» 5 / Mâide  24:

Kuran Sırası: 5
İniş Sırası: 112
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120

 » 5 / Mâide  Suresi: 24
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. قَالُوا (GELVE) = ḳālū : dediler ki
2. يَا (YE) = yā : EY/HEY/AH
3. مُوسَىٰ (MVS) = mūsā : Musa
4. إِنَّا (ÎNE) = innā : şüphesiz biz
5. لَنْ (LN) = len :
6. نَدْخُلَهَا (ND̃ḢLHE) = nedḣulehā : oraya girmeyiz
7. أَبَدًا (ÊBD̃E) = ebeden : asla
8. مَا (ME) = mā :
9. دَامُوا (D̃EMVE) = dāmū : onlar olduğu sürece
10. فِيهَا (FYHE) = fīhā : orada
11. فَاذْهَبْ (FEZ̃HB) = feƶheb : gidin
12. أَنْتَ (ÊNT) = ente : sen
13. وَرَبُّكَ (VRBK) = ve rabbuke : ve Rabbin
14. فَقَاتِلَا (FGETLE) = fe ḳātilā : savaşın
15. إِنَّا (ÎNE) = innā : şüphesiz biz
16. هَاهُنَا (HEHNE) = hāhunā : burada
17. قَاعِدُونَ (GEAD̃VN) = ḳāǐdūne : oturuyoruz
dediler ki | EY/HEY/AH | Musa | şüphesiz biz | | oraya girmeyiz | asla | | onlar olduğu sürece | orada | gidin | sen | ve Rabbin | savaşın | şüphesiz biz | burada | oturuyoruz |

[GVL] [Y] [MVS] [] [] [D̃ḢL] [EBD̃] [] [D̃VM] [] [Z̃HB] [] [RBB] [GTL] [] [] [GAD̃]
GELVE YE MVS ÎNE LN ND̃ḢLHE ÊBD̃E ME D̃EMVE FYHE FEZ̃HB ÊNT VRBK FGETLE ÎNE HEHNE GEAD̃VN

ḳālū mūsā innā len nedḣulehā ebeden dāmū fīhā feƶheb ente ve rabbuke fe ḳātilā innā hāhunā ḳāǐdūne
قالوا يا موسى إنا لن ندخلها أبدا ما داموا فيها فاذهب أنت وربك فقاتلا إنا هاهنا قاعدون

 » 5 / Mâide  Suresi: 24
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū dediler ki They said,
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
موسى م و س | MVS MVS mūsā Musa Musa!
إنا | ÎNE innā şüphesiz biz Indeed, we
لن | LN len never
ندخلها د خ ل | D̃ḢL ND̃ḢLHE nedḣulehā oraya girmeyiz will enter it,
أبدا ا ب د | EBD̃ ÊBD̃E ebeden asla ever,
ما | ME for
داموا د و م | D̃VM D̃EMVE dāmū onlar olduğu sürece as long as they are
فيها | FYHE fīhā orada in it.
فاذهب ذ ه ب | Z̃HB FEZ̃HB feƶheb gidin So go
أنت | ÊNT ente sen you
وربك ر ب ب | RBB VRBK ve rabbuke ve Rabbin and your Lord
فقاتلا ق ت ل | GTL FGETLE fe ḳātilā savaşın and you both fight.
إنا | ÎNE innā şüphesiz biz Indeed, we
هاهنا | HEHNE hāhunā burada are [here]
قاعدون ق ع د | GAD̃ GEAD̃VN ḳāǐdūne oturuyoruz "sitting."""

5:24 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

dediler ki | EY/HEY/AH | Musa | şüphesiz biz | | oraya girmeyiz | asla | | onlar olduğu sürece | orada | gidin | sen | ve Rabbin | savaşın | şüphesiz biz | burada | oturuyoruz |

[GVL] [Y] [MVS] [] [] [D̃ḢL] [EBD̃] [] [D̃VM] [] [Z̃HB] [] [RBB] [GTL] [] [] [GAD̃]
GELVE YE MVS ÎNE LN ND̃ḢLHE ÊBD̃E ME D̃EMVE FYHE FEZ̃HB ÊNT VRBK FGETLE ÎNE HEHNE GEAD̃VN

ḳālū mūsā innā len nedḣulehā ebeden dāmū fīhā feƶheb ente ve rabbuke fe ḳātilā innā hāhunā ḳāǐdūne
قالوا يا موسى إنا لن ندخلها أبدا ما داموا فيها فاذهب أنت وربك فقاتلا إنا هاهنا قاعدون

