» 16 / Nahl  107:

Kuran Sırası: 16
İniş Sırası: 70
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128

 » 16 / Nahl  Suresi: 107
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. ذَٰلِكَ (Z̃LK) = ƶālike : bu böyledir
2. بِأَنَّهُمُ (BÊNHM) = biennehumu : şüphesiz onların
3. اسْتَحَبُّوا (ESTḪBVE) = steHabbū : tercih etmelerindendir
4. الْحَيَاةَ (ELḪYET) = l-Hayāte : hayatını
5. الدُّنْيَا (ELD̃NYE) = d-dunyā : dünya
6. عَلَى (AL) = ǎlā :
7. الْاخِرَةِ (EL ËḢRT) = l-āḣirati : ahirete
8. وَأَنَّ (VÊN) = ve enne : ve şüphesiz
9. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah'ın
10. لَا (LE) = lā :
11. يَهْدِي (YHD̃Y) = yehdī : doğru yola iletmeyeceğindendir
12. الْقَوْمَ (ELGVM) = l-ḳavme : kavmi
13. الْكَافِرِينَ (ELKEFRYN) = l-kāfirīne : inkar eden
bu böyledir | şüphesiz onların | tercih etmelerindendir | hayatını | dünya | | ahirete | ve şüphesiz | Allah'ın | | doğru yola iletmeyeceğindendir | kavmi | inkar eden |

[] [] [ḪBB] [ḪYY] [D̃NV] [] [EḢR] [] [] [] [HD̃Y] [GVM] [KFR]
Z̃LK BÊNHM ESTḪBVE ELḪYET ELD̃NYE AL EL ËḢRT VÊN ELLH LE YHD̃Y ELGVM ELKEFRYN

ƶālike biennehumu steHabbū l-Hayāte d-dunyā ǎlā l-āḣirati ve enne llahe yehdī l-ḳavme l-kāfirīne
ذلك بأنهم استحبوا الحياة الدنيا على الآخرة وأن الله لا يهدي القوم الكافرين

 » 16 / Nahl  Suresi: 107
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ذلك | Z̃LK ƶālike bu böyledir That (is)
بأنهم | BÊNHM biennehumu şüphesiz onların because
استحبوا ح ب ب | ḪBB ESTḪBVE steHabbū tercih etmelerindendir they preferred
الحياة ح ي ي | ḪYY ELḪYET l-Hayāte hayatını the life
الدنيا د ن و | D̃NV ELD̃NYE d-dunyā dünya (of) the world
على | AL ǎlā over
الآخرة ا خ ر | EḢR EL ËḢRT l-āḣirati ahirete the Hereafter
وأن | VÊN ve enne ve şüphesiz and that
الله | ELLH llahe Allah'ın Allah
لا | LE (does) not
يهدي ه د ي | HD̃Y YHD̃Y yehdī doğru yola iletmeyeceğindendir guide
القوم ق و م | GVM ELGVM l-ḳavme kavmi the people
الكافرين ك ف ر | KFR ELKEFRYN l-kāfirīne inkar eden the disbelievers.

16:107 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

bu böyledir | şüphesiz onların | tercih etmelerindendir | hayatını | dünya | | ahirete | ve şüphesiz | Allah'ın | | doğru yola iletmeyeceğindendir | kavmi | inkar eden |

[] [] [ḪBB] [ḪYY] [D̃NV] [] [EḢR] [] [] [] [HD̃Y] [GVM] [KFR]
Z̃LK BÊNHM ESTḪBVE ELḪYET ELD̃NYE AL EL ËḢRT VÊN ELLH LE YHD̃Y ELGVM ELKEFRYN

ƶālike biennehumu steHabbū l-Hayāte d-dunyā ǎlā l-āḣirati ve enne llahe yehdī l-ḳavme l-kāfirīne
ذلك بأنهم استحبوا الحياة الدنيا على الآخرة وأن الله لا يهدي القوم الكافرين

[] [] [ح ب ب] [ح ي ي] [د ن و] [] [ا خ ر] [] [] [] [ه د ي] [ق و م] [ك ف ر]

