» 20 / Tâ-Hâ  112:

Kuran Sırası: 20
İniş Sırası: 45
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 112
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَمَنْ (VMN) = vemen : ve kim
2. يَعْمَلْ (YAML) = yeǎ'mel : yaparsa
3. مِنَ (MN) = mine : -den
4. الصَّالِحَاتِ (ELṦELḪET) = S-SāliHāti : iyi olan işler-
5. وَهُوَ (VHV) = vehuve : ve o
6. مُؤْمِنٌ (MÙMN) = mu'minun : inanırsa
7. فَلَا (FLE) = felā : artık
8. يَخَافُ (YḢEF) = yeḣāfu : korkmaz
9. ظُلْمًا (ƵLME) = Zulmen : zulümden
10. وَلَا (VLE) = ve lā : ne de
11. هَضْمًا (HŽME) = heDmen : hakkının çiğnenmesinden
ve kim | yaparsa | -den | iyi olan işler- | ve o | inanırsa | artık | korkmaz | zulümden | ne de | hakkının çiğnenmesinden |

[] [AML] [] [ṦLḪ] [] [EMN] [] [ḢVF] [ƵLM] [] [HŽM]
VMN YAML MN ELṦELḪET VHV MÙMN FLE YḢEF ƵLME VLE HŽME

vemen yeǎ'mel mine S-SāliHāti vehuve mu'minun felā yeḣāfu Zulmen ve lā heDmen
ومن يعمل من الصالحات وهو مؤمن فلا يخاف ظلما ولا هضما

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 112
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ومن | VMN vemen ve kim But (he) who
يعمل ع م ل | AML YAML yeǎ'mel yaparsa does
من | MN mine -den of
الصالحات ص ل ح | ṦLḪ ELṦELḪET S-SāliHāti iyi olan işler- the righteous deeds
وهو | VHV vehuve ve o while he
مؤمن ا م ن | EMN MÙMN mu'minun inanırsa (is) a believer,
فلا | FLE felā artık then not
يخاف خ و ف | ḢVF YḢEF yeḣāfu korkmaz he will fear
ظلما ظ ل م | ƵLM ƵLME Zulmen zulümden injustice
ولا | VLE ve lā ne de and not
هضما ه ض م | HŽM HŽME heDmen hakkının çiğnenmesinden deprivation.

20:112 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve kim | yaparsa | -den | iyi olan işler- | ve o | inanırsa | artık | korkmaz | zulümden | ne de | hakkının çiğnenmesinden |

[] [AML] [] [ṦLḪ] [] [EMN] [] [ḢVF] [ƵLM] [] [HŽM]
VMN YAML MN ELṦELḪET VHV MÙMN FLE YḢEF ƵLME VLE HŽME

vemen yeǎ'mel mine S-SāliHāti vehuve mu'minun felā yeḣāfu Zulmen ve lā heDmen
ومن يعمل من الصالحات وهو مؤمن فلا يخاف ظلما ولا هضما

[] [ع م ل] [] [ص ل ح] [] [ا م ن] [] [خ و ف] [ظ ل م] [] [ه ض م]

