» 16 / Nahl  116:

Kuran Sırası: 16
İniş Sırası: 70
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128

 » 16 / Nahl  Suresi: 116
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَا (VLE) = ve lā : ve
2. تَقُولُوا (TGVLVE) = teḳūlū : demeyin
3. لِمَا (LME) = limā : ötürü
4. تَصِفُ (TṦF) = teSifu : nitelendirmesinden
5. أَلْسِنَتُكُمُ (ÊLSNTKM) = elsinetukumu : dillerinizin
6. الْكَذِبَ (ELKZ̃B) = l-keƶibe : yalan
7. هَٰذَا (HZ̃E) = hāƶā : şu
8. حَلَالٌ (ḪLEL) = Halālun : helaldir
9. وَهَٰذَا (VHZ̃E) = ve hāƶā : şu ise
10. حَرَامٌ (ḪREM) = Harāmun : haramdır
11. لِتَفْتَرُوا (LTFTRVE) = litefterū : sonra uydurmuş olursunuz
12. عَلَى (AL) = ǎlā : karşı
13. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'a
14. الْكَذِبَ (ELKZ̃B) = l-keƶibe : yalan
15. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz
16. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
17. يَفْتَرُونَ (YFTRVN) = yefterūne : uyduran(lar)
18. عَلَى (AL) = ǎlā : karşı
19. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'a
20. الْكَذِبَ (ELKZ̃B) = l-keƶibe : yalan
21. لَا (LE) = lā :
22. يُفْلِحُونَ (YFLḪVN) = yufliHūne : iflah olmazlar
ve | demeyin | ötürü | nitelendirmesinden | dillerinizin | yalan | şu | helaldir | şu ise | haramdır | sonra uydurmuş olursunuz | karşı | Allah'a | yalan | şüphesiz | kimseler | uyduran(lar) | karşı | Allah'a | yalan | | iflah olmazlar |

[] [GVL] [] [VṦF] [LSN] [KZ̃B] [] [ḪLL] [] [ḪRM] [FRY] [] [] [KZ̃B] [] [] [FRY] [] [] [KZ̃B] [] [FLḪ]
VLE TGVLVE LME TṦF ÊLSNTKM ELKZ̃B HZ̃E ḪLEL VHZ̃E ḪREM LTFTRVE AL ELLH ELKZ̃B ÎN ELZ̃YN YFTRVN AL ELLH ELKZ̃B LE YFLḪVN

ve lā teḳūlū limā teSifu elsinetukumu l-keƶibe hāƶā Halālun ve hāƶā Harāmun litefterū ǎlā llahi l-keƶibe inne elleƶīne yefterūne ǎlā llahi l-keƶibe yufliHūne
ولا تقولوا لما تصف ألسنتكم الكذب هذا حلال وهذا حرام لتفتروا على الله الكذب إن الذين يفترون على الله الكذب لا يفلحون

 » 16 / Nahl  Suresi: 116
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولا | VLE ve lā ve And (do) not
تقولوا ق و ل | GVL TGVLVE teḳūlū demeyin say
لما | LME limā ötürü for that which
تصف و ص ف | VṦF TṦF teSifu nitelendirmesinden assert
ألسنتكم ل س ن | LSN ÊLSNTKM elsinetukumu dillerinizin your tongues,
الكذب ك ذ ب | KZ̃B ELKZ̃B l-keƶibe yalan the lie,
هذا | HZ̃E hāƶā şu """This"
حلال ح ل ل | ḪLL ḪLEL Halālun helaldir (is) lawful
وهذا | VHZ̃E ve hāƶā şu ise and this
حرام ح ر م | ḪRM ḪREM Harāmun haramdır "(is) forbidden,"""
لتفتروا ف ر ي | FRY LTFTRVE litefterū sonra uydurmuş olursunuz so that you invent
على | AL ǎlā karşı about
الله | ELLH llahi Allah'a Allah
الكذب ك ذ ب | KZ̃B ELKZ̃B l-keƶibe yalan the lie.
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
يفترون ف ر ي | FRY YFTRVN yefterūne uyduran(lar) invent
على | AL ǎlā karşı about
الله | ELLH llahi Allah'a Allah
الكذب ك ذ ب | KZ̃B ELKZ̃B l-keƶibe yalan the lie,
لا | LE they will not succeed.
يفلحون ف ل ح | FLḪ YFLḪVN yufliHūne iflah olmazlar they will not succeed.

