» 2 / Bakara  46:

Kuran Sırası: 2
İniş Sırası: 87
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227 228 229 230 231 232 233 234 235 236 237 238 239 240 241 242 243 244 245 246 247 248 249 250 251 252 253 254 255 256 257 258 259 260 261 262 263 264 265 266 267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278 279 280 281 282 283 284 285 286

 » 2 / Bakara  Suresi: 46
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : onlar ki
2. يَظُنُّونَ (YƵNVN) = yeZunnūne : bilirler
3. أَنَّهُمْ (ÊNHM) = ennehum : şüphesiz onlar
4. مُلَاقُو (MLEGV) = mulāḳū : kavuşacaklardır
5. رَبِّهِمْ (RBHM) = rabbihim : Rablerine
6. وَأَنَّهُمْ (VÊNHM) = ve ennehum : ve gerçekten onlar
7. إِلَيْهِ (ÎLYH) = ileyhi : O'na
8. رَاجِعُونَ (RECAVN) = rāciǔne : döneceklerdir
onlar ki | bilirler | şüphesiz onlar | kavuşacaklardır | Rablerine | ve gerçekten onlar | O'na | döneceklerdir |

[] [ƵNN] [] [LGY] [RBB] [] [] [RCA]
ELZ̃YN YƵNVN ÊNHM MLEGV RBHM VÊNHM ÎLYH RECAVN

elleƶīne yeZunnūne ennehum mulāḳū rabbihim ve ennehum ileyhi rāciǔne
الذين يظنون أنهم ملاقو ربهم وأنهم إليه راجعون

 » 2 / Bakara  Suresi: 46
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
الذين | ELZ̃YN elleƶīne onlar ki Those who
يظنون ظ ن ن | ƵNN YƵNVN yeZunnūne bilirler believe
أنهم | ÊNHM ennehum şüphesiz onlar that they
ملاقو ل ق ي | LGY MLEGV mulāḳū kavuşacaklardır will meet
ربهم ر ب ب | RBB RBHM rabbihim Rablerine their Lord
وأنهم | VÊNHM ve ennehum ve gerçekten onlar and that they
إليه | ÎLYH ileyhi O'na to Him
راجعون ر ج ع | RCA RECAVN rāciǔne döneceklerdir will return.

2:46 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

onlar ki | bilirler | şüphesiz onlar | kavuşacaklardır | Rablerine | ve gerçekten onlar | O'na | döneceklerdir |

[] [ƵNN] [] [LGY] [RBB] [] [] [RCA]
ELZ̃YN YƵNVN ÊNHM MLEGV RBHM VÊNHM ÎLYH RECAVN

elleƶīne yeZunnūne ennehum mulāḳū rabbihim ve ennehum ileyhi rāciǔne
الذين يظنون أنهم ملاقو ربهم وأنهم إليه راجعون

[] [ظ ن ن] [] [ل ق ي] [ر ب ب] [] [] [ر ج ع]