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 112
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ومن | VMN vemen ve kim But (he) who
Vav,Mim,Nun,
6,40,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional noun
الواو عاطفة
اسم شرط
يعمل ع م ل | AML YAML yeǎ'mel yaparsa does
Ye,Ayn,Mim,Lam,
10,70,40,30,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
من | MN mine -den of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
الصالحات ص ل ح | ṦLḪ ELṦELḪET S-SāliHāti iyi olan işler- the righteous deeds
Elif,Lam,Sad,Elif,Lam,Ha,Elif,Te,
1,30,90,1,30,8,1,400,
N – genitive feminine plural active participle
اسم مجرور
وهو | VHV vehuve ve o while he
Vav,He,Vav,
6,5,6,
CIRC – prefixed circumstantial particle
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
الواو حالية
ضمير منفصل
مؤمن ا م ن | EMN MÙMN mu'minun inanırsa (is) a believer,
Mim,,Mim,Nun,
40,,40,50,
N – nominative masculine indefinite (form IV) active participle
اسم مرفوع
فلا | FLE felā artık then not
Fe,Lam,Elif,
80,30,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الفاء استئنافية
حرف نفي
يخاف خ و ف | ḢVF YḢEF yeḣāfu korkmaz he will fear
Ye,Hı,Elif,Fe,
10,600,1,80,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
ظلما ظ ل م | ƵLM ƵLME Zulmen zulümden injustice
Zı,Lam,Mim,Elif,
900,30,40,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
ولا | VLE ve lā ne de and not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
هضما ه ض م | HŽM HŽME heDmen hakkının çiğnenmesinden deprivation.
He,Dad,Mim,Elif,
5,800,40,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَمَنْ: ve kim | يَعْمَلْ: yaparsa | مِنَ: -den | الصَّالِحَاتِ: iyi olan işler- | وَهُوَ: ve o | مُؤْمِنٌ: inanırsa | فَلَا: artık | يَخَافُ: korkmaz | ظُلْمًا: zulümden | وَلَا: ne de | هَضْمًا: hakkının çiğnenmesinden |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ومن WMN ve kim | يعمل YAML yaparsa | من MN -den | الصالحات ELṦELḪET iyi olan işler- | وهو WHW ve o | مؤمن MÙMN inanırsa | فلا FLE artık | يخاف YḢEF korkmaz | ظلما ƵLME zulümden | ولا WLE ne de | هضما HŽME hakkının çiğnenmesinden |
Kırık Meal (Okunuş) : |vemen: ve kim | yeǎ'mel: yaparsa | mine: -den | S-SāliHāti: iyi olan işler- | vehuve: ve o | mu'minun: inanırsa | felā: artık | yeḣāfu: korkmaz | Zulmen: zulümden | ve lā: ne de | heDmen: hakkının çiğnenmesinden |
Kırık Meal (Transcript) : |VMN: ve kim | YAML: yaparsa | MN: -den | ELṦELḪET: iyi olan işler- | VHV: ve o | MÙMN: inanırsa | FLE: artık | YḢEF: korkmaz | ƵLME: zulümden | VLE: ne de | HŽME: hakkının çiğnenmesinden |
Abdulbaki Gölpınarlı : Fakat inanarak iyi işlerde bulunan ne günâhının arttırılmasından korkar, ne sevâbının eksiltilmesinden.
Adem Uğur : Her kim, mümin olarak iyi olan işlerden yaparsa, artık o, ne zulümden ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.
Ahmed Hulusi : Kim imanlı olarak doğru fiiller ortaya koyarsa, o, bir haksızlığa uğramaktan ve hakkının çiğnenmesinden korkmaz.
Ahmet Tekin : Kim mü’min olarak gevşekliği bırakıp, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarından ve İslâmî düzenden sorumlu olduğu kısmını hayata geçirir, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün kendisini ilgilendiren alanda bollaşmasını sağlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olur, cârî-kalıcı hayırlar-dan-sâlih amellerden imkânları dahilindekileri işlerse, haksızlıktan, zulümden, hakkının çiğnenmesinden korkmaz.
Ahmet Varol : Kim de mü'min olarak salih ameller işlerse o ne zulümden, ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.
Ali Bulaç : Kim de bir mü'min olarak, salih olan amellerde bulunursa, artık o, ne zulümden korksun, ne hakkının eksik tutulmasından.
