» 20 / Tâ-Hâ  119:

Kuran Sırası: 20
İniş Sırası: 45
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 119
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَأَنَّكَ (VÊNK) = ve enneke : ve şüphesiz sen
2. لَا (LE) = lā :
3. تَظْمَأُ (TƵMÊ) = teZmeu : susamayacaksın
4. فِيهَا (FYHE) = fīhā : burada
5. وَلَا (VLE) = ve lā : ve
6. تَضْحَىٰ (TŽḪ) = teDHā : sıcaktan etkilenmeyeceksin
ve şüphesiz sen | | susamayacaksın | burada | ve | sıcaktan etkilenmeyeceksin |

[] [] [ƵME] [] [] [ŽḪV]
VÊNK LE TƵMÊ FYHE VLE TŽḪ

ve enneke teZmeu fīhā ve lā teDHā
وأنك لا تظمأ فيها ولا تضحى

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 119
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأنك | VÊNK ve enneke ve şüphesiz sen And that you
لا | LE not
تظمأ ظ م ا | ƵME TƵMÊ teZmeu susamayacaksın will suffer from thirst
فيها | FYHE fīhā burada therein
ولا | VLE ve lā ve and not
تضحى ض ح و | ŽḪV TŽḪ teDHā sıcaktan etkilenmeyeceksin "exposed to the sun's heat."""

20:119 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve şüphesiz sen | | susamayacaksın | burada | ve | sıcaktan etkilenmeyeceksin |

[] [] [ƵME] [] [] [ŽḪV]
VÊNK LE TƵMÊ FYHE VLE TŽḪ

ve enneke teZmeu fīhā ve lā teDHā
وأنك لا تظمأ فيها ولا تضحى

[] [] [ظ م ا] [] [] [ض ح و]

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 119
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأنك | VÊNK ve enneke ve şüphesiz sen And that you
Vav,,Nun,Kef,
6,,50,20,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
ACC – accusative particle
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
الواو عاطفة
حرف نصب من اخوات «ان» والكاف ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
لا | LE not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
تظمأ ظ م ا | ƵME TƵMÊ teZmeu susamayacaksın will suffer from thirst
Te,Zı,Mim,,
400,900,40,,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
فيها | FYHE fīhā burada therein
Fe,Ye,He,Elif,
80,10,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
ولا | VLE ve lā ve and not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
تضحى ض ح و | ŽḪV TŽḪ teDHā sıcaktan etkilenmeyeceksin "exposed to the sun's heat."""
Te,Dad,Ha,,
400,800,8,,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
VÊNK LE TƵMÊ FYHE VLE TŽḪ

