» 18 / Kehf  56:

Kuran Sırası: 18
İniş Sırası: 69
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110

 » 18 / Kehf  Suresi: 56
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَمَا (VME) = ve mā : ve
2. نُرْسِلُ (NRSL) = nursilu : biz göndermeyiz
3. الْمُرْسَلِينَ (ELMRSLYN) = l-murselīne : elçileri
4. إِلَّا (ÎLE) = illā : (olması) dışında
5. مُبَشِّرِينَ (MBŞRYN) = mubeşşirīne : müjdeleyiciler
6. وَمُنْذِرِينَ (VMNZ̃RYN) = ve munƶirīne : ve uyarıcılar
7. وَيُجَادِلُ (VYCED̃L) = ve yucādilu : ve mücadele ediyorlar
8. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
9. كَفَرُوا (KFRVE) = keferū : inkar eden(ler)
10. بِالْبَاطِلِ (BELBEŦL) = bil-bāTili : batılla
11. لِيُدْحِضُوا (LYD̃ḪŽVE) = liyudHiDū : gidermek için
12. بِهِ (BH) = bihi : onunla
13. الْحَقَّ (ELḪG) = l-Haḳḳa : hakkı
14. وَاتَّخَذُوا (VETḢZ̃VE) = vetteḣaƶū : ve edindiler
15. ايَاتِي ( ËYETY) = āyātī : ayetlerimi
16. وَمَا (VME) = ve mā : ve şeyleri
17. أُنْذِرُوا (ÊNZ̃RVE) = unƶirū : uyarıldıkları
18. هُزُوًا (HZVE) = huzuven : alay konusu
ve | biz göndermeyiz | elçileri | (olması) dışında | müjdeleyiciler | ve uyarıcılar | ve mücadele ediyorlar | kimseler | inkar eden(ler) | batılla | gidermek için | onunla | hakkı | ve edindiler | ayetlerimi | ve şeyleri | uyarıldıkları | alay konusu |

[] [RSL] [RSL] [] [BŞR] [NZ̃R] [CD̃L] [] [KFR] [BŦL] [D̃ḪŽ] [] [ḪGG] [EḢZ̃] [EYY] [] [NZ̃R] [HZE]
VME NRSL ELMRSLYN ÎLE MBŞRYN VMNZ̃RYN VYCED̃L ELZ̃YN KFRVE BELBEŦL LYD̃ḪŽVE BH ELḪG VETḢZ̃VE ËYETY VME ÊNZ̃RVE HZVE

ve mā nursilu l-murselīne illā mubeşşirīne ve munƶirīne ve yucādilu elleƶīne keferū bil-bāTili liyudHiDū bihi l-Haḳḳa vetteḣaƶū āyātī ve mā unƶirū huzuven
وما نرسل المرسلين إلا مبشرين ومنذرين ويجادل الذين كفروا بالباطل ليدحضوا به الحق واتخذوا آياتي وما أنذروا هزوا

 » 18 / Kehf  Suresi: 56
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وما | VME ve mā ve And not
نرسل ر س ل | RSL NRSL nursilu biz göndermeyiz We send
المرسلين ر س ل | RSL ELMRSLYN l-murselīne elçileri the Messengers
إلا | ÎLE illā (olması) dışında except
مبشرين ب ش ر | BŞR MBŞRYN mubeşşirīne müjdeleyiciler (as) bearers of glad tidings
ومنذرين ن ذ ر | NZ̃R VMNZ̃RYN ve munƶirīne ve uyarıcılar and (as) warners.
ويجادل ج د ل | CD̃L VYCED̃L ve yucādilu ve mücadele ediyorlar And dispute
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
كفروا ك ف ر | KFR KFRVE keferū inkar eden(ler) disbelieve
بالباطل ب ط ل | BŦL BELBEŦL bil-bāTili batılla with falsehood,
ليدحضوا د ح ض | D̃ḪŽ LYD̃ḪŽVE liyudHiDū gidermek için to refute
به | BH bihi onunla thereby
الحق ح ق ق | ḪGG ELḪG l-Haḳḳa hakkı the truth.
واتخذوا ا خ ذ | EḢZ̃ VETḢZ̃VE vetteḣaƶū ve edindiler And they take
آياتي ا ي ي | EYY ËYETY āyātī ayetlerimi My Verses
وما | VME ve mā ve şeyleri and what
أنذروا ن ذ ر | NZ̃R ÊNZ̃RVE unƶirū uyarıldıkları they are warned
هزوا ه ز ا | HZE HZVE huzuven alay konusu (in) ridicule.