16:116 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve | demeyin | ötürü | nitelendirmesinden | dillerinizin | yalan | şu | helaldir | şu ise | haramdır | sonra uydurmuş olursunuz | karşı | Allah'a | yalan | şüphesiz | kimseler | uyduran(lar) | karşı | Allah'a | yalan | | iflah olmazlar |

[] [GVL] [] [VṦF] [LSN] [KZ̃B] [] [ḪLL] [] [ḪRM] [FRY] [] [] [KZ̃B] [] [] [FRY] [] [] [KZ̃B] [] [FLḪ]
VLE TGVLVE LME TṦF ÊLSNTKM ELKZ̃B HZ̃E ḪLEL VHZ̃E ḪREM LTFTRVE AL ELLH ELKZ̃B ÎN ELZ̃YN YFTRVN AL ELLH ELKZ̃B LE YFLḪVN

ve lā teḳūlū limā teSifu elsinetukumu l-keƶibe hāƶā Halālun ve hāƶā Harāmun litefterū ǎlā llahi l-keƶibe inne elleƶīne yefterūne ǎlā llahi l-keƶibe yufliHūne
ولا تقولوا لما تصف ألسنتكم الكذب هذا حلال وهذا حرام لتفتروا على الله الكذب إن الذين يفترون على الله الكذب لا يفلحون

[] [ق و ل] [] [و ص ف] [ل س ن] [ك ذ ب] [] [ح ل ل] [] [ح ر م] [ف ر ي] [] [] [ك ذ ب] [] [] [ف ر ي] [] [] [ك ذ ب] [] [ف ل ح]

