» 18 / Kehf  99:

Kuran Sırası: 18
İniş Sırası: 69
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110

 » 18 / Kehf  Suresi: 99
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَتَرَكْنَا (VTRKNE) = ve teraknā : biz bırakırız
2. بَعْضَهُمْ (BAŽHM) = beǎ'Dehum : birbirlerini
3. يَوْمَئِذٍ (YVMÙZ̃) = yevmeiƶin : o gün
4. يَمُوجُ (YMVC) = yemūcu : dalgalanır bir halde
5. فِي (FY) = fī : içinde
6. بَعْضٍ (BAŽ) = beǎ'Din : birbiri
7. وَنُفِخَ (VNFḢ) = ve nufiḣa : ve üflenir
8. فِي (FY) = fī :
9. الصُّورِ (ELṦVR) = S-Sūri : Sur'a
10. فَجَمَعْنَاهُمْ (FCMANEHM) = fecemeǎ'nāhum : ve onları toplarız
11. جَمْعًا (CMAE) = cem'ǎn : hepsini
biz bırakırız | birbirlerini | o gün | dalgalanır bir halde | içinde | birbiri | ve üflenir | | Sur'a | ve onları toplarız | hepsini |

[TRK] [BAŽ] [] [MVC] [] [BAŽ] [NFḢ] [] [ṦVR] [CMA] [CMA]
VTRKNE BAŽHM YVMÙZ̃ YMVC FY BAŽ VNFḢ FY ELṦVR FCMANEHM CMAE

ve teraknā beǎ'Dehum yevmeiƶin yemūcu beǎ'Din ve nufiḣa S-Sūri fecemeǎ'nāhum cem'ǎn
وتركنا بعضهم يومئذ يموج في بعض ونفخ في الصور فجمعناهم جمعا

 » 18 / Kehf  Suresi: 99
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وتركنا ت ر ك | TRK VTRKNE ve teraknā biz bırakırız And We (will) leave
بعضهم ب ع ض | BAŽ BAŽHM beǎ'Dehum birbirlerini some of them
يومئذ | YVMÙZ̃ yevmeiƶin o gün (on) that Day
يموج م و ج | MVC YMVC yemūcu dalgalanır bir halde to surge
في | FY içinde over
بعض ب ع ض | BAŽ BAŽ beǎ'Din birbiri others,
ونفخ ن ف خ | NFḢ VNFḢ ve nufiḣa ve üflenir and (will be) blown
في | FY in
الصور ص و ر | ṦVR ELṦVR S-Sūri Sur'a the trumpet,
فجمعناهم ج م ع | CMA FCMANEHM fecemeǎ'nāhum ve onları toplarız then We (will) gather them
جمعا ج م ع | CMA CMAE cem'ǎn hepsini all together.

18:99 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

biz bırakırız | birbirlerini | o gün | dalgalanır bir halde | içinde | birbiri | ve üflenir | | Sur'a | ve onları toplarız | hepsini |

[TRK] [BAŽ] [] [MVC] [] [BAŽ] [NFḢ] [] [ṦVR] [CMA] [CMA]
VTRKNE BAŽHM YVMÙZ̃ YMVC FY BAŽ VNFḢ FY ELṦVR FCMANEHM CMAE

ve teraknā beǎ'Dehum yevmeiƶin yemūcu beǎ'Din ve nufiḣa S-Sūri fecemeǎ'nāhum cem'ǎn
وتركنا بعضهم يومئذ يموج في بعض ونفخ في الصور فجمعناهم جمعا

[ت ر ك] [ب ع ض] [] [م و ج] [] [ب ع ض] [ن ف خ] [] [ص و ر] [ج م ع] [ج م ع]

