» 18 / Kehf  94:

Kuran Sırası: 18
İniş Sırası: 69
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110

 » 18 / Kehf  Suresi: 94
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قَالُوا (GELVE) = ḳālū : dediler ki
2. يَا (YE) = yā : EY/HEY/AH
3. ذَا (Z̃E) = ƶā : Zu
4. الْقَرْنَيْنِ (ELGRNYN) = l-ḳarneyni : Zu'l-Karneyn
5. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz
6. يَأْجُوجَ (YÊCVC) = ye'cūce : Ye'cuc
7. وَمَأْجُوجَ (VMÊCVC) = ve me'cūce : ve Me'cuc
8. مُفْسِدُونَ (MFSD̃VN) = mufsidūne : bozgunculuk yapıyorlar
9. فِي (FY) = fī :
10. الْأَرْضِ (ELÊRŽ) = l-erDi : yeryüzünde
11. فَهَلْ (FHL) = fehel : mi?
12. نَجْعَلُ (NCAL) = nec'ǎlu : verelim
13. لَكَ (LK) = leke : sana
14. خَرْجًا (ḢRCE) = ḣarcen : bir vergi
15. عَلَىٰ (AL) = ǎlā : için
16. أَنْ (ÊN) = en :
17. تَجْعَلَ (TCAL) = tec'ǎle : yapman
18. بَيْنَنَا (BYNNE) = beynenā : bizimle
19. وَبَيْنَهُمْ (VBYNHM) = ve beynehum : onların arasına
20. سَدًّا (SD̃E) = sedden : bir sed
dediler ki | EY/HEY/AH | Zu | Zu'l-Karneyn | şüphesiz | Ye'cuc | ve Me'cuc | bozgunculuk yapıyorlar | | yeryüzünde | mi? | verelim | sana | bir vergi | için | | yapman | bizimle | onların arasına | bir sed |

[GVL] [Y] [] [GRN] [] [] [] [FSD̃] [] [ERŽ] [] [CAL] [] [ḢRC] [] [] [CAL] [BYN] [BYN] [SD̃D̃]
GELVE YE Z̃E ELGRNYN ÎN YÊCVC VMÊCVC MFSD̃VN FY ELÊRŽ FHL NCAL LK ḢRCE AL ÊN TCAL BYNNE VBYNHM SD̃E

ḳālū ƶā l-ḳarneyni inne ye'cūce ve me'cūce mufsidūne l-erDi fehel nec'ǎlu leke ḣarcen ǎlā en tec'ǎle beynenā ve beynehum sedden
قالوا يا ذا القرنين إن يأجوج ومأجوج مفسدون في الأرض فهل نجعل لك خرجا على أن تجعل بيننا وبينهم سدا

 » 18 / Kehf  Suresi: 94
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū dediler ki They said,
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
ذا | Z̃E ƶā Zu Dh
القرنين ق ر ن | GRN ELGRNYN l-ḳarneyni Zu'l-Karneyn l-qarnain
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
يأجوج | YÊCVC ye'cūce Ye'cuc Yajuj
ومأجوج | VMÊCVC ve me'cūce ve Me'cuc and Majuj
مفسدون ف س د | FSD̃ MFSD̃VN mufsidūne bozgunculuk yapıyorlar (are) corrupters
في | FY in
الأرض ا ر ض | ERŽ ELÊRŽ l-erDi yeryüzünde the land.
فهل | FHL fehel mi? So may
نجعل ج ع ل | CAL NCAL nec'ǎlu verelim we make
لك | LK leke sana for you
خرجا خ ر ج | ḢRC ḢRCE ḣarcen bir vergi an expenditure
على | AL ǎlā için [on]
أن | ÊN en that
تجعل ج ع ل | CAL TCAL tec'ǎle yapman you make
بيننا ب ي ن | BYN BYNNE beynenā bizimle between us
وبينهم ب ي ن | BYN VBYNHM ve beynehum onların arasına and between them
سدا س د د | SD̃D̃ SD̃E sedden bir sed "a barrier?"""

