» 20 / Tâ-Hâ  134:

Kuran Sırası: 20
İniş Sırası: 45
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 134
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَوْ (VLV) = velev : şayet
2. أَنَّا (ÊNE) = ennā : şüphesiz biz
3. أَهْلَكْنَاهُمْ (ÊHLKNEHM) = ehleknāhum : onları helak etseydik
4. بِعَذَابٍ (BAZ̃EB) = biǎƶābin : bir azab ile
5. مِنْ (MN) = min :
6. قَبْلِهِ (GBLH) = ḳablihi : ondan önce
7. لَقَالُوا (LGELVE) = leḳālū : elbette derlerdi
8. رَبَّنَا (RBNE) = rabbenā : Rabbimiz
9. لَوْلَا (LVLE) = levlā : keşke
10. أَرْسَلْتَ (ÊRSLT) = erselte : gönderseydin
11. إِلَيْنَا (ÎLYNE) = ileynā : bize
12. رَسُولًا (RSVLE) = rasūlen : bir elçi
13. فَنَتَّبِعَ (FNTBA) = fenettebiǎ : uysaydık
14. ايَاتِكَ ( ËYETK) = āyātike : senin ayetlerine
15. مِنْ (MN) = min :
16. قَبْلِ (GBL) = ḳabli : önce
17. أَنْ (ÊN) = en :
18. نَذِلَّ (NZ̃L) = neƶille : rezil olmadan
19. وَنَخْزَىٰ (VNḢZ) = ve neḣzā : ve alçak (olmadan)
şayet | şüphesiz biz | onları helak etseydik | bir azab ile | | ondan önce | elbette derlerdi | Rabbimiz | keşke | gönderseydin | bize | bir elçi | uysaydık | senin ayetlerine | | önce | | rezil olmadan | ve alçak (olmadan) |

[] [] [HLK] [AZ̃B] [] [GBL] [GVL] [RBB] [] [RSL] [] [RSL] [TBA] [EYY] [] [GBL] [] [Z̃LL] [ḢZY]
VLV ÊNE ÊHLKNEHM BAZ̃EB MN GBLH LGELVE RBNE LVLE ÊRSLT ÎLYNE RSVLE FNTBA ËYETK MN GBL ÊN NZ̃L VNḢZ

velev ennā ehleknāhum biǎƶābin min ḳablihi leḳālū rabbenā levlā erselte ileynā rasūlen fenettebiǎ āyātike min ḳabli en neƶille ve neḣzā
ولو أنا أهلكناهم بعذاب من قبله لقالوا ربنا لولا أرسلت إلينا رسولا فنتبع آياتك من قبل أن نذل ونخزى

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 134
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولو | VLV velev şayet And if
أنا | ÊNE ennā şüphesiz biz We
أهلكناهم ه ل ك | HLK ÊHLKNEHM ehleknāhum onları helak etseydik (had) destroyed them
بعذاب ع ذ ب | AZ̃B BAZ̃EB biǎƶābin bir azab ile with a punishment
من | MN min before him,
قبله ق ب ل | GBL GBLH ḳablihi ondan önce before him,
لقالوا ق و ل | GVL LGELVE leḳālū elbette derlerdi surely they (would) have said,
ربنا ر ب ب | RBB RBNE rabbenā Rabbimiz """Our Lord,"
لولا | LVLE levlā keşke why not
أرسلت ر س ل | RSL ÊRSLT erselte gönderseydin You sent
إلينا | ÎLYNE ileynā bize to us
رسولا ر س ل | RSL RSVLE rasūlen bir elçi a Messenger,
فنتبع ت ب ع | TBA FNTBA fenettebiǎ uysaydık so we (could) have followed
آياتك ا ي ي | EYY ËYETK āyātike senin ayetlerine Your signs
من | MN min before
قبل ق ب ل | GBL GBL ḳabli önce before
أن | ÊN en [that]
نذل ذ ل ل | Z̃LL NZ̃L neƶille rezil olmadan we were humiliated
ونخزى خ ز ي | ḢZY VNḢZ ve neḣzā ve alçak (olmadan) "and disgraced."""

