» 18 / Kehf  18:

Kuran Sırası: 18
İniş Sırası: 69
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110

 » 18 / Kehf  Suresi: 18
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَتَحْسَبُهُمْ (VTḪSBHM) = ve teHsebuhum : sen onları sanırsın
2. أَيْقَاظًا (ÊYGEƵE) = eyḳāZen : uyanıklar
3. وَهُمْ (VHM) = vehum : onlar
4. رُقُودٌ (RGVD̃) = ruḳūdun : uyudukları halde
5. وَنُقَلِّبُهُمْ (VNGLBHM) = ve nuḳallibuhum : ve onları (uykuda) çeviririz
6. ذَاتَ (Z̃ET) = ƶāte :
7. الْيَمِينِ (ELYMYN) = l-yemīni : sağlarına
8. وَذَاتَ (VZ̃ET) = ve ƶāte : ve
9. الشِّمَالِ (ELŞMEL) = ş-şimāli : sollarına
10. وَكَلْبُهُمْ (VKLBHM) = vekelbuhum : ve köpekleri de
11. بَاسِطٌ (BESŦ) = bāsiTun : uzatmış vaziyettedir
12. ذِرَاعَيْهِ (Z̃REAYH) = ƶirāǎyhi : ön ayaklarını
13. بِالْوَصِيدِ (BELVṦYD̃) = bil-veSīdi : girişte
14. لَوِ (LV) = levi : eğer
15. اطَّلَعْتَ (EŦLAT) = TTaleǎ'te : görseydin
16. عَلَيْهِمْ (ALYHM) = ǎleyhim : onların durumunu
17. لَوَلَّيْتَ (LVLYT) = levelleyte : mutlaka dönüp
18. مِنْهُمْ (MNHM) = minhum : onlardan
19. فِرَارًا (FRERE) = firāran : kaçardın
20. وَلَمُلِئْتَ (VLMLÙT) = velemuli'te : ve içine dolardı
21. مِنْهُمْ (MNHM) = minhum : onlardan
22. رُعْبًا (RABE) = ruǎ'ben : korku
sen onları sanırsın | uyanıklar | onlar | uyudukları halde | ve onları (uykuda) çeviririz | | sağlarına | ve | sollarına | ve köpekleri de | uzatmış vaziyettedir | ön ayaklarını | girişte | eğer | görseydin | onların durumunu | mutlaka dönüp | onlardan | kaçardın | ve içine dolardı | onlardan | korku |

[ḪSB] [YGƵ] [] [RGD̃] [GLB] [] [YMN] [] [ŞML] [KLB] [BSŦ] [Z̃RA] [VṦD̃] [] [ŦLA] [] [VLY] [] [FRR] [MLE] [] [RAB]
VTḪSBHM ÊYGEƵE VHM RGVD̃ VNGLBHM Z̃ET ELYMYN VZ̃ET ELŞMEL VKLBHM BESŦ Z̃REAYH BELVṦYD̃ LV EŦLAT ALYHM LVLYT MNHM FRERE VLMLÙT MNHM RABE

ve teHsebuhum eyḳāZen vehum ruḳūdun ve nuḳallibuhum ƶāte l-yemīni ve ƶāte ş-şimāli vekelbuhum bāsiTun ƶirāǎyhi bil-veSīdi levi TTaleǎ'te ǎleyhim levelleyte minhum firāran velemuli'te minhum ruǎ'ben
وتحسبهم أيقاظا وهم رقود ونقلبهم ذات اليمين وذات الشمال وكلبهم باسط ذراعيه بالوصيد لو اطلعت عليهم لوليت منهم فرارا ولملئت منهم رعبا

 » 18 / Kehf  Suresi: 18
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وتحسبهم ح س ب | ḪSB VTḪSBHM ve teHsebuhum sen onları sanırsın And you (would) think them
أيقاظا ي ق ظ | YGƵ ÊYGEƵE eyḳāZen uyanıklar awake
وهم | VHM vehum onlar while they
رقود ر ق د | RGD̃ RGVD̃ ruḳūdun uyudukları halde (were) asleep.
