» 20 / Tâ-Hâ  72:

Kuran Sırası: 20
İniş Sırası: 45
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 72
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قَالُوا (GELVE) = ḳālū : dediler ki
2. لَنْ (LN) = len : asla
3. نُؤْثِرَكَ (NÙS̃RK) = nu'ṧirake : seni tercih edemeyiz
4. عَلَىٰ (AL) = ǎlā :
5. مَا (ME) = mā :
6. جَاءَنَا (CEÙNE) = cā'enā : bize gelene
7. مِنَ (MN) = mine :
8. الْبَيِّنَاتِ (ELBYNET) = l-beyyināti : açık delillere
9. وَالَّذِي (VELZ̃Y) = velleƶī : ve kimseye
10. فَطَرَنَا (FŦRNE) = feTaranā : bizi yaratan
11. فَاقْضِ (FEGŽ) = feḳDi : o halde yap
12. مَا (ME) = mā : şeyi
13. أَنْتَ (ÊNT) = ente : sen
14. قَاضٍ (GEŽ) = ḳāDin : yapacağın
15. إِنَّمَا (ÎNME) = innemā : ancak
16. تَقْضِي (TGŽY) = teḳDī : (istediğini) yapabilirsin
17. هَٰذِهِ (HZ̃H) = hāƶihi : bu
18. الْحَيَاةَ (ELḪYET) = l-Hayāte : hayatında
19. الدُّنْيَا (ELD̃NYE) = d-dunyā : dünya
dediler ki | asla | seni tercih edemeyiz | | | bize gelene | | açık delillere | ve kimseye | bizi yaratan | o halde yap | şeyi | sen | yapacağın | ancak | (istediğini) yapabilirsin | bu | hayatında | dünya |

[GVL] [] [ES̃R] [] [] [CYE] [] [BYN] [] [FŦR] [GŽY] [] [] [GŽY] [] [GŽY] [] [ḪYY] [D̃NV]
GELVE LN NÙS̃RK AL ME CEÙNE MN ELBYNET VELZ̃Y FŦRNE FEGŽ ME ÊNT GEŽ ÎNME TGŽY HZ̃H ELḪYET ELD̃NYE

ḳālū len nu'ṧirake ǎlā cā'enā mine l-beyyināti velleƶī feTaranā feḳDi ente ḳāDin innemā teḳDī hāƶihi l-Hayāte d-dunyā
قالوا لن نؤثرك على ما جاءنا من البينات والذي فطرنا فاقض ما أنت قاض إنما تقضي هذه الحياة الدنيا

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 72
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū dediler ki They said,
لن | LN len asla """Never"
نؤثرك ا ث ر | ES̃R NÙS̃RK nu'ṧirake seni tercih edemeyiz we will prefer you
على | AL ǎlā over
ما | ME what
جاءنا ج ي ا | CYE CEÙNE cā'enā bize gelene has come to us
من | MN mine of
البينات ب ي ن | BYN ELBYNET l-beyyināti açık delillere the clear proofs,
والذي | VELZ̃Y velleƶī ve kimseye and the One Who
فطرنا ف ط ر | FŦR FŦRNE feTaranā bizi yaratan created us.
فاقض ق ض ي | GŽY FEGŽ feḳDi o halde yap So decree
ما | ME şeyi whatever
أنت | ÊNT ente sen you
قاض ق ض ي | GŽY GEŽ ḳāDin yapacağın (are) decreeing.
إنما | ÎNME innemā ancak Only
تقضي ق ض ي | GŽY TGŽY teḳDī (istediğini) yapabilirsin you can decree
هذه | HZ̃H hāƶihi bu (for) this
الحياة ح ي ي | ḪYY ELḪYET l-Hayāte hayatında life
الدنيا د ن و | D̃NV ELD̃NYE d-dunyā dünya (of) the world.