18:56 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve | biz göndermeyiz | elçileri | (olması) dışında | müjdeleyiciler | ve uyarıcılar | ve mücadele ediyorlar | kimseler | inkar eden(ler) | batılla | gidermek için | onunla | hakkı | ve edindiler | ayetlerimi | ve şeyleri | uyarıldıkları | alay konusu |

[] [RSL] [RSL] [] [BŞR] [NZ̃R] [CD̃L] [] [KFR] [BŦL] [D̃ḪŽ] [] [ḪGG] [EḢZ̃] [EYY] [] [NZ̃R] [HZE]
VME NRSL ELMRSLYN ÎLE MBŞRYN VMNZ̃RYN VYCED̃L ELZ̃YN KFRVE BELBEŦL LYD̃ḪŽVE BH ELḪG VETḢZ̃VE ËYETY VME ÊNZ̃RVE HZVE

ve mā nursilu l-murselīne illā mubeşşirīne ve munƶirīne ve yucādilu elleƶīne keferū bil-bāTili liyudHiDū bihi l-Haḳḳa vetteḣaƶū āyātī ve mā unƶirū huzuven
وما نرسل المرسلين إلا مبشرين ومنذرين ويجادل الذين كفروا بالباطل ليدحضوا به الحق واتخذوا آياتي وما أنذروا هزوا

[] [ر س ل] [ر س ل] [] [ب ش ر] [ن ذ ر] [ج د ل] [] [ك ف ر] [ب ط ل] [د ح ض] [] [ح ق ق] [ا خ ذ ] [ا ي ي] [] [ن ذ ر] [ه ز ا]