18:94 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

dediler ki | EY/HEY/AH | Zu | Zu'l-Karneyn | şüphesiz | Ye'cuc | ve Me'cuc | bozgunculuk yapıyorlar | | yeryüzünde | mi? | verelim | sana | bir vergi | için | | yapman | bizimle | onların arasına | bir sed |

[GVL] [Y] [] [GRN] [] [] [] [FSD̃] [] [ERŽ] [] [CAL] [] [ḢRC] [] [] [CAL] [BYN] [BYN] [SD̃D̃]
GELVE YE Z̃E ELGRNYN ÎN YÊCVC VMÊCVC MFSD̃VN FY ELÊRŽ FHL NCAL LK ḢRCE AL ÊN TCAL BYNNE VBYNHM SD̃E

ḳālū ƶā l-ḳarneyni inne ye'cūce ve me'cūce mufsidūne l-erDi fehel nec'ǎlu leke ḣarcen ǎlā en tec'ǎle beynenā ve beynehum sedden
قالوا يا ذا القرنين إن يأجوج ومأجوج مفسدون في الأرض فهل نجعل لك خرجا على أن تجعل بيننا وبينهم سدا

[ق و ل] [ي] [] [ق ر ن] [] [] [] [ف س د] [] [ا ر ض] [] [ج ع ل] [] [خ ر ج] [] [] [ج ع ل] [ب ي ن] [ب ي ن] [س د د]

 » 18 / Kehf  Suresi: 94
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū dediler ki They said,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
Ye,Elif,
10,1,