 » 18 / Kehf  Suresi: 99
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وتركنا ت ر ك | TRK VTRKNE ve teraknā biz bırakırız And We (will) leave
Vav,Te,Re,Kef,Nun,Elif,
6,400,200,20,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
بعضهم ب ع ض | BAŽ BAŽHM beǎ'Dehum birbirlerini some of them
Be,Ayn,Dad,He,Mim,
2,70,800,5,40,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
يومئذ | YVMÙZ̃ yevmeiƶin o gün (on) that Day
Ye,Vav,Mim,,Zel,
10,6,40,,700,
T – time adverb
ظرف زمان
يموج م و ج | MVC YMVC yemūcu dalgalanır bir halde to surge
Ye,Mim,Vav,Cim,
10,40,6,3,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
في | FY içinde over
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
بعض ب ع ض | BAŽ BAŽ beǎ'Din birbiri others,
Be,Ayn,Dad,
2,70,800,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
ونفخ ن ف خ | NFḢ VNFḢ ve nufiḣa ve üflenir and (will be) blown
Vav,Nun,Fe,Hı,
6,50,80,600,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular passive perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض مبني للمجهول
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الصور ص و ر | ṦVR ELṦVR S-Sūri Sur'a the trumpet,
Elif,Lam,Sad,Vav,Re,
1,30,90,6,200,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
فجمعناهم ج م ع | CMA FCMANEHM fecemeǎ'nāhum ve onları toplarız then We (will) gather them
Fe,Cim,Mim,Ayn,Nun,Elif,He,Mim,
80,3,40,70,50,1,5,40,
REM – prefixed resumption particle
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الفاء استئنافية
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
جمعا ج م ع | CMA CMAE cem'ǎn hepsini all together.
Cim,Mim,Ayn,Elif,
3,40,70,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَتَرَكْنَا: biz bırakırız | بَعْضَهُمْ: birbirlerini | يَوْمَئِذٍ: o gün | يَمُوجُ: dalgalanır bir halde | فِي: içinde | بَعْضٍ: birbiri | وَنُفِخَ: ve üflenir | فِي: | الصُّورِ: Sur'a | فَجَمَعْنَاهُمْ: ve onları toplarız | جَمْعًا: hepsini |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وتركنا WTRKNE biz bırakırız | بعضهم BAŽHM birbirlerini | يومئذ YWMÙZ̃ o gün | يموج YMWC dalgalanır bir halde | في FY içinde | بعض BAŽ birbiri | ونفخ WNFḢ ve üflenir | في FY | الصور ELṦWR Sur'a | فجمعناهم FCMANEHM ve onları toplarız | جمعا CMAE hepsini |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve teraknā: biz bırakırız | beǎ'Dehum: birbirlerini | yevmeiƶin: o gün | yemūcu: dalgalanır bir halde | : içinde | beǎ'Din: birbiri | ve nufiḣa: ve üflenir | : | S-Sūri: Sur'a | fecemeǎ'nāhum: ve onları toplarız | cem'ǎn: hepsini |
Kırık Meal (Transcript) : |VTRKNE: biz bırakırız | BAŽHM: birbirlerini | YVMÙZ̃: o gün | YMVC: dalgalanır bir halde | FY: içinde | BAŽ: birbiri | VNFḢ: ve üflenir | FY: | ELṦVR: Sur'a | FCMANEHM: ve onları toplarız | CMAE: hepsini |
Abdulbaki Gölpınarlı : O gün deniz gibi dalgalanır, dalga dalga birbirlerine karışır onlar ve sûr üfürülür de onların hepsini toplarız.
Adem Uğur : O gün (kıyamet gününde bakarsın ki) biz onları, birbirine çarparak çalkalanır bir halde bırakmışızdır; Sûr'a da üfürülmüş, böylece onları bütünüyle bir araya getirmişizdir.
Ahmed Hulusi : O gün onları serbest bırakırız, dalgalar hâlinde (iki tür) birbirlerine girerler! Sur'a da üflenmiştir; artık hepsini cem etmişizdir.
Ahmet Tekin : O gün, Kıyamet gününde, biz onları birbirine çarparak çalkalanır bir halde bırakırız. Sûra da üfürülür, böylece onların hepsini biraraya toplamış oluruz.
Ahmet Varol : O gün onları birbirleri içinde dalgalanır halde bırakırız. Sur'a da üflenir ve artık onların tümünü biraraya toplarız.
Ali Bulaç : Biz o gün, bir kısmını bir kısmı içinde dalgalanırcasına bırakıvermişiz. Sur'a da üfürülmüştür, artık onların tümünü bir arada toparlamışız.
Ali Fikri Yavuz : (Ye’cüc ve Me’cüc’un veya pek kalabalık insanların çıkacağı) o gün, onları, birbiri içinde dalgalanır hale bırakmışızdır; Sûr’a üfürülmüştür. Artık hepsini hesap için toplamışızdır.
Bekir Sadak : Biz o gun onlari birakiriz, dalgalar halinde birbirlerine girerler. Sura uflenince hepsini bir araya toplariz.
