» 2 / Bakara  188:

Kuran Sırası: 2
İniş Sırası: 87
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286

 » 2 / Bakara  Suresi: 188
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَا (VLE) = ve lā :
2. تَأْكُلُوا (TÊKLVE) = te'kulū : yemeyin
3. أَمْوَالَكُمْ (ÊMVELKM) = emvālekum : mallarınızı
4. بَيْنَكُمْ (BYNKM) = beynekum : aranızda
5. بِالْبَاطِلِ (BELBEŦL) = bil-bāTili : batıl (sebepler) ile
6. وَتُدْلُوا (VTD̃LVE) = ve tudlū : ve atmayın
7. بِهَا (BHE) = bihā : onları
8. إِلَى (ÎL) = ilā :
9. الْحُكَّامِ (ELḪKEM) = l-Hukkāmi : hakimler(in önün)e
10. لِتَأْكُلُوا (LTÊKLVE) = lite'kulū : yemeniz için
11. فَرِيقًا (FRYGE) = ferīḳan : bir kısmını
12. مِنْ (MN) = min :
13. أَمْوَالِ (ÊMVEL) = emvāli : mallarından
14. النَّاسِ (ELNES) = n-nāsi : insanların
15. بِالْإِثْمِ (BELÎS̃M) = bil-iṧmi : günah bir biçimde
16. وَأَنْتُمْ (VÊNTM) = veentum : ve siz
17. تَعْلَمُونَ (TALMVN) = teǎ'lemūne : bildiğiniz halde
| yemeyin | mallarınızı | aranızda | batıl (sebepler) ile | ve atmayın | onları | | hakimler(in önün)e | yemeniz için | bir kısmını | | mallarından | insanların | günah bir biçimde | ve siz | bildiğiniz halde |

[] [EKL] [MVL] [BYN] [BŦL] [D̃LV] [] [] [ḪKM] [EKL] [FRG] [] [MVL] [NVS] [ES̃M] [] [ALM]
VLE TÊKLVE ÊMVELKM BYNKM BELBEŦL VTD̃LVE BHE ÎL ELḪKEM LTÊKLVE FRYGE MN ÊMVEL ELNES BELÎS̃M VÊNTM TALMVN

ve lā te'kulū emvālekum beynekum bil-bāTili ve tudlū bihā ilā l-Hukkāmi lite'kulū ferīḳan min emvāli n-nāsi bil-iṧmi veentum teǎ'lemūne
ولا تأكلوا أموالكم بينكم بالباطل وتدلوا بها إلى الحكام لتأكلوا فريقا من أموال الناس بالإثم وأنتم تعلمون

 » 2 / Bakara  Suresi: 188
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولا | VLE ve lā And (do) not
تأكلوا ا ك ل | EKL TÊKLVE te'kulū yemeyin eat
أموالكم م و ل | MVL ÊMVELKM emvālekum mallarınızı your properties
بينكم ب ي ن | BYN BYNKM beynekum aranızda among yourselves
بالباطل ب ط ل | BŦL BELBEŦL bil-bāTili batıl (sebepler) ile wrongfully
وتدلوا د ل و | D̃LV VTD̃LVE ve tudlū ve atmayın and present
بها | BHE bihā onları [with] it
إلى | ÎL ilā to
الحكام ح ك م | ḪKM ELḪKEM l-Hukkāmi hakimler(in önün)e the authorities
لتأكلوا ا ك ل | EKL LTÊKLVE lite'kulū yemeniz için so that you may eat
فريقا ف ر ق | FRG FRYGE ferīḳan bir kısmını a portion
من | MN min from
أموال م و ل | MVL ÊMVEL emvāli mallarından (the) wealth
الناس ن و س | NVS ELNES n-nāsi insanların (of) the people
بالإثم ا ث م | ES̃M BELÎS̃M bil-iṧmi günah bir biçimde sinfully
وأنتم | VÊNTM veentum ve siz while you
تعلمون ع ل م | ALM TALMVN teǎ'lemūne bildiğiniz halde know.

