» 7 / A’râf  201:

Kuran Sırası: 7
İniş Sırası: 39
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165 166 167 168 169 170 171 172 173 174 175 176 177 178 179 180 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201 202 203 204 205 206

 » 7 / A’râf  Suresi: 201
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz
2. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
3. اتَّقَوْا (ETGVE) = tteḳav : (Allah'tan) korkanlar
4. إِذَا (ÎZ̃E) = iƶā : zaman
5. مَسَّهُمْ (MSHM) = messehum : kendilerine dokunduğu
6. طَائِفٌ (ŦEÙF) = Tāifun : bir vesvese
7. مِنَ (MN) = mine : -dan
8. الشَّيْطَانِ (ELŞYŦEN) = ş-şeyTāni : şeytan-
9. تَذَكَّرُوا (TZ̃KRVE) = teƶekkerū : düşünürler
10. فَإِذَا (FÎZ̃E) = fe iƶā : ve o zaman
11. هُمْ (HM) = hum : onlar
12. مُبْصِرُونَ (MBṦRVN) = mubSirūne : (gerçeği) görürler
şüphesiz | kimseler | (Allah'tan) korkanlar | zaman | kendilerine dokunduğu | bir vesvese | -dan | şeytan- | düşünürler | ve o zaman | onlar | (gerçeği) görürler |

[] [] [VGY] [] [MSS] [ŦVF] [] [ŞŦN] [Z̃KR] [] [] [BṦR]
ÎN ELZ̃YN ETGVE ÎZ̃E MSHM ŦEÙF MN ELŞYŦEN TZ̃KRVE FÎZ̃E HM MBṦRVN

inne elleƶīne tteḳav iƶā messehum Tāifun mine ş-şeyTāni teƶekkerū fe iƶā hum mubSirūne
إن الذين اتقوا إذا مسهم طائف من الشيطان تذكروا فإذا هم مبصرون

 » 7 / A’râf  Suresi: 201
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
اتقوا و ق ي | VGY ETGVE tteḳav (Allah'tan) korkanlar fear (Allah)
إذا | ÎZ̃E iƶā zaman when
مسهم م س س | MSS MSHM messehum kendilerine dokunduğu touches them
طائف ط و ف | ŦVF ŦEÙF Tāifun bir vesvese an evil thought
من | MN mine -dan from
الشيطان ش ط ن | ŞŦN ELŞYŦEN ş-şeyTāni şeytan- the Shaitaan,
تذكروا ذ ك ر | Z̃KR TZ̃KRVE teƶekkerū düşünürler they remember (Allah)
فإذا | FÎZ̃E fe iƶā ve o zaman and then
هم | HM hum onlar they
مبصرون ب ص ر | BṦR MBṦRVN mubSirūne (gerçeği) görürler (are) those who see (aright).

7:201 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

şüphesiz | kimseler | (Allah'tan) korkanlar | zaman | kendilerine dokunduğu | bir vesvese | -dan | şeytan- | düşünürler | ve o zaman | onlar | (gerçeği) görürler |

[] [] [VGY] [] [MSS] [ŦVF] [] [ŞŦN] [Z̃KR] [] [] [BṦR]
ÎN ELZ̃YN ETGVE ÎZ̃E MSHM ŦEÙF MN ELŞYŦEN TZ̃KRVE FÎZ̃E HM MBṦRVN

inne elleƶīne tteḳav iƶā messehum Tāifun mine ş-şeyTāni teƶekkerū fe iƶā hum mubSirūne
إن الذين اتقوا إذا مسهم طائف من الشيطان تذكروا فإذا هم مبصرون

[] [] [و ق ي] [] [م س س] [ط و ف] [] [ش ط ن] [ذ ك ر] [] [] [ب ص ر]

