» 20 / Tâ-Hâ  48:

Kuran Sırası: 20
İniş Sırası: 45
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 48
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِنَّا (ÎNE) = innā : gerçekten biz
2. قَدْ (GD̃) = ḳad : doğrusu
3. أُوحِيَ (ÊVḪY) = ūHiye : vahyolundu
4. إِلَيْنَا (ÎLYNE) = ileynā : bize
5. أَنَّ (ÊN) = enne : muhakkak
6. الْعَذَابَ (ELAZ̃EB) = l-ǎƶābe : azabın
7. عَلَىٰ (AL) = ǎlā : üzerine (olacağı)
8. مَنْ (MN) = men : kimsenin
9. كَذَّبَ (KZ̃B) = keƶƶebe : yalanlayan
10. وَتَوَلَّىٰ (VTVL) = ve tevellā : ve yüz çevirenin
gerçekten biz | doğrusu | vahyolundu | bize | muhakkak | azabın | üzerine (olacağı) | kimsenin | yalanlayan | ve yüz çevirenin |

[] [] [VḪY] [] [] [AZ̃B] [] [] [KZ̃B] [VLY]
ÎNE GD̃ ÊVḪY ÎLYNE ÊN ELAZ̃EB AL MN KZ̃B VTVL

innā ḳad ūHiye ileynā enne l-ǎƶābe ǎlā men keƶƶebe ve tevellā
إنا قد أوحي إلينا أن العذاب على من كذب وتولى

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 48
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إنا | ÎNE innā gerçekten biz Indeed, we
قد | GD̃ ḳad doğrusu verily,
أوحي و ح ي | VḪY ÊVḪY ūHiye vahyolundu it has been revealed
إلينا | ÎLYNE ileynā bize to us
أن | ÊN enne muhakkak that
العذاب ع ذ ب | AZ̃B ELAZ̃EB l-ǎƶābe azabın the punishment
على | AL ǎlā üzerine (olacağı) (will be) on
من | MN men kimsenin (one) who
كذب ك ذ ب | KZ̃B KZ̃B keƶƶebe yalanlayan denies
وتولى و ل ي | VLY VTVL ve tevellā ve yüz çevirenin "and turns away."""

20:48 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

gerçekten biz | doğrusu | vahyolundu | bize | muhakkak | azabın | üzerine (olacağı) | kimsenin | yalanlayan | ve yüz çevirenin |

[] [] [VḪY] [] [] [AZ̃B] [] [] [KZ̃B] [VLY]
ÎNE GD̃ ÊVḪY ÎLYNE ÊN ELAZ̃EB AL MN KZ̃B VTVL

innā ḳad ūHiye ileynā enne l-ǎƶābe ǎlā men keƶƶebe ve tevellā
إنا قد أوحي إلينا أن العذاب على من كذب وتولى

[] [] [و ح ي] [] [] [ع ذ ب] [] [] [ك ذ ب] [و ل ي]