 » 16 / Nahl  Suresi: 116
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولا | VLE ve lā ve And (do) not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PRO – prohibition particle
الواو عاطفة
حرف نهي
تقولوا ق و ل | GVL TGVLVE teḳūlū demeyin say
Te,Gaf,Vav,Lam,Vav,Elif,
400,100,6,30,6,1,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
لما | LME limā ötürü for that which
Lam,Mim,Elif,
30,40,1,
P – prefixed preposition lām
REL – relative pronoun
جار ومجرور
تصف و ص ف | VṦF TṦF teSifu nitelendirmesinden assert
Te,Sad,Fe,
400,90,80,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb
فعل مضارع
ألسنتكم ل س ن | LSN ÊLSNTKM elsinetukumu dillerinizin your tongues,
,Lam,Sin,Nun,Te,Kef,Mim,
,30,60,50,400,20,40,
"N – nominative masculine plural noun → Tongue
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun"
اسم مرفوع والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
الكذب ك ذ ب | KZ̃B ELKZ̃B l-keƶibe yalan the lie,
Elif,Lam,Kef,Zel,Be,
1,30,20,700,2,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
هذا | HZ̃E hāƶā şu """This"
He,Zel,Elif,
5,700,1,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
حلال ح ل ل | ḪLL ḪLEL Halālun helaldir (is) lawful
Ha,Lam,Elif,Lam,
8,30,1,30,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
وهذا | VHZ̃E ve hāƶā şu ise and this
Vav,He,Zel,Elif,
6,5,700,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
الواو عاطفة
اسم اشارة
حرام ح ر م | ḪRM ḪREM Harāmun haramdır "(is) forbidden,"""
Ha,Re,Elif,Mim,
8,200,1,40,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
لتفتروا ف ر ي | FRY LTFTRVE litefterū sonra uydurmuş olursunuz so that you invent
Lam,Te,Fe,Te,Re,Vav,Elif,
30,400,80,400,200,6,1,
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 2nd person masculine plural (form VIII) imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
على | AL ǎlā karşı about
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
الله | ELLH llahi Allah'a Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
الكذب ك ذ ب | KZ̃B ELKZ̃B l-keƶibe yalan the lie.
Elif,Lam,Kef,Zel,Be,
1,30,20,700,2,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
يفترون ف ر ي | FRY YFTRVN yefterūne uyduran(lar) invent
Ye,Fe,Te,Re,Vav,Nun,
10,80,400,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
على | AL ǎlā karşı about
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
الله | ELLH llahi Allah'a Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
الكذب ك ذ ب | KZ̃B ELKZ̃B l-keƶibe yalan the lie,
Elif,Lam,Kef,Zel,Be,
1,30,20,700,2,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
لا | LE they will not succeed.
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يفلحون ف ل ح | FLḪ YFLḪVN yufliHūne iflah olmazlar they will not succeed.
Ye,Fe,Lam,Ha,Vav,Nun,
10,80,30,8,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَا: ve | تَقُولُوا: demeyin | لِمَا: ötürü | تَصِفُ: nitelendirmesinden | أَلْسِنَتُكُمُ: dillerinizin | الْكَذِبَ: yalan | هَٰذَا: şu | حَلَالٌ: helaldir | وَهَٰذَا: şu ise | حَرَامٌ: haramdır | لِتَفْتَرُوا: sonra uydurmuş olursunuz | عَلَى: karşı | اللَّهِ: Allah'a | الْكَذِبَ: yalan | إِنَّ: şüphesiz | الَّذِينَ: kimseler | يَفْتَرُونَ: uyduran(lar) | عَلَى: karşı | اللَّهِ: Allah'a | الْكَذِبَ: yalan | لَا: | يُفْلِحُونَ: iflah olmazlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولا WLE ve | تقولوا TGWLWE demeyin | لما LME ötürü | تصف TṦF nitelendirmesinden | ألسنتكم ÊLSNTKM dillerinizin | الكذب ELKZ̃B yalan | هذا HZ̃E şu | حلال ḪLEL helaldir | وهذا WHZ̃E şu ise | حرام ḪREM haramdır | لتفتروا LTFTRWE sonra uydurmuş olursunuz | على AL karşı | الله ELLH Allah'a | الكذب ELKZ̃B yalan | إن ÎN şüphesiz | الذين ELZ̃YN kimseler | يفترون YFTRWN uyduran(lar) | على AL karşı | الله ELLH Allah'a | الكذب ELKZ̃B yalan | لا LE | يفلحون YFLḪWN iflah olmazlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve lā: ve | teḳūlū: demeyin | limā: ötürü | teSifu: nitelendirmesinden | elsinetukumu: dillerinizin | l-keƶibe: yalan | hāƶā: şu | Halālun: helaldir | ve hāƶā: şu ise | Harāmun: haramdır | litefterū: sonra uydurmuş olursunuz | ǎlā: karşı | llahi: Allah'a | l-keƶibe: yalan | inne: şüphesiz | elleƶīne: kimseler | yefterūne: uyduran(lar) | ǎlā: karşı | llahi: Allah'a | l-keƶibe: yalan | : | yufliHūne: iflah olmazlar |