ونقلبهم ق ل ب | GLB VNGLBHM ve nuḳallibuhum ve onları (uykuda) çeviririz And We turned them
ذات | Z̃ET ƶāte to
اليمين ي م ن | YMN ELYMYN l-yemīni sağlarına the right
وذات | VZ̃ET ve ƶāte ve and to
الشمال ش م ل | ŞML ELŞMEL ş-şimāli sollarına the left,
وكلبهم ك ل ب | KLB VKLBHM vekelbuhum ve köpekleri de while their dog
باسط ب س ط | BSŦ BESŦ bāsiTun uzatmış vaziyettedir stretched
ذراعيه ذ ر ع | Z̃RA Z̃REAYH ƶirāǎyhi ön ayaklarını his two forelegs
بالوصيد و ص د | VṦD̃ BELVṦYD̃ bil-veSīdi girişte at the entrance.
لو | LV levi eğer If
اطلعت ط ل ع | ŦLA EŦLAT TTaleǎ'te görseydin you had looked
عليهم | ALYHM ǎleyhim onların durumunu at them,
لوليت و ل ي | VLY LVLYT levelleyte mutlaka dönüp you (would) have surely turned back
منهم | MNHM minhum onlardan from them
فرارا ف ر ر | FRR FRERE firāran kaçardın (in) flight
ولملئت م ل ا | MLE VLMLÙT velemuli'te ve içine dolardı and surely you would have been filled
منهم | MNHM minhum onlardan by them
رعبا ر ع ب | RAB RABE ruǎ'ben korku (with) terror.

18:18 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

sen onları sanırsın | uyanıklar | onlar | uyudukları halde | ve onları (uykuda) çeviririz | | sağlarına | ve | sollarına | ve köpekleri de | uzatmış vaziyettedir | ön ayaklarını | girişte | eğer | görseydin | onların durumunu | mutlaka dönüp | onlardan | kaçardın | ve içine dolardı | onlardan | korku |

[ḪSB] [YGƵ] [] [RGD̃] [GLB] [] [YMN] [] [ŞML] [KLB] [BSŦ] [Z̃RA] [VṦD̃] [] [ŦLA] [] [VLY] [] [FRR] [MLE] [] [RAB]
VTḪSBHM ÊYGEƵE VHM RGVD̃ VNGLBHM Z̃ET ELYMYN VZ̃ET ELŞMEL VKLBHM BESŦ Z̃REAYH BELVṦYD̃ LV EŦLAT ALYHM LVLYT MNHM FRERE VLMLÙT MNHM RABE

ve teHsebuhum eyḳāZen vehum ruḳūdun ve nuḳallibuhum ƶāte l-yemīni ve ƶāte ş-şimāli vekelbuhum bāsiTun ƶirāǎyhi bil-veSīdi levi TTaleǎ'te ǎleyhim levelleyte minhum firāran velemuli'te minhum ruǎ'ben
وتحسبهم أيقاظا وهم رقود ونقلبهم ذات اليمين وذات الشمال وكلبهم باسط ذراعيه بالوصيد لو اطلعت عليهم لوليت منهم فرارا ولملئت منهم رعبا

[ح س ب] [ي ق ظ] [] [ر ق د] [ق ل ب] [] [ي م ن] [] [ش م ل] [ك ل ب] [ب س ط] [ذ ر ع] [و ص د] [] [ط ل ع] [] [و ل ي] [] [ف ر ر] [م ل ا] [] [ر ع ب]

 » 18 / Kehf  Suresi: 18
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وتحسبهم ح س ب | ḪSB VTḪSBHM ve teHsebuhum sen onları sanırsın And you (would) think them
Vav,Te,Ha,Sin,Be,He,Mim,
6,400,8,60,2,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine singular imperfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
فعل مضارع و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
أيقاظا ي ق ظ | YGƵ ÊYGEƵE eyḳāZen uyanıklar awake
,Ye,Gaf,Elif,Zı,Elif,
,10,100,1,900,1,
N – accusative masculine plural indefinite noun
اسم منصوب
وهم | VHM vehum onlar while they
Vav,He,Mim,
6,5,40,
CIRC – prefixed circumstantial particle
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الواو حالية
ضمير منفصل
رقود ر ق د | RGD̃ RGVD̃ ruḳūdun uyudukları halde (were) asleep.