 » 20 / Tâ-Hâ  Suresi: 48
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إنا | ÎNE innā gerçekten biz Indeed, we
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
قد | GD̃ ḳad doğrusu verily,
Gaf,Dal,
100,4,
CERT – particle of certainty
حرف تحقيق
أوحي و ح ي | VḪY ÊVḪY ūHiye vahyolundu it has been revealed
,Vav,Ha,Ye,
,6,8,10,
V – 3rd person masculine singular (form IV) passive perfect verb
فعل ماض مبني للمجهول
إلينا | ÎLYNE ileynā bize to us
,Lam,Ye,Nun,Elif,
,30,10,50,1,
P – preposition
PRON – 1st person plural object pronoun
جار ومجرور
أن | ÊN enne muhakkak that
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب من اخوات «ان»
العذاب ع ذ ب | AZ̃B ELAZ̃EB l-ǎƶābe azabın the punishment
Elif,Lam,Ayn,Zel,Elif,Be,
1,30,70,700,1,2,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
على | AL ǎlā üzerine (olacağı) (will be) on
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
من | MN men kimsenin (one) who
Mim,Nun,
40,50,
REL – relative pronoun
اسم موصول
كذب ك ذ ب | KZ̃B KZ̃B keƶƶebe yalanlayan denies
Kef,Zel,Be,
20,700,2,
V – 3rd person masculine singular (form II) perfect verb
فعل ماض
وتولى و ل ي | VLY VTVL ve tevellā ve yüz çevirenin "and turns away."""
Vav,Te,Vav,Lam,,
6,400,6,30,,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular (form V) perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّا: gerçekten biz | قَدْ: doğrusu | أُوحِيَ: vahyolundu | إِلَيْنَا: bize | أَنَّ: muhakkak | الْعَذَابَ: azabın | عَلَىٰ: üzerine (olacağı) | مَنْ: kimsenin | كَذَّبَ: yalanlayan | وَتَوَلَّىٰ: ve yüz çevirenin |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إنا ÎNE gerçekten biz | قد GD̃ doğrusu | أوحي ÊWḪY vahyolundu | إلينا ÎLYNE bize | أن ÊN muhakkak | العذاب ELAZ̃EB azabın | على AL üzerine (olacağı) | من MN kimsenin | كذب KZ̃B yalanlayan | وتولى WTWL ve yüz çevirenin |
Kırık Meal (Okunuş) : |innā: gerçekten biz | ḳad: doğrusu | ūHiye: vahyolundu | ileynā: bize | enne: muhakkak | l-ǎƶābe: azabın | ǎlā: üzerine (olacağı) | men: kimsenin | keƶƶebe: yalanlayan | ve tevellā: ve yüz çevirenin |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎNE: gerçekten biz | GD̃: doğrusu | ÊVḪY: vahyolundu | ÎLYNE: bize | ÊN: muhakkak | ELAZ̃EB: azabın | AL: üzerine (olacağı) | MN: kimsenin | KZ̃B: yalanlayan | VTVL: ve yüz çevirenin |
Abdulbaki Gölpınarlı : Gerçekten de bize vahyedildi ki azap, yalanlayanadır ve yüz çevirene.
Adem Uğur : Hakikaten bize vahyolundu ki: (Peygamberleri) yalanlayan ve yüz çevirenlere azap edilecektir.
Ahmed Hulusi : "Bize azabın, yalanlayan ve yüz çeviren üzerine olacağı vahyolundu. "
Ahmet Tekin : 'Bize, Allah’ın âyetlerini, kitabını, peygamberlerini yalanlayanlara, dinine sırtını dönerek, güç ve iktidarlarını kullanıp, halkı istedikleri gibi yönlendirenlere azap edileceği vahyolundu.' dediler.
Ahmet Varol : Doğrusu bize azabın, yalanlayanın ve yüz çevirenin üzerine olduğu vahyedilmiştir.'
Ali Bulaç : "Gerçekten bize vahyolundu ki: Doğrusu azab, yalanlayan ve yüz çevirenlerin üstünedir."
Ali Fikri Yavuz : Gerçekten bize vahy olundu ki, azab, muhakkak olarak Peygamberleri inkâr edenlere ve imandan yüz çevirenleredir.”