 » 7 / A’râf  Suresi: 201
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
اتقوا و ق ي | VGY ETGVE tteḳav (Allah'tan) korkanlar fear (Allah)
Elif,Te,Gaf,Vav,Elif,
1,400,100,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إذا | ÎZ̃E iƶā zaman when
,Zel,Elif,
,700,1,
T – time adverb
ظرف زمان
مسهم م س س | MSS MSHM messehum kendilerine dokunduğu touches them
Mim,Sin,He,Mim,
40,60,5,40,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
طائف ط و ف | ŦVF ŦEÙF Tāifun bir vesvese an evil thought
Tı,Elif,,Fe,
9,1,,80,
N – nominative masculine indefinite active participle
اسم مرفوع
من | MN mine -dan from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
الشيطان ش ط ن | ŞŦN ELŞYŦEN ş-şeyTāni şeytan- the Shaitaan,
Elif,Lam,Şın,Ye,Tı,Elif,Nun,
1,30,300,10,9,1,50,
"PN – genitive masculine proper noun → Satan"
اسم علم مجرور
تذكروا ذ ك ر | Z̃KR TZ̃KRVE teƶekkerū düşünürler they remember (Allah)
Te,Zel,Kef,Re,Vav,Elif,
400,700,20,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form V) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
فإذا | FÎZ̃E fe iƶā ve o zaman and then
Fe,,Zel,Elif,
80,,700,1,
REM – prefixed resumption particle
SUR – surprise particle
الفاء استئنافية
حرف فجاءة
هم | HM hum onlar they
He,Mim,
5,40,
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
مبصرون ب ص ر | BṦR MBṦRVN mubSirūne (gerçeği) görürler (are) those who see (aright).
Mim,Be,Sad,Re,Vav,Nun,
40,2,90,200,6,50,
N – nominative masculine plural (form IV) active participle
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِنَّ: şüphesiz | الَّذِينَ: kimseler | اتَّقَوْا: (Allah'tan) korkanlar | إِذَا: zaman | مَسَّهُمْ: kendilerine dokunduğu | طَائِفٌ: bir vesvese | مِنَ: -dan | الشَّيْطَانِ: şeytan- | تَذَكَّرُوا: düşünürler | فَإِذَا: ve o zaman | هُمْ: onlar | مُبْصِرُونَ: (gerçeği) görürler |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إن ÎN şüphesiz | الذين ELZ̃YN kimseler | اتقوا ETGWE (Allah'tan) korkanlar | إذا ÎZ̃E zaman | مسهم MSHM kendilerine dokunduğu | طائف ŦEÙF bir vesvese | من MN -dan | الشيطان ELŞYŦEN şeytan- | تذكروا TZ̃KRWE düşünürler | فإذا FÎZ̃E ve o zaman | هم HM onlar | مبصرون MBṦRWN (gerçeği) görürler |
Kırık Meal (Okunuş) : |inne: şüphesiz | elleƶīne: kimseler | tteḳav: (Allah'tan) korkanlar | iƶā: zaman | messehum: kendilerine dokunduğu | Tāifun: bir vesvese | mine: -dan | ş-şeyTāni: şeytan- | teƶekkerū: düşünürler | fe iƶā: ve o zaman | hum: onlar | mubSirūne: (gerçeği) görürler |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎN: şüphesiz | ELZ̃YN: kimseler | ETGVE: (Allah'tan) korkanlar | ÎZ̃E: zaman | MSHM: kendilerine dokunduğu | ŦEÙF: bir vesvese | MN: -dan | ELŞYŦEN: şeytan- | TZ̃KRVE: düşünürler | FÎZ̃E: ve o zaman | HM: onlar | MBṦRVN: (gerçeği) görürler |
Abdulbaki Gölpınarlı : Tanrıdan çekinenler, Şeytan'ın bir vesvesesine uğradılar mı düşünürler, bir de bakarsın ki doğru yolu görmüşler bile.
Adem Uğur : Takvâya erenler var ya, onlara şeytan tarafından bir vesvese dokunduğunda (Allah'ın emir ve yasaklarını) hatırlayıp hemen gerçeği görürler.
Ahmed Hulusi : Korunanlara gelince, onlara şeytandan (bedensellik kabulünde yaşayan) bir taife dokunduğunda, (hakikatlerini) tezekkür ederler. . . Basîretle değerlendirme yaparlar.
Ahmet Tekin : Allah’a sığınanlara, emirlerine yapışanlara, günahlardan arınıp, azaptan korunanlara, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davrananlara, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan takva sahiplerine şeytan ve şeytanî güçler tarafından bir vesvese verildiğinde, kendilerine gelip Allah’ın emir ve yasaklarını düşünürler. Ânında gerçeği farkederler, doğruyu görürler.
Ahmet Varol : Takva sahiplerine şeytan tarafından bir vesvese gelecek olursa (Allah'ın emir ve yasaklarını) anarlar ve hemen (hakkı) görürler.
Ali Bulaç : (Allah'tan) Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Allah'ı zikredip anarlar), sonra hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir.
Ali Fikri Yavuz : Allah’dan korkanlar, kendilerine Şeytandan bir vesvese dokunduğu zaman, Allah’ı ve azabını düşünürler; bir de hemen bakarsın ki, onları doğru yolu bulup Şeytan’ın vesvesesini atmışlardır bile.
Bekir Sadak : Allah'a karsi gelmekten sakinanlar, seytan tarafindan bir vesveseye ugrayinca, Allah'i anarlar ve hemen gercegi gorurler.
