» 5 / Mâide  93:

Kuran Sırası: 5
İniş Sırası: 112
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120

 » 5 / Mâide  Suresi: 93
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. لَيْسَ (LYS) = leyse : yoktur
2. عَلَى (AL) = ǎlā : üzerine
3. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
4. امَنُوا ( ËMNVE) = āmenū : inananlar
5. وَعَمِلُوا (VAMLVE) = ve ǎmilū : ve yapanlara
6. الصَّالِحَاتِ (ELṦELḪET) = S-SāliHāti : iyi işler
7. جُنَاحٌ (CNEḪ) = cunāHun : bir günah
8. فِيمَا (FYME) = fīmā : ötürü
9. طَعِمُوا (ŦAMVE) = Taǐmū : yediklerinden
10. إِذَا (ÎZ̃E) = iƶā : bundan böyle
11. مَا (ME) = mā : takdirde
12. اتَّقَوْا (ETGVE) = tteḳav : korundukları
13. وَامَنُوا (V ËMNVE) = ve āmenū : ve inandıkları
14. وَعَمِلُوا (VAMLVE) = ve ǎmilū : ve yaptıkları
15. الصَّالِحَاتِ (ELṦELḪET) = S-SāliHāti : iyi işler
16. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra (yine)
17. اتَّقَوْا (ETGVE) = tteḳav : korundukları
18. وَامَنُوا (V ËMNVE) = ve āmenū : ve inandıkları
19. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : ve yine
20. اتَّقَوْا (ETGVE) = tteḳav : korundukları
21. وَأَحْسَنُوا (VÊḪSNVE) = ve eHsenū : ve iyilik ettikleri
22. وَاللَّهُ (VELLH) = vallahu : Allah
23. يُحِبُّ (YḪB) = yuHibbu : sever
24. الْمُحْسِنِينَ (ELMḪSNYN) = l-muHsinīne : güzel davrananları
yoktur | üzerine | kimseler | inananlar | ve yapanlara | iyi işler | bir günah | ötürü | yediklerinden | bundan böyle | takdirde | korundukları | ve inandıkları | ve yaptıkları | iyi işler | sonra (yine) | korundukları | ve inandıkları | ve yine | korundukları | ve iyilik ettikleri | Allah | sever | güzel davrananları |

[LYS] [] [] [EMN] [AML] [ṦLḪ] [CNḪ] [] [ŦAM] [] [] [VGY] [EMN] [AML] [ṦLḪ] [] [VGY] [EMN] [] [VGY] [ḪSN] [] [ḪBB] [ḪSN]
LYS AL ELZ̃YN ËMNVE VAMLVE ELṦELḪET CNEḪ FYME ŦAMVE ÎZ̃E ME ETGVE V ËMNVE VAMLVE ELṦELḪET S̃M ETGVE V ËMNVE S̃M ETGVE VÊḪSNVE VELLH YḪB ELMḪSNYN

leyse ǎlā elleƶīne āmenū ve ǎmilū S-SāliHāti cunāHun fīmā Taǐmū iƶā tteḳav ve āmenū ve ǎmilū S-SāliHāti ṧumme tteḳav ve āmenū ṧumme tteḳav ve eHsenū vallahu yuHibbu l-muHsinīne
ليس على الذين آمنوا وعملوا الصالحات جناح فيما طعموا إذا ما اتقوا وآمنوا وعملوا الصالحات ثم اتقوا وآمنوا ثم اتقوا وأحسنوا والله يحب المحسنين

 » 5 / Mâide  Suresi: 93
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ليس ل ي س | LYS LYS leyse yoktur Not
على | AL ǎlā üzerine on
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū inananlar believe
وعملوا ع م ل | AML VAMLVE ve ǎmilū ve yapanlara and do
الصالحات ص ل ح | ṦLḪ ELṦELḪET S-SāliHāti iyi işler the good deeds
جناح ج ن ح | CNḪ CNEḪ cunāHun bir günah any sin
فيما | FYME fīmā ötürü for what
طعموا ط ع م | ŦAM ŦAMVE Taǐmū yediklerinden they ate
إذا | ÎZ̃E iƶā bundan böyle when
ما | ME takdirde that
اتقوا و ق ي | VGY ETGVE tteḳav korundukları they fear (Allah)
وآمنوا ا م ن | EMN V ËMNVE ve āmenū ve inandıkları and they believe
وعملوا ع م ل | AML VAMLVE ve ǎmilū ve yaptıkları and they do
الصالحات ص ل ح | ṦLḪ ELṦELḪET S-SāliHāti iyi işler [the] good deeds
ثم | S̃M ṧumme sonra (yine) then
اتقوا و ق ي | VGY ETGVE tteḳav korundukları they fear (Allah)
وآمنوا ا م ن | EMN V ËMNVE ve āmenū ve inandıkları and believe,
ثم | S̃M ṧumme ve yine then
اتقوا و ق ي | VGY ETGVE tteḳav korundukları they fear (Allah)
وأحسنوا ح س ن | ḪSN VÊḪSNVE ve eHsenū ve iyilik ettikleri and do good,
والله | VELLH vallahu Allah and Allah
يحب ح ب ب | ḪBB YḪB yuHibbu sever loves
المحسنين ح س ن | ḪSN ELMḪSNYN l-muHsinīne güzel davrananları the good-doers.

