» 37 / Sâffât  105:

Kuran Sırası: 37
İniş Sırası: 56
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182

 » 37 / Sâffât  Suresi: 105
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قَدْ (GD̃) = ḳad : andolsun
2. صَدَّقْتَ (ṦD̃GT) = Saddeḳte : sen doğruladın
3. الرُّؤْيَا (ELRÙYE) = r-ru'yā : rüyayı
4. إِنَّا (ÎNE) = innā : elbette biz
5. كَذَٰلِكَ (KZ̃LK) = keƶālike : işte böyle
6. نَجْزِي (NCZY) = neczī : mükafatlandırırız
7. الْمُحْسِنِينَ (ELMḪSNYN) = l-muHsinīne : güzel davrananları
andolsun | sen doğruladın | rüyayı | elbette biz | işte böyle | mükafatlandırırız | güzel davrananları |

[] [ṦD̃G] [REY] [] [] [CZY] [ḪSN]
GD̃ ṦD̃GT ELRÙYE ÎNE KZ̃LK NCZY ELMḪSNYN

ḳad Saddeḳte r-ru'yā innā keƶālike neczī l-muHsinīne
قد صدقت الرؤيا إنا كذلك نجزي المحسنين

 » 37 / Sâffât  Suresi: 105
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قد | GD̃ ḳad andolsun Verily,
صدقت ص د ق | ṦD̃G ṦD̃GT Saddeḳte sen doğruladın you have fulfilled
الرؤيا ر ا ي | REY ELRÙYE r-ru'yā rüyayı "the vision."""
إنا | ÎNE innā elbette biz Indeed, We
كذلك | KZ̃LK keƶālike işte böyle thus
نجزي ج ز ي | CZY NCZY neczī mükafatlandırırız [We] reward
المحسنين ح س ن | ḪSN ELMḪSNYN l-muHsinīne güzel davrananları the good-doers.

37:105 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

andolsun | sen doğruladın | rüyayı | elbette biz | işte böyle | mükafatlandırırız | güzel davrananları |

[] [ṦD̃G] [REY] [] [] [CZY] [ḪSN]
GD̃ ṦD̃GT ELRÙYE ÎNE KZ̃LK NCZY ELMḪSNYN

ḳad Saddeḳte r-ru'yā innā keƶālike neczī l-muHsinīne
قد صدقت الرؤيا إنا كذلك نجزي المحسنين

[] [ص د ق] [ر ا ي] [] [] [ج ز ي] [ح س ن]