 » 18 / Kehf  Suresi: 56
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وما | VME ve mā ve And not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
نرسل ر س ل | RSL NRSL nursilu biz göndermeyiz We send
Nun,Re,Sin,Lam,
50,200,60,30,
V – 1st person plural (form IV) imperfect verb
فعل مضارع
المرسلين ر س ل | RSL ELMRSLYN l-murselīne elçileri the Messengers
Elif,Lam,Mim,Re,Sin,Lam,Ye,Nun,
1,30,40,200,60,30,10,50,
N – accusative masculine plural (form IV) passive participle
اسم منصوب
إلا | ÎLE illā (olması) dışında except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
مبشرين ب ش ر | BŞR MBŞRYN mubeşşirīne müjdeleyiciler (as) bearers of glad tidings
Mim,Be,Şın,Re,Ye,Nun,
40,2,300,200,10,50,
N – accusative masculine plural (form II) active participle
اسم منصوب
ومنذرين ن ذ ر | NZ̃R VMNZ̃RYN ve munƶirīne ve uyarıcılar and (as) warners.
Vav,Mim,Nun,Zel,Re,Ye,Nun,
6,40,50,700,200,10,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine plural (form IV) active participle
الواو عاطفة
اسم منصوب
ويجادل ج د ل | CD̃L VYCED̃L ve yucādilu ve mücadele ediyorlar And dispute
Vav,Ye,Cim,Elif,Dal,Lam,
6,10,3,1,4,30,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular (form III) imperfect verb
الواو عاطفة
فعل مضارع
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
كفروا ك ف ر | KFR KFRVE keferū inkar eden(ler) disbelieve
Kef,Fe,Re,Vav,Elif,
20,80,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بالباطل ب ط ل | BŦL BELBEŦL bil-bāTili batılla with falsehood,
Be,Elif,Lam,Be,Elif,Tı,Lam,
2,1,30,2,1,9,30,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine active participle
جار ومجرور
ليدحضوا د ح ض | D̃ḪŽ LYD̃ḪŽVE liyudHiDū gidermek için to refute
Lam,Ye,Dal,Ha,Dad,Vav,Elif,
30,10,4,8,800,6,1,
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
به | BH bihi onunla thereby
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
الحق ح ق ق | ḪGG ELḪG l-Haḳḳa hakkı the truth.
Elif,Lam,Ha,Gaf,
1,30,8,100,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
واتخذوا ا خ ذ | EḢZ̃ VETḢZ̃VE vetteḣaƶū ve edindiler And they take
Vav,Elif,Te,Hı,Zel,Vav,Elif,
6,1,400,600,700,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form VIII) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
آياتي ا ي ي | EYY ËYETY āyātī ayetlerimi My Verses
,Ye,Elif,Te,Ye,
,10,1,400,10,
N – nominative feminine plural noun
PRON – 1st person singular possessive pronoun
اسم مرفوع والياء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وما | VME ve mā ve şeyleri and what
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
أنذروا ن ذ ر | NZ̃R ÊNZ̃RVE unƶirū uyarıldıkları they are warned
,Nun,Zel,Re,Vav,Elif,
,50,700,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) passive perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
هزوا ه ز ا | HZE HZVE huzuven alay konusu (in) ridicule.
He,Ze,Vav,Elif,
5,7,6,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَمَا: ve | نُرْسِلُ: biz göndermeyiz | الْمُرْسَلِينَ: elçileri | إِلَّا: (olması) dışında | مُبَشِّرِينَ: müjdeleyiciler | وَمُنْذِرِينَ: ve uyarıcılar | وَيُجَادِلُ: ve mücadele ediyorlar | الَّذِينَ: kimseler | كَفَرُوا: inkar eden(ler) | بِالْبَاطِلِ: batılla | لِيُدْحِضُوا: gidermek için | بِهِ: onunla | الْحَقَّ: hakkı | وَاتَّخَذُوا: ve edindiler | ايَاتِي: ayetlerimi | وَمَا: ve şeyleri | أُنْذِرُوا: uyarıldıkları | هُزُوًا: alay konusu |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وما WME ve | نرسل NRSL biz göndermeyiz | المرسلين ELMRSLYN elçileri | إلا ÎLE (olması) dışında | مبشرين MBŞRYN müjdeleyiciler | ومنذرين WMNZ̃RYN ve uyarıcılar | ويجادل WYCED̃L ve mücadele ediyorlar | الذين ELZ̃YN kimseler | كفروا KFRWE inkar eden(ler) | بالباطل BELBEŦL batılla | ليدحضوا LYD̃ḪŽWE gidermek için | به BH onunla | الحق ELḪG hakkı | واتخذوا WETḢZ̃WE ve edindiler | آياتي ËYETY ayetlerimi | وما WME ve şeyleri | أنذروا ÊNZ̃RWE uyarıldıkları | هزوا HZWE alay konusu |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve mā: ve | nursilu: biz göndermeyiz | l-murselīne: elçileri | illā: (olması) dışında | mubeşşirīne: müjdeleyiciler | ve munƶirīne: ve uyarıcılar | ve yucādilu: ve mücadele ediyorlar | elleƶīne: kimseler | keferū: inkar eden(ler) | bil-bāTili: batılla | liyudHiDū: gidermek için | bihi: onunla | l-Haḳḳa: hakkı | vetteḣaƶū: ve edindiler | āyātī: ayetlerimi | ve mā: ve şeyleri | unƶirū: uyarıldıkları | huzuven: alay konusu |