5:93 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

yoktur | üzerine | kimseler | inananlar | ve yapanlara | iyi işler | bir günah | ötürü | yediklerinden | bundan böyle | takdirde | korundukları | ve inandıkları | ve yaptıkları | iyi işler | sonra (yine) | korundukları | ve inandıkları | ve yine | korundukları | ve iyilik ettikleri | Allah | sever | güzel davrananları |

[LYS] [] [] [EMN] [AML] [ṦLḪ] [CNḪ] [] [ŦAM] [] [] [VGY] [EMN] [AML] [ṦLḪ] [] [VGY] [EMN] [] [VGY] [ḪSN] [] [ḪBB] [ḪSN]
LYS AL ELZ̃YN ËMNVE VAMLVE ELṦELḪET CNEḪ FYME ŦAMVE ÎZ̃E ME ETGVE V ËMNVE VAMLVE ELṦELḪET S̃M ETGVE V ËMNVE S̃M ETGVE VÊḪSNVE VELLH YḪB ELMḪSNYN

leyse ǎlā elleƶīne āmenū ve ǎmilū S-SāliHāti cunāHun fīmā Taǐmū iƶā tteḳav ve āmenū ve ǎmilū S-SāliHāti ṧumme tteḳav ve āmenū ṧumme tteḳav ve eHsenū vallahu yuHibbu l-muHsinīne
ليس على الذين آمنوا وعملوا الصالحات جناح فيما طعموا إذا ما اتقوا وآمنوا وعملوا الصالحات ثم اتقوا وآمنوا ثم اتقوا وأحسنوا والله يحب المحسنين

[ل ي س] [] [] [ا م ن] [ع م ل] [ص ل ح] [ج ن ح] [] [ط ع م] [] [] [و ق ي] [ا م ن] [ع م ل] [ص ل ح] [] [و ق ي] [ا م ن] [] [و ق ي] [ح س ن] [] [ح ب ب] [ح س ن]

 » 5 / Mâide  Suresi: 93
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ليس ل ي س | LYS LYS leyse yoktur Not
Lam,Ye,Sin,
30,10,60,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض من اخوات «كان»
على | AL ǎlā üzerine on
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū inananlar believe
,Mim,Nun,Vav,Elif,
,40,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وعملوا ع م ل | AML VAMLVE ve ǎmilū ve yapanlara and do
Vav,Ayn,Mim,Lam,Vav,Elif,
6,70,40,30,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الصالحات ص ل ح | ṦLḪ ELṦELḪET S-SāliHāti iyi işler the good deeds
Elif,Lam,Sad,Elif,Lam,Ha,Elif,Te,
1,30,90,1,30,8,1,400,
N – accusative feminine plural active participle
اسم منصوب
جناح ج ن ح | CNḪ CNEḪ cunāHun bir günah any sin
Cim,Nun,Elif,Ha,
3,50,1,8,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
فيما | FYME fīmā ötürü for what
Fe,Ye,Mim,Elif,
80,10,40,1,
P – preposition
REL – relative pronoun
حرف جر
اسم موصول
طعموا ط ع م | ŦAM ŦAMVE Taǐmū yediklerinden they ate
Tı,Ayn,Mim,Vav,Elif,
9,70,40,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إذا | ÎZ̃E iƶā bundan böyle when
,Zel,Elif,
,700,1,
T – time adverb
ظرف زمان
ما | ME takdirde that
Mim,Elif,
40,1,
SUP – supplemental particle
حرف زائد
اتقوا و ق ي | VGY ETGVE tteḳav korundukları they fear (Allah)
Elif,Te,Gaf,Vav,Elif,
1,400,100,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وآمنوا ا م ن | EMN V ËMNVE ve āmenū ve inandıkları and they believe
Vav,,Mim,Nun,Vav,Elif,
6,,40,50,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وعملوا ع م ل | AML VAMLVE ve ǎmilū ve yaptıkları and they do
Vav,Ayn,Mim,Lam,Vav,Elif,
6,70,40,30,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الصالحات ص ل ح | ṦLḪ ELṦELḪET S-SāliHāti iyi işler [the] good deeds
Elif,Lam,Sad,Elif,Lam,Ha,Elif,Te,
1,30,90,1,30,8,1,400,
N – accusative feminine plural active participle
اسم منصوب
ثم | S̃M ṧumme sonra (yine) then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