Celal Yıldırım : O gün onları bırakırız da dalgalanır halde kaynaşırlar. Sûr'a üflenince onları hep biraraya getiririz.
Diyanet İşleri : O gün biz onları bırakırız, dalga dalga birbirlerine karışırlar. Sonra sûra üfürülür de onları toptan bir araya getiririz.
Diyanet İşleri (eski) : Biz o gün onları bırakırız, dalgalar halinde birbirlerine girerler. Sura üflenince hepsini bir araya toplarız.
Diyanet Vakfi : O gün (kıyamet gününde bakarsın ki) biz onları, birbirine çarparak çalkalanır bir halde bırakmışızdır; Sûr'a da üfürülmüş, böylece onları bütünüyle bir araya getirmişizdir.
Edip Yüksel : O gün onları bırakırız. Dalgalar halinde birbirlerine girerler. Boruya üflenir; hepsini bir araya toplarız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Biz o gün (kıyamet günü) onları bırakıvermişizdir. Dalgalar halinde birbirlerine girerler, Sûr'a da üfürülmüştür. Böylece onların hepsini bir araya toplamışızdır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve o gün Biz onları, birbirlerinin içinde dalgalanır bir durumda bırakıvermişizdir Sura da üfürülmüştür, artık hepsini toplamış da toplamışızdır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve o gün onları bırakıvermişizdir, bir kısmı diğerinin içinde dalgalanıyorlar, Sura da üfürülmüştür, artık hepsini toplamış da toplamışızdır
Fizilal-il Kuran : O gün biz insan yığınlarını önce dalgalanmaya bırakırız. Sonra Sur'a üflenince hepsini biraraya toplarız.
Gültekin Onan : Biz o gün, bir kısmını bir kısmı içinde dalgalanırcasına bırakıvermişiz. Sura da üfürülmüştür, artık onların tümünü bir arada toparlamışız.
Hakkı Yılmaz : Ve Biz, kıyâmet günü ortak koşan kimseleri dalgalar hâlinde birbirlerine girer hâlde bırakıvermişizdir. Sûr'a da üflenmiştir. Böylece ortak koşan kimselerin hepsini bir araya toplayıvermişizdir.
Hasan Basri Çantay : O gün biz onları birbiri içinde dalgalanır bir halde bırakmışızdır (bırakacağız. Artık) «Şuur» da üfürülmüşdür (üfürülecekdir.) Bu suretle hepsini (mahşerde) derleyip toparlamışızdır (toplayacağız).
Hayrat Neşriyat : (Ye’cüc ve Me’cüc’ün ortaya çıkacakları) o gün (o âhir zaman fitnesinde) onları birbiri içinde dalgalanır bir hâlde bırakmışızdır; nihâyet (mühletleri bittiğinde) sûra üfürülmüş, böylece onları hep berâber (mahşerde) bir araya getirmişizdir.
İbni Kesir : O gün; Biz, onları bırakırız, dalgalar halinde birbirlerine girerler. Sur'a üflenince hepsini bir araya toplarız.
İskender Evrenosoğlu : Ve izin günü onları, birbirlerine karışmış halde bıraktık. Ve sur'a üfürüldü. O zaman onların hepsini topladık.
Muhammed Esed : O gün onları bırakırız, dalga dalga yürüyüp birbirlerine karışsınlar; ve sura üflenir: Böylece hepsini bir araya toplarız.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve o gün (Yecüc ile Mecüc'ün çıktıkları zaman) Onların bazılarını bazısı içinde dalgalanır (muztarip) bir halde bırakmışızdır ve sura üfürülmüştür, artık onların hepsini toptan toplamışızdır.
Ömer Öngüt : Biz o gün onları bırakırız da dalgalar halinde birbirine girerler. Sur'a da üfürülmüş, böylece biz onların hepsini bütünüyle bir araya getirmişizdir.
Şaban Piriş : Günü gelince biz onları bırakırız. Dalgalar halinde birbirlerine girerler. Sur’a üflendiği zaman da hepsini bir araya toplarız.
Suat Yıldırım : O gün, yani kıyamet günü onlar deniz dalgaları gibi birbirine çarparak çalkalanırlar. Sûr’a da üfürülür, insanların hepsini bir araya toplarız.
Süleyman Ateş : Biz o gün (Ye'cûc ve Me'cûc'u) bırakmışızdır: Birbiri içinde dalgalanır(lar). Sûr'a da üflenmiştir ve onları hep bir araya toplamışızdır.
Tefhim-ul Kuran : Biz o gün, bir kısmını bir kısmı içinde dalgalanırcasına bırakıvermişiz. Sur'a da üfürülmüştür, artık onların tümünü bir arada toparlamışız.
Ümit Şimşek : O gün Biz insanları birbirlerinin üzerinde dalgalanır halde bırakmışızdır. Sûra üfürülmüş, hepsini bir araya getirmişizdir.
Yaşar Nuri Öztürk : O gün onları bırakmışızdır, birbirleri içinde dalgalanırlar. Sûra da üflenmiştir; hepsini bir araya toplamışızdır.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}