» 2 / Bakara  166:

Kuran Sırası: 2
İniş Sırası: 87
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286

 » 2 / Bakara  Suresi: 166
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِذْ (ÎZ̃) = iƶ : işte
2. تَبَرَّأَ (TBRÊ) = teberrae : uzak durdular
3. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
4. اتُّبِعُوا (ETBAVE) = ttubiǔ : uyulan
5. مِنَ (MN) = mine : -den
6. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler-
7. اتَّبَعُوا (ETBAVE) = ttebeǔ : uyan
8. وَرَأَوُا (VRÊVE) = ve raevu : gördüler
9. الْعَذَابَ (ELAZ̃EB) = l-ǎƶābe : azabı
10. وَتَقَطَّعَتْ (VTGŦAT) = veteḳaTTaǎt : kesildi
11. بِهِمُ (BHM) = bihimu : onların
12. الْأَسْبَابُ (ELÊSBEB) = l-esbābu : bağları
işte | uzak durdular | kimseler | uyulan | -den | kimseler- | uyan | gördüler | azabı | kesildi | onların | bağları |

[] [BRE] [] [TBA] [] [] [TBA] [REY] [AZ̃B] [GŦA] [] [SBB]
ÎZ̃ TBRÊ ELZ̃YN ETBAVE MN ELZ̃YN ETBAVE VRÊVE ELAZ̃EB VTGŦAT BHM ELÊSBEB

teberrae elleƶīne ttubiǔ mine elleƶīne ttebeǔ ve raevu l-ǎƶābe veteḳaTTaǎt bihimu l-esbābu
إذ تبرأ الذين اتبعوا من الذين اتبعوا ورأوا العذاب وتقطعت بهم الأسباب

 » 2 / Bakara  Suresi: 166
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إذ | ÎZ̃ işte When
تبرأ ب ر ا | BRE TBRÊ teberrae uzak durdular will disown
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
اتبعوا ت ب ع | TBA ETBAVE ttubiǔ uyulan were followed
من | MN mine -den [from]
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler- those who
اتبعوا ت ب ع | TBA ETBAVE ttebeǔ uyan followed
ورأوا ر ا ي | REY VRÊVE ve raevu gördüler and they will see
العذاب ع ذ ب | AZ̃B ELAZ̃EB l-ǎƶābe azabı the punishment,
وتقطعت ق ط ع | GŦA VTGŦAT veteḳaTTaǎt kesildi [and] will be cut off
بهم | BHM bihimu onların for them
الأسباب س ب ب | SBB ELÊSBEB l-esbābu bağları the relations.

2:166 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

işte | uzak durdular | kimseler | uyulan | -den | kimseler- | uyan | gördüler | azabı | kesildi | onların | bağları |

[] [BRE] [] [TBA] [] [] [TBA] [REY] [AZ̃B] [GŦA] [] [SBB]
ÎZ̃ TBRÊ ELZ̃YN ETBAVE MN ELZ̃YN ETBAVE VRÊVE ELAZ̃EB VTGŦAT BHM ELÊSBEB

teberrae elleƶīne ttubiǔ mine elleƶīne ttebeǔ ve raevu l-ǎƶābe veteḳaTTaǎt bihimu l-esbābu
إذ تبرأ الذين اتبعوا من الذين اتبعوا ورأوا العذاب وتقطعت بهم الأسباب

[] [ب ر ا] [] [ت ب ع] [] [] [ت ب ع] [ر ا ي] [ع ذ ب] [ق ط ع] [] [س ب ب]