[ق و ل] [ي] [م و س ] [] [] [د خ ل] [ا ب د] [] [د و م] [] [ذ ه ب] [] [ر ب ب] [ق ت ل] [] [] [ق ع د]

 » 5 / Mâide  Suresi: 24
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
قالوا ق و ل | GVL GELVE ḳālū dediler ki They said,
Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif,
100,1,30,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
يا ي | Y YE EY/HEY/AH """O!"
Ye,Elif,
10,1,

موسى م و س | MVS MVS mūsā Musa Musa!
Mim,Vav,Sin,,
40,6,60,,
"VOC – prefixed vocative particle ya
PN – accusative masculine proper noun → Musa"
أداة نداء
اسم علم منصوب
إنا | ÎNE innā şüphesiz biz Indeed, we
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
لن | LN len never
Lam,Nun,
30,50,
NEG – negative particle
حرف نفي
ندخلها د خ ل | D̃ḢL ND̃ḢLHE nedḣulehā oraya girmeyiz will enter it,
Nun,Dal,Hı,Lam,He,Elif,
50,4,600,30,5,1,
V – 1st person plural imperfect verb, subjunctive mood
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
فعل مضارع منصوب و«ها» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
أبدا ا ب د | EBD̃ ÊBD̃E ebeden asla ever,
,Be,Dal,Elif,
,2,4,1,
T – accusative masculine indefinite time adverb
ظرف زمان منصوب
ما | ME for
Mim,Elif,
40,1,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
داموا د و م | D̃VM D̃EMVE dāmū onlar olduğu sürece as long as they are
Dal,Elif,Mim,Vav,Elif,
4,1,40,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض من اخوات «كان» والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «دام»
فيها | FYHE fīhā orada in it.
Fe,Ye,He,Elif,
80,10,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
فاذهب ذ ه ب | Z̃HB FEZ̃HB feƶheb gidin So go
Fe,Elif,Zel,He,Be,
80,1,700,5,2,
REM – prefixed resumption particle
V – 2nd person masculine singular imperative verb
الفاء استئنافية
فعل أمر
أنت | ÊNT ente sen you
,Nun,Te,
,50,400,
PRON – 2nd person masculine singular personal pronoun
ضمير منفصل
وربك ر ب ب | RBB VRBK ve rabbuke ve Rabbin and your Lord
Vav,Re,Be,Kef,
6,200,2,20,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative masculine noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم مرفوع والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فقاتلا ق ت ل | GTL FGETLE fe ḳātilā savaşın and you both fight.
Fe,Gaf,Elif,Te,Lam,Elif,
80,100,1,400,30,1,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 2nd person masculine dual (form III) imperative verb
PRON – subject pronoun
الفاء عاطفة
فعل أمر والألف ضمير متصل في محل رفع فاعل
إنا | ÎNE innā şüphesiz biz Indeed, we
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
هاهنا | HEHNE hāhunā burada are [here]
He,Elif,He,Nun,Elif,
5,1,5,50,1,
VOC – prefixed vocative particle ha
DEM – demonstrative pronoun
أداة نداء
اسم اشارة
قاعدون ق ع د | GAD̃ GEAD̃VN ḳāǐdūne oturuyoruz "sitting."""
Gaf,Elif,Ayn,Dal,Vav,Nun,
100,1,70,4,6,50,
N – nominative masculine plural active participle
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |قَالُوا: dediler ki | يَا: EY/HEY/AH | مُوسَىٰ: Musa | إِنَّا: şüphesiz biz | لَنْ: | نَدْخُلَهَا: oraya girmeyiz | أَبَدًا: asla | مَا: | دَامُوا: onlar olduğu sürece | فِيهَا: orada | فَاذْهَبْ: gidin | أَنْتَ: sen | وَرَبُّكَ: ve Rabbin | فَقَاتِلَا: savaşın | إِنَّا: şüphesiz biz | هَاهُنَا: burada | قَاعِدُونَ: oturuyoruz |