20:134 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

şayet | şüphesiz biz | onları helak etseydik | bir azab ile | | ondan önce | elbette derlerdi | Rabbimiz | keşke | gönderseydin | bize | bir elçi | uysaydık | senin ayetlerine | | önce | | rezil olmadan | ve alçak (olmadan) |

[] [] [HLK] [AZ̃B] [] [GBL] [GVL] [RBB] [] [RSL] [] [RSL] [TBA] [EYY] [] [GBL] [] [Z̃LL] [ḢZY]
VLV ÊNE ÊHLKNEHM BAZ̃EB MN GBLH LGELVE RBNE LVLE ÊRSLT ÎLYNE RSVLE FNTBA ËYETK MN GBL ÊN NZ̃L VNḢZ

velev ennā ehleknāhum biǎƶābin min ḳablihi leḳālū rabbenā levlā erselte ileynā rasūlen fenettebiǎ āyātike min ḳabli en neƶille ve neḣzā
ولو أنا أهلكناهم بعذاب من قبله لقالوا ربنا لولا أرسلت إلينا رسولا فنتبع آياتك من قبل أن نذل ونخزى

[] [] [ه ل ك] [ع ذ ب] [] [ق ب ل] [ق و ل] [ر ب ب] [] [ر س ل] [] [ر س ل] [ت ب ع] [ا ي ي] [] [ق ب ل] [] [ذ ل ل] [خ ز ي]