ذا | Z̃E ƶā Zu Dh
Zel,Elif,
700,1,
"VOC – prefixed vocative particle ya
N – accusative masculine singular noun → Dhul Qarnayn"
أداة نداء
اسم منصوب
القرنين ق ر ن | GRN ELGRNYN l-ḳarneyni Zu'l-Karneyn l-qarnain
Elif,Lam,Gaf,Re,Nun,Ye,Nun,
1,30,100,200,50,10,50,
N – genitive masculine dual noun
اسم مجرور
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
يأجوج | YÊCVC ye'cūce Ye'cuc Yajuj
Ye,,Cim,Vav,Cim,
10,,3,6,3,
"PN – accusative proper noun → Gog and Magog"
اسم علم منصوب
ومأجوج | VMÊCVC ve me'cūce ve Me'cuc and Majuj
Vav,Mim,,Cim,Vav,Cim,
6,40,,3,6,3,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PN – accusative proper noun → Gog and Magog"
الواو عاطفة
اسم علم منصوب
مفسدون ف س د | FSD̃ MFSD̃VN mufsidūne bozgunculuk yapıyorlar (are) corrupters
Mim,Fe,Sin,Dal,Vav,Nun,
40,80,60,4,6,50,
N – nominative masculine plural (form IV) active participle
اسم مرفوع
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الأرض ا ر ض | ERŽ ELÊRŽ l-erDi yeryüzünde the land.
Elif,Lam,,Re,Dad,
1,30,,200,800,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
فهل | FHL fehel mi? So may
Fe,He,Lam,
80,5,30,
REM – prefixed resumption particle
INTG – interrogative particle
الفاء استئنافية
حرف استفهام
نجعل ج ع ل | CAL NCAL nec'ǎlu verelim we make
Nun,Cim,Ayn,Lam,
50,3,70,30,
V – 1st person plural imperfect verb
فعل مضارع
لك | LK leke sana for you
Lam,Kef,
30,20,
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
خرجا خ ر ج | ḢRC ḢRCE ḣarcen bir vergi an expenditure
Hı,Re,Cim,Elif,
600,200,3,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
على | AL ǎlā için [on]
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
أن | ÊN en that
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
تجعل ج ع ل | CAL TCAL tec'ǎle yapman you make
Te,Cim,Ayn,Lam,
400,3,70,30,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع منصوب
بيننا ب ي ن | BYN BYNNE beynenā bizimle between us
Be,Ye,Nun,Nun,Elif,
2,10,50,50,1,
LOC – accusative location adverb
PRON – 1st person plural possessive pronoun
ظرف مكان منصوب و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وبينهم ب ي ن | BYN VBYNHM ve beynehum onların arasına and between them
Vav,Be,Ye,Nun,He,Mim,
6,2,10,50,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
LOC – accusative location adverb
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
الواو عاطفة
ظرف مكان منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
سدا س د د | SD̃D̃ SD̃E sedden bir sed "a barrier?"""
Sin,Dal,Elif,
60,4,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قَالُوا: dediler ki | يَا: EY/HEY/AH | ذَا: Zu | الْقَرْنَيْنِ: Zu'l-Karneyn | إِنَّ: şüphesiz | يَأْجُوجَ: Ye'cuc | وَمَأْجُوجَ: ve Me'cuc | مُفْسِدُونَ: bozgunculuk yapıyorlar | فِي: | الْأَرْضِ: yeryüzünde | فَهَلْ: mi? | نَجْعَلُ: verelim | لَكَ: sana | خَرْجًا: bir vergi | عَلَىٰ: için | أَنْ: | تَجْعَلَ: yapman | بَيْنَنَا: bizimle | وَبَيْنَهُمْ: onların arasına | سَدًّا: bir sed |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قالوا GELWE dediler ki | يا YE EY/HEY/AH | ذا Z̃E Zu | القرنين ELGRNYN Zu'l-Karneyn | إن ÎN şüphesiz | يأجوج YÊCWC Ye'cuc | ومأجوج WMÊCWC ve Me'cuc | مفسدون MFSD̃WN bozgunculuk yapıyorlar | في FY | الأرض ELÊRŽ yeryüzünde | فهل FHL mi? | نجعل NCAL verelim | لك LK sana | خرجا ḢRCE bir vergi | على AL için | أن ÊN | تجعل TCAL yapman | بيننا BYNNE bizimle | وبينهم WBYNHM onların arasına | سدا SD̃E bir sed |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳālū: dediler ki | : EY/HEY/AH | ƶā: Zu | l-ḳarneyni: Zu'l-Karneyn | inne: şüphesiz | ye'cūce: Ye'cuc | ve me'cūce: ve Me'cuc | mufsidūne: bozgunculuk yapıyorlar | : | l-erDi: yeryüzünde | fehel: mi? | nec'ǎlu: verelim | leke: sana | ḣarcen: bir vergi | ǎlā: için | en: | tec'ǎle: yapman | beynenā: bizimle | ve beynehum: onların arasına | sedden: bir sed |
