» 37 / Sâffât  53:

Kuran Sırası: 37
İniş Sırası: 56
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182

 » 37 / Sâffât  Suresi: 53
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. أَإِذَا (ÊÎZ̃E) = eiƶā : zaman mı?
2. مِتْنَا (MTNE) = mitnā : biz öldüğümüz
3. وَكُنَّا (VKNE) = ve kunnā : ve olduğumuz
4. تُرَابًا (TREBE) = turāben : toprak
5. وَعِظَامًا (VAƵEME) = ve ǐZāmen : ve kemik
6. أَإِنَّا (ÊÎNE) = einnā : biz mi?
7. لَمَدِينُونَ (LMD̃YNVN) = lemedīnūne : cezalanacağız
zaman mı? | biz öldüğümüz | ve olduğumuz | toprak | ve kemik | biz mi? | cezalanacağız |

[] [MVT] [KVN] [TRB] [AƵM] [] [D̃YN]
ÊÎZ̃E MTNE VKNE TREBE VAƵEME ÊÎNE LMD̃YNVN

eiƶā mitnā ve kunnā turāben ve ǐZāmen einnā lemedīnūne
أإذا متنا وكنا ترابا وعظاما أإنا لمدينون

 » 37 / Sâffât  Suresi: 53
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أإذا | ÊÎZ̃E eiƶā zaman mı? Is (it) when
متنا م و ت | MVT MTNE mitnā biz öldüğümüz we have died
وكنا ك و ن | KVN VKNE ve kunnā ve olduğumuz and become
ترابا ت ر ب | TRB TREBE turāben toprak dust
وعظاما ع ظ م | AƵM VAƵEME ve ǐZāmen ve kemik and bones,
أإنا | ÊÎNE einnā biz mi? will we
لمدينون د ي ن | D̃YN LMD̃YNVN lemedīnūne cezalanacağız "surely be brought to Judgment?"""

37:53 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

zaman mı? | biz öldüğümüz | ve olduğumuz | toprak | ve kemik | biz mi? | cezalanacağız |

[] [MVT] [KVN] [TRB] [AƵM] [] [D̃YN]
ÊÎZ̃E MTNE VKNE TREBE VAƵEME ÊÎNE LMD̃YNVN

eiƶā mitnā ve kunnā turāben ve ǐZāmen einnā lemedīnūne
أإذا متنا وكنا ترابا وعظاما أإنا لمدينون

[] [م و ت] [ك و ن] [ت ر ب] [ع ظ م] [] [د ي ن]