 » 2 / Bakara  Suresi: 46
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
الذين | ELZ̃YN elleƶīne onlar ki Those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
يظنون ظ ن ن | ƵNN YƵNVN yeZunnūne bilirler believe
Ye,Zı,Nun,Vav,Nun,
10,900,50,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أنهم | ÊNHM ennehum şüphesiz onlar that they
,Nun,He,Mim,
,50,5,40,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
ملاقو ل ق ي | LGY MLEGV mulāḳū kavuşacaklardır will meet
Mim,Lam,Elif,Gaf,Vav,
40,30,1,100,6,
N – nominative masculine plural (form III) active participle
اسم مرفوع
ربهم ر ب ب | RBB RBHM rabbihim Rablerine their Lord
Re,Be,He,Mim,
200,2,5,40,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وأنهم | VÊNHM ve ennehum ve gerçekten onlar and that they
Vav,,Nun,He,Mim,
6,,50,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
حرف نصب من اخوات «ان» و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
إليه | ÎLYH ileyhi O'na to Him
,Lam,Ye,He,
,30,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
راجعون ر ج ع | RCA RECAVN rāciǔne döneceklerdir will return.
Re,Elif,Cim,Ayn,Vav,Nun,
200,1,3,70,6,50,
N – nominative masculine plural active participle
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |الَّذِينَ: onlar ki | يَظُنُّونَ: bilirler | أَنَّهُمْ: şüphesiz onlar | مُلَاقُو: kavuşacaklardır | رَبِّهِمْ: Rablerine | وَأَنَّهُمْ: ve gerçekten onlar | إِلَيْهِ: O'na | رَاجِعُونَ: döneceklerdir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |الذين ELZ̃YN onlar ki | يظنون YƵNWN bilirler | أنهم ÊNHM şüphesiz onlar | ملاقو MLEGW kavuşacaklardır | ربهم RBHM Rablerine | وأنهم WÊNHM ve gerçekten onlar | إليه ÎLYH O'na | راجعون RECAWN döneceklerdir |
Kırık Meal (Okunuş) : |elleƶīne: onlar ki | yeZunnūne: bilirler | ennehum: şüphesiz onlar | mulāḳū: kavuşacaklardır | rabbihim: Rablerine | ve ennehum: ve gerçekten onlar | ileyhi: O'na | rāciǔne: döneceklerdir |
Kırık Meal (Transcript) : |ELZ̃YN: onlar ki | YƵNVN: bilirler | ÊNHM: şüphesiz onlar | MLEGV: kavuşacaklardır | RBHM: Rablerine | VÊNHM: ve gerçekten onlar | ÎLYH: O'na | RECAVN: döneceklerdir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Saygılılar, öyle kimselerdir ki Rablerine ulaşacaklarını iyiden iyiye umarlar, ona döneceklerini iyiden iyiye bilirler.
Abdullah Aydın : İçi saygı ile ürperenler, Rabblerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini iyi bilirler.
Adem Uğur : Onlar, kesinlikle Rablerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini düşünen ve bunu kabullenen kimselerdir.
Ahmed Hulusi : O haşyet duyanlar, (nefslerinin Esmâ'sıyla hakikati olan) Rablerine (benliklerinin yokluğunu hissederek) ereceklerini düşünürler ve nitekim O'na dönerler!
Ahmet Davudoğlu : Onlar öyle kimselerdir ki, Rabblerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini bilirler.
Ahmet Tekin : Allah’a saygılı olanlar, Rablerinin mükâfat ve lütfuna kavuşacaklarını; hesaplarının görülmesi ve hak ettiklerinin karşılığını almak için O’nun huzuruna varacaklarını düşünenler, inananlardır.
Ahmet Varol : Onlar kendilerinin Allah'ın huzuruna çıkacaklarını ve O'na döneceklerini düşünürler.
Ali Arslan : O huşû ile (Allah'a büyük saygı göstererek) ibadet edenler Rabblerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini kesinlikle bilirler.
Ali Bulaç : Onlar, (mü'minler ise), şüphesiz, Rableriyle karşılaşacaklarını ve (yine) şüphesiz, O'na döneceklerini bilirler.
Ali Fikri Yavuz : O saygı gösterip korkanlar, o kimselerdir ki, Rablerine kavuşacaklarını ve sonunda ona döneceklerini yakînen bilirler.
Arif Pamuk : Onlar ki, Rablerine kavuşacaklarını (gözetir) ve gerçekten O'na döneceklerini bilirler.
Ayntabî Mehmet Efendi : Ki onlar, Allahû Tealâ'yı göreceklerini, hesap ve ceza için haşrolunacaklarını yakînen bilirler.
Bahaeddin Sağlam : Öyle huşû (huzur ve sükûn) duyanlar ki, Rabbleriyle karşılaşacaklarına ve kendilerinin Allah'a ait olup, O'na döneceklerine inanırlar.
Bekir Sadak : (45-46) Sabir ve namazla Allah'a siginip yardim isteyin; Rablerine kavusacak ve Ona doneceklerini umanlar ve husu duyanlardan baskasina namaz elbette agir gelir.
Bir Heyet : İşte o kalbi Allah'a saygı ile ürperenler, kendilerinin herhalde Rablerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini düşünen ve kabullenen kimselerdir.
Celal Yıldırım : (45—46) Sabır ve namaz ile (Allah'tan) yardım isteyin. Gerçi bu, Allah'a kavuşacaklarına ve ancak O'na döneceklerine kesin bilgi (ve inanç) edinen saygılı kimselerden başkasına ağır ve sıkıcıdır.
Diyanet İşleri : Onlar, Rablerine kavuşacaklarını ve gerçekten O’na döneceklerini çok iyi bilirler.