Kırık Meal (Transcript) : |GELVE: dediler ki | YE: EY/HEY/AH | Z̃E: Zu | ELGRNYN: Zu'l-Karneyn | ÎN: şüphesiz | YÊCVC: Ye'cuc | VMÊCVC: ve Me'cuc | MFSD̃VN: bozgunculuk yapıyorlar | FY: | ELÊRŽ: yeryüzünde | FHL: mi? | NCAL: verelim | LK: sana | ḢRCE: bir vergi | AL: için | ÊN: | TCAL: yapman | BYNNE: bizimle | VBYNHM: onların arasına | SD̃E: bir sed |
Abdulbaki Gölpınarlı : Dediler ki: Ey Zülkarneyn, Ye'cuc'la Me'cuc, yeryüzünde bozgunculuk yapan tâifelerdir, onlarla bizim aramıza bir set yapmak şartıyle sana mallarımızdan versek râzı olur musun, yapar mısın?
Adem Uğur : Dediler ki: Ey Zülkarneyn! Bu memlekette Ye'cûc ve Me'cûc bozgunculuk yapmaktadırlar. Bizimle onlar arasında bir sed yapman için sana bir vergi verelim mi?
Ahmed Hulusi : Dediler: "Ey Zül-Karneyn! Şüphesiz ki yecüc ve mecüc Arz'da bozgunculuk yapmaktadırlar! Bizimle onlar arasına bir set oluşturman için, sana bir ücret ödeyelim mi?"
Ahmet Tekin : Onlar: 'Ey Zülkarneyn, Ye’cüc ve Me’cüc bu topraklarda fesat çıkarıyorlar. Onun için, bizimle onlar arasında bir set yapman şartıyla sana bir vergi versek olur mu?' dediler.
Ahmet Varol : Onlar dediler ki: 'Ey Zulkarneyn! Doğrusu Ye'cuc ve Me'cuc (bu) yerde bozgunculuk etmektedirler. Onlarla bizim aramızda bir set yapman için sana bir vergi verelim mi?'
Ali Bulaç : Dediler ki: "Ey Zu'l-Karneyn, gerçekten Ye'cuc ve Me'cuc, yeryüzünde bozgunculuk çıkarıyorlar, bizimle onlar arasında bir sed inşa etmen için sana vergi verelim mi?"
Ali Fikri Yavuz : (Tercümanları vasıtasıyla) şöyle dediler: “Ey Zü’l-Karneyn (İki kabile olan) Ye’cüc ve Me’cüc bu yerde fesad çıkarıyorlar. Onun için, bizimle onlar arasında bir sed yapman şartıyla sana bir vergi versek?”
Bekir Sadak : N/A
Celal Yıldırım : Onlar: «Ey Zülkarneyn ! Doğrusu şu Ye'cûc - Me'cûc yeryüzünde durmadan fesâd çıkarıyorlar; bizimle onlar arasında bir SED yapman için sana bir harç (gereken vergi ve masrafı) versek olmaz mı ?»
Diyanet İşleri : Dediler ki: “Ey Zülkarneyn! Ye’cüc ve Me’cüc (adlı kavimler) yeryüzünde bozgunculuk yapmaktadırlar. Onlarla bizim aramıza bir engel yapman karşılığında sana bir vergi verelim mi?”
Diyanet İşleri (eski) : Dediler ki: Zülkarneyn! Doğrusu Yecüc ve Mecüc bu ülkede bozgunculuk yapıyorlar. Bizimle onların arasına bir sed yapman için sana bir vergi verelim mi?
Diyanet Vakfi : Dediler ki: Ey Zülkarneyn! Bu memlekette Ye'cûc ve Me'cûc bozgunculuk yapmaktadırlar. Bizimle onlar arasında bir sed yapman için sana bir vergi verelim mi?
Edip Yüksel : Dediler ki, 'Ey İki Nesle Sahip Olan (Zül Karneyn), Yecuc ve Mecuc yeryüzünde kötülük işliyorlar. Bizimle onların arasında bir engel koyman için sana bir vergi ödeyebilir miyiz?'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Dediler ki: «Ey Zülkarneyn! Ye'cuc ve Me'cuc bu yerde fesat çıkarıyorlar. Onun için, bizimle onlar arasında bir sed yapman şartıyla sana bir vergi versek olur mu?»