Kırık Meal (Transcript) : |VLE: ve | TGVLVE: demeyin | LME: ötürü | TṦF: nitelendirmesinden | ÊLSNTKM: dillerinizin | ELKZ̃B: yalan | HZ̃E: şu | ḪLEL: helaldir | VHZ̃E: şu ise | ḪREM: haramdır | LTFTRVE: sonra uydurmuş olursunuz | AL: karşı | ELLH: Allah'a | ELKZ̃B: yalan | ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: kimseler | YFTRVN: uyduran(lar) | AL: karşı | ELLH: Allah'a | ELKZ̃B: yalan | LE: | YFLḪVN: iflah olmazlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Yalanlar uydurup dile getirerek Allah'a iftira etmeyin şu helaldir, bu haram diye; şüphe yok ki yalan söyleyip Allah'a iftira edenler, kurtulmazlar, muratlarına ermezler.
Adem Uğur : Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak "Bu helâldir, şu da haramdır" demeyin, çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş oluyorsunuz. Kuşkusuz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler.
Ahmed Hulusi : Aklınıza esen yalanı uydurup, "Şu helaldir ve şu haramdır" demeyin. . . Çünkü Allâh'a iftira atmış olursunuz! Muhakkak ki, Allâh üzerine yalan uyduranlar kurtulmazlar!
Ahmet Tekin : Dillerinizin, kendinizin uydurduğu yalanlara dayanarak: 'Bu helâldir, meşrûdur, şu haramdır' demeyin, Allah adına yalan uydurmuş olursunuz. Allah adına yalan uyduranlar kesinlikle, kurtuluşa, ebedî nimetlerle mutluluğa eremezler.
Ahmet Varol : Dillerinizin yalan yere nitelendiregeldikleri için: 'Bu helaldir, bu da haramdır' demeyin, Yoksa Allah'a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Şüphesiz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler.
Ali Bulaç : Dillerinizin yalan yere nitelendirmesi dolayısıyla şuna helal, buna haram demeyin. Çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Şüphesiz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa ermezler.
Ali Fikri Yavuz : Dillerinizin “Bu helâldır, şu haramdır” diye yalan olarak vasıflandırdığı şeyi söylemeyin ki, Allah’a yalan iftira etmiş olursunuz. Şüphe yok ki, Allah’a yalan uyduranlar, asla kurtulamazlar.
Bekir Sadak : Diliniz yalana alismis oldugu icin, «su haram, bu helaldir» demeyin, zira Allah'a karsi yalan uydurmus olursunuz. Allah'a karsi yalan uyduranlar ise, saadete suphesiz erisemezler.
Celal Yıldırım : Allah'a karşı yalan uydurmak kasdıyle, dillerinizin alışageldiği şekilde uydurup «bu helâldir, bu haramdır» demeyin. Çünkü Allah'a karşı yalan uyduranlar elbette umduklarına erişemezler.
Diyanet İşleri : Dilleriniz yalana alışageldiğinden dolayı, Allah’a karşı yalan uydurmak için, “Şu helâldir”, “Şu haramdır” demeyin. Şüphesiz, Allah’a karşı yalan uyduranlar, kurtuluşa eremezler.
Diyanet İşleri (eski) : Diliniz yalana alışmış olduğu için, 'şu haram, bu helaldir' demeyin, zira Allah'a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Allah'a karşı yalan uyduranlar ise, saadete şüphesiz erişemezler.
Diyanet Vakfi : Dillerinizin uydurduğu yalana dayanarak «Bu helâldir, şu da haramdır» demeyin, çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş oluyorsunuz. Kuşkusuz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler.
Edip Yüksel : Dillerinizin yalan yere nitelendirmesinden ötürü 'Bu helaldir, bu haramdır,' demeyin. Böylece ALLAH'a yalan yakıştırmış olursunuz. ALLAH'a yalan yakıştıranlar başarıya ulaşamazlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Dillerinizin yalan vasfetmesi ile: «Şu helaldir, şu haramdır» demeyin; aksi halde Allah'a iftira etmiş olursunuz. Şüphesiz Allah'a yalan uyduranlar asla kurtulamazlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sadece dillerinizin yalan yere nitelemesi ile: «şu helaldır, şu haramdır.» demeyin ki, yalanı Allah'a iftira etmiş olursunuz. Şüphe yok ki, yalanı Allah'a iftira edenler kurtuluşa eremezler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Sade dilinizin yalan tavsıfile şu halâl, şu haram demeyin ki yalanı Allaha iftira etmiş olursunuz, şüphe yok ki yalanı Allaha iftirâ edenler felâh bulmazlar