20:72 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

dediler ki | asla | seni tercih edemeyiz | | | bize gelene | | açık delillere | ve kimseye | bizi yaratan | o halde yap | şeyi | sen | yapacağın | ancak | (istediğini) yapabilirsin | bu | hayatında | dünya |

[GVL] [] [ES̃R] [] [] [CYE] [] [BYN] [] [FŦR] [GŽY] [] [] [GŽY] [] [GŽY] [] [ḪYY] [D̃NV]
GELVE LN NÙS̃RK AL ME CEÙNE MN ELBYNET VELZ̃Y FŦRNE FEGŽ ME ÊNT GEŽ ÎNME TGŽY HZ̃H ELḪYET ELD̃NYE

ḳālū len nu'ṧirake ǎlā cā'enā mine l-beyyināti velleƶī feTaranā feḳDi ente ḳāDin innemā teḳDī hāƶihi l-Hayāte d-dunyā
قالوا لن نؤثرك على ما جاءنا من البينات والذي فطرنا فاقض ما أنت قاض إنما تقضي هذه الحياة الدنيا

[ق و ل] [] [ا ث ر] [] [] [ج ي ا] [] [ب ي ن] [] [ف ط ر] [ق ض ي] [] [] [ق ض ي] [] [ق ض ي] [] [ح ي ي] [د ن و]