Re,Gaf,Vav,Dal,
200,100,6,4,
N – nominative masculine plural indefinite noun
اسم مرفوع
ونقلبهم ق ل ب | GLB VNGLBHM ve nuḳallibuhum ve onları (uykuda) çeviririz And We turned them
Vav,Nun,Gaf,Lam,Be,He,Mim,
6,50,100,30,2,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural (form II) imperfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
فعل مضارع و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
ذات | Z̃ET ƶāte to
Zel,Elif,Te,
700,1,400,
N – nominative feminine singular noun
اسم مرفوع
اليمين ي م ن | YMN ELYMYN l-yemīni sağlarına the right
Elif,Lam,Ye,Mim,Ye,Nun,
1,30,10,40,10,50,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
وذات | VZ̃ET ve ƶāte ve and to
Vav,Zel,Elif,Te,
6,700,1,400,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative feminine singular noun
الواو عاطفة
اسم مرفوع
الشمال ش م ل | ŞML ELŞMEL ş-şimāli sollarına the left,
Elif,Lam,Şın,Mim,Elif,Lam,
1,30,300,40,1,30,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
وكلبهم ك ل ب | KLB VKLBHM vekelbuhum ve köpekleri de while their dog
Vav,Kef,Lam,Be,He,Mim,
6,20,30,2,5,40,
"CIRC – prefixed circumstantial particle
N – nominative masculine noun → Dog
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun"
الواو حالية
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
باسط ب س ط | BSŦ BESŦ bāsiTun uzatmış vaziyettedir stretched
Be,Elif,Sin,Tı,
2,1,60,9,
N – nominative masculine indefinite active participle
اسم مرفوع
ذراعيه ذ ر ع | Z̃RA Z̃REAYH ƶirāǎyhi ön ayaklarını his two forelegs
Zel,Re,Elif,Ayn,Ye,He,
700,200,1,70,10,5,
N – nominative masculine dual noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم مرفوع والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
بالوصيد و ص د | VṦD̃ BELVṦYD̃ bil-veSīdi girişte at the entrance.
Be,Elif,Lam,Vav,Sad,Ye,Dal,
2,1,30,6,90,10,4,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
لو | LV levi eğer If
Lam,Vav,
30,6,
COND – conditional particle
حرف شرط
اطلعت ط ل ع | ŦLA EŦLAT TTaleǎ'te görseydin you had looked
Elif,Tı,Lam,Ayn,Te,
1,9,30,70,400,
V – 2nd person masculine singular (form VIII) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
عليهم | ALYHM ǎleyhim onların durumunu at them,
Ayn,Lam,Ye,He,Mim,
70,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
لوليت و ل ي | VLY LVLYT levelleyte mutlaka dönüp you (would) have surely turned back
Lam,Vav,Lam,Ye,Te,
30,6,30,10,400,
EMPH – emphatic prefix lām
V – 2nd person masculine singular (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
اللام لام التوكيد
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
منهم | MNHM minhum onlardan from them
Mim,Nun,He,Mim,
40,50,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
فرارا ف ر ر | FRR FRERE firāran kaçardın (in) flight
Fe,Re,Elif,Re,Elif,
80,200,1,200,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
ولملئت م ل ا | MLE VLMLÙT velemuli'te ve içine dolardı and surely you would have been filled
Vav,Lam,Mim,Lam,,Te,
6,30,40,30,,400,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
EMPH – emphatic prefix lām
V – 2nd person masculine singular passive perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
اللام لام التوكيد
فعل ماض مبني للمجهول والتاء ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
منهم | MNHM minhum onlardan by them
Mim,Nun,He,Mim,
40,50,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
رعبا ر ع ب | RAB RABE ruǎ'ben korku (with) terror.