Kırık Meal (Transcript) : |VME: ve | NRSL: biz göndermeyiz | ELMRSLYN: elçileri | ÎLE: (olması) dışında | MBŞRYN: müjdeleyiciler | VMNZ̃RYN: ve uyarıcılar | VYCED̃L: ve mücadele ediyorlar | ELZ̃YN: kimseler | KFRVE: inkar eden(ler) | BELBEŦL: batılla | LYD̃ḪŽVE: gidermek için | BH: onunla | ELḪG: hakkı | VETḢZ̃VE: ve edindiler | ËYETY: ayetlerimi | VME: ve şeyleri | ÊNZ̃RVE: uyarıldıkları | HZVE: alay konusu |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve biz, peygamberleri ancak müjdeci, korkutucu olarak göndeririz. Kâfir olanlar, hakkı bâtılla gidermek için çalışırlar, çekişirler, âyetlerimizi ve kendilerine verilen korkulu haberleri alaya alırlar.
Adem Uğur : Biz resulleri, sadece müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kâfir olanlar ise, hakkı bâtıla dayanarak ortadan kaldırmak için bâtıl yolla mücadele verirler. Onlar âyetlerimizi ve uyarıldıkları şeyleri alaya almışlardır.
Ahmed Hulusi : Biz Rasûlleri sadece müjdeleyici ve uyarıcılar olarak irsâl ederiz. . . Hakikat bilgisini inkâr edenler ise, asılsız, temelsiz fikirlerle Hakk'ı örtme mücadelesi veriyorlar! İşaretlerimi ve uyarıldıkları şeyleri eğlence edindiler (ciddiye alıp değerlendirmediler)!
Ahmet Tekin : Biz Rasulleri ancak rahmetimizin, merhametimizin, ihsanımızın ve sevgimizin müjdeleyicileri, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcılar olarak özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevlendirir, göndeririz. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirler ise, hakkı, Kur’ân’ın getirdiklerini bâtılla ortadan kaldırmak için bâtıl bir metot kullanarak mücadeleye devam ediyorlar. Onlar âyetlerimizi, Kur’ân’ı, ilkelerimizi ve uyarıldıkları konuları, tehdidi alay konusu haline getiriyorlar.
Ahmet Varol : Biz peygamberleri ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak göndeririz. İnkar edenler ise hakkı batılla ortadan kaldırmak için mücadele ediyorlar. Ayetlerimi ve uyarıldıkları şeyi de alaya alıyorlar.
Ali Bulaç : Biz elçileri, müjde vericiler ve uyarıcılar olmak dışında (başka bir amaçla) göndermeyiz. İnkâr edenler ise, hakkı batıl ile geçersiz kılmak için mücadele ediyorlar. Onlar benim ayetlerimi ve uyarıldıklarını (azabı) alay konusu edindiler.
Ali Fikri Yavuz : Halbuki biz, peygamberleri ancak (iman edenleri cennetle) müjdeleyici ve (kâfirleri cehennem’le) korkutucu olmak üzere göndeririz. Küfredenler ise, hakkı (Kur’ân’ı), bâtıl ile kaydırıp gidermek için mücadele ediyorlar. Âyetlerimizi ve korkutuldukları azabı da eğlence yerine tuttular.
Bekir Sadak : Biz peygamberleri ancak mujdeci ve uyarici olarak gondeririz. Oysa inkarcilar hakki batilla ortadan kaldirmak icin cekisirler. Ayetlerimizi ve kendilerine yapilan uyarmalari alaya alirlar.
Celal Yıldırım : Biz peygamberleri ancak müjdeciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Küfredenler ise, hakkı bâtılla yerinden kaydırıp çürütmek için uğraşıp dururlar. Âyetlerimizi ve kendilerine yapılan uyarıları alay konusu edinirler.
Diyanet İşleri : Biz, peygamberleri ancak müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. İnkâr edenler ise, hakkı batılla çürütmek için mücadele ederler. Âyetlerimizi ve kendilerine yapılan uyarıları alaya alırlar.
Diyanet İşleri (eski) : Biz peygamberleri ancak müjdeci ve uyarıcı olarak göndeririz. Oysa inkarcılar hakkı batılla ortadan kaldırmak için çekişirler. Ayetlerimizi ve kendilerine yapılan uyarmaları alaya alırlar.
Diyanet Vakfi : Biz resulleri, sadece müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kâfir olanlar ise, hakkı bâtıla dayanarak ortadan kaldırmak için bâtıl yolla mücadele verirler. Onlar âyetlerimizi ve uyarıldıkları şeyleri alaya almışlardır.
Edip Yüksel : Biz, elçileri ancak müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak gönderdik. Kafirler, gerçeği sahte ve yanlış ile ortadan kaldırmak için gayret ediyor. Ayetlerimi (işaret ve mucizeleri) ve uyarıldıkları şeyleri alaya aldılar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Halbuki biz peygamberleri ancak müjdeciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kâfir olanlar ise hakkı, batılla ortadan kaldırmak için mücadele ediyorlar. Onlar, âyetlerimizi ve korkutuldukları azabı da alaya almışlardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Halbuki, Biz gönderdiğimiz peygamberleri ancak müjdeleyici ve uyarıcı olmak üzere göndeririz. Küfredenler ise, hakkı batılla kaydırmak için mücadele ediyorlar; ayetlerimizi ve kendilerine yapılan tehdidi alaya aldılar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Halbuki biz gönderdiğimiz Peygamberleri ancak mübeşşir ve münzir olmak üzere göndeririz, küfredenler ise hakkı bâtılla kaydırmak için mücadele ediyorlar âyetlerimizi ve kendilerine edilen inzârı eğlence yerine tuttular