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 72
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū dediler ki They said,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
لن | LN len asla """Never"
Lam,Nun,
30,50,
NEG – negative particle
حرف نفي
نؤثرك ا ث ر | ES̃R NÙS̃RK nu'ṧirake seni tercih edemeyiz we will prefer you
Nun,,Se,Re,Kef,
50,,500,200,20,
V – 1st person plural (form IV) imperfect verb, subjunctive mood
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع منصوب والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
على | AL ǎlā over
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
ما | ME what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
جاءنا ج ي ا | CYE CEÙNE cā'enā bize gelene has come to us
Cim,Elif,,Nun,Elif,
3,1,,50,1,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 1st person plural object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
من | MN mine of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
البينات ب ي ن | BYN ELBYNET l-beyyināti açık delillere the clear proofs,
Elif,Lam,Be,Ye,Nun,Elif,Te,
1,30,2,10,50,1,400,
N – genitive feminine plural noun
اسم مجرور
والذي | VELZ̃Y velleƶī ve kimseye and the One Who
Vav,Elif,Lam,Zel,Ye,
6,1,30,700,10,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – masculine singular relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
فطرنا ف ط ر | FŦR FŦRNE feTaranā bizi yaratan created us.
Fe,Tı,Re,Nun,Elif,
80,9,200,50,1,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 1st person plural object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
فاقض ق ض ي | GŽY FEGŽ feḳDi o halde yap So decree
Fe,Elif,Gaf,Dad,
80,1,100,800,
REM – prefixed resumption particle
V – 2nd person masculine singular imperative verb
الفاء استئنافية
فعل أمر
ما | ME şeyi whatever
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
أنت | ÊNT ente sen you
,Nun,Te,
,50,400,
PRON – 2nd person masculine singular personal pronoun
ضمير منفصل
قاض ق ض ي | GŽY GEŽ ḳāDin yapacağın (are) decreeing.
Gaf,Elif,Dad,
100,1,800,
N – nominative masculine indefinite active participle
اسم مرفوع
إنما | ÎNME innemā ancak Only
,Nun,Mim,Elif,
,50,40,1,
ACC – accusative particle
PREV – preventive particle
كافة ومكفوفة
تقضي ق ض ي | GŽY TGŽY teḳDī (istediğini) yapabilirsin you can decree
Te,Gaf,Dad,Ye,
400,100,800,10,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
هذه | HZ̃H hāƶihi bu (for) this
He,Zel,He,
5,700,5,
DEM – feminine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
الحياة ح ي ي | ḪYY ELḪYET l-Hayāte hayatında life
Elif,Lam,Ha,Ye,Elif,Te merbuta,
1,30,8,10,1,400,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
الدنيا د ن و | D̃NV ELD̃NYE d-dunyā dünya (of) the world.
Elif,Lam,Dal,Nun,Ye,Elif,
1,30,4,50,10,1,
ADJ – accusative feminine singular adjective
صفة منصوبة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قَالُوا: dediler ki | لَنْ: asla | نُؤْثِرَكَ: seni tercih edemeyiz | عَلَىٰ: | مَا: | جَاءَنَا: bize gelene | مِنَ: | الْبَيِّنَاتِ: açık delillere | وَالَّذِي: ve kimseye | فَطَرَنَا: bizi yaratan | فَاقْضِ: o halde yap | مَا: şeyi | أَنْتَ: sen | قَاضٍ: yapacağın | إِنَّمَا: ancak | تَقْضِي: (istediğini) yapabilirsin | هَٰذِهِ: bu | الْحَيَاةَ: hayatında | الدُّنْيَا: dünya |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قالوا GELWE dediler ki | لن LN asla | نؤثرك NÙS̃RK seni tercih edemeyiz | على AL | ما ME | جاءنا CEÙNE bize gelene | من MN | البينات ELBYNET açık delillere | والذي WELZ̃Y ve kimseye | فطرنا FŦRNE bizi yaratan | فاقض FEGŽ o halde yap | ما ME şeyi | أنت ÊNT sen | قاض GEŽ yapacağın | إنما ÎNME ancak | تقضي TGŽY (istediğini) yapabilirsin | هذه HZ̃H bu | الحياة ELḪYET hayatında | الدنيا ELD̃NYE dünya |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳālū: dediler ki | len: asla | nu'ṧirake: seni tercih edemeyiz | ǎlā: | : | cā'enā: bize gelene | mine: | l-beyyināti: açık delillere | velleƶī: ve kimseye | feTaranā: bizi yaratan | feḳDi: o halde yap | : şeyi | ente: sen | ḳāDin: yapacağın | innemā: ancak | teḳDī: (istediğini) yapabilirsin | hāƶihi: bu | l-Hayāte: hayatında | d-dunyā: dünya |