اتقوا و ق ي | VGY ETGVE tteḳav korundukları they fear (Allah)
Elif,Te,Gaf,Vav,Elif,
1,400,100,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وآمنوا ا م ن | EMN V ËMNVE ve āmenū ve inandıkları and believe,
Vav,,Mim,Nun,Vav,Elif,
6,,40,50,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
ثم | S̃M ṧumme ve yine then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
اتقوا و ق ي | VGY ETGVE tteḳav korundukları they fear (Allah)
Elif,Te,Gaf,Vav,Elif,
1,400,100,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وأحسنوا ح س ن | ḪSN VÊḪSNVE ve eHsenū ve iyilik ettikleri and do good,
Vav,,Ha,Sin,Nun,Vav,Elif,
6,,8,60,50,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
والله | VELLH vallahu Allah and Allah
Vav,Elif,Lam,Lam,He,
6,1,30,30,5,
"REM – prefixed resumption particle
PN – nominative proper noun → Allah"
الواو استئنافية
لفظ الجلالة مرفوع
يحب ح ب ب | ḪBB YḪB yuHibbu sever loves
Ye,Ha,Be,
10,8,2,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb
فعل مضارع
المحسنين ح س ن | ḪSN ELMḪSNYN l-muHsinīne güzel davrananları the good-doers.
Elif,Lam,Mim,Ha,Sin,Nun,Ye,Nun,
1,30,40,8,60,50,10,50,
N – accusative masculine plural (form IV) active participle
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |لَيْسَ: yoktur | عَلَى: üzerine | الَّذِينَ: kimseler | امَنُوا: inananlar | وَعَمِلُوا: ve yapanlara | الصَّالِحَاتِ: iyi işler | جُنَاحٌ: bir günah | فِيمَا: ötürü | طَعِمُوا: yediklerinden | إِذَا: bundan böyle | مَا: takdirde | اتَّقَوْا: korundukları | وَامَنُوا: ve inandıkları | وَعَمِلُوا: ve yaptıkları | الصَّالِحَاتِ: iyi işler | ثُمَّ: sonra (yine) | اتَّقَوْا: korundukları | وَامَنُوا: ve inandıkları | ثُمَّ: ve yine | اتَّقَوْا: korundukları | وَأَحْسَنُوا: ve iyilik ettikleri | وَاللَّهُ: Allah | يُحِبُّ: sever | الْمُحْسِنِينَ: güzel davrananları |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ليس LYS yoktur | على AL üzerine | الذين ELZ̃YN kimseler | آمنوا ËMNWE inananlar | وعملوا WAMLWE ve yapanlara | الصالحات ELṦELḪET iyi işler | جناح CNEḪ bir günah | فيما FYME ötürü | طعموا ŦAMWE yediklerinden | إذا ÎZ̃E bundan böyle | ما ME takdirde | اتقوا ETGWE korundukları | وآمنوا W ËMNWE ve inandıkları | وعملوا WAMLWE ve yaptıkları | الصالحات ELṦELḪET iyi işler | ثم S̃M sonra (yine) | اتقوا ETGWE korundukları | وآمنوا W ËMNWE ve inandıkları | ثم S̃M ve yine | اتقوا ETGWE korundukları | وأحسنوا WÊḪSNWE ve iyilik ettikleri | والله WELLH Allah | يحب YḪB sever | المحسنين ELMḪSNYN güzel davrananları |
Kırık Meal (Okunuş) : |leyse: yoktur | ǎlā: üzerine | elleƶīne: kimseler | āmenū: inananlar | ve ǎmilū: ve yapanlara | S-SāliHāti: iyi işler | cunāHun: bir günah | fīmā: ötürü | Taǐmū: yediklerinden | iƶā: bundan böyle | : takdirde | tteḳav: korundukları | ve āmenū: ve inandıkları | ve ǎmilū: ve yaptıkları | S-SāliHāti: iyi işler | ṧumme: sonra (yine) | tteḳav: korundukları | ve āmenū: ve inandıkları | ṧumme: ve yine | tteḳav: korundukları | ve eHsenū: ve iyilik ettikleri | vallahu: Allah | yuHibbu: sever | l-muHsinīne: güzel davrananları |