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 134
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولو | VLV velev şayet And if
Vav,Lam,Vav,
6,30,6,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional particle
الواو عاطفة
حرف شرط
أنا | ÊNE ennā şüphesiz biz We
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
أهلكناهم ه ل ك | HLK ÊHLKNEHM ehleknāhum onları helak etseydik (had) destroyed them
,He,Lam,Kef,Nun,Elif,He,Mim,
,5,30,20,50,1,5,40,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بعذاب ع ذ ب | AZ̃B BAZ̃EB biǎƶābin bir azab ile with a punishment
Be,Ayn,Zel,Elif,Be,
2,70,700,1,2,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine indefinite noun
جار ومجرور
من | MN min before him,
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
قبله ق ب ل | GBL GBLH ḳablihi ondan önce before him,
Gaf,Be,Lam,He,
100,2,30,5,
N – genitive noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لقالوا ق و ل | GVL LGELVE leḳālū elbette derlerdi surely they (would) have said,
Lam,Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
30,100,1,30,6,1,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
اللام لام التوكيد
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ربنا ر ب ب | RBB RBNE rabbenā Rabbimiz """Our Lord,"
Re,Be,Nun,Elif,
200,2,50,1,
N – accusative masculine noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لولا | LVLE levlā keşke why not
Lam,Vav,Lam,Elif,
30,6,30,1,
EXH – exhortation particle
حرف تحضيض
أرسلت ر س ل | RSL ÊRSLT erselte gönderseydin You sent
,Re,Sin,Lam,Te,
,200,60,30,400,
V – 2nd person masculine singular (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
إلينا | ÎLYNE ileynā bize to us
,Lam,Ye,Nun,Elif,
,30,10,50,1,
P – preposition
PRON – 1st person plural object pronoun
جار ومجرور
رسولا ر س ل | RSL RSVLE rasūlen bir elçi a Messenger,
Re,Sin,Vav,Lam,Elif,
200,60,6,30,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
فنتبع ت ب ع | TBA FNTBA fenettebiǎ uysaydık so we (could) have followed
Fe,Nun,Te,Be,Ayn,
80,50,400,2,70,
CAUS – prefixed particle of cause
V – 1st person plural (form VIII) imperfect verb, subjunctive mood
الفاء سببية
فعل مضارع منصوب
آياتك ا ي ي | EYY ËYETK āyātike senin ayetlerine Your signs
,Ye,Elif,Te,Kef,
,10,1,400,20,
N – accusative feminine plural noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
اسم منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
من | MN min before
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
قبل ق ب ل | GBL GBL ḳabli önce before
Gaf,Be,Lam,
100,2,30,
N – genitive noun
اسم مجرور
أن | ÊN en [that]
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
نذل ذ ل ل | Z̃LL NZ̃L neƶille rezil olmadan we were humiliated
Nun,Zel,Lam,
50,700,30,
V – 1st person plural imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع منصوب
ونخزى خ ز ي | ḢZY VNḢZ ve neḣzā ve alçak (olmadan) "and disgraced."""
Vav,Nun,Hı,Ze,,
6,50,600,7,,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural imperfect verb, subjunctive mood
الواو عاطفة
فعل مضارع منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَوْ: şayet | أَنَّا: şüphesiz biz | أَهْلَكْنَاهُمْ: onları helak etseydik | بِعَذَابٍ: bir azab ile | مِنْ: | قَبْلِهِ: ondan önce | لَقَالُوا: elbette derlerdi | رَبَّنَا: Rabbimiz | لَوْلَا: keşke | أَرْسَلْتَ: gönderseydin | إِلَيْنَا: bize | رَسُولًا: bir elçi | فَنَتَّبِعَ: uysaydık | ايَاتِكَ: senin ayetlerine | مِنْ: | قَبْلِ: önce | أَنْ: | نَذِلَّ: rezil olmadan | وَنَخْزَىٰ: ve alçak (olmadan) |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولو WLW şayet | أنا ÊNE şüphesiz biz | أهلكناهم ÊHLKNEHM onları helak etseydik | بعذاب BAZ̃EB bir azab ile | من MN | قبله GBLH ondan önce | لقالوا LGELWE elbette derlerdi | ربنا RBNE Rabbimiz | لولا LWLE keşke | أرسلت ÊRSLT gönderseydin | إلينا ÎLYNE bize | رسولا RSWLE bir elçi | فنتبع FNTBA uysaydık | آياتك ËYETK senin ayetlerine | من MN | قبل GBL önce | أن ÊN | نذل NZ̃L rezil olmadan | ونخزى WNḢZ ve alçak (olmadan) |
