» 2 / Bakara  141:

Kuran Sırası: 2
İniş Sırası: 87
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286

 » 2 / Bakara  Suresi: 141
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. تِلْكَ (TLK) = tilke : İşte onlar
2. أُمَّةٌ (ÊMT) = ummetun : bir ümmetti
3. قَدْ (GD̃) = ḳad : ki
4. خَلَتْ (ḢLT) = ḣalet : gelip geçti
5. لَهَا (LHE) = lehā : onlarındır
6. مَا (ME) = mā : şeyler
7. كَسَبَتْ (KSBT) = kesebet : kazandıkları
8. وَلَكُمْ (VLKM) = velekum : ve sizindir
9. مَا (ME) = mā : şeyler
10. كَسَبْتُمْ (KSBTM) = kesebtum : sizin kazandıklarınız
11. وَلَا (VLE) = ve lā :
12. تُسْأَلُونَ (TSÊLVN) = tuselūne : sorulmazsınız
13. عَمَّا (AME) = ǎmmā : şeylerden
14. كَانُوا (KENVE) = kānū : oldukları
15. يَعْمَلُونَ (YAMLVN) = yeǎ'melūne : onların yapıyor
İşte onlar | bir ümmetti | ki | gelip geçti | onlarındır | şeyler | kazandıkları | ve sizindir | şeyler | sizin kazandıklarınız | | sorulmazsınız | şeylerden | oldukları | onların yapıyor |

[] [EMM] [] [ḢLV] [] [] [KSB] [] [] [KSB] [] [SEL] [] [KVN] [AML]
TLK ÊMT GD̃ ḢLT LHE ME KSBT VLKM ME KSBTM VLE TSÊLVN AME KENVE YAMLVN

tilke ummetun ḳad ḣalet lehā kesebet velekum kesebtum ve lā tuselūne ǎmmā kānū yeǎ'melūne
تلك أمة قد خلت لها ما كسبت ولكم ما كسبتم ولا تسألون عما كانوا يعملون

 » 2 / Bakara  Suresi: 141
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
تلك | TLK tilke İşte onlar This
أمة ا م م | EMM ÊMT ummetun bir ümmetti (was) a community
قد | GD̃ ḳad ki (which)
خلت خ ل و | ḢLV ḢLT ḣalet gelip geçti has passed away,
لها | LHE lehā onlarındır for it
ما | ME şeyler what
كسبت ك س ب | KSB KSBT kesebet kazandıkları it earned
ولكم | VLKM velekum ve sizindir and for you
ما | ME şeyler what
كسبتم ك س ب | KSB KSBTM kesebtum sizin kazandıklarınız you have earned.
ولا | VLE ve lā And not
تسألون س ا ل | SEL TSÊLVN tuselūne sorulmazsınız you will be asked
عما | AME ǎmmā şeylerden about what
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū oldukları they used to
يعملون ع م ل | AML YAMLVN yeǎ'melūne onların yapıyor do.

2:141 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

İşte onlar | bir ümmetti | ki | gelip geçti | onlarındır | şeyler | kazandıkları | ve sizindir | şeyler | sizin kazandıklarınız | | sorulmazsınız | şeylerden | oldukları | onların yapıyor |

[] [EMM] [] [ḢLV] [] [] [KSB] [] [] [KSB] [] [SEL] [] [KVN] [AML]
TLK ÊMT GD̃ ḢLT LHE ME KSBT VLKM ME KSBTM VLE TSÊLVN AME KENVE YAMLVN

tilke ummetun ḳad ḣalet lehā kesebet velekum kesebtum ve lā tuselūne ǎmmā kānū yeǎ'melūne
تلك أمة قد خلت لها ما كسبت ولكم ما كسبتم ولا تسألون عما كانوا يعملون

[] [ا م م] [] [خ ل و] [] [] [ك س ب] [] [] [ك س ب] [] [س ا ل] [] [ك و ن] [ع م ل]