2:188 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

| yemeyin | mallarınızı | aranızda | batıl (sebepler) ile | ve atmayın | onları | | hakimler(in önün)e | yemeniz için | bir kısmını | | mallarından | insanların | günah bir biçimde | ve siz | bildiğiniz halde |

[] [EKL] [MVL] [BYN] [BŦL] [D̃LV] [] [] [ḪKM] [EKL] [FRG] [] [MVL] [NVS] [ES̃M] [] [ALM]
VLE TÊKLVE ÊMVELKM BYNKM BELBEŦL VTD̃LVE BHE ÎL ELḪKEM LTÊKLVE FRYGE MN ÊMVEL ELNES BELÎS̃M VÊNTM TALMVN

ve lā te'kulū emvālekum beynekum bil-bāTili ve tudlū bihā ilā l-Hukkāmi lite'kulū ferīḳan min emvāli n-nāsi bil-iṧmi veentum teǎ'lemūne
ولا تأكلوا أموالكم بينكم بالباطل وتدلوا بها إلى الحكام لتأكلوا فريقا من أموال الناس بالإثم وأنتم تعلمون

[] [ا ك ل] [م و ل] [ب ي ن] [ب ط ل] [د ل و] [] [] [ح ك م] [ا ك ل] [ف ر ق] [] [م و ل] [ن و س] [ا ث م] [] [ع ل م]