 » 16 / Nahl  Suresi: 107
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ذلك | Z̃LK ƶālike bu böyledir That (is)
Zel,Lam,Kef,
700,30,20,
DEM – masculine singular demonstrative pronoun
اسم اشارة
بأنهم | BÊNHM biennehumu şüphesiz onların because
Be,,Nun,He,Mim,
2,,50,5,40,
P – prefixed preposition bi
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
حرف جر
حرف نصب من اخوات «ان» و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
استحبوا ح ب ب | ḪBB ESTḪBVE steHabbū tercih etmelerindendir they preferred
Elif,Sin,Te,Ha,Be,Vav,Elif,
1,60,400,8,2,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form X) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الحياة ح ي ي | ḪYY ELḪYET l-Hayāte hayatını the life
Elif,Lam,Ha,Ye,Elif,Te merbuta,
1,30,8,10,1,400,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
الدنيا د ن و | D̃NV ELD̃NYE d-dunyā dünya (of) the world
Elif,Lam,Dal,Nun,Ye,Elif,
1,30,4,50,10,1,
ADJ – accusative feminine singular adjective
صفة منصوبة
على | AL ǎlā over
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
الآخرة ا خ ر | EḢR EL ËḢRT l-āḣirati ahirete the Hereafter
Elif,Lam,,Hı,Re,Te merbuta,
1,30,,600,200,400,
N – genitive feminine singular noun
اسم مجرور
وأن | VÊN ve enne ve şüphesiz and that
Vav,,Nun,
6,,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
ACC – accusative particle
الواو عاطفة
حرف نصب من اخوات «ان»
الله | ELLH llahe Allah'ın Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
لا | LE (does) not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يهدي ه د ي | HD̃Y YHD̃Y yehdī doğru yola iletmeyeceğindendir guide
Ye,He,Dal,Ye,
10,5,4,10,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
القوم ق و م | GVM ELGVM l-ḳavme kavmi the people
Elif,Lam,Gaf,Vav,Mim,
1,30,100,6,40,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
الكافرين ك ف ر | KFR ELKEFRYN l-kāfirīne inkar eden the disbelievers.
Elif,Lam,Kef,Elif,Fe,Re,Ye,Nun,
1,30,20,1,80,200,10,50,
ADJ – accusative masculine plural active participle
صفة منصوبة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |ذَٰلِكَ: bu böyledir | بِأَنَّهُمُ: şüphesiz onların | اسْتَحَبُّوا: tercih etmelerindendir | الْحَيَاةَ: hayatını | الدُّنْيَا: dünya | عَلَى: | الْاخِرَةِ: ahirete | وَأَنَّ: ve şüphesiz | اللَّهَ: Allah'ın | لَا: | يَهْدِي: doğru yola iletmeyeceğindendir | الْقَوْمَ: kavmi | الْكَافِرِينَ: inkar eden |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ذلك Z̃LK bu böyledir | بأنهم BÊNHM şüphesiz onların | استحبوا ESTḪBWE tercih etmelerindendir | الحياة ELḪYET hayatını | الدنيا ELD̃NYE dünya | على AL | الآخرة EL ËḢRT ahirete | وأن WÊN ve şüphesiz | الله ELLH Allah'ın | لا LE | يهدي YHD̃Y doğru yola iletmeyeceğindendir | القوم ELGWM kavmi | الكافرين ELKEFRYN inkar eden |
Kırık Meal (Okunuş) : |ƶālike: bu böyledir | biennehumu: şüphesiz onların | steHabbū: tercih etmelerindendir | l-Hayāte: hayatını | d-dunyā: dünya | ǎlā: | l-āḣirati: ahirete | ve enne: ve şüphesiz | llahe: Allah'ın | : | yehdī: doğru yola iletmeyeceğindendir | l-ḳavme: kavmi | l-kāfirīne: inkar eden |
Kırık Meal (Transcript) : |Z̃LK: bu böyledir | BÊNHM: şüphesiz onların | ESTḪBVE: tercih etmelerindendir | ELḪYET: hayatını | ELD̃NYE: dünya | AL: | EL ËḢRT: ahirete | VÊN: ve şüphesiz | ELLH: Allah'ın | LE: | YHD̃Y: doğru yola iletmeyeceğindendir | ELGVM: kavmi | ELKEFRYN: inkar eden |
Abdulbaki Gölpınarlı : Bu da, dünyâ yaşayışını sevip âhiretten üstün tutmalarındandır ve şüphe yok ki Allah, kâfir olan topluluğu doğru yola sevketmez.
Adem Uğur : Bu (azap), onların dünya hayatını ahirete tercih etmelerinden ve Allah'ın kâfirler topluluğunu hidayete erdirmemesinden ötürüdür.
Ahmed Hulusi : Bunun sebebi, onların (sınırlı - sefil) dünya hayatını sonsuz geleceğe tercih etmeleri; Allâh'ın hakikat bilgisini inkâr edenler topluluğunu hakikate erdirmemesidir.
Ahmet Tekin : Bu azap, onların dünya hayatını severek, âhirete ebedî yurda tercih etmelerinden dolayıdır. Allah, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfir bir toplumu, doğru yola sevketme lütfunda bulunmayacak.
Ahmet Varol : Bu, onların dünya hayatını ahirete tercih etmeleri ve Allah'ın kâfirler topluluğunu hidayete eriştirmemesinden dolayıdır.