Re,Ayn,Be,Elif,
200,70,2,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَتَحْسَبُهُمْ: sen onları sanırsın | أَيْقَاظًا: uyanıklar | وَهُمْ: onlar | رُقُودٌ: uyudukları halde | وَنُقَلِّبُهُمْ: ve onları (uykuda) çeviririz | ذَاتَ: | الْيَمِينِ: sağlarına | وَذَاتَ: ve | الشِّمَالِ: sollarına | وَكَلْبُهُمْ: ve köpekleri de | بَاسِطٌ: uzatmış vaziyettedir | ذِرَاعَيْهِ: ön ayaklarını | بِالْوَصِيدِ: girişte | لَوِ: eğer | اطَّلَعْتَ: görseydin | عَلَيْهِمْ: onların durumunu | لَوَلَّيْتَ: mutlaka dönüp | مِنْهُمْ: onlardan | فِرَارًا: kaçardın | وَلَمُلِئْتَ: ve içine dolardı | مِنْهُمْ: onlardan | رُعْبًا: korku |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وتحسبهم WTḪSBHM sen onları sanırsın | أيقاظا ÊYGEƵE uyanıklar | وهم WHM onlar | رقود RGWD̃ uyudukları halde | ونقلبهم WNGLBHM ve onları (uykuda) çeviririz | ذات Z̃ET | اليمين ELYMYN sağlarına | وذات WZ̃ET ve | الشمال ELŞMEL sollarına | وكلبهم WKLBHM ve köpekleri de | باسط BESŦ uzatmış vaziyettedir | ذراعيه Z̃REAYH ön ayaklarını | بالوصيد BELWṦYD̃ girişte | لو LW eğer | اطلعت EŦLAT görseydin | عليهم ALYHM onların durumunu | لوليت LWLYT mutlaka dönüp | منهم MNHM onlardan | فرارا FRERE kaçardın | ولملئت WLMLÙT ve içine dolardı | منهم MNHM onlardan | رعبا RABE korku |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve teHsebuhum: sen onları sanırsın | eyḳāZen: uyanıklar | vehum: onlar | ruḳūdun: uyudukları halde | ve nuḳallibuhum: ve onları (uykuda) çeviririz | ƶāte: | l-yemīni: sağlarına | ve ƶāte: ve | ş-şimāli: sollarına | vekelbuhum: ve köpekleri de | bāsiTun: uzatmış vaziyettedir | ƶirāǎyhi: ön ayaklarını | bil-veSīdi: girişte | levi: eğer | TTaleǎ'te: görseydin | ǎleyhim: onların durumunu | levelleyte: mutlaka dönüp | minhum: onlardan | firāran: kaçardın | velemuli'te: ve içine dolardı | minhum: onlardan | ruǎ'ben: korku |
Kırık Meal (Transcript) : |VTḪSBHM: sen onları sanırsın | ÊYGEƵE: uyanıklar | VHM: onlar | RGVD̃: uyudukları halde | VNGLBHM: ve onları (uykuda) çeviririz | Z̃ET: | ELYMYN: sağlarına | VZ̃ET: ve | ELŞMEL: sollarına | VKLBHM: ve köpekleri de | BESŦ: uzatmış vaziyettedir | Z̃REAYH: ön ayaklarını | BELVṦYD̃: girişte | LV: eğer | EŦLAT: görseydin | ALYHM: onların durumunu | LVLYT: mutlaka dönüp | MNHM: onlardan | FRERE: kaçardın | VLMLÙT: ve içine dolardı | MNHM: onlardan | RABE: korku |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onları uyanık sanırsın, halbuki uyuyor onlar ve biz onları sağ ve sol taraflarına çevirip durmadayız ve köpekleri de mağaranın girilecek yerinde, ön ayaklarını yere uzatmış, yatmada. Hallerini anlasaydın mutlaka onlardan kaçardın ve mutlaka onların halinden korku dolardı içine.