Kırık Meal (Transcript) : |LYS: yoktur | AL: üzerine | ELZ̃YN: kimseler | ËMNVE: inananlar | VAMLVE: ve yapanlara | ELṦELḪET: iyi işler | CNEḪ: bir günah | FYME: ötürü | ŦAMVE: yediklerinden | ÎZ̃E: bundan böyle | ME: takdirde | ETGVE: korundukları | V ËMNVE: ve inandıkları | VAMLVE: ve yaptıkları | ELṦELḪET: iyi işler | S̃M: sonra (yine) | ETGVE: korundukları | V ËMNVE: ve inandıkları | S̃M: ve yine | ETGVE: korundukları | VÊḪSNVE: ve iyilik ettikleri | VELLH: Allah | YḪB: sever | ELMḪSNYN: güzel davrananları |
Abdulbaki Gölpınarlı : İman edip iyi işlerde bulunanlara; çekindikleri, inandıkları ve iyi işlerde bulundukları, sonra gene çekinmede devam ettikleri, inançlarını güttükleri, sonra da gene çekinip durdukları ve iyilik ettikleri takdîrde haram edilmeden önce yedikleri şeyler yüzünden bir vebal yok ve Allah iyilik edenleri sever.
Adem Uğur : İman eden ve iyi işler yapanlara, hakkıyle sakınıp iman ettikleri ve iyi işler yaptıkları, sonra yine hakkıyle sakınıp iman ettikleri, sonra da hakkıyle sakınıp yaptıklarını, ellerinden geldiğince güzel yaptıkları takdirde (haram kılınmadan önce) tattıklarından dolayı günah yoktur. (Önemli olan inandıktan sonra iman ve iyi amelde sebattır). Allah iyi ve güzel yapanları sever.
Ahmed Hulusi : İman edip imanının gerektirdiği fiilleri ortaya koyanlar, korunmaya devam ederlerse (bir üst mertebede) imana ulaşıp, o imanın gereği çalışmalar yaparlar. . . Sonra bu anlayışa göre korunarak daha üst mertebede iman anlayışına kavuşurlar. . . O anlayışla imanlarının sonucu olarak da ona göre korunmaya başlarlar. . . Bundan sonra, ulaştıkları bu anlayışa göre korunmaya devam etmeleri, onları ihsana (Müşahede mertebesine) erdirir. . . Allâh muhsinleri sever.
Ahmet Tekin : İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenler, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanlar, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenler, Allah’a sığınıp emirlerine yapıştıkları, günahlardan arınıp, azaptan korundukları, iman edip, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirmeye, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlamaya, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olmaya, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işlemeye devam ettikleri müddetçe, daha önceki yediklerinden, içtiklerinden dolayı kendilerine bir günah yoktur. Yeter ki, Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak, günahlardan arınıp, azaptan korunmaya, iman etmeye devam etsinler. Daha çok Allah’a sığınıp, emirlerine yapışmaya, günahlardan arınıp, azaptan korunmaya, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranmaya, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olmaya, iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan müslüman idareciler, askerî erkân ve müslümanlar olmaya devam etsinler. Allah iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iyi uygulamaya, iyileştirmeye örnek olan, işlerinde mükemmellik, dürüstlük ve başarı için dikkat harcayan, hayırlı icraatlar, kalıcı hizmetler yapan müslüman idarecileri, askerî erkân ve müslümanları sever.