 » 2 / Bakara  Suresi: 166
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إذ | ÎZ̃ işte When
,Zel,
,700,
T – time adverb
ظرف زمان
تبرأ ب ر ا | BRE TBRÊ teberrae uzak durdular will disown
Te,Be,Re,,
400,2,200,,
V – 3rd person masculine singular (form V) perfect verb
فعل ماض
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
اتبعوا ت ب ع | TBA ETBAVE ttubiǔ uyulan were followed
Elif,Te,Be,Ayn,Vav,Elif,
1,400,2,70,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) passive perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
من | MN mine -den [from]
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler- those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
اتبعوا ت ب ع | TBA ETBAVE ttebeǔ uyan followed
Elif,Te,Be,Ayn,Vav,Elif,
1,400,2,70,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ورأوا ر ا ي | REY VRÊVE ve raevu gördüler and they will see
Vav,Re,,Vav,Elif,
6,200,,6,1,
CIRC – prefixed circumstantial particle
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو حالية
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
العذاب ع ذ ب | AZ̃B ELAZ̃EB l-ǎƶābe azabı the punishment,
Elif,Lam,Ayn,Zel,Elif,Be,
1,30,70,700,1,2,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
وتقطعت ق ط ع | GŦA VTGŦAT veteḳaTTaǎt kesildi [and] will be cut off
Vav,Te,Gaf,Tı,Ayn,Te,
6,400,100,9,70,400,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person feminine singular (form V) perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
بهم | BHM bihimu onların for them
Be,He,Mim,
2,5,40,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
الأسباب س ب ب | SBB ELÊSBEB l-esbābu bağları the relations.
Elif,Lam,,Sin,Be,Elif,Be,
1,30,,60,2,1,2,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِذْ: işte | تَبَرَّأَ: uzak durdular | الَّذِينَ: kimseler | اتُّبِعُوا: uyulan | مِنَ: -den | الَّذِينَ: kimseler- | اتَّبَعُوا: uyan | وَرَأَوُا: gördüler | الْعَذَابَ: azabı | وَتَقَطَّعَتْ: kesildi | بِهِمُ: onların | الْأَسْبَابُ: bağları |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إذ ÎZ̃ işte | تبرأ TBRÊ uzak durdular | الذين ELZ̃YN kimseler | اتبعوا ETBAWE uyulan | من MN -den | الذين ELZ̃YN kimseler- | اتبعوا ETBAWE uyan | ورأوا WRÊWE gördüler | العذاب ELAZ̃EB azabı | وتقطعت WTGŦAT kesildi | بهم BHM onların | الأسباب ELÊSBEB bağları |
Kırık Meal (Okunuş) : |: işte | teberrae: uzak durdular | elleƶīne: kimseler | ttubiǔ: uyulan | mine: -den | elleƶīne: kimseler- | ttebeǔ: uyan | ve raevu: gördüler | l-ǎƶābe: azabı | veteḳaTTaǎt: kesildi | bihimu: onların | l-esbābu: bağları |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎZ̃: işte | TBRÊ: uzak durdular | ELZ̃YN: kimseler | ETBAVE: uyulan | MN: -den | ELZ̃YN: kimseler- | ETBAVE: uyan | VRÊVE: gördüler | ELAZ̃EB: azabı | VTGŦAT: kesildi | BHM: onların | ELÊSBEB: bağları |
Abdulbaki Gölpınarlı : O vakit kendilerine uyulanlar, azâbı görerek kendilerine uyanlardan kaçınır, uzaklaşırlar, aralarındaki vesile ve sebepler de tamamıyla kesilir gider.
Adem Uğur : İşte o zaman (görecekler ki) kendilerine uyulup arkalarından gidilenler, uyanlardan hızla uzaklaşırlar ve (o anda her iki taraf da) azabı görmüş, nihayet aralarındaki bağlar kopup parçalanmıştır.
Ahmed Hulusi : Kendilerine tâbi olunanlar, tâbi olanlardan, ortaya çıkacak azabı görüp uzaklaşmışlardır o zaman. Gerçeğin ortaya çıkmasıyla aralarındaki bağ da kopmuştur!
Ahmet Tekin : İşte o zaman görecekler ki, kendilerine uyulup arkalarından gidilenler, uyanlardan hızla uzaklaşırlar, o anda, her iki taraf da azâbı görürler, aralarındaki bütün bağlar parça parça kopar.
Ahmet Varol : İşte o zamanda, kendilerine uyulanlar, kendilerine uyanlardan uzak olduklarını bildirirler ve aralarındaki bütün bağlar da kesilir.
Ali Bulaç : Öyle ki (o gün) kendilerine tâbi olunanlar, kendilerine tâbi olanlardan uzaklaşıp kaçmışlardır. (Artık) Onlar azabı görmüşlerdir ve aralarındaki bütün bağlar (ve ilişkiler) de parçalanıp kopmuştur.
Ali Fikri Yavuz : O zaman, küfür öncülerinin arkasında gidenler görecekler ki, arkalarına düşüp uydukları kimseler, kendilerinden hızla uzaklaşmıştır. Hepsi o azabı görmüştür ve aralarındaki bağlar da parçalanıp kopmuştur.
Bekir Sadak : Nitekim, kendilerine uyulanlar, azabi gorunce uyanlardan uzaklasacaklar ve aralarindaki baglar kopacaktir.