Adem Uğur : Kendileri uykuda oldukları halde sen onları uyanık sanırdın. Onları sağa sola çevirirdik. Köpekleri de mağaranın girişinde ön ayaklarını uzatmış yatmakta idi. Eğer onların durumlarına muttali olsa idin dönüp onlardan kaçardın ve gördüklerin yüzünden için korku ile dolardı.
Ahmed Hulusi : Onlar (ölü gibi) uykuda oldukları hâlde, sen onları ayıktırlar sanırdın. . . Onları sağlarına sollarına çevirdik. . . Köpekleri de (mağaranın) önüne iki kolunu uzatıp yaymıştı! Onları o hâlde görseydin, arkanı döner uzaklaşırdın! Onların bu durumundan heyecanlanır ürkerdin!
Ahmet Tekin : Onlar uykuda oldukları halde, sen onları uyanık sanırdın. Onları sağa sola çevirirdik. Köpekleri de mağaranın eşiğinde, ön ayaklarını uzatmış yatmakta idi. Eğer onların durumlarını görse idin, dönüp kaçardın. Gördüklerin yüzünden için korku ile dolardı.
Ahmet Varol : Sen onları uyanık sanırsın. Oysa onlar uykudadırlar. Biz onları sağ yana ve sol yana çeviririz. Köpekleri de girişte iki kolunu uzatmış (yatmakta)dır. Onların durumlarını görecek olsaydın mutlaka arkanı dönüp kaçardın ve onlardan için korku dolardı.
Ali Bulaç : Sen onları uyanık sanırsın, oysa onlar (derin bir uykuda) uyuşmuşlardır. Biz onları sağ yana ve sol yana çeviriyorduk. Köpekleri de iki kolunu uzatmış yatıyordu. Onları görmüş olsaydın, geri dönüp onlardan kaçardın, onlardan içini korku kaplardı.
Ali Fikri Yavuz : Bir de onları, (gözleri açık olduğu için) uyanık kimseler sanırsın, halbuki onlar uykudalardır. Biz onları, (yanları incinmesin diye) sağa ve sola çeviriyorduk. Köpekleri de mağaranın giriş yerinde iki kolunu uzatıp yatmaktaydı. Eğer durumlarını göreydin, (heybetlerinden ötürü) muhakkak kendilerinden (ürküp) döner kaçardın ve onlardan, içine korku dolardı.
Bekir Sadak : Magara ehli uykuda iken sen onlari uyanik sanirdin. Biz onlari saga ve sola dondururduk. Kopekleri dirseklerini esige uzatmisti. Onlari gorsen, icin korkuyla dolar, geri donup kacardin.
Celal Yıldırım : Onları uyanık sanırsın, oysa uyku halindedirler; sağa sola onları çevirip dururuz. Köpekleri de iki kolunu eşiğine uzatmış vaziyette. Onları bir görseydin dönüp onlardan kaçardın ve için korku dolup ürperirdin.
Diyanet İşleri : Uykuda oldukları hâlde, sen onları uyanık sanırsın. Biz onları sağa sola çeviriyorduk. Köpekleri de mağaranın girişinde iki kolunu uzatmış (yatmakta idi.) Onları görseydin, mutlaka onlardan yüz çevirip kaçardın ve gördüklerin yüzünden için korku ile dolardı.
Diyanet İşleri (eski) : Mağara ehli uykuda iken sen onları uyanık sanırdın. Biz onları sağa ve sola döndürürdük. Köpekleri dirseklerini eşiğe uzatmıştı. Onları görsen, için korkuyla dolar, geri dönüp kaçardın.