Ahmet Varol : İman edip salih ameller işleyenler için (kötülüklerden) sakındıkları, iman edip salih ameller işledikleri, sonra yine sakındıkları ve iman ettikleri, sonra yine sakındıkları ve iyilikte bulundukları takdirde önceden tatmış olduklarından dolayı bir sorumluluk yoktur. Allah iyilik sahiplerini sever.
Ali Bulaç : İman edenler ve salih amellerde bulunanlar için korkup sakındıkları, iman ettikleri ve salih amellerde bulundukları, sonra korkup sakındıkları ve iman ettikleri ve sonra (yine) korkup sakındıkları ve iyilikte bulundukları takdirde (yasaklanmadan önce) yedikleri dolayısıyla bir sorumluluk yoktur. Allah, iyilik yapanları sever.
Ali Fikri Yavuz : İman edip sâlih âmeller işleyenler üzerine, bundan böyle sakındıkları ve güzel işlere devam ettikleri, sonra takva ve imanlarında kökleştikleri, daha sonra bu takva ile beraber güzel işlerle meşgul oldukları takdirde, önceden (haram kılınmazdan evvel) tattıkları şeylerde, üzerlerine bir günah yoktur. Allah, iyilik yapanları sever.
Bekir Sadak : Inananlara ve yararli is isleyenlere, -sakinirlar, inanirlar, yararli isler islerler, sonra haramdan sakinip inanirlar ve sonra isyandan sakinip iyilik yaparlarsa- daha onceleri tatmis olduklarindan dolayi bir sorumluluk yoktur. Allah iyi davrananlari sever.*
Celal Yıldırım : İmân edip iyi-yararlı amellerde bulunanlar, (Allah'a ortak koşmaktan) sakınıp (Allah'a ve Peygamber'e) imânlarında sebat ederek iyi yararlı amellerini sürdürürler, sonra da (içki, kumar ve benzeri fenalıklardan) sakınıp (bunların haram kılındıklarını kabul ederek) inanırlar ve amellerini güzelleştirip iyi hâl üzere olurlarsa, (daha önce bu gibi haram nesnelerden) tattıklarından dolayı kendilerine bir günah yoktur. Allah güzel amellerde bulunup durumunu iyileştirenleri sever.
Diyanet İşleri : İman edip salih ameller işleyenlere; Allah’a karşı gelmekten sakındıkları, iman ettikleri ve salih amel işledikleri, sonra Allah’a karşı gelmekten sakındıkları ve iman ettikleri, sonra yine Allah’a karşı gelmekten sakındıkları ve iyilik ettikleri takdirde, daha önce tatmış olduklarından dolayı bir günah yoktur. Allah, iyilik edenleri sever.
Diyanet İşleri (eski) : İnananlara ve yararlı iş işleyenlere, -sakınırlar, inanırlar, yararlı işler işlerler, sonra haramdan sakınıp inanırlar ve sonra isyandan sakınıp iyilik yaparlarsa- daha önceleri tatmış olduklarından dolayı bir sorumluluk yoktur. Allah iyi davrananları sever.
Diyanet Vakfi : İman eden ve iyi işler yapanlara, hakkıyle sakınıp iman ettikleri ve iyi işler yaptıkları, sonra yine hakkıyle sakınıp iman ettikleri, sonra da hakkıyle sakınıp yaptıklarını, ellerinden geldiğince güzel yaptıkları takdirde (haram kılınmadan önce) tattıklarından dolayı günah yoktur. (Önemli olan inandıktan sonra iman ve iyi amelde sebattır). Allah iyi ve güzel yapanları sever.