Ali Bulaç : Bu, onların dünya hayatını ahirete göre daha sevimli bulmalarından ve şüphesiz Allah'ın da inkâr eden bir topluluğu hidayete erdirmemesi nedeniyledir.
Ali Fikri Yavuz : Şundan dolayı ki, onlar, dünya hayatını ahiret üzerine tercih edip sevmişlerdir. Allah da kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez.
Bekir Sadak : Bu, dunya hayatini ahirete tercih etmelerinden ve Allah'in da, inkarci milleti dogru yola eristirmemesinden oturu boyledir.
Celal Yıldırım : Bu böyledir. Çünkü onlar Dünya hayatını sevip Âhirete tercih etmişlerdir ve Allah da kâfirler topluluğunu doğru yola eriştirmez.
Diyanet İşleri : Bu, onların dünya hayatını sevip ahirete tercih etmelerinden ve Allah’ın kâfirler topluluğunu asla doğru yola iletmeyeceğindendir.
Diyanet İşleri (eski) : Bu, dünya hayatını ahirete tercih etmelerinden ve Allah'ın da, inkarcı milleti doğru yola eriştirmemesinden ötürü böyledir.
Diyanet Vakfi : Bu (azap), onların dünya hayatını ahirete tercih etmelerinden ve Allah'ın kâfirler topluluğunu hidayete erdirmemesinden ötürüdür.
Edip Yüksel : Çünkü onlar dünya hayatını ahirete tercih ettiler. İnkarcı topluluğu ALLAH doğru yola iletmez.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bu (azab) şundan dolayıdır ki, onlar, dünya hayatını sevmiş ve onu ahirete tercih etmişlerdir. Allah da kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bunun sebebi, onların dünya hayatını sevip onu ahirete tercih etmiş olmalarıdır; Allah da kafirler güruhunu doğru yola çıkarmaz.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bunun sebebi: çünkü onlar Dünya hayatı sevmiş âhırete tercih etmişlerdir, Allah da kâfirler güruhunu doğru yola çıkarmaz
Fizilal-il Kuran : Çünkü onlar dünya hayatını ahirete tercih etmişlerdir ve çünkü Allah, kâfirleri doğru yola iletmez.
Gültekin Onan : Bu, onların dünya hayatını ahirete göre daha sevimli bulmalarından ve şüphesiz Tanrı'nın da kafir bir kavmi hidayete erdirmemesi nedeniyledir.
Hakkı Yılmaz : "Bu, onların dünya hayatını âhirete göre daha sevimli bulmalarından ve şüphesiz Allah'ın da kâfirler toplumuna; Kendisinin ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden bir topluluğa doğru yolu göstermemesi nedeniyledir. "
Hasan Basri Çantay : Bunun sebebi şudur: Çünkü onlar dünyâ hayâtını âhiretden daha üstün sevmişlerdir ve çünkü Allah kâfirler güruhuna hidâyet etmez.
Hayrat Neşriyat : Bu, doğrusu onların âhirete mukabil dünya hayâtını (tercîh ederek)sevmelerinden ve şübhesiz ki Allah’ın kâfirler topluluğunu hidâyete erdirmeyeceğindendir.
İbni Kesir : Bu, dünya hayatını ahirete tercih etmeleri ve Allah'ın da kafirler topluluğunu hidayete eriştirmemesinden ötürü, böyledir.
İskender Evrenosoğlu : İşte bu, onların dünya hayatını, ahiret hayatına göre daha çok sevmeleri ve Allah'ın, kâfir kavmi hidayete erdirmemesi sebebiyledir.
Muhammed Esed : bütün bunlar, onların dünya hayatını ahirete yeğlemelerinden ve Allah'ın da hakkı inkar eden kimseleri doğru yola yöneltmemesinden ötürüdür.
Ömer Nasuhi Bilmen : Bu da, (bu korkunç ceza da) onların dünya hayatı üzerine (tercihen) daha ziyâde sevmiş olmalarındandır ve şüphe yok ki Allah Teâlâ kâfirler olan bir kavme hidâyet etmez.
Ömer Öngüt : Bu da onların dünya hayatını ahirete tercih etmelerinden ve Allah'ın da inkâr eden topluluğu hidayete erdirmemesinden ötürüdür.
Şaban Piriş : Bu, dünya hayatını ahirete üstün tutmaları ve Allah’ın kafir toplumu doğru yola iletmemesinden dolayıdır.
Suat Yıldırım : Çünkü onlar dünya hayatını âhirete üstün tutmuşlar, âhiretlerini dünyalarına feda etmişlerdir ve çünkü onlar inkârı tercih ettikleri müddetçe Allah kâfirler topluluğunu hidâyete erdirmez.
Süleyman Ateş : Bu, onların dünyâ hayâtını âhirete tercih etmelerinden ve Allâh'ın, inkâr eden kavmi doğru yola iletmeyeceğinden ötürü böyledir.
Tefhim-ul Kuran : Bu, onların dünya hayatını ahirete göre daha sevimli bulmalarından ve şüphesiz Allah'ın da küfre sapan bir topluluğu hidayete ulaştırmaması nedeniyledir.
Ümit Şimşek : Buna sebep, onların dünya hayatını seve seve âhirete tercih etmeleridir. Çünkü Allah kâfirler güruhuna yol göstermez.
Yaşar Nuri Öztürk : Bu böyledir, çünkü, onlar şu iğreti hayatı âhirete tercih etmişlerdir. Ve Allah, küfre sapanlar topluluğunu doğruya kılavuzlamaz.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}