Fizilal-il Kuran : Biz Peygamberleri sadece müjdeleyici ve uyarıcı olarak göndeririz. Oysa kâfirler hakkı (gerçeği) batıl (eğri) karşısında yenik düşürmeye uğraşırlar. Onlar ayetlerimi ve kendilerine yönelik uyarılarımı alaya aldılar.
Gültekin Onan : Biz elçileri, müjde vericiler ve uyarıcılar olmak dışında (başka bir amaçla) göndermeyiz. Küfredenler ise, hakkı batıl ile geçersiz kılmak için mücadele ediyorlar. Onlar benim ayetlerimi ve uyarıldıklarını (azabı) alay konusu edindiler.
Hakkı Yılmaz : "Ve Biz, elçileri ancak müjdeciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş olan kişiler de hakkı, bâtılla iptal etmek/ortadan kaldırmak için mücâdele ediyorlar. Ve onlar, âyetlerimizi ve korkutuldukları şeyleri alaya aldılar. "
Hasan Basri Çantay : Biz, peygamberleri (mü'minlere) müjde verici, (kâfirleri azabı ilâhî ile) korkutucu kimseler (olmak) dan başka (bir sıfat) la göndermeyiz. Kâfir olanlar ise hakkı baatıl ile yerinden kaydırmak için mücâdele eder (ler), âyetlerimizi ve tehdîd edildikleri (cehennemi) bir maskaralık edindiler onlar.
Hayrat Neşriyat : Hâlbuki (biz) peygamberleri ancak müjdeleyiciler ve (aynı zamanda, Allah’ın azâbı ile) korkutucular olarak göndeririz. İnkâr edenler ise bâtıl (bir yol) ile mücâdele eder ki, hakkı onun vâsıtasıyla ortadan kaldırsınlar. Hem (onlar) âyetlerimi ve tehdîd edildikleri şeyleri alaya alırlar.
İbni Kesir : Biz, peygamberleri; sadece müjdeci ve uyarıcılar olarak göndeririz. Küfredenler ise hakkı batılla ortadan kaldırmak için mücadele ederler. Ayetlerimizi ve kendilerine yapılan uyarıları alaya alırlar.
İskender Evrenosoğlu : Biz, resûlleri sadece müjdeleyici ve uyarıcı olarak göndeririz. Kâfirler (ise) hakkı bâtılla iptal etmek için mücâdele ederler. Âyetlerimi ve uyarıldıkları şeyleri alay (konusu) ederler.
Muhammed Esed : Fakat Biz, mesaj taşıyıcılarını yalnızca müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz; hakkı inkara şartlanmış olanlarsa (onlara karşı) asılsız iddialarla, güya hakkı çürütmek, hükümsüz kılmak için tartışır, mesajlarımızı ve uyarılarımızı alay konusu yaparlar.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Biz peygamberleri göndermeyiz, ancak mübeşşirler, münzirler olarak göndeririz. Kâfir olanlar ise bâtılâne mücadelede bulunurlar ki, onunla hakkı iptal etsinler ve onlar Bizim âyetlerimizi ve korkutulmuş oldukları şeyleri eğlence ittihaz ettiler (onlar ile istihzâda bulundular).
Ömer Öngüt : Biz peygamberleri ancak müjdeciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Kâfir olanlar ise; hakkı, bâtıla dayanarak ortadan kaldırmak için mücadele verirler. Onlar âyetlerimi ve uyarıldıkları şeyleri alaya alırlar.
Şaban Piriş : Peygamberleri ancak müjdeci ve uyarıcı olarak göndeririz. Kafirler, batıl ile hakkı ortadan kaldırmak için mücadele ederler. Ayetlerimizi ve kendilerine yapılan uyarıları alay konusu yaparlar.
Suat Yıldırım : Halbuki Biz resulleri azap getirmeleri için değil, sadece iman edenleri Allah’ın rahmetiyle müjdelemeleri, inkâr edenleri ise bekleyen tehlikeleri haber verip uyarmaları için göndeririz. Kâfirler ise hakkı batılla ortadan kaldırmak için mücadele verirler. Onlar bütün âyetlerimizi, bütün uyarmalarımızı hep alay konusu yaparlar.
Süleyman Ateş : Biz elçileri sadece müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. İnkâr edenler, hakkı bâtılla gidermek için mücâdele ediyorlar. (Onlar), âyetlerimle ve uyarıldıkları şeylerle alay ettiler.
Tefhim-ul Kuran : Biz peygamberleri, müjde vericiler ve uyarıp korkutucular olmak dışında (başka bir amaçla) göndermemekteyiz. Küfre sapanlar ise, hakkı batıl ile geçersiz kılmak için mücadele etmektedirler. Onlar benim ayetlerimi ve uyarılıp korkutuldukları (azabı) alay konusu edindiler.
Ümit Şimşek : Oysa Biz peygamberleri ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak göndeririz. Fakat inkâr edenler hakkı bâtıl ile gidermek için mücadele ederler; Benim âyetlerimi ve korkutuldukları azabı alaya alırlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Biz, elçileri sadece müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Küfre sapanlar ise bâtıla yapışarak onunla hakkı kaydırmak için uğraşıyorlar. Onlar, ayetlerimi ve uyarıldıkları şeyleri eğlence edindiler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}