 » 2 / Bakara  Suresi: 188
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولا | VLE ve lā And (do) not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PRO – prohibition particle
الواو عاطفة
حرف نهي
تأكلوا ا ك ل | EKL TÊKLVE te'kulū yemeyin eat
Te,,Kef,Lam,Vav,Elif,
400,,20,30,6,1,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أموالكم م و ل | MVL ÊMVELKM emvālekum mallarınızı your properties
,Mim,Vav,Elif,Lam,Kef,Mim,
,40,6,1,30,20,40,
N – accusative masculine plural noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
بينكم ب ي ن | BYN BYNKM beynekum aranızda among yourselves
Be,Ye,Nun,Kef,Mim,
2,10,50,20,40,
LOC – accusative location adverb
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
ظرف مكان منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
بالباطل ب ط ل | BŦL BELBEŦL bil-bāTili batıl (sebepler) ile wrongfully
Be,Elif,Lam,Be,Elif,Tı,Lam,
2,1,30,2,1,9,30,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine active participle
جار ومجرور
وتدلوا د ل و | D̃LV VTD̃LVE ve tudlū ve atmayın and present
Vav,Te,Dal,Lam,Vav,Elif,
6,400,4,30,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine plural (form IV) imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بها | BHE bihā onları [with] it
Be,He,Elif,
2,5,1,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person feminine singular personal pronoun
جار ومجرور
إلى | ÎL ilā to
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
الحكام ح ك م | ḪKM ELḪKEM l-Hukkāmi hakimler(in önün)e the authorities
Elif,Lam,Ha,Kef,Elif,Mim,
1,30,8,20,1,40,
N – genitive masculine plural active participle
اسم مجرور
لتأكلوا ا ك ل | EKL LTÊKLVE lite'kulū yemeniz için so that you may eat
Lam,Te,,Kef,Lam,Vav,Elif,
30,400,,20,30,6,1,
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 2nd person masculine plural imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
فريقا ف ر ق | FRG FRYGE ferīḳan bir kısmını a portion
Fe,Re,Ye,Gaf,Elif,
80,200,10,100,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
من | MN min from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
أموال م و ل | MVL ÊMVEL emvāli mallarından (the) wealth
,Mim,Vav,Elif,Lam,
,40,6,1,30,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
الناس ن و س | NVS ELNES n-nāsi insanların (of) the people
Elif,Lam,Nun,Elif,Sin,
1,30,50,1,60,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
بالإثم ا ث م | ES̃M BELÎS̃M bil-iṧmi günah bir biçimde sinfully
Be,Elif,Lam,,Se,Mim,
2,1,30,,500,40,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
وأنتم | VÊNTM veentum ve siz while you
Vav,,Nun,Te,Mim,
6,,50,400,40,
CIRC – prefixed circumstantial particle
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
الواو حالية
ضمير منفصل
تعلمون ع ل م | ALM TALMVN teǎ'lemūne bildiğiniz halde know.
Te,Ayn,Lam,Mim,Vav,Nun,
400,70,30,40,6,50,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَا: | تَأْكُلُوا: yemeyin | أَمْوَالَكُمْ: mallarınızı | بَيْنَكُمْ: aranızda | بِالْبَاطِلِ: batıl (sebepler) ile | وَتُدْلُوا: ve atmayın | بِهَا: onları | إِلَى: | الْحُكَّامِ: hakimler(in önün)e | لِتَأْكُلُوا: yemeniz için | فَرِيقًا: bir kısmını | مِنْ: | أَمْوَالِ: mallarından | النَّاسِ: insanların | بِالْإِثْمِ: günah bir biçimde | وَأَنْتُمْ: ve siz | تَعْلَمُونَ: bildiğiniz halde |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولا WLE | تأكلوا TÊKLWE yemeyin | أموالكم ÊMWELKM mallarınızı | بينكم BYNKM aranızda | بالباطل BELBEŦL batıl (sebepler) ile | وتدلوا WTD̃LWE ve atmayın | بها BHE onları | إلى ÎL | الحكام ELḪKEM hakimler(in önün)e | لتأكلوا LTÊKLWE yemeniz için | فريقا FRYGE bir kısmını | من MN | أموال ÊMWEL mallarından | الناس ELNES insanların | بالإثم BELÎS̃M günah bir biçimde | وأنتم WÊNTM ve siz | تعلمون TALMWN bildiğiniz halde |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve lā: | te'kulū: yemeyin | emvālekum: mallarınızı | beynekum: aranızda | bil-bāTili: batıl (sebepler) ile | ve tudlū: ve atmayın | bihā: onları | ilā: | l-Hukkāmi: hakimler(in önün)e | lite'kulū: yemeniz için | ferīḳan: bir kısmını | min: | emvāli: mallarından | n-nāsi: insanların | bil-iṧmi: günah bir biçimde | veentum: ve siz | teǎ'lemūne: bildiğiniz halde |
Kırık Meal (Transcript) : |VLE: | TÊKLVE: yemeyin | ÊMVELKM: mallarınızı | BYNKM: aranızda | BELBEŦL: batıl (sebepler) ile | VTD̃LVE: ve atmayın | BHE: onları | ÎL: | ELḪKEM: hakimler(in önün)e | LTÊKLVE: yemeniz için | FRYGE: bir kısmını | MN: | ÊMVEL: mallarından | ELNES: insanların | BELÎS̃M: günah bir biçimde | VÊNTM: ve siz | TALMVN: bildiğiniz halde |
Abdulbaki Gölpınarlı : Mallarınızı aranızda boş yere yemeyin. İnsanların bir kısım mallarını da günah ederek yemek için bile-bile hâkimlere mal vermeyin.
Adem Uğur : Mallarınızı aranızda haksız sebeplerle yemeyin. Kendiniz bilip dururken, insanların mallarından bir kısmını haram yollardan yemeniz için o malları hakimlere (idarecilere veya mahkeme hakimlerine) vermeyin.
Ahmed Hulusi : Mallarınızı, aranızda, gerçeklerle bağdaşmayan şekilde yemeyin. Ve bilip durduğunuz hâlde insanların mallarından haksız yere yemek için hükmedicilere koşmayın.
Ahmet Tekin : Birbirinizin mallarını aranızda haksız, meşrû olmayan sebeplerle yemeyin. Bile bile günaha girerek insanların mallarının bir kısmını yemek için hâkimlere, idarecilere, hükümetlere, iktidardakilere mallarınızı rüşvet olarak vermeyin. Bu tür malları alarak başkalarına zulmettiğinizi bile bile bunları yapmayın.