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlar: «Ey Zulkarneyn, haberin olsun, Ye'cuc ve Me'cuc bu yerde fesat çıkarıyorlar; bu yüzden onlarla bizim aramızda bir set yapman şartıyla sana bir vergi ödesek olur mu?» dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Dediler ki ey Zülkarneyn! haberin olsun Ye'cuc ile Me'cuc bu Arzda fesad yapıp duruyorlar, onun için onlarla bizim aramıza bir sed yapman şartile sana biz bir harc versek olur mu?
Fizilal-il Kuran : Bu adamlar «Ey Zülkarneyn, Ye'cuc ile Me'cuc bu yörede sürekli kargaşa çıkaran topluluklardır. Sana bir miktar mal versek, karşılığında onlar ile aramızda bir set yapar mısın?» dediler.
Gültekin Onan : Dediler ki: "Ey Zu'l-Karneyn, gerçekten Yecuc ve Mecuc yeryüzünde bozgunculuk çıkarıyorlar, bizimle onlar arasında bir sed inşa etmen için sana vergi verelim mi?"
Hakkı Yılmaz : Söz anlamaz toplum [Hayber Yahudileri] dediler ki: “Ey iki çağın sahibi! Şüphesiz akıncılar ve komutanı [Muhammed ve ordusu] bu topraklarda bozguncudur [ziraattan anlamıyorlar, araziye yazık ediyorlar]. Onun için, bizimle onlar arasında bir vesika yapman şartıyla sana bir vergi versek olur mu?”
Hasan Basri Çantay : Onlar dediler ki: «Zülkarneyn, hakıykat, Ye'cûc ve Me'cûc (bu) yerde fesâd çıkaran (kabile) lerdir. Bizimle onların arasına bir sed yapman üzerine sana bir vergi verelim mi»?
Hayrat Neşriyat : Dediler ki: 'Ey Zülkarneyn! Doğrusu Ye’cüc ve Me’cüc bu memlekette fesad çıkaran kimselerdir. Bu yüzden bizimle onların arasına bir sed yapman için sana bir vergi(bir ücret) verelim mi?'
İbni Kesir : Dediler ki: Ey Zülkarneyn; Ye'cuc ve Me'cuc bu ülkede doğrusu bozgunculuk yapıyorlar. Bizim ve onların arasına bir sed yapman için sana vergi verelim mi?
İskender Evrenosoğlu : “Ey Zülkarneyn! Muhakkak ki yecüc ve mecüc, yeryüzünde fesat çıkaranlardır. Bu sebeple, onlarla bizim aramıza bir set yapman için, sana harç verelim mi?” dediler.
Muhammed Esed : Bunlar (ona): "Sen ey Zulkarneyn!" dediler, "Yecüc ve Mecüc bu ülkede bozgunculuk yapıyor. Onlarla bizim aramızda bir set inşa etmen şartıyla sana bir baç (vergi) verelim mi?"
Ömer Nasuhi Bilmen : Dediler ki: «Ey Zülkarneyn! Şüphe yok ki, Yecüc ile Mecüc, yerde fesat çıkarıp duran kimselerdir. Bizimle onların arasına bir sed yapmaklığın için sana bir bedel versek olur mu?»
Ömer Öngüt : Dediler ki: “Ey Zülkarneyn! Doğrusu Ye'cüc ve Me'cüc bu memlekette bozgunculuk yapıp duruyorlar. Bizimle onların arasında bir sed yapman için sana biz bir vergi verelim mi?”
Şaban Piriş : -Ey Zülkarneyn, dediler, Ye’cüc ve Me’cüc bu ülkede bozgunculuk yapıyorlar. Bizimle onların arasına bir set yapman için sana vergi verelim mi?
Suat Yıldırım : "Ey Zülkarneyn!" dediler, "Ye’cüc ve Me’cüc bu ülkede bozgunculuk yapıyorlar. Bizimle onlar arasında bir sed yapman için sana bir vergi vermeyi teklif ediyoruz, ne dersin?"
Süleyman Ateş : Dediler ki: "Ey Zu'l-Karneyn, Ye'cûc ve Me'cûc, bu yerde bozgunculuk yapıyorlar. Bizimle onların arasına bir sed yapman için sana bir vergi verelim mi?"
Tefhim-ul Kuran : Dediler ki: «Ey Zu'l-Karneyn, gerçekten Ye'cuc ve Me'cuc, yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaktalar, bizimle onlar arasında bir sed inşa etmen için sana vergi verelim mi?»
Ümit Şimşek : 'Ey Zülkarneyn,' dediler. 'Ye'cüc ile Me'cüc yeryüzünde bozgunculuk ediyorlar. Sana bir vergi versek, onlarla bizim aramıza bir sed yapar mısın?'
Yaşar Nuri Öztürk : Dediler: "Ey Zülkarneyn! Ye'cûc ve Me'cûc bu yerde bozgunculuk yapıyorlar. Onlarla bizim aramızda bir set yapman şartıyla sana vergi verelim mi?"


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}