Edip Yüksel : İnanıp erdemli işler yapanlar, emirlere uyarak inanıp erdemli davrandıkları, günahlardan sakınıp inandıkları ve yine sakınıp iyilik yaptıkları sürece yediklerinden ötürü kendilerine bir günah yoktur. ALLAH iyi davrananları sever.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İman edip salih amel işleyenler, Allah'tan korktukları, imanlarında sebat ettikleri, salih amel işlemeye devam ettikleri, sonra Allah'tan sakındıkları, imanlarından ayrılmadıkları, yine Allah'tan korktukları ve iyilikte bulundukları müddetçe, daha önce yediklerinden dolayı kendilerine bir günah yoktur. Allah iyilikte bulunanları sever.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İman edip yararlı işler yapan kimseler bundan böyle (Allah'tan) korktukları, imanlarında sebat ettikleri, yararlı işler yapmaya devam ettikleri, sonra sakındıkları ve imanlarında iyice sağlamlaştıkları, yine sakınmakla beraber her yaptığını güzel yapan kişi mertebesine erdikleri takdirde, daha önce (haramı) tatmalarından ötürü kendilerine bir günah yoktur. Allah iyi davrananları sever.
Elmalılı Hamdi Yazır : İyman edib de salâhlı salâhlı işler yapan kimseler bundan böyle sakındıkları ve iymanlarında sebat ile salih salih işlerine devam eyledikleri, sonra takvâlarında ve iymanlarında rüsuh buldukları, sonra bu takvâ ile beraber her yaptığını güzel yapan ihsan mertebesine erdikleri takdirde mukaddema tattıklarında kendilerine bir beis yoktur, Allah muhsinleri sever
Fizilal-il Kuran : İman edip iyi ameller işleyenler, Allah'tan korkup iman ettikleri, arkasından yine Allah'tan korkup müminliklerini devam ettirdikleri ve sonra yine Allah'tan korkup iyilik yaptıkları takdirde vaktiyle tattıkları haram yiyecek ve içeceklerden dolayı sorumlu tutulmazlar. Hiç kuşkusuz Allah, iyilik yapanları sever.
Gültekin Onan : İnananlar ve salih amellerde bulunanlar için korkup sakındıkları, inandıkları ve salih amellerde bulundukları, sonra korkup sakındıkları ve sonra (yine) korkup sakındıkları ve iyilikte bulundukları takdirde (yasaklanmadan önce) yedikleri dolayısıyla bir sorumluluk yoktur. Tanrı iyilik yapanları sever.
Hakkı Yılmaz : İnanan ve düzeltmeye yönelik işler yapan kimselere, Allah'ın koruması altına girdikleri, inandıkları, düzeltmeye yönelik işler yaptıkları, sonra Allah'ın koruması altına girdikleri, inandıkları ve sonra Allah'ın koruması altına girdikleri ve iyilik-güzellik ürettikleri zaman, tatmış olduklarından dolayı bir sorumluluk yoktur. Ve Allah, iyilik-güzellik üretenleri sever.
Hasan Basri Çantay : İman edib de güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar — (Bundan sonra haram olan şeylerden de) sakındıkları, îman (larında sebat ile) iyi iyi işlere devam etdikleri, sonra (haram edilen şeylerden dâima) sakınıb (haram olduklarına iyice) inandıkları ve yine sakınmakda devam ve ısrar ile güzel işler (i arayıb onlar) la iştigal eyledikleri takdirde — (haram kılınmazdan evvel) tatdıklarında üzerlerine hiç bir suç yokdur. Allah, iyi hareket edenleri sever.
Hayrat Neşriyat : Îmân edip sâlih ameller işleyenlere, (haramlardan) sakınıp îmân ettikleri ve sâlihameller işledikleri, sonra (günahlarda ısrar etmekten) sakınıp (onların haram olduğuna iyice) inandıkları, sonra (bütün haramlardan) da sakınıp iyilik ettikleri takdirde,(kendilerine haram kılınmadan önce) tattıklarından dolayı bir günah yoktur. Çünki Allah, iyilik edenleri sever.
İbni Kesir : İman edip salih amel işleyenler, sakınırlar, inanırlar ve salih amel işlerlerse; sonra sakınır ve ihsan ederlerse; daha önce tatmış olduklarından dolayı bir sorumluluk yoktur. Allah, ihsan edenleri sever.
İskender Evrenosoğlu : Âmenû olanlar ve salih amel yapanlar (ıslâh edici amel, nefs tezkiyesi yapanlar) üzerine, takva (1. takva) sahibi olmadıkları zaman yediklerinden dolayı bir günah yoktur. Âmenû olun ve amilûssâlihat yapın! Sonra da takva sahibi olun (3. takvaya ulaşın)! Âmenû olun sonra da takva sahibi olun (4. takvaya ulaşın) ve ahsen olun! Allah muhsinleri (ahsen olanları, 4. takvaya ulaşanları) sever.