Diyanet İşleri (eski) : (45-46) Sabır ve namazla Allah'a sığınıp yardım isteyin; Rablerine kavuşacaklarını ve Ona döneceklerini umanlar ve huşu duyanlardan başkasına namaz elbette ağır gelir.
Diyanet Vakfi : Onlar, kesinlikle Rablerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini düşünen ve bunu kabullenen kimselerdir.
Diyanet Vakfı (1993) : Onlar, kesinlikle Rabblerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini düşünen ve bunu kabullenen kimselerdir.
Edip Yüksel : Nitekim onlar, Rab'lerine kavuşacaklarına ve O'na döneceklerine inanırlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onlar ki, Rablerine kavuşacaklarını ve gerçekten O'na döneceklerini bilirler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlar ki, kendilerinin gerçekten Rablerine kavuşacaklarına ve ancak O'na döneceklerine inanırlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : onlar ki kendilerini hakikaten rablerine kavuşuyor ve hakikaten ona rücu ediyor sayarlar, böyle bir huşu ile kılarlar
Fizilal-il Kuran : Onlar ki, Rabbleri ile buluşacaklarını, kesinlikle O'nun huzuruna döneceklerini bilirler.
Gültekin Onan : Nitekim onlar rablerine kavuşacaklarını / rableriyle karşılaşacaklarını (mülaku) ve O'na döneceklerini (raciun) bilirler (yezunnune). (S.Ateş'in notu: İbn Mesud'un mushafında yezunnun yerine yalemun yazıldığından bu anlamı tercih ettik.)
Hakkı Yılmaz : (45,46) "Bir de sabretmekle, salâtla [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma ile] yardım isteyin. –Şüphesiz salât ve sabırla yardım isteme, saygılı olanlardan; gerçekten Rablerine kavuşacaklarına ve gerçekten kendilerinin O'na dönücü olduklarına inanan kimselerden başkasına çok ağır gelir.– *** "
Hasan Basri Çantay : O (yüksek saygı göstere) nler ki onlar hakıykaten Rablerine kavuşucu ve hakıykaten ancak ona dönücü olduklarını bilirler (de namazlarını o vech ile kılarlar).
Hasan Tahsin Feyizli : Onlar (huşû ehli) ki, mutlaka Rabb'lerine kavuşacaklarını ve ancak O'na döneceklerini bilirler (de namazlarını yüksünmeden kılarlar).
Hayrat Neşriyat : Onlar ki, gerçekten kendilerinin Rablerine kavuşacak kimseler olduklarını ve gerçekten kendilerinin ancak O’na dönecek kimseler olduklarını sezerler (kat'î olarak îmân ederler).
Hüseyin Atay, Yaşar Kutluay : Rabblerine kavuşacak ve O'na döneceklerini umanlar...
Hüseyin Kaleli : “(Onlar), şüphesiz Rablerine kavuşanlar olduklarını ve muhakkak onlar yalnız O'na dönenler olduklarını bilenlerdir.”
İbni Kesir : Onlar ki; Rablarına kavuşacaklarını, O'na döneceklerini kesinlikle bilirler.
İskender Evrenosoğlu : Onlar (o huşû sahipleri) ki, Rab'lerine (dünya hayatında) muhakkak mülâki olacaklarına ve (sonunda ölümle) O'na döneceklerine yakîn derecesinde inanırlar.
İsmail Mutlu, Şaban Döğen : Onlar Rahmetine kavuşacaklarına ve O'nun huzuruna döneceklerine inanan kimselerdir.
Muhammed Esed : Onlar ise (sonunda) Rablerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini kesinlikle bilirler.
Mustafa İslamoğlu : Ama (Allah’a saygı duyanlar), Rablerine kavuşacaklarına ve sonunda O’na döneceklerine kesin gözüyle bakarlar.
Nedim Yılmaz : Allah’a saygılı olanlar Rab’lerine kavuşacaklarına ve O’na döneceklerine kesin kes inanırlar.
Ömer Nasuhi Bilmen : Hak'tan korkanlar, o zâtlardır ki Rablerine mülâki olacaklarını ve onun huzur-u manevîsine döneceklerini düşünüp teemmül ederler.
Ömer Öngüt : Onlar ki Rablerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini kesinlikle bilirler.
Ömer Rıza Doğrul : Bunlar (bu içi saygı ile ürperen kimseler) Rabblarına kavuşacaklarını ve O’na döneceklerini iyi bilirler.
Şaban Piriş : (45-46) Sabır ve namazla Allah’tan yardım isteyin. Rablerine kavuşacak ve O’na döneceklerini umanlar ve Allah’a gerçek bir saygı gösterenlerden başkasına namaz elbette ağır gelir.
Suat Yıldırım : İçi saygı dolu olan bu müminler, Rab’lerine kavuşacaklarını ve O’na döneceklerini iyi bilirler.
Süleyman Ateş : O(saygılı insa)nlar, Rablerine kavuşacaklarını (gözetir) ve gerçekten O'na döneceklerini bilirler.
Talat Koçyiğit : Huşû duyanlar ise, Rabblarına mutlaka kavuşacaklarını ve O'na mutlaka döneceklerini bilirler.
Tefhim-ul Kuran : Onlar, (mü'minler ise), hiç şüphesiz, Rableriyle karşılaşacaklarını ve (yine) hiç şüphesiz, O'na döneceklerini bilirler.
Ümit Şimşek : Onlar, Rablerine kavuşacaklarına ve Ona döneceklerine inanan kimselerdir.
Yaşar Nuri Öztürk : O ürperti duyanlar, Rablerine kavuşacaklarını düşünürler ve bilirler ki onlar, mutlaka O'na döneceklerdir.
Ziya Kazıcı, Necip Taylan : Allah'tan korkan o kişiler, Rabblerine kavuşacaklarını ve O'na döneceklerini bilirler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}