» 20 / Tâ-Hâ  92:

Kuran Sırası: 20
İniş Sırası: 45
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 92
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قَالَ (GEL) = ḳāle : dedi
2. يَا (YE) = yā : EY/HEY/AH
3. هَارُونَ (HERVN) = hārūne : Harun'un
4. مَا (ME) = mā : nedir?
5. مَنَعَكَ (MNAK) = meneǎke : sana engel olan
6. إِذْ (ÎZ̃) = iƶ : zaman
7. رَأَيْتَهُمْ (RÊYTHM) = raeytehum : gördüğünde onların
8. ضَلُّوا (ŽLVE) = Dellū : saptıklarını
dedi | EY/HEY/AH | Harun'un | nedir? | sana engel olan | zaman | gördüğünde onların | saptıklarını |

[GVL] [Y] [HERN] [] [MNA] [] [REY] [ŽLL]
GEL YE HERVN ME MNAK ÎZ̃ RÊYTHM ŽLVE

ḳāle hārūne meneǎke raeytehum Dellū
قال يا هارون ما منعك إذ رأيتهم ضلوا

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 92
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قال ق و ل | GVL GEL ḳāle dedi He said,
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
هارون ها ر ن | HERN HERVN hārūne Harun'un Harun
ما | ME nedir?
منعك م ن ع | MNA MNAK meneǎke sana engel olan prevented you,
إذ | ÎZ̃ zaman when
رأيتهم ر ا ي | REY RÊYTHM raeytehum gördüğünde onların you saw them
ضلوا ض ل ل | ŽLL ŽLVE Dellū saptıklarını going astray,

20:92 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

dedi | EY/HEY/AH | Harun'un | nedir? | sana engel olan | zaman | gördüğünde onların | saptıklarını |

[GVL] [Y] [HERN] [] [MNA] [] [REY] [ŽLL]
GEL YE HERVN ME MNAK ÎZ̃ RÊYTHM ŽLVE

ḳāle hārūne meneǎke raeytehum Dellū
قال يا هارون ما منعك إذ رأيتهم ضلوا

[ق و ل] [ي] [ها ر ن] [] [م ن ع] [] [ر ا ي] [ض ل ل]

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 92
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قال ق و ل | GVL GEL ḳāle dedi He said,
Gaf,Elif,Lam,
100,1,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
Ye,Elif,
10,1,