Fizilal-il Kuran : Kendi dillerinizle uydurduğunuz asılsız nitelemelere dayanarak «Şu helaldir, şu da haramdır» diyerek Allah adına yalan uydurmayınız. Hiç şüphesiz Allah adına yalan uyduranlar iflah olmazlar. Kurtuluşa eremezler.
Gültekin Onan : Dillerinizin yalan yere nitelendirmesi dolayısıyla şuna helal buna haram demeyin. Çünkü Tanrı'ya karşı yalan uydurmuş olursunuz. Şüphesiz Tanrı'ya karşı yalan uyduranlar kurtuluşa ermezler.
Hakkı Yılmaz : Ve kendi dillerinizin yalan nitelemesi ile Allah'a yalan uydurmak için, “Şu helaldir, şu haramdır” demeyin. Şüphesiz Allah'a yalan uyduran kimseler iflah olmazlar.
Hasan Basri Çantay : Dillerinizin yalan yere vasıflandırageldiği şeyler için: «Şu halâldır, bu haramdır» demeyin. Çünkü (bu suretle) Allaha karşı yalan düzmüş olursunuz. Allaha yalan düzenler ise, şübhe yokdur ki felah bulmazlar.
Hayrat Neşriyat : Hem dillerinizin yalanı vasfediyor olması sebebiyle: 'Bu helâldir, şu da haramdır' demeyin; çünki Allah’a yalanı iftirâ ediyor olursunuz. Şübhesiz ki Allah’a yalan iftirâ edenler, kurtuluşa ermezler.
İbni Kesir : Diliniz yalan yere vasıflandırageldiği için her şeye: Şu helal; bu haramdır demeyin. Çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Şüphesiz ki Allah'a karşı yalan uyduranlar, asla felah bulmazlar.
İskender Evrenosoğlu : Allah'a yalanla iftira etmek için dillerinizin vasıflandırması ile “bu helâldir, bu haramdır” diye yalan söylemeyin. Muhakkak ki Allah'a yalanla iftira edenler, felâha (kurtuluşa) eremezler.
Muhammed Esed : Buna göre, artık, kendi yalanınızı (adeta) Allah'a isnad ederek öyle dilinize geldiği gibi yalan yanlış "bu helaldir, şu haramdır" demeyin; çünkü, haberiniz olsun, Allah'a yalan isnad edenler asla kurtuluşa erişemezler!
Ömer Nasuhi Bilmen : Lisanlarınızın yalan yere vasıflandırdığı şeyler hakkında «Şu helâldir ve şu haramdır» demeyiniz ki, Allah'a karşı yalan iftirada bulunmuş olursunuz. Şüphe yok ki, Allah'a karşı yalan yere iftirada bulunanlar felâha eremezler.
Ömer Öngüt : Dillerinizin yalan yere vasfettiği şeyler hakkında: “Bu helâldir, bu haramdır. ” demeyin. Çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Allah'a karşı yalan uyduranlar ise aslâ iflâh olmazlar.
Şaban Piriş : Dilleriniz yalana alışkın olması sebebiyle “Allah hakkında yalan uydurmuş olmamak için “bu helaldir, şu haramdır” demeyin. Şüphesiz, Allah hakkında yalan uyduranlar kurtuluşa eremez.
Suat Yıldırım : Kendi dillerinizin yalan yanlış nitelendirmesiyle uydurduğunuz yalanı Allah’a mal ederek "bu helâldir, şu haramdır" demeyin.Çünkü Allah adına yalan söyleyenler asla iflah olmazlar.
Süleyman Ateş : Dillerinizin yalan yere nitelendirmesinden ötürü "Şu helâldir, şu harâmdır," demeyin, sonra Allah'a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Allah'a karşı yalan uyduranlar ise iflâh olmazlar.
Tefhim-ul Kuran : Dillerinizin yalan yere nitelendirmesi dolayısıyla: «Şuna helal buna haram» demeyin. Çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Şüphesiz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa eremezler.
Ümit Şimşek : Kendi dillerinizin yakıştırdığı yalanlarla 'Şu helâl, bu haram' diyerek Allah adına yalan uydurmayın. Çünkü Allah adına yalan uyduranlar iflâh olmazlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Yalan düzerek Allah'a iftira etmek için, dillerinizin uydurma nitelendirmeleriyle "Şu helaldir, şu da haramdır!" demeyin. Yalan düzerek Allah'a iftira edenler kurtulamazlar.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}