Celal Yıldırım : Doğrusu (Allah'tan korkup fenalıklardan) sakınanlara şeytandan vesvese (azıcık bir hayâl sinyali) dokunduğunda Allah'ı anarlar ve hemen (doğruyu ve gerçeği) görürler.
Diyanet İşleri : Şüphe yok ki Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, kendilerine şeytandan bir vesvese dokunduğu zaman iyice düşünürler (derhal Allah’ı hatırlarlar da) sonra hemen gözlerini açarlar.
Diyanet İşleri (eski) : Allah'a karşı gelmekten sakınanlar, şeytan tarafından bir vesveseye uğrayınca, Allah'ı anarlar ve hemen gerçeği görürler.
Diyanet Vakfi : Takvâya erenler var ya, onlara şeytan tarafından bir vesvese dokunduğunda (Allah'ın emir ve yasaklarını) hatırlayıp hemen gerçeği görürler.
Edip Yüksel : Erdemlilere her ne zaman şeytandan karanlık bir öneri ulaşsa hemen hatırlarlar. Böylece hemen görürler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Allah'tan korkanlar, kendilerine şeytandan bir vesvese iliştiği zaman, durup düşünürler de derhal kendi basiretlerine sahib olurlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Allah'tan korkanlar, kendilerine şeytandan bir vesvese geldiği zaman, durup düşünürler ve derhal gerçeği görmeye başlarlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Her halde Allahdan korkanlar, kendilerine Şeytandan bir tayf iliştiği zaman bir tezekkür ederler, derhal basıretlerine sahib olurlar
Fizilal-il Kuran : Allah'tan korkanlar şeytandan gelen bir dürtmeye bir kışkırtmaya uğradıklarında, Allah'ın uyarılarını hatırlar ve hemen gerçeği görürler.
Gültekin Onan : Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Tanrı'yı zikrederler), sonra hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir.
Hakkı Yılmaz : (201,202) Kendi kardeşleri onları sapıklığa sürüklediği ve bırakmadığı hâlde şüphesiz Allah'ın koruması altına giren şu kimseler, kendilerine şeytândan bir vesvese, karanlık kuruntu, sırnaşma gibi bir tufan iliştiği zaman, hatırlarlar/düşünürler. Sonra bir de bakarsın ki onlar görüp bilmişlerdir!
Hasan Basri Çantay : Takvaya erenler (yok mu?) onlara şeytandan her hangi bir arıza ilişdiği zaman (Allâhın emr veya nehy etdiği şeyleri) iyice düşünürler, bir de bakarsın ki onlar (hakıykatı) görüp bilmişlerdir bile.
Hayrat Neşriyat : (Allah’dan) gerçekten sakınanlar, kendilerine şeytandan (gelen) bir vesvese dokunduğu zaman, (Allah’ın emir ve yasaklarını) hatırlayıp derhâl (hakikati) gören kimselerdir.
İbni Kesir : Muhakkak ki takvaya erenler; onlar şeytan tarafından bir vesveseye uğrayınca iyice düşünürler. Bir de bakarsın ki gördürücüdürler.
İskender Evrenosoğlu : Muhakkak ki; takva sahibi kimseler şeytandan onlara gözü bürüyen bir vesvese dokunduğu zaman (Allah'ı) tezekkür ederler (Allah'la tezekkür ederler). İşte o zaman onlar, basar edenlerdir (kalp gözlerinin basar hassası ile görürler: Casiye-23).
Muhammed Esed : Allaha karşı sorumluluk bilincine sahip olan kimseler, içlerinde Şeytanın esinlediği karanlık bir kuruntu uyanacak olsa (Onu anıp) akıllarını başlarına toplarlar ve hemen (olup biteni) açık bir biçimde kavramaya başlarlar,
Ömer Nasuhi Bilmen : Muhakkak o kimseler ki, muttakî bulunmuşlardır. Onlar kendilerine şeytan tarafindan bir arıza iliştiği zaman güzelce düşünürler. Derhal görücü kimseler olurlar.
Ömer Öngüt : Takvâya erenler, şeytan tarafından bir vesveseye uğrayınca Allah'ı zikrederler. Bir de bakarsın ki onlar gerçeği görüp bilmişlerdir bile.
Şaban Piriş : Takvalı olanlar kendilerine şeytanların bir grubu dokunduğunda, basiret sahibi oldukları zaman gerçeği düşünürler.
Suat Yıldırım : Allah’a karşı gelmekten sakınanlara şeytandan bir hayal ilişince, hemen düşünüp kendilerini toparlar, basiretlerine tam sahib olurlar.
Süleyman Ateş : Allah'tan korkanlar, kendilerine şeytândan gelen bir vesvese dokunduğu zaman düşünür, (gerçeği) görürler.
Tefhim-ul Kuran : (Allah'tan) Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Allah'ı zikredip anarlar), sonra hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir.
Ümit Şimşek : Takvâ sahipleri, kendilerine şeytandan bir vesvese geldiğinde güzelce düşünürler ve gerçeği görecek hale gelirler.
Yaşar Nuri Öztürk : Korunup sakınanlar, kendilerine şeytandan bir görüntü/dürtü gelip dokunduğunda, hemen Allah'ı hatırlarlar. İşte o anda görülmesi gerekeni görürler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}