 » 2 / Bakara  Suresi: 141
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
تلك | TLK tilke İşte onlar This
Te,Lam,Kef,
400,30,20,
DEM – feminine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
أمة ا م م | EMM ÊMT ummetun bir ümmetti (was) a community
,Mim,Te merbuta,
,40,400,
N – nominative feminine singular indefinite noun
اسم مرفوع
قد | GD̃ ḳad ki (which)
Gaf,Dal,
100,4,
CERT – particle of certainty
حرف تحقيق
خلت خ ل و | ḢLV ḢLT ḣalet gelip geçti has passed away,
Hı,Lam,Te,
600,30,400,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
فعل ماض
لها | LHE lehā onlarındır for it
Lam,He,Elif,
30,5,1,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person feminine singular personal pronoun
جار ومجرور
ما | ME şeyler what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
كسبت ك س ب | KSB KSBT kesebet kazandıkları it earned
Kef,Sin,Be,Te,
20,60,2,400,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
فعل ماض
ولكم | VLKM velekum ve sizindir and for you
Vav,Lam,Kef,Mim,
6,30,20,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
الواو عاطفة
جار ومجرور
ما | ME şeyler what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
كسبتم ك س ب | KSB KSBTM kesebtum sizin kazandıklarınız you have earned.
Kef,Sin,Be,Te,Mim,
20,60,2,400,40,
V – 2nd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
ولا | VLE ve lā And not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الواو استئنافية
حرف نفي
تسألون س ا ل | SEL TSÊLVN tuselūne sorulmazsınız you will be asked
Te,Sin,,Lam,Vav,Nun,
400,60,,30,6,50,
V – 2nd person masculine plural passive imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
عما | AME ǎmmā şeylerden about what
Ayn,Mim,Elif,
70,40,1,
P – preposition
REL – relative pronoun
حرف جر
اسم موصول
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū oldukları they used to
Kef,Elif,Nun,Vav,Elif,
20,1,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
يعملون ع م ل | AML YAMLVN yeǎ'melūne onların yapıyor do.
Ye,Ayn,Mim,Lam,Vav,Nun,
10,70,40,30,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |تِلْكَ: İşte onlar | أُمَّةٌ: bir ümmetti | قَدْ: ki | خَلَتْ: gelip geçti | لَهَا: onlarındır | مَا: şeyler | كَسَبَتْ: kazandıkları | وَلَكُمْ: ve sizindir | مَا: şeyler | كَسَبْتُمْ: sizin kazandıklarınız | وَلَا: | تُسْأَلُونَ: sorulmazsınız | عَمَّا: şeylerden | كَانُوا: oldukları | يَعْمَلُونَ: onların yapıyor |
Kırık Meal (Harekesiz) : |تلك TLK İşte onlar | أمة ÊMT bir ümmetti | قد GD̃ ki | خلت ḢLT gelip geçti | لها LHE onlarındır | ما ME şeyler | كسبت KSBT kazandıkları | ولكم WLKM ve sizindir | ما ME şeyler | كسبتم KSBTM sizin kazandıklarınız | ولا WLE | تسألون TSÊLWN sorulmazsınız | عما AME şeylerden | كانوا KENWE oldukları | يعملون YAMLWN onların yapıyor |
Kırık Meal (Okunuş) : |tilke: İşte onlar | ummetun: bir ümmetti | ḳad: ki | ḣalet: gelip geçti | lehā: onlarındır | : şeyler | kesebet: kazandıkları | velekum: ve sizindir | : şeyler | kesebtum: sizin kazandıklarınız | ve lā: | tuselūne: sorulmazsınız | ǎmmā: şeylerden | kānū: oldukları | yeǎ'melūne: onların yapıyor |
Kırık Meal (Transcript) : |TLK: İşte onlar | ÊMT: bir ümmetti | GD̃: ki | ḢLT: gelip geçti | LHE: onlarındır | ME: şeyler | KSBT: kazandıkları | VLKM: ve sizindir | ME: şeyler | KSBTM: sizin kazandıklarınız | VLE: | TSÊLVN: sorulmazsınız | AME: şeylerden | KENVE: oldukları | YAMLVN: onların yapıyor |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlar birer ümmetti, gelip geçtiler. Onların kazançları onlara, sizin kazancınız size. Onların yaptıkları sizden sorulmaz.
Adem Uğur : Onlar bir ümmetti; gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız da size aittir. Siz onların yaptıklarından sorguya çekilmezsiniz.
Ahmed Hulusi : İşte onlar bir ümmetti (topluluktu), geçtiler gittiler! Onların kazandıkları kendilerine aittir, sizin kazandıklarınız da size! Ve size onların yaptıklarının hesabı sorulmayacaktır.
Ahmet Tekin : Onlar hayatlarını yaşayarak geçip giden milletlerdir. Onların işledikleri sâlih amellerin, yaptıkları hayırların, kazandıkları sevapların, yüklendikleri günahların, isyanların ve haksızlıkların karşılığını görecektir. Siz de işlediğiniz sâlih amellerin, kazandığınız sevapların, yüklendiğiniz günahların, isyanların, haksızlıkların karşılığını göreceksiniz. Siz onların işledikleri amellerden, günahlardan, hesaplarından sorumlu tutulmayacaksınız.
Ahmet Varol : Onlar geçmiş bir ümmetti. Onların kazandıkları kendilerine sizin kazandıklarınız ise sizedir. Siz onların yaptıklarından sorumlu tutulmayacaksınız.