Celal Yıldırım : (166-167) O zaman uyulanlar azabı görünce kendilerine uyanlardan uzaklaşırlar ve aralarındaki bütün bağlar kopuverir. Onlara uyanlar ise, «Ah! bir daha bizim için dünyaya dönüş olsaydı, bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan uzaklaşsaydık» derler. Böylece Allah onlara yaptıklarını hasret ve pişmanlıklar olarak gösterecektir ve onlar ateşten çıkacak da değillerdir..
Diyanet İşleri : Kendilerine uyulanlar o gün azabı görünce, kendilerine uyanlardan uzaklaşacaklar, aralarındaki bütün bağlar kopacaktır.
Diyanet İşleri (eski) : Nitekim, kendilerine uyulanlar, azabı görünce uyanlardan uzaklaşacaklar ve aralarındaki bağlar kopacaktır.
Diyanet Vakfi : İşte o zaman (görecekler ki) kendilerine uyulup arkalarından gidilenler, uyanlardan hızla uzaklaşırlar ve (o anda her iki taraf da) azabı görmüş, nihayet aralarındaki bağlar kopup parçalanmıştır.
Edip Yüksel : O zaman, uyulanlar kendilerine uyanlardan uzak duracaktır. Artık azabı görmüşlerdir ve aralarındaki tüm bağlar kesilmiştir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : O zaman kendilerine uyulan kimseler, azabı görerek kendilerine uyanlardan kaçıp uzaklaşmışlar ve aralarındaki bütün bağlar parça parça kopmuştur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O vakit uyulanlar, azabı görerek kendilerine uyanlardan kaçmışlar, aralarındaki bütün bağlar didik didik kopmuştur.
Elmalılı Hamdi Yazır : o vakit o metbu olanlar azabı görerek tabi olanlardan teberri etmişlerdir, aralarındaki bütün rabıtalar didik didik kopmuştur
Fizilal-il Kuran : İşte uyulanlar (liderler), kendilerine uyanlardan uzaklaşıverdiler, azabı gördüler ve aralarındaki bütün bağlar kesildi.
Gültekin Onan : Öyle ki (o gün) kendilerine tabi olunanlar, kendilerine tabi olanlardan uzaklaşıp kaçmışlardır. (Artık) onlar azabı görmüşlerdir ve aralarındaki bütün bağlar (ve ilişkiler) de parçalanıp kopmuştur.
Hakkı Yılmaz : (165,166) "İnsanlardan kimi de Allah'ın astlarından birtakım eşler tutan kimselerdir. Onları, Allah'ı sever gibi seviyorlar. Oysa iman etmiş kimseler, Allah'a sevgi yönünden daha kuvvetlidir. Ve şirk koşarak yanlış; kendi zararlarına iş yapan o kimseler, azabı görecekleri zaman; kendilerine uyulan kimseler, azabı görerek kendilerine uyanlardan kaçıp uzaklaştıkları ve azabı gördükleri ve kendileriyle bağlar kesildiği zaman, bütün kuvvetin Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının gerçekten çok şiddetli bulunduğunu keşke görselerdi. "
Hasan Basri Çantay : O zaman (görecekler ki) arkalarından uyulub gidilenler kendilerine uyanlardan hızla uzaklaşmışdır. (Hepsi) o azabı görmüşlerdir. Aralarındaki ipler (münâsebetler) de parçalanıb kopmuşdur.
Hayrat Neşriyat : O zaman o tâbi' olunanlar, azâbı görerek (kendilerine) tâbi' olanlardan uzaklaşmışlar ve aralarındaki bağlar kopmuştur.
İbni Kesir : Hani o zaman uyulanlar, uyanlardan uzaklaşmış ve azabı görmüş oldular. Aralarındaki bütün bağlar kopmuştur.
İskender Evrenosoğlu : O zaman tâbî olunanlar, (kendilerine) tâbî olanlardan berî oldular(uzaklaştılar) ve azabı gördüler. Ve (artık) onlarla (aralarındaki) bütün sebepler (bağlar) koparıldı.
Muhammed Esed : (O Gün, haksız yere) kutsananlar, kendilerine tabi olanları tanımazlıktan gelecekler ve onlara tabi olanlar, bütün ümitleri paramparça olmuş bir şekilde (kendilerini bekleyen) azabı çekeceklerdir!
Ömer Nasuhi Bilmen : O vakit o kendilerine uyulmuş kimseler, o uyan şahıslardan teberri edecekler ve azabı görmüş olacaklar. Ve aralarındaki rabıtalar kesilmiş bulunacaktır.
Ömer Öngüt : O zaman küfür öncüleri azabı görünce kendilerine uyanlardan hızla uzaklaşıp giderler ve aralarındaki bütün bağlar kopar.
Şaban Piriş : O zaman, görecekler ki peşlerine düşülüp gidilenler, kendilerine uyanlardan hızla uzaklaşmışlardır. Azabı görmüşler, aralarındaki bağlar da parçalanıp kopmuştur.
Suat Yıldırım : İşte önderler kendilerini izleyenlerden uzak durdular, Azabı gördüler ve aralarındaki her türlü bağ kesildi.
Süleyman Ateş : İşte uyulanlar, uyanlardan uzak durdular; azâbı gördüler, aralarındaki bağlar kesildi.
Tefhim-ul Kuran : Öyle ki (o gün) kendilerine uyulanlar, kendilerine uyanlardan uzaklaşıp kaçmışlardır. (Artık) Onlar azabı görmüşlerdir ve aralarındaki bütün bağlar (ve ilişkiler) de parçalanıp kopmuştur.
Ümit Şimşek : O zaman, izinden gidilenler, kendilerine uyanlardan uzaklaşır ve onları reddederler; artık azabı görmüşler ve hiçbir çareleri kalmamıştır.
Yaşar Nuri Öztürk : O zaman, izlenenler, kendilerini izleyenlerden uzaklaşıp gitmişlerdir. Azabı gördüler artık, aralarındaki bağlar parçalanıp koptu.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}