Diyanet Vakfi : Kendileri uykuda oldukları halde sen onları uyanık sanırdın. Onları sağa sola çevirirdik. Köpekleri de mağaranın girişinde ön ayaklarını uzatmış yatmakta idi. Eğer onların durumlarına muttali olsa idin dönüp onlardan kaçardın ve gördüklerin yüzünden için korku ile dolardı.
Edip Yüksel : Uykuda olmalarına rağmen onları uyanık sanırsın. Onları sağa ve sola doğru çeviririz. Köpekleri de kollarını eşikte uzatmıştır. Onlara baksaydın onlardan dönüp kaçardın ve onlardan dolayı korkuyla dolardın.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Bir de onları mağarada görseydin uyanık sanırdın. Halbuki onlar uykudadırlar. Biz onları sağa sola çevirirdik. Köpekleri de girişte ön ayaklarını ileri doğru uzatmıştı. Eğer onları görseydin, arkana bakmadan kaçardın ve için korku ile dolardı.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Bir de onları uyanık sanırdın, halbuki uykudadırlar ve biz onları sağa sola çevirirdik; köpekleri de giriş kısmında iki kolunu uzatmıştı. Onları görseydin mutlaka onlardan kaçar ve elbette için dehşet ile dolardı.
Elmalılı Hamdi Yazır : Bir de onları uyanıklar zannedersin halbuki uykudalardır ve biz onları sağa sola çeviririz, köpekleri de medhalde iki kolunu uzatmış, üzerlerine çıkıversen mutlaka onlardan döner kaçardın ve her halde onlardan dehşet dolardın
Fizilal-il Kuran : Onları görseydin, uyanık sanırdın; oysa uyuyorlardı. Biz onları gâh sağ yanlarına, gâh sol yanlarına çeviriyorduk. Köpekleri de ön ayaklarını mağaranın eşiğine dayamıştı. Eğer karşılarına çıksan hemen geri dönüp kaçardın, içine saldıkları korkudan ödün patlardı.
Gültekin Onan : Sen onları uyanık sanırsın, oysa onlar (derin bir uykuda) uyuşmuşlardır. Biz onları sağ yana ve sol yana çeviriyorduk (nükallibühüm). Köpekleri de iki kolunu uzatmış yatıyordu. Onları görmüş olsaydın, geri dönüp onlardan kaçardın, onlardan içini korku kaplardı.
Hakkı Yılmaz : Ve sen Ashâb-ı Rakim'i görseydin uyanık sanırdın. Hâlbuki onlar uykudadırlar. Ve Biz onları sağ yana ve sol yana çeviririz. Köpekleri de girişte ön ayaklarını ileri doğru uzatmıştı. Eğer sen onların durumunu iyice bilseydin, kesinlikle, kaçarak onlardan uzaklaşırdın ve onlardan ürpertiyle dolardın.
Hasan Basri Çantay : Sen onları uyanık kimseler sanırsın. Halbuki onlar uyuyanlardır. Biz onları (gâh) sağ yanına, (gâh) sol yanına çeviriyorduk. Köpekleri de (mağaranın) giriş yerinde iki kolunu (ayağını) uzat (ıb yat) makda idi. Üzerlerine tırmanıb da (hallerini bir) görseydin mutlakaa onlardan yüz çevirir, kaçardın ve her halde için onlardan korku ile dolardı.
Hayrat Neşriyat : Ve onlar(a baksan, mağarada) uyuyan kimseler oldukları hâlde onları uyanık sanırdın; hem onları (bir taraflarına yatıp kalmakla zarar görmemeleri için) sağ tarafa ve sol tarafa döndürüyorduk; köpekleri de (mağaranın) giriş(in)de iki kolunu (ön ayaklarını)uzatan (bir muhâfız olarak yatmakta) idi. Onlara (o hâllerinde) muttali' olsaydın (öylece görseydin), gerçekten kendilerinden (ürker ve) kaçarak geri dönerdin; hem onlardan dolayı elbette korku ile dolardın!