هارون ها ر ن | HERN HERVN hārūne Harun'un Harun
He,Elif,Re,Vav,Nun,
5,1,200,6,50,
"VOC – prefixed vocative particle ya
PN – nominative masculine proper noun → Harun"
أداة نداء
اسم علم مرفوع
ما | ME nedir?
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
منعك م ن ع | MNA MNAK meneǎke sana engel olan prevented you,
Mim,Nun,Ayn,Kef,
40,50,70,20,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
فعل ماض والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
إذ | ÎZ̃ zaman when
,Zel,
,700,
T – time adverb
ظرف زمان
رأيتهم ر ا ي | REY RÊYTHM raeytehum gördüğünde onların you saw them
Re,,Ye,Te,He,Mim,
200,,10,400,5,40,
V – 2nd person masculine singular perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
ضلوا ض ل ل | ŽLL ŽLVE Dellū saptıklarını going astray,
Dad,Lam,Vav,Elif,
800,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قَالَ: dedi | يَا: EY/HEY/AH | هَارُونَ: Harun'un | مَا: nedir? | مَنَعَكَ: sana engel olan | إِذْ: zaman | رَأَيْتَهُمْ: gördüğünde onların | ضَلُّوا: saptıklarını |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قال GEL dedi | يا YE EY/HEY/AH | هارون HERWN Harun'un | ما ME nedir? | منعك MNAK sana engel olan | إذ ÎZ̃ zaman | رأيتهم RÊYTHM gördüğünde onların | ضلوا ŽLWE saptıklarını |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳāle: dedi | : EY/HEY/AH | hārūne: Harun'un | : nedir? | meneǎke: sana engel olan | : zaman | raeytehum: gördüğünde onların | Dellū: saptıklarını |
Kırık Meal (Transcript) : |GEL: dedi | YE: EY/HEY/AH | HERVN: Harun'un | ME: nedir? | MNAK: sana engel olan | ÎZ̃: zaman | RÊYTHM: gördüğünde onların | ŽLVE: saptıklarını |
Abdulbaki Gölpınarlı : Mûsâ, ey Hârûn dedi, bunların doğru yoldan saptıklarını görünce ne mâni oldu da.
Adem Uğur : (Musa, döndüğünde) dedi: Ey Harun! bunların dalâlete düştüklerini gördüğün vakit seni engelleğen ne oldu.
Ahmed Hulusi : (Musa) dedi: "Ey Harun! Bunların sapıttığını gördüğünde niye onları engellemedin?"
Ahmet Tekin : Mûsâ: 'Ey Hârûn, bunların başlarına buyruk davranarak hak yoldan uzaklaştıklarını, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih ettiklerini gördüğün vakit, senin onlara karşı koymanı engelleyen ne idi?' dedi.
Ahmet Varol : (Musa) dedi ki: 'Ey Harun! Onların sapıttıklarını gördüğünde seni alıkoyan ne oldu!
Ali Bulaç : (Musa da gelince:) "Ey Harun" demişti. "Onların saptıklarını gördüğün zaman seni (Onlara müdahale etmekten) alıkoyan neydi?"
Ali Fikri Yavuz : (92-93) Mûsa dönüşünde kardeşine) dedi ki: “- Harûn! Seni engelliyen ne oldu ki, bunların sapıklığa düştüğünü gördüğün vakit benim ardımca yürümedin (tavsiyemi tutub onlarla mücadele etmedin), emrime isyan mı ettin?”
Bekir Sadak : (92-93) Musa gelince: «Harun! Onlarin sapittigini gorunce seni benim yolumdan gitmekten alikoyan nedir? Benim emrime karsi mi geldin?» dedi.
Celal Yıldırım : (92-93) Musâ : «Ey Harun !» de di, «onların sapıttığını gördüğün zaman bana uymandan (yolumu takip etmekten) seni alıkoyan neydi ? Yoksa emrime karşı mı geldin ?»
Diyanet İşleri : (92-93) Mûsâ, (Tûr’dan dönünce) şöyle dedi: “Ey Hârûn! Saptıklarını gördüğün zaman bana uymana ne engel oldu? Yoksa emrime karşı mı geldin?”
Diyanet İşleri (eski) : (92-93) Musa gelince: 'Harun! Onların sapıttığını görünce seni benim yolumdan gitmekten alıkoyan nedir? Benim emrime karşı mı geldin?' dedi.
Diyanet Vakfi : (92-93) (Musa, döndüğünde:) Ey Harun! dedi, sana ne engel oldu da, bunların dalâlete düştüklerini gördüğün vakit peşimden gelmedin? Emrime âsi mi oldun?
Edip Yüksel : Dedi ki, 'Harun! Seni engelleyen neydi, onları saparken gördüğün zaman,'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (Musa gelince kardeşine şöyle) dedi: «Ey Harun! bunların sapıklığa düştüğünü gördüğün vakit, seni engelleyen ne oldu?»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Musa: «Ey Harun, sana ne engel oldu bunların sapıklığa düştüklerini gördüğün zaman,
Elmalılı Hamdi Yazır : Ey Hârun, dedi, sana ne mani' oldu da bunların dalâlete düştüklerini gödüğün vakıt
Fizilal-il Kuran : Musa dönünce dedi ki: «Ey Harun, onların sapıttıklarını gördüğünde seni engelleyen ne oldu?
Gültekin Onan : (Musa da gelince:) "Ey Harun" demişti. "Onların saptıklarını gördüğün zaman seni (onlara müdahale etmekten) alıkoyan neydi?"
Hakkı Yılmaz : (92,93) Mûsâ: “Ey Hârûn! Bunların sapıklığa düştüğünü gördüğün vakit, seni benim yolumu takip etmekten engelleyen ne oldu? Yoksa benim emrime karşı mı geldin?” dedi.
Hasan Basri Çantay : (92-93) Musa (avdetinde) dedi ki: «Ey Harun, bunların sapdıklarını gördüğün zaman bana tâbi olmandan seni men eden ne idi? Sen benim emrime isyan mı etdin»?
Hayrat Neşriyat : (92-93) (Mûsâ dönünce:) 'Ey Hârûn! Onları dalâlete düşmüş gördüğün zaman, seni benim yolumda gitmekten ne alıkoydu? Yoksa benim emrime karşı mı geldin?' dedi.
İbni Kesir : Dedi ki: Ey Harun; bunların saptıklarını görünce ne alıkoydu seni,
İskender Evrenosoğlu : (Musa A.S): “Ey Harun! Onların dalâlete düştüğünü gördüğün zaman (onları uyarmaktan) seni ne men etti?” dedi.
Muhammed Esed : (Ve Musa döndüğünde:) "Ey Harun!" dedi, "Bunların yoldan çıktığını gördüğün halde, seni tutan neydi?
Ömer Nasuhi Bilmen : Dedi ki: «Ey Harun! Onların dalâlete düştüklerini gördüğün zaman seni ne menetti?»
Ömer Öngüt : (Musa döndüğünde) dedi ki: “Ey Harun! Bunların sapıttığını görünce, seni benim yolumdan gitmekten alıkoyan nedir?”
Şaban Piriş : -Ey Harun, dedi. onların saptıklarını gördüğün zaman sana engel olan neydi?
Suat Yıldırım : (92-93) Mûsâ döndüğünde bu durumu bilmediğinden: "Harun!" dedi, "onların saptığını gördüğünde benim izimce gelmene ne mani oldu, yoksa emrime karşı mı geldin?" deyip onu sakalından tutarak çekmeye başladı.
Süleyman Ateş : (Mûsâ) "Ey Hârûn, oların saptıklarını gördüğün zaman sana ne engel oldu (da önlemedin)? dedi.
Tefhim-ul Kuran : (Musa da gelince:) «Ey Harun» demişti. «Onların saptıklarını gördüğün zaman seni (onlara müdahale etmekten) alıkoyan neydi?»
Ümit Şimşek : Musa 'Ey Harun,' dedi. 'Onların sapıttığını gördüğünde sana ne engel oldu?
Yaşar Nuri Öztürk : Mûsa dedi: "Ey Hârun, onların saptıklarını gördüğün zaman seni ne engelledi de,


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}