» 26 / Su’arâ  6:

Kuran Sırası: 26
İniş Sırası: 47
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206 207 208 209 210 211 212 213 214 215 216 217 218 219 220 221 222 223 224 225 226 227

 » 26 / Su’arâ  Suresi: 6
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَقَدْ (FGD̃) = feḳad : şüphesiz
2. كَذَّبُوا (KZ̃BVE) = keƶƶebū : yalanladılar
3. فَسَيَأْتِيهِمْ (FSYÊTYHM) = feseye'tīhim : ama kendilerine gelecektir
4. أَنْبَاءُ (ÊNBEÙ) = enbā'u : haberleri
5. مَا (ME) = mā : şeyin
6. كَانُوا (KENVE) = kānū : oldukları
7. بِهِ (BH) = bihi : onunla
8. يَسْتَهْزِئُونَ (YSTHZÙVN) = yestehziūne : alay edip duruyor(lar)
şüphesiz | yalanladılar | ama kendilerine gelecektir | haberleri | şeyin | oldukları | onunla | alay edip duruyor(lar) |

[] [KZ̃B] [ETY] [NBE] [] [KVN] [] [HZE]
FGD̃ KZ̃BVE FSYÊTYHM ÊNBEÙ ME KENVE BH YSTHZÙVN

feḳad keƶƶebū feseye'tīhim enbā'u kānū bihi yestehziūne
فقد كذبوا فسيأتيهم أنباء ما كانوا به يستهزئون

 » 26 / Su’arâ  Suresi: 6
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فقد | FGD̃ feḳad şüphesiz So verily,
كذبوا ك ذ ب | KZ̃B KZ̃BVE keƶƶebū yalanladılar they have denied,
فسيأتيهم ا ت ي | ETY FSYÊTYHM feseye'tīhim ama kendilerine gelecektir then will come to them
أنباء ن ب ا | NBE ÊNBEÙ enbā'u haberleri the news
ما | ME şeyin (of) what
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū oldukları they used
به | BH bihi onunla at it
يستهزئون ه ز ا | HZE YSTHZÙVN yestehziūne alay edip duruyor(lar) (to) mock.

26:6 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

şüphesiz | yalanladılar | ama kendilerine gelecektir | haberleri | şeyin | oldukları | onunla | alay edip duruyor(lar) |

[] [KZ̃B] [ETY] [NBE] [] [KVN] [] [HZE]
FGD̃ KZ̃BVE FSYÊTYHM ÊNBEÙ ME KENVE BH YSTHZÙVN

feḳad keƶƶebū feseye'tīhim enbā'u kānū bihi yestehziūne
فقد كذبوا فسيأتيهم أنباء ما كانوا به يستهزئون

[] [ك ذ ب] [ا ت ي] [ن ب ا] [] [ك و ن] [] [ه ز ا]

