle gösterdiği yol karşılığında, hak yoldan uzaklaşıp, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih ederek başlarına buyruk yaşamayı, bağışlanma karşılığında azâbı kendilerine belâ olarak satın alanlardır. Bunlar ateş ile cezalandırılma azâbına rağmen ne kadar da cüretli davranıyorlar!
Ahmet Varol : İşte onlar hidayete karşılık sapıklığı, bağışlanmaya karşılık da azabı satın alanlardır. Onlar ateşe karşı ne kadar da dayanıklıdırlar!
Ali Bulaç : Onlar, hidayete karşılık sapıklığı, bağışlanmaya karşılık azabı satın almışlardır. Ateşe karşı ne kadar dayanıklıdırlar!
Ali Fikri Yavuz : Onlar, hak yolu bırakıp sapıklığı, mağfiret yerine azâbı satın almış kimselerdir. Onlar ateşe ne de sabırlıdırlar!...
Bekir Sadak : Onlar dogruluk yerine sapikligi, magfiret yerine azabi alanlardir.
Celal Yıldırım : İşte onlardır ki doğru yolun karşılığında sapıklığı, günahlardan arınıp temizlenme yerine azabı satın almışlardır. Bunlar ateşe karşı ne de sabırlıdırlar!
Diyanet İşleri : İşte bunlar hidayeti verip sapıklığı, bağışlanmayı verip azabı satın alanlardır. Onlar ateşe karşı ne kadar da dayanıklıdırlar(!)
Diyanet İşleri (eski) : Onlar doğruluk yerine sapıklığı, mağfiret yerine azabı alanlardır.
Diyanet Vakfi : Onlar doğru yol karşılığında sapıklığı, mağfirete bedel olarak da azabı satın almış kimselerdir. Onlar ateşe karşı ne kadar dayanıklıdırlar!
Edip Yüksel : Onlar, hidayet karşılığında sapıklığı ve affedilme karşılığında azabı satın almışlardır. Ateşe ne kadar da dayanıklıdırlar!
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İşte onlar, hidayeti verip sapıklığı, affedilmeyi bırakıp azabı satın alan kimselerdir. Bunlar, ateşe karşı ne kadar da sabırlıdırlar!
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İşte onlar, hidayeti verip sapıklığı, bağışlamayı bırakıp azabı satın alan kimselerdir. Bunlar ateşe ne kadar da dayanıklı şeyler!
Elmalılı Hamdi Yazır : Onlar işte hidayeti verib dalâleti, mağfireti bırakıb azabı satın alan kimseler, bunlar ateşe ne sabırlı şeyler!...
Fizilal-il Kuran : Onlar hidayet karşılığında sapıklığı, mağfiret karşılığında azabı satın alanlardır. Onlar Cehennem ateşine karşı ne kadar da dayanıklıdırlar!
Gültekin Onan : Onlar, hidayet karşılığında sapıklığı ve bağışlanma karşılığında azabı satın almışlardır. Ateşe karşı ne kadar da dayanıklıdırlar.
Hakkı Yılmaz : İşte onlar, doğru yol karşılığı sapıklığı, bağışlanma karşılığı azap satın alan kimselerdir. Bunlar, ateşe karşı ne kadar da dayanıklıdırlar!
Hasan Basri Çantay : Onlar doğru yolu bırakıb sapıklığı, mağfirete bedel azaâbı satın almış kimselerdir. Onlar ateşe karşı ne de sabırlıdırlar!.
Hayrat Neşriyat : İşte onlar, hidâyete mukabil dalâleti, bağışlanmaya karşılık azâbı satın alanlardır. Onlar ateşe karşı ne kadar da sabırlıdırlar!
İbni Kesir : Onlar, hidayet karşılığında dalaleti, mağfiret karşılığında azabı satın almışlardır. Onlar, ateşe karşı ne de sabırlıdırlar.
İskender Evrenosoğlu : İşte onlar ki hidayet karşılığında dalâleti, mağfiret karşılığında da azabı satın alanlardır. Öyleyse onları ateşe karşı bu kadar sabırlı kılan nedir?
Muhammed Esed : İşte onlar hidayet karşılığında sapıklığı ve mağfiret karşılığında azabı satın almışlardır. Oysa ateşten ne kadar az korkar görünüyorlar!
Ömer Nasuhi Bilmen : Onlar o kimselerdir ki, hidâyet mukabilinde dalâleti, mağfiret mukabilinde azabı satın almışlardır. Onları ateşe karşı bu kadar sabırlı kılan nedir?
Ömer Öngüt : Onlar hidayeti verip sapıklığı, mağfireti bırakıp azabı satın almış kimselerdir. Ateşe ne kadar da dayanıklıdırlar!
Şaban Piriş : Onlar doğru yolu bırakıp sapıklığı; mağfireti bırakıp azabı satın alan kimselerdir. Ateşe karşı ne de sabırlıdırlar.(!)
Suat Yıldırım : İşte onlar hidâyeti bırakıp dalaleti, mağfireti verip azabı satın almışlardır. Bunlar ateşe karşı ne kadar da dayanıklı imişler!
Süleyman Ateş : Onlar hidâyet karşılığında sapıklık, mağfiret karşılığında azâb satın almışlardır. Onlar ateşe, karşı ne kadar da dayanıklıdırlar(!)
Tefhim-ul Kuran : Onlar, hidayete karşılık sapıklığı, bağışlanmaya karşılık azabı satın almışlardır. Ateşe karşı ne kadar dayanıklıdırlar.
Ümit Şimşek : Onlar doğru yolu sapıklıkla, bağışlanmayı azapla değiştirmiş olan kimselerdir. Ateşe ne kadar da dayanıklı şey bunlar!
Yaşar Nuri Öztürk : İşte bunlar hidayeti satıp şaşkınlığı, affedilmeyi satıp azabı almışlardır. Ne kadar da dayanıklıdırlar ateşe!...


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}