Kırık Meal (Harekesiz) : |قالوا GELWE dediler ki | يا YE EY/HEY/AH | موسى MWS Musa | إنا ÎNE şüphesiz biz | لن LN | ندخلها ND̃ḢLHE oraya girmeyiz | أبدا ÊBD̃E asla | ما ME | داموا D̃EMWE onlar olduğu sürece | فيها FYHE orada | فاذهب FEZ̃HB gidin | أنت ÊNT sen | وربك WRBK ve Rabbin | فقاتلا FGETLE savaşın | إنا ÎNE şüphesiz biz | هاهنا HEHNE burada | قاعدون GEAD̃WN oturuyoruz |
Kırık Meal (Okunuş) : |ḳālū: dediler ki | : EY/HEY/AH | mūsā: Musa | innā: şüphesiz biz | len: | nedḣulehā: oraya girmeyiz | ebeden: asla | : | dāmū: onlar olduğu sürece | fīhā: orada | feƶheb: gidin | ente: sen | ve rabbuke: ve Rabbin | fe ḳātilā: savaşın | innā: şüphesiz biz | hāhunā: burada | ḳāǐdūne: oturuyoruz |
Kırık Meal (Transcript) : |GELVE: dediler ki | YE: EY/HEY/AH | MVS: Musa | ÎNE: şüphesiz biz | LN: | ND̃ḢLHE: oraya girmeyiz | ÊBD̃E: asla | ME: | D̃EMVE: onlar olduğu sürece | FYHE: orada | FEZ̃HB: gidin | ÊNT: sen | VRBK: ve Rabbin | FGETLE: savaşın | ÎNE: şüphesiz biz | HEHNE: burada | GEAD̃VN: oturuyoruz |
Abdulbaki Gölpınarlı : Yâ Mûsâ demişlerdi, onlar orada bulundukça biz, oraya ebedîyen giremeyiz. Sen, Rabbinle git, ikiniz çarpışın onlarla, biz burada oturup duracağız.
Adem Uğur : Ey Musa! Onlar orada bulundukları müddetçe biz oraya asla girmeyiz; şu halde, sen ve Rabbin gidin savaşın; biz burada oturacağız dediler.
Ahmed Hulusi : Dediler ki: "Yâ Musa, orada oldukları müddetçe biz oraya ebeden girmeyeceğiz. . . Git, sen ve Rabbin; ikiniz savaşın! İşte burada oturucularız. "
Ahmet Tekin : Onlar ise: 'Ya Mûsâ, onlar o topraklarda bulunduğu müddetçe, ebediyyen, asla oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin, onlara karşı birlikte savaşın, işte biz burada oturuyoruz.' dediler.
Ahmet Varol : (İsrailoğulları) bu kez: 'Ey Musa! Onlar orada bulundukları sürece biz asla oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidip çarpışın, biz şurada oturuyoruz' dediler.
Ali Bulaç : Dediler ki: "Ey Musa biz, onlar durduğu sürece hiç bir zaman oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin git, ikiniz savaşın. Biz burda duracağız."
Ali Fikri Yavuz : İsrâiloğulları şöyle dediler: “- Ey Mûsa, o zâlimler orada iken biz hiç bir zaman oraya giremeyiz. Artık sen ve Rabb’in beraber gidin de ikiniz harp edin; biz mutlaka burada oturucularız.”
Bekir Sadak : «Ey Musa! Onlar orada oldukca biz asla oraya girmeyecegiz. Sen ve Rabbin gidin savasin, dogrusu biz burada oturacagiz» demislerdi.
Celal Yıldırım : Onlar (yine) ey Musa ! dediler, o zorbalar orada oldukça biz kesinlikle oraya giremeyiz. Sen, Rabbinle git de ikiniz (onlarla) savaşın, biz burada otururuz.
Diyanet İşleri : Dediler ki: “Ey Mûsa! Onlar orada bulundukça, biz oraya asla girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin, onlarla savaşın. Biz burada oturacağız.”
Diyanet İşleri (eski) : 'Ey Musa! Onlar orada oldukça biz asla oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin savaşın, doğrusu biz burada oturacağız' demişlerdi.
Diyanet Vakfi : «Ey Musa! Onlar orada bulundukları müddetçe biz oraya asla girmeyiz; şu halde sen ve Rabbin gidin savaşın; biz burada oturacağız» dediler.