Kırık Meal (Okunuş) : |velev: şayet | ennā: şüphesiz biz | ehleknāhum: onları helak etseydik | biǎƶābin: bir azab ile | min: | ḳablihi: ondan önce | leḳālū: elbette derlerdi | rabbenā: Rabbimiz | levlā: keşke | erselte: gönderseydin | ileynā: bize | rasūlen: bir elçi | fenettebiǎ: uysaydık | āyātike: senin ayetlerine | min: | ḳabli: önce | en: | neƶille: rezil olmadan | ve neḣzā: ve alçak (olmadan) |
Kırık Meal (Transcript) : |VLV: şayet | ÊNE: şüphesiz biz | ÊHLKNEHM: onları helak etseydik | BAZ̃EB: bir azab ile | MN: | GBLH: ondan önce | LGELVE: elbette derlerdi | RBNE: Rabbimiz | LVLE: keşke | ÊRSLT: gönderseydin | ÎLYNE: bize | RSVLE: bir elçi | FNTBA: uysaydık | ËYETK: senin ayetlerine | MN: | GBL: önce | ÊN: | NZ̃L: rezil olmadan | VNḢZ: ve alçak (olmadan) |
Abdulbaki Gölpınarlı : Daha önce, bir azapla helâk etseydik onları derlerdi ki: Rabbimiz, bizi hor hakir etmeden bir peygamber gönderseydin de delillerine uysaydık.
Adem Uğur : Eğer biz, bundan (Kur'an'dan) önce onları bir azapla helâk etseydik, muhakkak ki şöyle diyeceklerdi: Ya Rabbi! Bize bir elçi gönderseydin de, şu aşağılığa ve rüsvaylığa düşmeden önce âyetlerine uysaydık!
Ahmed Hulusi : Eğer onlara daha önce azabı yaşatarak helâk etseydik, elbette şöyle derlerdi: "Rabbimiz; bir Rasûl irsâl etseydin de zillete düşüp rezil olmadan önce senin işaretlerine tâbi olsaydık. "
Ahmet Tekin : Eğer biz, Kur’ân’ı tebliğ ile Muhammed’i görevlendirmeden önce onları bir azap ile helâk etmiş olsaydık: 'Yâ Rabbi, bize kitabını özgürce tebliğ ile görevli bir elçi, rasul gönderseydin de, şu zillete ve rezilliğe düşmeden önce âyetlerine, Kur’ân’ına, ilkelerine, emir ve yasaklarına uysaydık' diyeceklerdi.
Ahmet Varol : Eğer onları daha önce bir azapla helâk etseydik mutlaka: 'Rabbimiz! Bize bir peygamber gönderseydin de, aşağılık ve rezil olmadan önce senin ayetlerine uysaydık' derlerdi.
Ali Bulaç : Eğer biz onları bundan önceki bir azab ile yıkıma uğratmış olsaydık, şüphesiz diyeceklerdi ki: "Rabbimiz, bize bir elçi gönderseydin de, küçülmeden ve aşağılanmadan önce senin ayetlerine tâbi olsaydık."
Ali Fikri Yavuz : Eğer biz, onları (Mekke kâfirlerini), bundan önce (Peygamber ve Kur’an gelmeden) azab ile helâk etmiş olsaydık, muhakkak şöyle diyeceklerdi: “- Ey Rabbimiz! Ne olurdu, bize bir Peygamber gönderseydin de, biz zelil ve rüsvay olmadan evvel ayetlerine uysaydık.”
Bekir Sadak : Eger onlari ondan once bir azaba ugratarak yok etseydik: «Rabbimiz! bize bir peygamber gonderseydin de, alcak ve rezil olmazdan once ayetlerine uysaydik, olmaz miydi?» diyeceklerdi.
Celal Yıldırım : Eğer biz onları (Kur'ân'ı indirmeden, peygamber göndermeden) önce bir azâb ile yok etmiş olsaydık, (Kıyamet günü onlar): «Ey Rabbimiz ! Bize bir peygamber gönderseydin de alçalıp zillete uğramadan âyetlerine uysaydık (olmaz mıydı ?) diyecekler.
Diyanet İşleri : Eğer biz onları o Kur’an’dan önce bir azap ile helâk etseydik mutlaka, “Ey Rabbimiz! Keşke bize bir peygamber gönderseydin de alçalıp rezil olmadan önce âyetlerine uysaydık” derlerdi.
Diyanet İşleri (eski) : Eğer onları ondan önce bir azaba uğratarak yok etseydik: 'Rabbimiz! Bize bir peygamber gönderseydin de, alçak ve rezil olmazdan önce ayetlerine uysaydık, olmaz mıydı?' diyeceklerdi.
Diyanet Vakfi : Eğer biz, bundan (Kur'an'dan) önce onları bir azapla helâk etseydik, muhakkak ki şöyle diyeceklerdi: Ya Rabbi! Ne olurdu, bize bir elçi gönderseydin de, şu aşağılığa ve rüsvaylığa düşmeden önce âyetlerine uysaydık!
Edip Yüksel : Onları, ondan önce bir ceza ile helak etseydik, 'Rabbimiz, bize bir elçi gönderseydin de böyle alçak ve rezil olmadan önce senin ayetlerine uysaydık!,' derlerdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Eğer biz, onları bundan (peygamber veya Kur'ân'dan) önce bir azab ile yok etseydik, muhakkak «Ey Rabbimiz! bize bir peygamber gönderseydin de, alçak ve rezil olmadan önce âyetlerine uysaydık, olmaz mıydı?» diyeceklerdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Eğer Biz, onları bundan önce bir azap ile helak etmiş olsaydık: «Ey Rabbimiz, ne olurdu bize bir peygamber gönderseydin de biz alçak ve rezil olmadan önce ayetlerine uysaydık.» diyeceklerdi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Eğer biz onları bundan evvel âzâb ile ihlâk etmiş olsa idik derlerdi ki o rabbımız! Ne olurdu bize bir Resul gönderseydin de biz zelil ve rüsvay olmadan evvel âyetlerine ittiba etseydik
