» 20 / Tâ-Hâ  106:

Kuran Sırası: 20
İniş Sırası: 45
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 106
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَيَذَرُهَا (FYZ̃RHE) = feyeƶeruhā : bırakacaktır
2. قَاعًا (GEAE) = ḳāǎn : yerlerini
3. صَفْصَفًا (ṦFṦFE) = SafSafen : boş, dümdüz
bırakacaktır | yerlerini | boş, dümdüz |

[VZ̃R] [GVA] [ṦFṦF]
FYZ̃RHE GEAE ṦFṦFE

feyeƶeruhā ḳāǎn SafSafen
فيذرها قاعا صفصفا

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 106
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فيذرها و ذ ر | VZ̃R FYZ̃RHE feyeƶeruhā bırakacaktır Then He will leave it,
قاعا ق و ع | GVA GEAE ḳāǎn yerlerini a level
صفصفا ص ف ص ف | ṦFṦF ṦFṦFE SafSafen boş, dümdüz plain.

20:106 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

bırakacaktır | yerlerini | boş, dümdüz |

[VZ̃R] [GVA] [ṦFṦF]
FYZ̃RHE GEAE ṦFṦFE

feyeƶeruhā ḳāǎn SafSafen
فيذرها قاعا صفصفا

[و ذ ر] [ق و ع] [ص ف ص ف]

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 106
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فيذرها و ذ ر | VZ̃R FYZ̃RHE feyeƶeruhā bırakacaktır Then He will leave it,
Fe,Ye,Zel,Re,He,Elif,
80,10,700,200,5,1,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
الفاء استئنافية
فعل مضارع و«ها» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
قاعا ق و ع | GVA GEAE ḳāǎn yerlerini a level
Gaf,Elif,Ayn,Elif,
100,1,70,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
صفصفا ص ف ص ف | ṦFṦF ṦFṦFE SafSafen boş, dümdüz plain.
Sad,Fe,Sad,Fe,Elif,
90,80,90,80,1,
ADJ – accusative masculine indefinite adjective
صفة منصوبة
FYZ̃RHE GEAE ṦFṦFE

فيذرها قاعا صفصفا

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 106

: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَيَذَرُهَا: bırakacaktır | قَاعًا: yerlerini | صَفْصَفًا: boş, dümdüz |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فيذرها FYZ̃RHE bırakacaktır | قاعا GEAE yerlerini | صفصفا ṦFṦFE boş, dümdüz |
Kırık Meal (Okunuş) : |feyeƶeruhā: bırakacaktır | ḳāǎn: yerlerini | SafSafen: boş, dümdüz |
Kırık Meal (Transcript) : |FYZ̃RHE: bırakacaktır | GEAE: yerlerini | ṦFṦFE: boş, dümdüz |
Abdulbaki Gölpınarlı : Yeryüzünü dümdüz bir hâle getirir.
Adem Uğur : Böylece yerlerini dümdüz, bomboş bırakacaktır.
Ahmed Hulusi : "Onların yerlerini boş, dümdüz hâlde bırakır. "
Ahmet Tekin : 'Yerlerini dümdüz, bomboş bırakacak.'
Ahmet Varol : Yerlerini dümdüz, çırılçıplak halde [6] bırakacaktır.'
Ali Bulaç : "Yerlerini bomboş, çırçıplak bırakacaktır."
Ali Fikri Yavuz : Böylece yerlerini dümdüz boş bir halde bırakacak.
Bekir Sadak : (105-10) 8 Sana daglari sorarlar; de ki: «Rabbim onlari ufalayap savuracak, yerlerini duz, kuru bir toprak haline getirecek; orada ne cukur, ne tumsek goreceksin. O gun, hicbir tarafa sapmadan bir davetciye uyarlar. Sesler Rahman'in heybetinden kisilmistir; ancak bir fisilti isitirsin.»
Celal Yıldırım : (105-106-107) (Kıyametin meydana geldiği vakit) dağların (nasıl olacağını) sana soruyorlar. De ki: Rabbim onları darmadağın edecek, ufalayıp savuracak; yerlerini dümdüz pürüzsüz boş olarak bırakacak; artık onda ne bir eğrilik, ne de bir tümseklik göreceksin.
Diyanet İşleri : “Onların yerlerini dümdüz, boş bir alan hâlinde bırakacaktır.”
Diyanet İşleri (eski) : (105-108) Sana dağları sorarlar; de ki: 'Rabbim onları ufalayıp savuracak, yerlerini düz, kuru bir toprak haline getirecek; orada ne çukur, ne tümsek göreceksin. O gün, hiçbir tarafa sapmadan bir davetçiye uyarlar. Sesler Rahman'ın heybetinden kısılmıştır; ancak bir fısıltı işitirsin.'
Diyanet Vakfi : Böylece yerlerini dümdüz, bomboş bırakacaktır.
Edip Yüksel : 'Yerlerini dümdüz, bomboş bırakacaktır.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Böylece yerlerini dümdüz boş bir halde bırakacak.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yerlerini dümdüz bomboş bir halde bırakacak:
Elmalılı Hamdi Yazır : Yerlerini düpedüz bomboş bırakacak
Fizilal-il Kuran : Yerlerini dümdüz ve çırılçıplak bir alana dönüştürür.
Gültekin Onan : "Yerlerini bomboş, çırçıplak bırakacaktır."
Hakkı Yılmaz : (105-107) Sana dağlardan soruyorlar, de ki: “Rabbim onları savurdukça savuracaktır. Böylece onları dümdüz boş bir hâlde bırakacak. Orada bir çukur ve bir tümsek görmeyeceksin.”
Hasan Basri Çantay : «(Savuracak) da yerlerini dümdüz bir toprak haalinde bırakacak».
Hayrat Neşriyat : 'Onları(n yerlerini) dümdüz, bomboş bir hâlde bırakacak!'
İbni Kesir : Yerlerini düz, kuru bir toprak haline getirecek.
İskender Evrenosoğlu : Böylece onu (dağların yerini) boş bir düzlük olarak bırakacaktır.
Muhammed Esed : yeri dümdüz ve çıplak bir hale getirecek,
Ömer Nasuhi Bilmen : «Artık onları dümdüz, bomboş bir halde bırakacaktır.»
Ömer Öngüt : “Yerlerini dümdüz, bomboş bırakacaktır. ”
Şaban Piriş : Yerlerini de dümdüz, kuru bir toprak haline getirecektir.
Suat Yıldırım : (105-106) Bir de sana o gün, dağların durumunu sorarlar. De ki: "Rabbim onları darmadağın edecek, ufalayıp savuracak, yerlerini dümdüz, boş vaziyette bırakacak."
Süleyman Ateş : Yerlerini boş, dümdüz bırakacaktır.
Tefhim-ul Kuran : «Yerlerini bomboş, çırçıplak bırakacaktır.»
Ümit Şimşek : Yerlerini dümdüz, bomboş bırakacak.
Yaşar Nuri Öztürk : "Yerlerini bomboş, dümdüz bırakacaktır."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}