Edip Yüksel : 'Musa, onlar orada oldukça biz oraya asla girmeyiz. Sen ve Rabbin gidip savaşın; biz burda oturuyoruz,' dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Kavmi Musa'ya: «Ey Musa! Onlar orada olduğu sürece biz oraya asla girmeyiz. Sen ve Rabb'in gidin savaşın. Biz burada oturacağız» dediler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onlar: «Ey Musa, onlar orada bulundukça biz asla oraya girmeyiz! Haydi, sen Rabbinle git, ikiniz savaşın; biz işte burada oturacağız!» dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ya Musâ, dediler: Onlar orada bulundukça biz oraya ebedâ giremeyiz, haydi sen rabbınla git ikiniz harb edin biz işte burada otururuz
Fizilal-il Kuran : Dediler ki, «Ey Musa, onlar orada olduğu sürece biz oraya kesinlikle girmeyiz. Git sen Rabbin ile birlikte savaş, biz burada kalıyoruz.»
Gültekin Onan : Dediler ki: "Ey Musa, biz onlar durduğu sürece ebediyen oraya girmeyeceğiz. Sen ve rabbin git, ikiniz savaşın. Biz burada duracağız."
Hakkı Yılmaz : Mûsâ'nın toplumu: “Ey Mûsâ! Şüphesiz biz, onlar orada olduğu sürece biz oraya asla girmeyiz. Artık sen ve Rabbin gidin de savaşın. Şüphesiz biz, burada oturanlarız” dediler.
Hasan Basri Çantay : Onlar da (şöyle) söylediler: «Yâ Musa, onlar orada bulundukça biz oraya ilel'ebed giremeyiz. Artık sen Rabbinle beraber git! Bu suretle ikiniz harb edin! Biz mutlakaa oturucularız».
Hayrat Neşriyat : (İsrâiloğulları:) 'Ey Mûsâ! Doğrusu biz, (onlar) orada bulundukları müddetçe, oraya ebedî olarak aslâ girmeyiz; onun için sen, Rabbinle git, artık (onlarla) ikiniz savaşın, doğrusu biz (onlarla harb etmektense) burada (bu Tih Sahrâsında) oturacak olan kimseleriz' dediler.
İbni Kesir : Demişlerdi ki: Ey Musa; onalr orada oldukça, ebediyyen oraya girmeyiz. Git, sen ve Rabbın savaşın. Biz, burada oturanlardanız.
İskender Evrenosoğlu : (Onlar); “Ey Mûsâ, muhakkak ki biz onlar orada olduğu sürece ebediyen, asla oraya girmeyiz. Artık Sen ve Rabbin gidin, böylece ikiniz savaşın, biz mutlaka burada otururuz” dediler.
Muhammed Esed : (Ama) onlar: "Ey Musa!" dediler, "Ötekiler orada oldukça biz o (topraklar)a asla giremeyeceğiz. O halde sen ve Rabbin gidin ve birlikte savaşın! Biz burada kalacağız!"
Ömer Nasuhi Bilmen : Dediler ki: «Ya Mûsa! Biz elbette ebedîyen girmeyeceğiz, onlar orada devam ettikçe artık sen Rabbinle git, mukatelede bulun, bizler ise burada oturucularız.»
Ömer Öngüt : Şöyle dediler: “Ey Musa! Onlar orada oldukça, biz aslâ oraya girmeyiz. Sen ve Rabbin gidin savaşın. Biz burada otururuz. ”
Şaban Piriş : -Ey Musa, onlar orada oldukça biz asla oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin gidin savaşın. Biz burada oturacağız, demişlerdi.
Suat Yıldırım : Yine dediler ki: "Ya Mûsâ! O zorbalar orada oldukları müddetçe biz asla giremeyiz. Haydi sen Rabbinle git, ikiniz onlarla savaşın, biz işte burada oturuyoruz."
Süleyman Ateş : Dediler ki: "Ey Mûsâ, onlar orada olduğu sürece biz oraya asla girmeyiz. Sen ve Rabbin, gidin, savaşın, biz burada oturuyoruz!"
Tefhim-ul Kuran : Dediler ki: «Ey Musa, biz, orda onlar durduğu sürece hiç bir zaman oraya girmeyeceğiz. Sen ve Rabbin git, ikiniz savaşın. Biz burda duracağız.»
Ümit Şimşek : Onlar yine 'Ey Musa,' dediler. 'Onlar orada olduğu müddetçe biz asla oraya girmeyiz. Sen ve Rabbin gidip onlarla savaşın; biz burada oturacağız.'
Yaşar Nuri Öztürk : Dediler ki: "Ey Mûsa! Onlar orada oldukça biz oraya asla girmeyeceğiz. Hadi sen git, Rabbin'le birlikte savaşın. Biz şuracıkta oturacağız."


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}