 » 37 / Sâffât  Suresi: 53
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أإذا | ÊÎZ̃E eiƶā zaman mı? Is (it) when
,,Zel,Elif,
,,700,1,
INTG – prefixed interrogative alif
T – time adverb
الهمزة همزة استفهام
ظرف زمان
متنا م و ت | MVT MTNE mitnā biz öldüğümüz we have died
Mim,Te,Nun,Elif,
40,400,50,1,
V – 1st person plural passive perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض مبني للمجهول و«نا» ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
وكنا ك و ن | KVN VKNE ve kunnā ve olduğumuz and become
Vav,Kef,Nun,Elif,
6,20,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
ترابا ت ر ب | TRB TREBE turāben toprak dust
Te,Re,Elif,Be,Elif,
400,200,1,2,1,
"N – accusative masculine indefinite noun → Dust"
اسم منصوب
وعظاما ع ظ م | AƵM VAƵEME ve ǐZāmen ve kemik and bones,
Vav,Ayn,Zı,Elif,Mim,Elif,
6,70,900,1,40,1,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine plural indefinite noun → Bone"
الواو عاطفة
اسم منصوب
أإنا | ÊÎNE einnā biz mi? will we
,,Nun,Elif,
,,50,1,
INTG – prefixed interrogative alif
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
الهمزة همزة استفهام
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
لمدينون د ي ن | D̃YN LMD̃YNVN lemedīnūne cezalanacağız "surely be brought to Judgment?"""
Lam,Mim,Dal,Ye,Nun,Vav,Nun,
30,40,4,10,50,6,50,
EMPH – emphatic prefix lām
N – nominative masculine plural passive participle
اللام لام التوكيد
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |أَإِذَا: zaman mı? | مِتْنَا: biz öldüğümüz | وَكُنَّا: ve olduğumuz | تُرَابًا: toprak | وَعِظَامًا: ve kemik | أَإِنَّا: biz mi? | لَمَدِينُونَ: cezalanacağız |
Kırık Meal (Harekesiz) : |أإذا ÊÎZ̃E zaman mı? | متنا MTNE biz öldüğümüz | وكنا WKNE ve olduğumuz | ترابا TREBE toprak | وعظاما WAƵEME ve kemik | أإنا ÊÎNE biz mi? | لمدينون LMD̃YNWN cezalanacağız |
Kırık Meal (Okunuş) : |eiƶā: zaman mı? | mitnā: biz öldüğümüz | ve kunnā: ve olduğumuz | turāben: toprak | ve ǐZāmen: ve kemik | einnā: biz mi? | lemedīnūne: cezalanacağız |
Kırık Meal (Transcript) : |ÊÎZ̃E: zaman mı? | MTNE: biz öldüğümüz | VKNE: ve olduğumuz | TREBE: toprak | VAƵEME: ve kemik | ÊÎNE: biz mi? | LMD̃YNVN: cezalanacağız |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ölüp bir yığın toprak ve kemik olduktan sonra mı sorguya çekileceğiz, cezâlanacağız?
Adem Uğur : Biz ölüp kemik, sonra da toprak haline geldiğimiz zaman (diriltilip) cezalanacak mıyız?
Ahmed Hulusi : "Gerçekten biz öldüğümüz, toprak ve kemikler olduğumuzda mı cezalandırılacağız?"
Ahmet Tekin : 'Öldüğümüz zaman, toprak ve kemik yığını haline geldiğimiz zaman mı, biz mi yargılanarak cezaya maruz kalacağız; mükâfata nail olacağız? derdi.'
Ahmet Varol : Biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman gerçekten cezalandırılacak mıyız?'
Ali Bulaç : "Bizler öldüğümüz, toprak ve kemikler olduğumuzda mı, gerçekten biz mi (yeniden diriltilip sonra da) sorguya çekilecekmişiz?"
Ali Fikri Yavuz : Biz öldüğümüz ve bir toprakla çürümüş bir yığın kemik olduğumuz vakit, gerçekten biz cezalanacakmıyız?”
Bekir Sadak : (51-53) Iclerinden biri soyle der: «Benim bir dostum vardi, bana: 'Sen de mi, olup toprak ve kemik oldugumuz zaman dirilerek ceza gorecegimizi tasdik edenlerdensin?' derdi.»
Celal Yıldırım : Biz mi ölüp toprak ve kemik yığını haline geldiğimizde (yeniden dirilip) hesap ve ceza göreceğiz ?» diyordu.
Diyanet İşleri : “Gerçekten biz, ölüp bir toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra mı, biz mi hesaba çekileceğiz?”
Diyanet İşleri (eski) : (51-53) İçlerinden biri şöyle der: 'Benim bir dostum vardı, bana: 'Sen de mi, ölüp toprak ve kemik olduğumuz zaman dirilerek ceza göreceğimizi tasdik edenlerdensin?' derdi.'
Diyanet Vakfi : (52-53) Derdi ki: Sen de (dirilmeye) inananlardan mısın? Biz ölüp kemik, sonra da toprak haline geldiğimiz zaman (diriltilip) cezalanacak mıyız?
Edip Yüksel : ' 'Biz toprak ve kemik olduktan sonra mı, biz mi dirileceğiz?' '
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Öldüğümüz ve bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz zaman biz hakikaten cezalanacak mıyız?»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Öldüğümüz ve bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz zaman gerçekten biz cezalanacak mıyız?»
Elmalılı Hamdi Yazır : Öldüğümüz de bir toprakla bir yığın kemik olduğumuz vakıt hakıkaten biz cezalanacak mıyız?»
Fizilal-il Kuran : Biz ölüp toprak ve kemik olduğumuz zaman mı dirilip yaptığımız işlere göre cezalanacağız?
Gültekin Onan : "Bizler öldüğümüz, toprak ve kemikler olduğumuzda mı, gerçekten biz mi (yeniden diriltilip sonra da) sorguya çekilecekmişiz?"
Hakkı Yılmaz : (51-53) Onlardan bir sözcü der ki: “Şüphesiz benim ‘Sen gerçekten, kesinlikle doğrulayanlardan mısın? Öldüğümüz ve toprak, kemik olduğumuz zaman mı, gerçekten mi biz karşılık göreceğiz?’ diyen bir yaşıtım/yakın arkadaşım vardı.”
Hasan Basri Çantay : «Biz öldüğümüz ve bir toprak, bir yığın kemik olduğumuz zaman mı, hakîkaten biz mi cezalanmış olacağız»?
Hayrat Neşriyat : '(Ve bana:) '(Biz) öldüğümüz ve bir toprak, bir kemik (yığını) hâline geldiğimiz zaman mı, gerçekten biz mi cezâlandırılacak kimseler olacağız?’ (derdi).'
İbni Kesir : Öldüğümüz, toprak ve bir yığın kemik olduğumuz zaman mı, biz mi ceza göreceğiz?
İskender Evrenosoğlu : Öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuz zaman mı? Gerçekten biz mutlaka cezalandırılacak olanlar mıyız?
Muhammed Esed : ölüp toz ve kemik yığını haline geldikten sonra yargılanacağımıza!"
Ömer Nasuhi Bilmen : «Biz öldüğümüz ve biz toprak ve kemikler olduğumuz vakit mi, hakikaten biz mi tekrar hayat bulup cezalandırılanlar (olacağız?)».
Ömer Öngüt : "Biz ölüp toprak ve kemik olduğumuz zaman mı, biz mi sorguya çekileceğiz?"
Şaban Piriş : Ölüp, toprak ve kemik olduktan sonra, biz hesap mı vereceğiz?
Suat Yıldırım : (51-53) Derken biri der ki: "Sahi, benim de yakın bir arkadaşım vardı. Yanıma gelir, iğneli iğneli "Sen de mi, derdi, bu masala inananlar arasında yer alıyorsun? Yani biz ölüp çürümüş kemik, toz toprak haline geldikten sonra, biz mi dirilip hesap vereceğiz, buna da inanılır mı?"
Süleyman Ateş : Biz ölüp toprak ve kemik olduğumuz zaman mı, biz mi (diriltilip yaptığımız işlere göre) cezâlanacağız?"
Tefhim-ul Kuran : «Bizler öldüğümüz, toprak ve kemikler olduğumuzda mı, gerçekten biz mi (yeniden diriltilip sonra da) sorguya çekilecekmişiz?»
Ümit Şimşek : 'Ölüp de topraktan ve kemikten ibaret hale geldikten sonra hesaba çekileceğimize?'
Yaşar Nuri Öztürk : "Biz, ölüp toprak ve kemik haline geldikten sonra, gerçekten cezalandırılacak mıyız?"


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}