Ali Bulaç : Onlar, bir ümmetti, gelip geçti; onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz, onların yaptıklarından sorumlu değilsiniz.
Ali Fikri Yavuz : O bir ümmetti, geldi geçti. Onların kazandığı kendilerinin, sizin kazandığınız da sizin; ve siz onların yaptıklarından sorulmazsınız.
Bekir Sadak : Onlar gecmis birer ummettir. Kazandiklari kendilerine, sizin kazandiklariniz da sizedir. Onlarin yapmis olduklarindan sorumlu degilsiniz. *
Celal Yıldırım : Onlar birer ümmetdi ki gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerinedir; sizin de kazandıklarınız sizedir. Onların yaptıklarından sorumlu tutulmayacaksınız.
Diyanet İşleri : Onlar gelip geçmiş bir ümmettir. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz onların yaptıklarından sorumlu tutulacak değilsiniz.
Diyanet İşleri (eski) : Onlar geçmiş birer ümmettir. Kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız da sizedir. Onların yapmış olduklarından sorumlu değilsiniz.
Diyanet Vakfi : Onlar bir ümmetti; gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız da size aittir. Siz onların yaptıklarından sorguya çekilmezsiniz.
Edip Yüksel : İşte onlar bir toplumdu; gelip geçtiler. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz onların yaptıklarından sorulmazsınız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar bir ümmet idiler, gelip geçtiler. Onlara kendi kazandıkları, size de kendi kazandıklarınız. Ve siz onların yaptıklarından sorumlu tutulacak değilsiniz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlar bir ümmetti gelip geçtiler. Onlara kendi kazandıkları, size de kendi kazandığınız ve siz onların yaptıklarından sorumlu değilsiniz.
Elmalılı Hamdi Yazır : O bir ümmetti geldi geçti, ona kendi kazandığı size de kendi kazandığınız ve siz onların işlediklerinden mes'ul değilsiniz
Fizilal-il Kuran : Onlar daha önce gelip geçmiş bir ümmettir. Onların kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız da sizedir. Siz onların yaptıklarından sorumlu tutulmazsınız
Gültekin Onan : İşte onlar bir ümmetti, gelip geçtiler. Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz onların yaptıklarından sorulmazsınız / sorulmayacaksınız.
Hakkı Yılmaz : Onlar, gelip geçen bir önderli toplumdurlar. Onların kendi kazandıkları kendilerinedir, sizin kazandıklarınız da kendinizedir. Siz, onların yaptıklarından sorumlu olmazsınız.
Hasan Basri Çantay : Onlar birer ümmetdi, (gelib) geçdi. (O ümmetlerin) kazandığı kendilerinin, sizin kazandığınız da sizindir ve siz onların işlemiş olduklarından mes'ûl de olacak değilsiniz.
Hayrat Neşriyat : Bunlar gerçekten gelip geçmiş bir ümmettir. (Onların) kazandıkları kendilerine,(sizin) kazandıklarınız da sizedir. Ve (siz) onların yapmakta olduklarından suâl olunmayacaksınız!
İbni Kesir : Onlar bir ümmetti gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız da sizedir. Ve siz onların yapmış olduklarından sorulmazsınız.
İskender Evrenosoğlu : İşte onlar bir ümmetti ki geldi, geçti. Onların kazandığı şeyler kendilerine, sizin kazandıklarınız sizedir. Onların yapmış olduklarından size sorulmaz (siz sorumlu değilsiniz).
Muhammed Esed : "Şimdi o toplumlar gelip geçtiler; onların kazandıkları onlara yazılacak, sizin kazandıklarınız ise size. Ve siz onların yaptıklarından ötürü yargılanacak değilsiniz."
Ömer Nasuhi Bilmen : O bir ümmettir ki, gelip geçmiştir. Ona kendi kazandığı, size de sizin kazandığınız vardır. Ve siz onların yapmış olduklarından mesul olmayacaksınız.
Ömer Öngüt : Onlar bir ümmetti, gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız da size âittir. Siz onların yaptıklarından sorumlu değilsiniz.
Şaban Piriş : Onlar gelip geçmiş bir ümmettir. Onların kazandıkları onlara, sizin kazandığınız da size aittir. Ve siz onların yaptıklarından dolayı sorumlu olmayacaksınız.
Suat Yıldırım : İşte onlar bir ümmetti geldi geçti... Onların kazandığı kendilerine, sizin kazandığınız da sizedir! Siz onların işlediklerinden sorguya çekilmezsiniz.
Süleyman Ateş : Onlar bir ümmetti, gelip geçti. Onların kazandıkları kendilerine, sizin kazandıklarınız size aittir. Siz onların yaptıklarından sorulmazsınız.
Tefhim-ul Kuran : Onlar, bir ümmetti, gelip geçti; onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. Siz, onların yaptıklarından sorumlu tutulmayacaksınız.
Ümit Şimşek : Onlar bir ümmetti, gelip geçti. Onların kazandığı onlara, sizin kazandığınız sizedir. Onların yaptıkları sizden sorulmaz.
Yaşar Nuri Öztürk : İşte bunlar bir ümmetti, gelip geçtiler. Kazandıkları kendilerine. Sizin kazandığınız da size. Onların yapıp ettiklerinden siz sorumlu olmayacaksınız.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}