Kırık Meal (Transcript) : |GELVE: dediler ki | LN: asla | NÙS̃RK: seni tercih edemeyiz | AL: | ME: | CEÙNE: bize gelene | MN: | ELBYNET: açık delillere | VELZ̃Y: ve kimseye | FŦRNE: bizi yaratan | FEGŽ: o halde yap | ME: şeyi | ÊNT: sen | GEŽ: yapacağın | ÎNME: ancak | TGŽY: (istediğini) yapabilirsin | HZ̃H: bu | ELḪYET: hayatında | ELD̃NYE: dünya |
Abdulbaki Gölpınarlı : Şu bize gösterilen apaçık mûcizelere karşı artık yaradanımıza tercîh edemeyiz seni dediler, elinden geleni yap, zâten ancak şu dünyâ yaşayışında hükmünü yürütebilirsin.
Adem Uğur : Dediler ki: "Seni, bize gelen açık açık mucizelere ve bizi yaratana tercih edemeyiz. Öyle ise yapacağını yap! Sen, ancak bu dünya hayatında hükmünü geçirebilirsin."
Ahmed Hulusi : Dediler ki: "Bize gelen apaçık mucizelerden sonra, bizi yaratan üstüne seni asla tercih etmeyeceğiz. . . Ne hükmedeceksen hükmet! Sen sadece şu dünya hayatına hükmedersin. "
Ahmet Tekin : Sihirbazlar: 'Bize gelen bu açık mûcizelere ve bizi yoktan var edene, yaratana seni asla tercih etmeyiz. Ne ceza vereceksen ver. Sen ancak bu dünya hayatında ceza verebilirsin.' dediler.
Ahmet Varol : (Büyücüler) dediler ki: 'Bize gelen açık delillere ve bizi yaratana seni tercih etmeyeceğiz. Sen ne hüküm veriyorsan ver. Sen ancak bu dünya hayatında hükmünü yürütebilirsin.
Ali Bulaç : Dediler ki: "Bize gelen apaçık delillere ve bizi yaratana seni asla 'tercih edip seçmeyiz." Neyde hükmünü yürütebileceksen, durmaksızın hükmünü yürüt; sen, yalnızca bu dünya hayatında hükmünü yürütebilirsin."
Ali Fikri Yavuz : Sihirbazlar dediler ki: “- Bize gelen bu açık mucizelere ve bizi yaratana karşı, asla seni tercih edemeyiz. Artık neye hükmün geçiyorsa, hükmünü ver. Sen ancak bu dünya hayatında hüküm geçirirsin.
Bekir Sadak : (72-73) iman eden sihirbazlar: «Seni, gelen apacik mucizelere ve bizi yaratana ustun tutmayacagiz. Ne hukum vereceksen ver. Sen, ancak bu dunya hayatina hukmedebilirsin. Dogrusu biz, yanilmalarimizi ve bize zorla yaptirdigin sihri bagislamasi icin Rabbimize iman ettik. Allah'in verecegi mukafat daha iyi ve daha devamlidir» dediler.
Celal Yıldırım : İmân eden sihirbazlar ona dediler ki: «Seni, bize gelen bunca acık belge ve mu'cizelere ve bizi yoktan var kılıp meydana getirene elbette tercîh etmeyeceğiz. Artık neye hükmedeceksen hükmet. Senin ancak Dünya hayatına hükmün geçer.
Diyanet İşleri : Sihirbazlar şöyle dediler: “Bize gelen apaçık delillere ve bizi yaratana seni asla tercih etmeyeceğiz. Artık sen vereceğin hükmü ver. Sen ancak bu dünya hayatında hüküm verirsin.”
Diyanet İşleri (eski) : (72-73) İman eden sihirbazlar: 'Seni, gelen apaçık mucizelere ve bizi yaratana üstün tutmayacağız. Ne hüküm vereceksen ver. Sen, ancak bu dünya hayatına hükmedebilirsin. Doğrusu biz, yanılmalarımızı ve bize zorla yaptırdığın sihri bağışlaması için Rabbimize iman ettik. Allah'ın vereceği mükafat daha iyi ve daha devamlıdır' dediler.
Diyanet Vakfi : Dediler ki: «Seni, bize gelen açık açık mucizelere ve bizi yaratana tercih edemeyiz. Öyle ise yapacağını yap! Sen, ancak bu dünya hayatında hükmünü geçirebilirsin.»
Edip Yüksel : Dediler ki: 'Bize gelen apaçık kanıtları ve bizi Yaratan'ı bırakıp seni seçmeyiz. Nasıl yargı vereceksen ver. Yargın bu dünya hayatıyla sınırlıdır!'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (İman eden sihirbazlar şöyle) dediler: «Bize gelen bu açık mucizeler ve bizi yaratana karşı, asla seni tercih edemeyiz. Ne hüküm vereceksen ver. Sen, ancak bu dünya hayatına hükmedebilirsin.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlar: «İhtimali yok, bize gelen bu açık mucizelere ve bizi yaratana karşı seni tercih edemeyiz. Artık ne yapacaksan yap; senin hükmün olsa olsa bu dünya hayatında geçerli olur.