 » 26 / Su’arâ  Suresi: 6
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فقد | FGD̃ feḳad şüphesiz So verily,
Fe,Gaf,Dal,
80,100,4,
REM – prefixed resumption particle
CERT – particle of certainty
الفاء استئنافية
حرف تحقيق
كذبوا ك ذ ب | KZ̃B KZ̃BVE keƶƶebū yalanladılar they have denied,
Kef,Zel,Be,Vav,Elif,
20,700,2,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
فسيأتيهم ا ت ي | ETY FSYÊTYHM feseye'tīhim ama kendilerine gelecektir then will come to them
Fe,Sin,Ye,,Te,Ye,He,Mim,
80,60,10,,400,10,5,40,
REM – prefixed resumption particle
FUT – prefixed future particle sa
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الفاء استئنافية
حرف استقبال
فعل مضارع و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
أنباء ن ب ا | NBE ÊNBEÙ enbā'u haberleri the news
,Nun,Be,Elif,,
,50,2,1,,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
ما | ME şeyin (of) what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū oldukları they used
Kef,Elif,Nun,Vav,Elif,
20,1,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
به | BH bihi onunla at it
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
يستهزئون ه ز ا | HZE YSTHZÙVN yestehziūne alay edip duruyor(lar) (to) mock.
Ye,Sin,Te,He,Ze,,Vav,Nun,
10,60,400,5,7,,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form X) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَقَدْ: şüphesiz | كَذَّبُوا: yalanladılar | فَسَيَأْتِيهِمْ: ama kendilerine gelecektir | أَنْبَاءُ: haberleri | مَا: şeyin | كَانُوا: oldukları | بِهِ: onunla | يَسْتَهْزِئُونَ: alay edip duruyor(lar) |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فقد FGD̃ şüphesiz | كذبوا KZ̃BWE yalanladılar | فسيأتيهم FSYÊTYHM ama kendilerine gelecektir | أنباء ÊNBEÙ haberleri | ما ME şeyin | كانوا KENWE oldukları | به BH onunla | يستهزئون YSTHZÙWN alay edip duruyor(lar) |
Kırık Meal (Okunuş) : |feḳad: şüphesiz | keƶƶebū: yalanladılar | feseye'tīhim: ama kendilerine gelecektir | enbā'u: haberleri | : şeyin | kānū: oldukları | bihi: onunla | yestehziūne: alay edip duruyor(lar) |
Kırık Meal (Transcript) : |FGD̃: şüphesiz | KZ̃BVE: yalanladılar | FSYÊTYHM: ama kendilerine gelecektir | ÊNBEÙ: haberleri | ME: şeyin | KENVE: oldukları | BH: onunla | YSTHZÙVN: alay edip duruyor(lar) |
Abdulbaki Gölpınarlı : Gerçekten de yalanladılar, artık yakında alay ettikleri şeyin haberleri gelip çatacak onlara.
Adem Uğur : Üstelik (ona) "yalandır" derler; fakat alay edip durdukları şeylerin haberleri yakında onlara gelecektir.
Ahmed Hulusi : Gerçekten yalanladılar! Alay edegeldikleri şeyin haberleri, kendilerine yakında gelecektir.
Ahmet Tekin : Üstelik onu, Kur’ân’ı yalanladılar. Onlara alay edip durdukları şeyin gücünün, kendilerine getireceği sıkıntı ile ilgili haberler, yakında, dünyada da, âhirette de başlarına gelecek.
Ahmet Varol : Onlar yalanladılar; (ancak) alaya aldıkları şeyin haberleri kendilerine gelecektir.
Ali Bulaç : Gerçekten yalanladılar; fakat, alay konusu yaptıkları şeyin haberi kendilerine pek yakında gelecektir.
Ali Fikri Yavuz : Onlar, ısrarla Peygamberi ve Kur’an’ı yalanladılar. Fakat o istihza ettikleri Kur’an’ın dehşetli (azab) haberi kendilerine yakında gelecektir. (Bedir savaşında veya kıyamette perişan olacaklardır).
Bekir Sadak : Evet, yalanladilar; alay edip durduklari seylerin haberleri kendilerine ulasacaktir.
Celal Yıldırım : Cidden (onu) yalanladılar. Alaya aldıkları hususların haberi kendilerine gelecektir.
Diyanet İşleri : Onlar (Allah’ın âyetlerini) yalanladılar, fakat alay edegeldikleri şeylerin haberleri başlarına gelecek.
Diyanet İşleri (eski) : Evet, yalanladılar; alay edip durdukları şeylerin haberleri kendilerine ulaşacaktır.
Diyanet Vakfi : Üstelik (ona) «yalandır» derler; fakat alay edip durdukları şeylerin haberleri yakında onlara gelecektir.
Edip Yüksel : Yalanladıkları için, eğlenceye aldıkları şeylerin haberleri kendilerine ulaşacaktır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Üstelik (ona) «yalandır» dediler; fakat onlara alay edip durdukları şeyin haberleri yakında gelecektir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Evet, yalanlamaktalar; fakat onlara alay edip durdukları şeyin dehşet veren haberleri gelecektir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Evet tekzib etmekteler, fakat onlara o istihza ettikleri şeyin müdhiş haberleri gelecek
Fizilal-il Kuran : Onlar yalanladılar. Fakat, alay konusu ettikleri gerçeklerin somut olayları ile yakında yüzyüze geleceklerdir.
Gültekin Onan : Gerçekten yalanladılar; fakat, alay konusu yaptıkları şeyin haberi kendilerine pek yakında gelecektir.
Hakkı Yılmaz : Sonra da, kesinlikle yalanladılar. İşte alay edip durdukları şeyin haberleri yakında onlara gelecektir. + {Hıcr 92,93: İşte, andolsun Rabbine ki, Biz, kesinlikle onların hepsini yaptıkları şeylerden hesaba çekeceğiz.}
Hasan Basri Çantay : Şimdi (kat'î suretde) tekzîb etdiler. (Fakat) istihza edegeldikleri (hakıykatların mühim) haberleri yakında onlara gelecekdir.
Hayrat Neşriyat : Üstelik (onu) gerçekten yalanladılar; fakat kendisiyle alay edip durdukları şeylerin haberleri kendilerine yakında gelecektir.
İbni Kesir : Onlar, gerçekten yalanladılar. Ama alay edip durdukları şeylerin haberleri kendilerine yakında gelecektir.
İskender Evrenosoğlu : Böylece onlar yalanladılar. Fakat alay etmiş oldukları şeyin haberleri onlara yakında gelecek.
Muhammed Esed : Nitekim, işte (bu mesajı da) yalanladılar. Ama alay edip durdukları şeyin tahakkuku yakında bütün açıklığıyla onların karşısına çıkarılacak!
Ömer Nasuhi Bilmen : Muhakkak ki, tekzîp ettiler. Artık kendisiyle istihzâda bulundukları şeyin haberleri kendilerine yakında gelecektir.
Ömer Öngüt : Üstelik yalanladılar. Fakat alay edip durdukları şeylerin haberleri yakında kendilerine gelecektir.
Şaban Piriş : Onlar, inkar ettiler; ama, alay ettikleri şeyin haberleri onlara gelecektir.
Suat Yıldırım : Nitekim işte bu mesajı da yalan saydılar, ama alay edip durdukları Kur’ân’ın bildirdiği olaylar, yakında başlarına gelince, alay etmenin ne demek olduğunu anlayacaklardır.
Süleyman Ateş : Yalanladılar ama, alay edip durdukları şeyin haberleri, yakında kendilerine gelecektir.
Tefhim-ul Kuran : Gerçekten yalanladılar; fakat, alay konusu edinmekte oldukları şeyin haberi kendilerine pek yakında gelecektir.
Ümit Şimşek : İşte yine yalanladılar. Ancak alaya aldıkları şeyin haberi yakında onlara ulaşacaktır.
Yaşar Nuri Öztürk : Yemin olsun, yalanladılar ama yakında gelecektir onlara alaya alıp durdukları şeyin haberleri.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}