وأنك لا تظمأ فيها ولا تضحى

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 119

: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَأَنَّكَ: ve şüphesiz sen | لَا: | تَظْمَأُ: susamayacaksın | فِيهَا: burada | وَلَا: ve | تَضْحَىٰ: sıcaktan etkilenmeyeceksin |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وأنك WÊNK ve şüphesiz sen | لا LE | تظمأ TƵMÊ susamayacaksın | فيها FYHE burada | ولا WLE ve | تضحى TŽḪ sıcaktan etkilenmeyeceksin |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve enneke: ve şüphesiz sen | : | teZmeu: susamayacaksın | fīhā: burada | ve lā: ve | teDHā: sıcaktan etkilenmeyeceksin |
Kırık Meal (Transcript) : |VÊNK: ve şüphesiz sen | LE: | TƵMÊ: susamayacaksın | FYHE: burada | VLE: ve | TŽḪ: sıcaktan etkilenmeyeceksin |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve sen orada susamazsın, güneşin harâreti de dokunmaz sana.
Adem Uğur : Yine burada sen, susuzluk çekmeyecek, sıcaktan da bunalmayacaksın.
Ahmed Hulusi : "Kesinlikle sen onda (yeni madde - biyolojik bedensiz yaratılışın dolayısıyla) ne susarsın ne de güneşten yanarsın!"
Ahmet Tekin : 'Sen Cennet’te susuzluk çekmeyecek, sıcaktan da bunalmayacaksın.'
Ahmet Varol : Ve sen orada susamayacak ve güneş sıcağında yanmayacaksın.
Ali Bulaç : Ve gerçekten sen burada susamayacaksın ve güneş altında yanmayacaksın da."
Ali Fikri Yavuz : Ve sen orada susamazsın, güneşte yanmazsın.”
Bekir Sadak : (117-11) 9 «Ey Adem! Dogrusu bu, senin ve esinin dusmanidir. Sakin sizi cennetten cikarmasin, yoksa bedbaht olursun. Dogrusu cennette ne acikirsin, ne de ciplak kalirsin; orada ne susarsin de ne de gunesin sicaginda kalirsin» dedik.
Celal Yıldırım : Ve sen orada susamazsın, güneşte de yanmazsın.
Diyanet İşleri : “Orada ne susuzluk çekersin, ne de güneş altında kalırsın.”
Diyanet İşleri (eski) : (116-119) 'Ey Adem! Doğrusu bu, senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, yoksa bedbaht olursun. Doğrusu cennette ne acıkırsın, ne de çıplak kalırsın; orada ne susarsın ne de güneşin sıcağında kalırsın' dedik.
Diyanet Vakfi : Yine burada sen, susuzluk çekmeyecek, sıcaktan da bunalmayacaksın.
Edip Yüksel : 'Burda ne susuzluk çeker, ne de sıcaktan bunalırsın.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ve sen orada ne susarsın, ne de güneşin sıcağında kalırsın»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : ve sen orada susamazsın ve güneşte yanmazsın.» dedik.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve sen orada susamazsın ve Güneşte yanmazsın
Fizilal-il Kuran : Yine burada susuzluk çekmeyecek, sıcaktan kavrulmayacaksın.
Gültekin Onan : Ve gerçekten sen burada susamayacaksın ve güneş altında yanmayacaksın da."
Hakkı Yılmaz : (117-119) Sonra da Biz, “Ey Âdem! Şüphesiz İblis sana ve eşine düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, sonra bedbaht olursun, kesinlikle senin acıkmaman ve çıplak kalmaman cennettedir. Ve sen orada susamazsın ve güneşin sıcağında kalmazsın” dedik.
Hasan Basri Çantay : «Ve sen hakıykaten burada susamayacaksın, Güneş (in sıcağı altında da) kalmayacaksın».
Hayrat Neşriyat : 'Ve şübhesiz ki sen, burada ne susarsın, ne de sıcakta kalırsın.'
İbni Kesir : Orada ne susarsın, ne de güneşte yanarsın.
İskender Evrenosoğlu : Ve muhakkak ki sen, orada susamazsın ve (sıcaktan) yanmazsın.
Muhammed Esed : keza, orada susamaman ve güneşin sıcaklığından etkilenmemen de sağlanmıştır".
Ömer Nasuhi Bilmen : «Ve şüphesiz ki, sen orada susamazsın ve güneşin hararetine uğramazsın.»
Ömer Öngüt : “Orada ne susarsın, ne de sıcaklığın sıkıntısını duyarsın. ”
Şaban Piriş : Ne susuzluk hissedersin ne de güneşte yanarsın.
Suat Yıldırım : (118-119) "Sen cennette asla açlık çekmeyecek, asla çıplak kalmayacaksın. Orada asla susuzluk çekmeyecek ve güneşin kavurucu sıcağına mâruz kalmayacaksın.
Süleyman Ateş : "Ve sen susamayacaksın, kuşluk vakti güneşi(nin ısısı)ndan etkilenmeyeceksin."
Tefhim-ul Kuran : Ve gerçekten sen burada susamayacaksın ve güneş altında yanmayacaksın da.»
Ümit Şimşek : 'Susuzluk duymazsın, güneşin sıcağını da çekmezsin.'
Yaşar Nuri Öztürk : "Ve sen burada ne susayacaksın ne de güneşten yanacaksın."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}