Ahmet Varol : Mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin ve insanların mallarının bir kısmını yemek için bile bile bunları günah olan bir şekilde hakimlere aktarmayın.
Ali Bulaç : Birbirinizin mallarını haksızlıkla yemeyin ve bile bile günahla insanların mallarından bir bölümünü yemeniz için onları hakimlere aktarmayın.
Ali Fikri Yavuz : Aranızda birbirinizin mallarını hırsızlık, kumar ve gasp gibi haksız (bâtıl) sebeplerle yemeyin ve insanların mallarından bir kısmını bile bile yalan şahitliği gibi günahla yemek için, o malları rüşvet olarak hâkimlere aktarmayın.
Bekir Sadak : Aranizda mallarinizi haksizlikla yemeyin; bildiginiz halde gunaha girerek insanlarin mallarindan bir kismini yemek icin onu hakimlere aktarmayin. *
Celal Yıldırım : Mallarınızı aranızda haksız sebeplerle yemeyin ; insanların mallarından bir kısmını bile bile günah işleyerek yemeniz için onu hâkimlere (rüşvet yolu) aktarmayın.
Diyanet İşleri : Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını bile bile günaha girerek yemek için onları hâkimlere (rüşvet olarak) vermeyin.
Diyanet İşleri (eski) : Aranızda mallarınızı haksızlıkla yemeyin; bildiğiniz halde günaha girerek insanların mallarından bir kısmını yemek için onu hakimlere aktarmayın.
Diyanet Vakfi : Mallarınızı aranızda haksız sebeplerle yemeyin. Kendiniz bilip dururken, insanların mallarından bir kısmını haram yollardan yemeniz için o malları hakimlere (idarecilere veya mahkeme hakimlerine) vermeyin.
Edip Yüksel : Paralarınızı aranızda haksız yollarla yemeyin. Halkın parasını haksız yere yemek amacıyla bile-bile memurlara/yöneticiler rüşvet vermeyin.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bir de aranızda mallarınızı batıl sebeplerle yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını bile bile günah ile yemek için, o malları hakimlere rüşvet olarak vermeyin.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bir de aranızda mallarınızı haksız sebeplerle yemeyin, insanların mallarından bir kısmını bile bile günah ile yemek için o malları hakimlere sarkıtmayın (dava konusu yapmayın.)
Elmalılı Hamdi Yazır : Bir de aranızda mallarınızı batıl sebeble yemeyin nâsın emvalinden bir kısmını bile bile günah ile yemek için o malları hâkimlere sarkıtmayın
Fizilal-il Kuran : Birbirinizin mallarını haksız yollardan yemeyin. İnsanların bir kısım mallarını günah olacak biçimde bile bile yemek için hakimlere peşkeş çekmeyin.
Gültekin Onan : Birbirinizin mallarını haksızlıkla yemeyin ve bile bile günahla insanların mallarından bir bölümünü yemeniz için onları hakimlere aktarmayın.
Hakkı Yılmaz : Aranızda mallarınızı da bâtıl sebeplerle yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını bilerek ve günah ile yemek için mallarınızı hâkimlere aktarmayın.
Hasan Basri Çantay : Aranızda (birbirinizin) mallarınızı haksız sebeblerle yemeyin ve kendiniz bilib dururken insanların mallarından bir kısmını günah (ı mucip suretler) le yemeniz için onları (o malları) haakimlere aktarma etmeyin.
Hayrat Neşriyat : Hem mallarınızı aranızda bâtıl (haram yollar)la yemeyin ve insanların mallarından bir kısmını kendiniz (haksız olduğunuzu) bile bile (rüşvet veya yalancı şâhidlik gibi) günah ile yemeniz için onları(n hükmünü) hâkimlere (bırakıp) aktarmayın!
İbni Kesir : Mallarınızı aranızda batıl ile yemeyin. Ve insanların mallarından bir kısmını, siz bildiğiniz halde günahla yemek için onları hakimlere aktarmayın.
İskender Evrenosoğlu : Ve birbirinizin mallarınızı aranızda bâtıl ile (haksızlıkla) yemeyin.Ve insanların mallarından bir kısmını, bildiğiniz halde günahla yemeniz için, onu hakimlere (rüşvet olarak) vermeyin.
Muhammed Esed : Birbirinizin mallarını haksız şekilde yiyip tüketmeyin ve başkalarına ait meşru mallardan hiçbirini bilerek haksızlıkla tüketmek için hukuki hilelere başvurmayın.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve mallarınızı aranızda bâtıl sebeple yemeyiniz. Ve nâsın mallarından bir kısmını siz bildiğiniz halde günah ile yemek için o malları hakîmlere düşürmeyiniz.
Ömer Öngüt : Aranızda birbirinizin mallarını haksız sebeplerle yemeyin; bildiğiniz halde insanların mallarından bir kısmını günah yollarla yemeniz için onu hâkimlere (rüşvet yollu) aktarmayın.
Şaban Piriş : Aranızda birbirinizin mallarını haksız sebeplerle yemeyin ve bildiğiniz halde insanların mallarından bir kısmını günahı gerektirecek şekilde yemek için onu hakimlere (rüşvet olarak) aktarmayın.
Suat Yıldırım : Bir de, birbirinizin mallarını haksız yollarla yemeyin. Halkın mallarından bir kısmını, bile bile haksız yere yemek için, rüşvetlerle hâkimlere koşmayın.
Süleyman Ateş : Mallarınızı, aranızda bâtıl (sebepler) ile yemeyin; bile bile insanların mallarından bir kısmını günâh bir biçimde yemeniz için onları hakimler(in önün)e atmayın (hakimlere götürmeyin veya onlara rüşvet vermeyin).
Tefhim-ul Kuran : Birbirinizin mallarını haksızlıkla yemeyin ve siz, bile bile günahla insanların mallarından bir bölümünü, yemeniz için onları hakimlere aktarmayın.
Ümit Şimşek : Birbirinizin malını haksız yere yemeyin. Halkın bir kısım malını bilerek günah yollardan yemek için hâkimlere başvurmayın.
Yaşar Nuri Öztürk : Mallarınızı aranızda haksız ve uydurma yollara baş vurarak yemeyin; bilip durduğunuz halde insanların mallarından bir kısmını günaha saparak yemek için onları yargıçlara aktarmayın.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}