İbni Kesir : Onlar uykuda iken; sen, onları uyanık sanırdın. Biz, onları sağa ve sola döndürüyorduk. Köpekleri de dirseklerini eşiğe uzatmıştı. Onları görsen; için korkuyla dolar, geri dönüp kaçardın.
İskender Evrenosoğlu : Ve onlar, uykuda oldukları halde sen onları uyanık sanırsın. Ve onları sağa ve sola doğru çeviririz. Onların köpeği, ön ayaklarını (mağaranın) giriş kısmına uzatmış vaziyettedir. Eğer sen, onlara muttali olsaydın (yakından görseydin), mutlaka onlardan kaçarak (geri) dönerdin. Ve mutlaka sen, onlardan korkuyla dolardın (çok korkardın).
Muhammed Esed : Uykuda oldukları halde sen onları uyanık sanırdın. Öyle ki, Biz onları bir sağa çeviriyorduk, bir sola; ve köpekleri de eşikte ön ayaklarını uzatıp (uyuyakalmıştı). Onlara (bu halleriyle) rastlamış olsaydın arkanı dönüp kaçardın; onlardan yana için korkuyla dolardı.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve onları uyanıklar sanırsın, halbuki, onlar uykudadırlar ve onları sağ taraflarına ve sol taraflarına çeviririz ve köpekleri de iki kolunu kapı tarafına uzatmış bir haldedir. Eğer onların bu hallerine muttali olsa idin elbette onlardan döner, firar ederdin ve onlardan korku ile dolardın.
Ömer Öngüt : Sen onları uyanık sanırsın, halbuki onlar uykudadırlar. Biz onları sağa ve sola çevirirdik. Köpekleri de mağaranın giriş yerinde iki kolunu uzatıp yatmaktaydı. Onları bir görseydin, mutlaka dönüp giderdin ve için korkuyla dolardı.
Şaban Piriş : Onlar uykuda iken sen onları uyanık sanırsın. Biz onları sağa sola döndürüyorduk. Köpekleri de ön ayaklarını eşiğe uzatmıştı. Onları görseydin, onlardan korkup arkana dönüp kaçardın.
Suat Yıldırım : Sen onları uyanık sanırdın, halbuki gerçekte onlar uykuda idiler.(Yanları ezilmesin diye) Biz onları gâh sağa, gâh sola çevirirdik. Köpekleri ise mağara girişinde ön ayaklarını yaymış vaziyette duruyordu. Onları görseydin sen de ürker, derhal dönüp kaçardın, için korku ile dolardı.
Süleyman Ateş : Uykuda oldukları halde sen onları uyanıklar sanırsın onları (uykuda) sağa sola çeviririz. Köpekleri de girişte iki kolunu (ön ayaklarını) uzatmış vaziyettedir. Onların durumunu görseydin, mutlaka onlardan dönüp kaçardın. Ve onlardan içine korku dolardı.
Tefhim-ul Kuran : Sen onları uyanık sanırsın, oysa onlar (derin bir uykuda) uyuşmuşlardır. Biz onları sağ yana ve sol yana çeviriyorduk. Onların köpekleri de iki kolunu uzatmış yatmaktaydı. Onları görmüş olsaydın, geri dönüp onlardan kaçardın, onlardan içini korku kaplardı.
Ümit Şimşek : Onları görecek olsan uyanık sanırdın. Halbuki onlar uykudaydılar; Biz ise onları sağa sola çeviriyorduk. Köpekleri de mağara girişinde iki ayağını uzatmış yatıyordu. Onları o halde görsen dehşete düşer ve döner, kaçardın.
Yaşar Nuri Öztürk : Sen onları uyanıktırlar sanırsın; oysaki onlar uykudadırlar. Onları sağ tarafa da sol tarafa da çeviririz. Köpekleri de iki kolunu girişe uzatıp yaymıştır. Onların durumunu görseydin kesinlikle onlardan yüz çevirip kaçırdın. Ve onlardan içinde mutlaka korku doldurulurdu.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}