 » 37 / Sâffât  Suresi: 105
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قد | GD̃ ḳad andolsun Verily,
Gaf,Dal,
100,4,
CERT – particle of certainty
حرف تحقيق
صدقت ص د ق | ṦD̃G ṦD̃GT Saddeḳte sen doğruladın you have fulfilled
Sad,Dal,Gaf,Te,
90,4,100,400,
V – 2nd person masculine singular (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
الرؤيا ر ا ي | REY ELRÙYE r-ru'yā rüyayı "the vision."""
Elif,Lam,Re,,Ye,Elif,
1,30,200,,10,1,
N – nominative feminine noun
اسم مرفوع
إنا | ÎNE innā elbette biz Indeed, We
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
كذلك | KZ̃LK keƶālike işte böyle thus
Kef,Zel,Lam,Kef,
20,700,30,20,
P – prefixed preposition ka
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
جار ومجرور
نجزي ج ز ي | CZY NCZY neczī mükafatlandırırız [We] reward
Nun,Cim,Ze,Ye,
50,3,7,10,
V – 1st person plural imperfect verb
فعل مضارع
المحسنين ح س ن | ḪSN ELMḪSNYN l-muHsinīne güzel davrananları the good-doers.
Elif,Lam,Mim,Ha,Sin,Nun,Ye,Nun,
1,30,40,8,60,50,10,50,
N – accusative masculine plural (form IV) active participle
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قَدْ: andolsun | صَدَّقْتَ: sen doğruladın | الرُّؤْيَا: rüyayı | إِنَّا: elbette biz | كَذَٰلِكَ: işte böyle | نَجْزِي: mükafatlandırırız | الْمُحْسِنِينَ: güzel davrananları |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قد GD̃ andolsun | صدقت ṦD̃GT sen doğruladın | الرؤيا ELRÙYE rüyayı | إنا ÎNE elbette biz | كذلك KZ̃LK işte böyle | نجزي NCZY mükafatlandırırız | المحسنين ELMḪSNYN güzel davrananları |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳad: andolsun | Saddeḳte: sen doğruladın | r-ru'yā: rüyayı | innā: elbette biz | keƶālike: işte böyle | neczī: mükafatlandırırız | l-muHsinīne: güzel davrananları |
Kırık Meal (Transcript) : |GD̃: andolsun | ṦD̃GT: sen doğruladın | ELRÙYE: rüyayı | ÎNE: elbette biz | KZ̃LK: işte böyle | NCZY: mükafatlandırırız | ELMḪSNYN: güzel davrananları |
Abdulbaki Gölpınarlı : Rüyanı gerçekleştirdik. Şüphe yok ki biz, böyle mükâfatlandırırız iyilik edenleri.
Adem Uğur : Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız.
Ahmed Hulusi : "Gerçekten rüyanı doğruladın. . . Doğrusu biz muhsinleri (müşahedelerinde Hak'tan gayrı bulunmayanları) böylece cezalandırırız (yaptığının sonucunu yaşatırız). "
Ahmet Tekin : 'Rüyana gerçekten sadakat gösterdin. İşte biz, iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan müslüman önderleri, inanmışları daha önce seni mükâfatlandırdığımız gibi mükâfatlandırırız.'
Ahmet Varol : Sen gerçekten rüyayı doğruladın. İşte biz iyilik edenleri böyle mükâfatlandırırız.'
Ali Bulaç : "Gerçekten sen, rüyayı doğruladın. Şüphesiz biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz."
Ali Fikri Yavuz : Gerçekten rüyana sadakat gösterdin. Şüphe yok ki biz, güzel amel işliyenleri işte böyle mükafatlandırırız.”
Bekir Sadak : (103-10) 5 Boylece ikisi de Allah' a teslimiyet gosterip, babasi oglunu alni uzerine yatirinca Biz: «Ey Ibrahim! Ruyayi gercek yaptin; iste biz iyi davrananlari boylece mukafatlandiririz» diye seslendik.
Celal Yıldırım : (104-105) Biz de Ona şöyle seslendik : Ey İbrâhim! Rüyayı cidden gerçekleşirdin. Şüphesiz biz, iyiliği, güzelliği, yararlı işleri huy edinenleri böyle mükâfatlandırırız.
Diyanet İşleri : “Gördüğün rüyanın hükmünü yerine getirdin. Şüphesiz biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız.”
Diyanet İşleri (eski) : (103-105) Böylece ikisi de Allah' a teslimiyet gösterip, babası oğlunu alnı üzerine yatırınca Biz: 'Ey İbrahim! Rüyayı gerçek yaptın; işte biz iyi davrananları böylece mükafatlandırırız' diye seslendik.
Diyanet Vakfi : (103-106) Her ikisi de teslim olup, onu alnı üzerine yatırınca: Ey İbrahim! Rüyayı gerçekleştirdin. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Bu, gerçekten, çok açık bir imtihandır, diye seslendik.
Edip Yüksel : 'Sen rüyanı uyguladın.' İyileri böyle ödüllendiririz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Rüyana gerçekten sadakat gösterdin, şüphesiz ki, biz iyilik yapanları böyle mükafatlandırırız.»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Rüyaya gerçekten sadakat gösterdin, işte Biz güzel davrananları böyle mükafatlandırırız.»
Elmalılı Hamdi Yazır : Ru'yayı gerçek tasdık eyledin, biz böyle mükâfat ederiz işte muhsinlere
Fizilal-il Kuran : Sen rüyayı doğruladın; biz güzel davrananları böyle mükafatlandırırız.
Gültekin Onan : "Gerçekten sen, rüyayı doğruladın. Şüphesiz biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz "
Hakkı Yılmaz : (103-105) Sonra ne zaman ki ikisi de İslâmlaştılar ve İbrâhîm, o'nu alnı üzere yatırdı [yüzüstü bıraktı, mağdur etti] ve Biz o'na, “Ey İbrâhîm! Sen o görüşünü kesinlikle onayladın” diye seslendik… –Şüphesiz Biz, iyilik-güzellik üretenleri işte o'nun gibi karşılıklandırırız/ödüllendiririz.–
Hasan Basri Çantay : (104-105) Biz ona: «Yâ Ibrâhîm, rü'yâna sadâkat gösterdin. Şübhesiz ki biz iyi hareket edenleri böyle mükâfatlandırırız» diye nida etdik.
Hayrat Neşriyat : (103-106) Böylece (ikisi de) teslîm olup (İbrâhîm) onu alnının bir tarafı (yere gelecek şekilde, yanı) üzerine yere yatırınca, artık ona: 'Ey İbrâhîm! Hakikaten rüyâya sadâkat gösterdin! İşte biz iyilik edenleri böyle mükâfâtlandırırız. Şübhesiz ki bu, gerçekten apaçık bir imtihandır!' diye seslendik.
İbni Kesir : Sen rü'yayı gerçekleştirdin. Elbette Biz, ihsan edenleri böylece mükafatlandırırız.
İskender Evrenosoğlu : Sen rüyaya sadık kaldın (yerine getirdin). Muhakkak ki Biz, muhsinleri işte böyle mükâfatlandırırız.
Muhammed Esed : sen şimdiden o rüya(nın amacı)nı yerine getirmiş oldun!" İşte iyilik yapanları Biz böyle ödüllendiririz:
Ömer Nasuhi Bilmen : «Sen muhakkak rüyâyı tasdik ettin. Biz böylece muhakkak muhsinleri mükâfaatlandırırız.»
Ömer Öngüt : "Rüyana sadakat gösterdin, işte biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. "
Şaban Piriş : Sen rüyanı gerçekleştirdin. Biz, iyileri böyle mükafatlandırırız.
Suat Yıldırım : (103-105) Her ikisi de Allah’ın emrine teslim olup, İbrâhim oğlunu şakağı üzere yere yatırıp, Biz de ona: "İbrâhim! Rüyanın gereğini yerine getirdin (onu kurban etmekten seni muaf tuttuk)" deyince (onları büyük bir sevinç kapladı). Biz iyileri işte böyle ödüllendiririz!
Süleyman Ateş : "Sen rüyâyı doğruladın, işte biz, güzel davrananları böyle mükâfâtlandırırız!"
Tefhim-ul Kuran : «Gerçekten sen, rüyayı doğruladın. Hiç şüphesiz biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz.»
Ümit Şimşek : 'Sen rüyana sadakat gösterdin. İşte Biz iyi kulluk edenleri böyle ödüllendiririz.'
Yaşar Nuri Öztürk : "Sen rüyayı gerçekleştirdin. İşte biz, güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}