Elmalılı Hamdi Yazır : İhtimali yok dediler: bize gelen bu açık mu'cizelere ve bizi yaratana karşı seni tercih edemeyiz, artık neye hukmün geçer, ne yapabilirsen yap, senin olsa olsa bu Dünya hayata hukmün geçer
Fizilal-il Kuran : Büyücüler dediler ki; «Biz seni, bize gelen açık delillere ve yaratıcımıza tercih edemeyiz. Vereceğin hükmü ver. Senin hükmün ancak dünya hayatında geçerli olabilir.
Gültekin Onan : Dediler ki: "Bize gelen apaçık delillere ve bizi yaratana (fetarena) seni asla 'tercih edip seçmeyiz'." Neyde hükmünü yürütebileceksen, durmaksızın hükmünü yürüt; sen, yalnızca bu dünya hayatında hükmünü yürütebilirsin.
Hakkı Yılmaz : (72,73) Etkili bilginler: “Bize gelen bu açık kanıtlar ve bizi yoktan yaratana karşı asla seni üstün tutmayız. Ne hüküm vereceksen hadi ver! Sen, ancak bu iğreti dünya hayatına hükmedersin. Şüphesiz biz, hatalarımıza ve bizi etkili bilgiden zorladığın şeye karşı, bizi bağışlasın diye Rabbimize iman ettik. Ve Allah daha hayırlı ve daha kalıcıdır” dediler. ***
Hasan Basri Çantay : (Sihirbazlar) dediler: «Seni bize gelen (şu) apaçık mucizelere, (hakıykatde ise) bizi yaratana kat'iyyen tercîh edemeyiz. Artık neye haakim isen hükmünü ver. Sen hükmünü ancak bu dünyâ hayaatında geçirebilirsin».
Hayrat Neşriyat : (O sihirbazlar ise) dediler ki: 'Seni, bize gelen apaçık mu'cizelere ve bizi yaratana aslâ tercîh etmeyiz; artık ne hüküm vereceksen ver! (Sen) ancak bu dünya hayâtında hükmedersin!'
İbni Kesir : Dediler ki: Seni, bize gelen apaçık mucizelere ve bizi yaratana üstün tutmayacağız. Ne hüküm vereceksen ver. Sen ancak bu dünya hayatına hükmedebilirsin.
İskender Evrenosoğlu : “Bize gelen mucizeler karşısında asla seni tercih etmeyiz (üstün tutmayız). Çünkü bizi, O yarattı. Bu durumda sen, yapacağını yap. Fakat sen, ancak bu dünya hayatında yaparsın.” dediler.
Muhammed Esed : Berikiler: "Bize gelen hakkın apaçık belirtilerini ve bizi yaratan varlığı bırakıp asla seni tercih edecek değiliz! Artık (hakkımızda) nasıl bir yargıda bulunacaksan bulun: sen ancak bu dünya hayatında (geçerli) yargılarda bulunabilirsin!
Ömer Nasuhi Bilmen : Dediler ki: «Elbette seni bize gelen âyetlere ve bizi yoktan var etmiş olana tercih edemeyiz. Artık sen, ne ile hükmedeceksen hükmet. Sen ancak bu dünya hayatında hükmedersin.»
Ömer Öngüt : Dediler ki: “Biz seni, bize gelen apaçık delillere (mucizelere) ve bizi yaratana tercih edip üstün tutmayacağız. Yapacağını yap, ne hüküm vereceksen ver. Sen ancak bu dünya hayatına hükmedebilirsin. ”
Şaban Piriş : -Seni, bize gelen apaçık mucizelere ve bizi yaratana üstün tutmayacağız. Ne hüküm verirsen ver, sen ancak bu dünya hayatında hüküm verebilirsin, dediler.
Suat Yıldırım : "Mümkün değil" dediler, "bize gelen bunca delillere ve bizi Yaratana karşı seni tercih edemeyiz. İstediğin hükmü ver. Senin hükmün nihayet, bu dünyada geçer."
Süleyman Ateş : Dediler ki: "Biz, seni, bize gelen açık delillere ve bizi yaratana tercih edemeyiz. Yapacağını yap, sen ancak bu dünyâ hayâtında istediğini yapabilirsin."
Tefhim-ul Kuran : Dediler ki: «Bize gelen apaçık delillere ve bizi yaratana seni asla 'tercih edip seçmeyiz'. Neyde hükmünü yürütebileceksen, durmaksızın hükmünü yürüt; sen, yalnızca bu dünya hayatında hükmünü yürütebilirsin.»
Ümit Şimşek : Onlar 'Bize gelen delillere ve bizi yoktan Yaratana seni üstün tutacak değiliz,' dediler. 'Yapacağını yap. Senin sözün ancak bu dünya hayatında geçer.
Yaşar Nuri Öztürk : Dediler: "Biz seni, bize gelen açık seçik kanıtlara ve bizi yaratmış olana asla tercih etmeyeceğiz. Verdiğin hükmü uygula. Senin hükmün olsa olsa bu dünya hayatında geçer."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}