Bekir Sadak : (46-48) Allah: Korkmayin, Ben sizinle beraberim; gorur ve isitirim. Ona gidin soyle soyleyin: «Dogrusu biz senin Rabbinin elcileriyiz. israilogullarini bizimle beraber gonder, onlara azabetme; Rabbinden sana bir mucize getirdik; selam, dogru yolda gidene olsun! Dogrusu bize, yalanlayip sirt cevirene azap edilecegi vahyolundu.»
Celal Yıldırım : «Şüphesiz ki bize şöyle vahyedildi: Azâb elbette (hakkı) yalanlayıp yüzçevirenleredir.»
Diyanet İşleri : “Şüphesiz bize, azabın yalanlayan ve yüz çevirenlere olacağı vahyolundu.”
Diyanet İşleri (eski) : (46-48) Allah: Korkmayın, dedi; Ben sizinle beraberim; görür ve işitirim. Ona gidin şöyle söyleyin: 'Doğrusu biz senin Rabbinin elçileriyiz. İsrailoğullarını bizimle beraber gönder, onlara azabetme; Rabbinden sana bir mucize getirdik; selam, doğru yolda gidene olsun! Doğrusu bize, yalanlayıp sırt çevirene azap edileceği vahyolundu.'
Diyanet Vakfi : Hakikaten bize vahyolundu ki: (Peygamberleri) yalanlayan ve yüz çevirenlere azap edilecektir.
Edip Yüksel : ' 'Bize vahyedildi: Yalanlayıp yüz çevirenler cezalandırılacaktır.' '
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Bize kesin olarak vahyolundu ki, azab şüphesiz (gerçeği) inkâr edip ona sırt çevirenleredir.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İnan ki, bize, azabın, kesinlikle yalanlayıp yüz çevirene olduğu vahyolundu.»
Elmalılı Hamdi Yazır : İnan ki bize şöyle vahyolundu: her halde azâb, tekzib edip yüz çevirenedir
Fizilal-il Kuran : Bize gelen vahye göre Allah'ın ayetlerini yalanlayarak gerçeğe sırt çevirenler azaba uğrayacaklardır.
Gültekin Onan : "Gerçekten bize vahyolundu ki: Doğrusu azab, yalanlayan ve yüz çevirenlerin üstünedir."
Hakkı Yılmaz : "Şüphesiz biz; kesinlikle bize, kesinlikle azabın yalanlayana ve sırt çevirene olduğu vahyedildi’ deyiniz.” "
Hasan Basri Çantay : «Bize şu hakıykat vahy olundu ki şübhesiz azâb, (peygamberleri) tekzîb edenlerin ve (Hakdan) yüz çevirenlerin tepesindedir».
Hayrat Neşriyat : 'Doğrusu biz (öyle kimseleriz ki), gerçekten bize: 'Şübhesiz azab,(peygamberleri) yalanlayanlar ve (haktan) yüz çevirenler üzerinedir’ diye vahyolundu.'
İbni Kesir : Doğrusu bize vahyolundu ki; yalanlayıp sırt çevirene azab vardır.
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki yalanlayanların ve yüz çevirenlerin üzerine azap olduğu bize vahyolundu.
Muhammed Esed : Çünkü, bakın, (öte dünyada) azabın, hakkı yalanlayıp (ona) sırt çevirenlerin başına çökeceği bize vahyedildi!"
Ömer Nasuhi Bilmen : «Muhakkak bize vahyolundu ki, şüphe yok azap, tekzîp eden ve yüz çeviren kimse üzerinedir.»
Ömer Öngüt : “Doğrusu bize vahyolundu ki, (peygamberleri) yalanlayıp inkâr edenlere ve (imandan) yüz çevirenlere azap vardır. ”
Şaban Piriş : Bize vahyolundu ki kim yalanlar ve yüz çevirirse ona azap vardır.
Suat Yıldırım : "İnan ki bize: "Dini yalan sayıp ondan yüz çeviren, mutlaka azaba uğrayacaktır!" diye vahyedildi."
Süleyman Ateş : "Bize, yalanlayıp yüz çevirenin, azâba uğrayacağı vahyolundu."
Tefhim-ul Kuran : «Gerçekten bize vahyolundu ki: Doğrusu azab, yalanlayan ve yüz çevirenlerin üstünedir.»
Ümit Şimşek : 'Bize şu da vahyedildi ki, azap yalanlayanların ve yüz çevirenlerin üzerinedir.'
Yaşar Nuri Öztürk : "Azabın, yalanlayıp yüz çevirenler üzerine olacağı bize vahyedildi."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}