Ali Fikri Yavuz : Her kim de mü’min olarak salih ameller işlerse, artık o, ne bir zulümden korkar, ne çiğnenmeden (hakkının zayi olmasından).
Bekir Sadak : inanmis olarak, yararli isler isleyen kimse, haksizliktan ve hakkinin yeneceginden korkmaz.
Celal Yıldırım : Mü'min iken iyiyararlı amellerde bulunan kimse ne haksızlığa uğramaktan, ne de (sevabının) eksilmesinden korkar.
Diyanet İşleri : Kim de inanmış olarak salih ameller işlerse, o, ne zulme uğramaktan korkar, ne yoksun bırakılmaktan.
Diyanet İşleri (eski) : İnanmış olarak, yararlı işler işleyen kimse, haksızlıktan ve hakkının yeneceğinden korkmaz.
Diyanet Vakfi : Her kim, mümin olarak iyi olan işlerden yaparsa, artık o, ne zulümden ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.
Edip Yüksel : İnançlı olduğu halde erdemli davrananlar herhangi bir haksızlıktan ve güçlükten korkmayacaktır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Her kim de mümin olarak salih amelleri işlerse, artık o, ne bir haksızlıktan ve ne de çiğnenmekden korkar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Her kim de mümin olarak yararlı işler yaparsa, ne bir zulümden korkar, ne de çiğnenmeden.
Elmalılı Hamdi Yazır : Her kim de mü'min olarak salih amellerden işlerse o vakıt o, ne bir zulümden korkar, ne çiğnenmeden
Fizilal-il Kuran : Mü'min oldukları halde iyi ameller işleyenler ne haksızlığa ve ne de ödül kısıntısına uğramaktan korkarlar.
Gültekin Onan : Kim de (bir) inançlı olarak salih amellerde bulunursa, artık o ne zulümden korksun, ne hakkının eksik tutulmasından.
Hakkı Yılmaz : Ve her kim iman eden biri olarak düzeltmeye yönelik işlerden yaparsa, artık o, bir haksızlıktan ve hakkının yenileceğinden korkmaz.
Hasan Basri Çantay : Kim, bir mü'min olarak, iyi iyi amel (ve hareket) lerde bulunursa o, ne (seyyiâtının) artırılmasından, ne (hasenatının) ekşitilmesinden endîşe etmez.
Hayrat Neşriyat : 'Kim mü’min olarak sâlih amellerden işlerse, ne zulüm edilmekten ne de hakkının yenmesinden korkar.'
İbni Kesir : Kim de inanmış olarak salih ameller işlerse; o, zulümden ve hakkının yenmesinden korkmaz.
İskender Evrenosoğlu : Ve mü'min (kalbine îmân yazılmış) olarak salih (nefsi ıslâh edici) amel işleyen kimseler, artık zulümden (kendilerine) haksızlık yapılmasından ve (kazandıkları derecelerin) azaltılmasından korkmasınlar.
Muhammed Esed : Buna karşılık, inanıp da dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyan kimseye gelince: böyle birinin, haksızlığa uğramaktan ya da (hak ettiği karşılıktan) yoksun bırakılmaktan korkmasına hiçbir sebep yoktur.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve her kim mü'min olduğu halde sâlih amellerden işlerse artık o ne zulme uğramaktan ve ne de sevabının eksilmesinden korkmaz.
Ömer Öngüt : Kim mümin olarak sâlih amellerden yaparsa, artık o ne zulümden ne de hakkının yeneceğinden korkar.
Şaban Piriş : Mümin olarak doğruları yapan ise zulümden ve hakkının yenmesinden korkmaz.
Suat Yıldırım : Mümin olarak güzel ve makbul işler işleyen ise, ne zulümden, ne de haklarının çiğnenmesinden korkar.
Süleyman Ateş : Kim inanarak iyi olan işlerden yaparsa artık o, ne zulümden, ne de hakkının çiğnenmesinden korkar.
Tefhim-ul Kuran : Kim de bir mü'min olarak, salih olan amellerde bulunursa, artık o, ne zulümden korksun, ne de hakkının eksik tutulmasından.
Ümit Şimşek : İnanmış olarak güzel işler yapan kimse ise, ne bir haksızlığa uğramaktan korkar, ne de ödülünü eksik almaktan.
Yaşar Nuri Öztürk : Mümin olarak hayra ve barışa yönelik iyilikler yapan ise ne haksızlığa uğratılmaktan korkar ne de ezilip horlanmaktan.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}