Muhammed Esed : İmana ermiş olup doğru ve yararlı işler yapanlar, Allaha karşı sorumluluk bilinci duydukları ve (gerçekten) inanıp doğru ve yararlı işler yaptıkları sürece her istediklerinden serbestçe yararlanabilirler: yeter ki Allaha karşı sorumluluk bilinci duymaya ve iman etmeye devam etsinler ve Allaha karşı sorumluluklarının bilincine daha çok varsınlar ve iyilik yapmakta arzulu ve kararlı davransınlar. Allah iyilik yapanları sever.
Ömer Nasuhi Bilmen : İmân edip de sâlih sâlih amellerde bulunanların üzerine ittika edip de mü'min bulundukları ve güzel güzel işleri işledikleri, sonra da muttakî oldukları ve imân eyledikleri, sonra da ittikada bulunarak ihsan yaptıkları takdirde (evvelce) tatmış oldukları şeyde bir günah yoktur. Ve Allah Teâlâ muhsin olanları sever.
Ömer Öngüt : İman edip sâlih amel işleyenlere (daha önce içip) yediklerinden ötürü bir günah yoktur. (Haramdan) sakındıkları, iman edip sâlih amelde bulundukları, sonra sakındıkları ve iman ettikleri, sonra yine sakınıp iyilik yaptıkları zaman (bu böyledir). Allah iyilik yapanları sever.
Şaban Piriş : İman edip, doğruyu yapanlara; çekinip, iman eder ve doğruları işlerlerse daha önce tattıklarından dolayı bir günah yoktur. İman ederek korunurlar, sonra yine iyiye yönelerek kendilerini korurlarsa, Allah, iyiye yönelenleri sever.
Suat Yıldırım : İman edip iyi ve yararlı işler yapanlara, bundan böyle Allah’a karşı gelmekten sakındıkları ve imanlarında sebat ile iyi ve yararlı işlerine devam ettikleri, sonra takvâları ve imanları tam sağlamlaşıp kökleştiği, daha sonra da bu takvâ ile beraber, başkalarına iyilik eden ve her yaptığını güzel yapan ihsan mertebesine erdikleri takdirde, daha önce yiyip içtiklerinden dolayı kendilerine bir vebal yoktur. Allah da böyle güzel davrananları sever.
Süleyman Ateş : İnanıp iyi işler yapanlara -bundan böyle (kötülüklerden) korunup inandıkları ve iyi işler yaptıkları, sonra (yasaklardan) korunup (onların yasaklığına) inandıkları ve yine korunup iyilik ettikleri takdirde- (daha önce) yediklerinden ötürü bir günâh yoktur. Allâh güzel davrananları sever.
Tefhim-ul Kuran : İman edenler ve salih amellerde bulunanlar için korkup sakındıkları, iman ettikleri ve salih amellerde bulundukları, sonra korkup sakındıkları ve iman ettikleri ve sonra (yine) korkup sakındıkları ve iyilikte bulundukları takdirde (yasaklanmadan önce) yedikleri dolayısıyla bir sorumluluk yoktur. Allah, iyilik yapanları sever.
Ümit Şimşek : İman edip güzel işler yapanlar, bundan böyle haramdan sakınıp iman ederek güzel işler yaptıkları, sonra takvâlarında ve imanlarında sebat ettikleri, sonra da takvâlarını daha da güzelleştirerek iyilik yaptıkları takdirde, daha önce tatmış oldukları şeylerden dolayı onlara bir günah yoktur. Çünkü Allah iyilik yapan ve iyi kulluk edenleri sever.
Yaşar Nuri Öztürk : İman edip hayra ve barışa yönelik işler yapanlara; bundan böyle korunup iman ederek iyi işler yaptıkları, sonra takvaya sarılıp imanda kemale erdikleri, sonra bir mertebe daha korunup güzellikler sergiledikleri takdirde, daha önce tatmış olduklarından ötürü hiçbir günah yoktur. Allah, güzel düşünüp güzel davrananları sever.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}