Fizilal-il Kuran : Eğer onları daha önce azaba çarptırarak yok etseydik; «Ey Rabb'imiz, bu rezilliğe ve perişanlığa düşmeden önce bize bir peygamber gönderseydin de ayetlerine uysaydık, olmaz mıydı?» diyeceklerdi.
Gültekin Onan : Eğer biz onları bundan önceki bir azab ile yıkıma uğratmış olsaydık, şüphesiz diyeceklerdi ki: "Rabbimiz, bize bir elçi gönderseydin de, küçülmeden ve aşağılanmadan önce senin ayetlerine tabi olsaydık."
Hakkı Yılmaz : (133,134) Ve inkâr edenler: “Elçiliğini iddia eden bu kişi, Rabbinden bize bir alâmet/gösterge getirse ya!” dediler. Onlara ilk sahifelerde olan apaçık deliller gelmedi mi? Ve eğer Biz, onları bundan önce bir azap ile değişime/yıkıma uğratsaydık, kesinlikle “Ey Rabbimiz! Bize bir peygamber gönderseydin de, alçak ve rezil olmadan önce Senin âyetlerine uysaydık!” diyeceklerdi.
Hasan Basri Çantay : Eğer biz onları daha evvel azâb ile helâle etmiş olsaydık muhakkak diyeceklerdi ki: «Hey Rabbimiz, bize bir peygamber gönderseydin de şu zillete ve rüsvaylığa uğramamızdan evvel âyetlerine tâbi olsaydık ya»!
Hayrat Neşriyat : Eğer gerçekten biz, onları bundan (kendilerini haberdâr etmeden) önce bir azâb ile helâk etseydik, elbette: 'Rabbimiz! Bize bir peygamber gönderseydin de, aşağılığa ve rezilliğe düşmeden önce senin âyetlerine tâbi' olsaydık!' derlerdi.
İbni Kesir : Eğer onları daha evvel azaba uğratarak yok etseydik: Rabbımız, bize bir peygamber gönderseydin de hor ve rüsvay olmadan önce ayetlerine uysaydık olmaz mıydı? diyeceklerdi.
İskender Evrenosoğlu : Ondan önce gerçekten Biz onları, azapla helâk etmiş olsaydık, muhakkak şöyle derlerdi: “Rabbimiz, bize resûl gönderseydin olmaz mıydı? Böylece biz de zelil (rezil) ve rüsva olmadan önce senin âyetlerine tâbî olsaydık.”
Muhammed Esed : Çünkü, eğer bu (ilahi mesajı vahyetmeden) önce onları (cezalandırıcı) bir azapla helak etseydik, (Hesap Günü'nde): "Ey Rabbimiz, keşke bize bir elçi gönderseydin de (ahirette böyle) alçalıp gözden düşeceğimize Senin mesajlarına uysaydık!" demekte gerçekten de (haklı olurlardı).
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve eğer Biz onları ondan evvel bir azab ile ihlâk etmiş olsa idik, elbette diyeceklerdi ki: «Ey Rabbimiz! Bize bir peygamber göndermeli değil mi idin ki, bir zillete ve rüsvaylığa düşmeden evvel senin âyetlerine tâbi olsa idik?»
Ömer Öngüt : Eğer biz onları, ondan önce bir azap ile helâk etseydik, muhakkak: “Ey Rabbimiz! Bize bir peygamber gönderseydin de, böyle zelil ve rezil olmadan evvel âyetlerine uysaydık!” derlerdi.
Şaban Piriş : Ondan önce onları azaba çarptırıp yok etseydik: -Rabbimiz, bize bir peygamber gönderseydin de zelil ve rezil olmadan önce senin ayetlerine uysaydık, olmaz mıydı? diyeceklerdi.
Suat Yıldırım : Şayet Biz peygamber gelmeden kendilerini azab ile helâk edecek olsaydık onlar: "Ey Ulu Rabbimiz, ne olurdu bize bir elçi gönderseydin de, biz böyle rezil ve hakir olmadan önce senin âyetlerine uysaydık!" derlerdi.
Süleyman Ateş : Şâyet onları, ondan önce bir azâb ile helâk etseydik: "Rabbimiz, bize bir elçi gönderseydin de böyle alçak ve rezil olmadan önce senin âyetlerine uysaydık!" derlerdi.
Tefhim-ul Kuran : Eğer biz onları bundan önceki bir azab ile yıkıma uğratmış olsaydık, şüphesiz diyeceklerdi ki: «Rabbimiz, bize bir elçi gönderseydin de, küçülmeden ve aşağılanmadan önce senin ayetlerine tabi olsaydık.»
Ümit Şimşek : Eğer Peygamberin gelişinden önce Biz onları bir azapla helâk edecek olsaydık, diyeceklerdi ki: 'Rabbimiz, ne olurdu bize bir peygamber gönderseydin de, böyle horlanıp rezil olmadan önce Senin âyetlerine uysaydık!'
Yaşar Nuri Öztürk : Eğer biz onları, ondan önce bir azapla helâk etseydik mutlaka şöyle diyeceklerdi: "Rabbimiz, ne olurdu bize bir resul gönderseydin de zelil ve rezil olmadan önce senin ayetlerine uysaydık!"


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}