» 36 / Yâsîn  43:

Kuran Sırası: 36
İniş Sırası: 41
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83

 » 36 / Yâsîn  Suresi: 43
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَإِنْ (VÎN) = ve in : ve eğer
2. نَشَأْ (NŞÊ) = neşe' : dilesek
3. نُغْرِقْهُمْ (NĞRGHM) = nuğriḳhum : onları (suda) boğarız
4. فَلَا (FLE) = felā : olmaz
5. صَرِيخَ (ṦRYḢ) = Sarīḣa : imdad (eden)
6. لَهُمْ (LHM) = lehum : onlara
7. وَلَا (VLE) = ve lā : ve ne de
8. هُمْ (HM) = hum : onlar
9. يُنْقَذُونَ (YNGZ̃VN) = yunḳaƶūne : kurtarılmazlar
ve eğer | dilesek | onları (suda) boğarız | olmaz | imdad (eden) | onlara | ve ne de | onlar | kurtarılmazlar |

[] [ŞYE] [ĞRG] [] [ṦRḢ] [] [] [] [NGZ̃]
VÎN NŞÊ NĞRGHM FLE ṦRYḢ LHM VLE HM YNGZ̃VN

ve in neşe' nuğriḳhum felā Sarīḣa lehum ve lā hum yunḳaƶūne
وإن نشأ نغرقهم فلا صريخ لهم ولا هم ينقذون

 » 36 / Yâsîn  Suresi: 43
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإن | VÎN ve in ve eğer And if
نشأ ش ي ا | ŞYE NŞÊ neşe' dilesek We will,
نغرقهم غ ر ق | ĞRG NĞRGHM nuğriḳhum onları (suda) boğarız "We could drown them;"
فلا | FLE felā olmaz then not
صريخ ص ر خ | ṦRḢ ṦRYḢ Sarīḣa imdad (eden) (would be) a responder to a cry
لهم | LHM lehum onlara for them,
ولا | VLE ve lā ve ne de and not
هم | HM hum onlar they
ينقذون ن ق ذ | NGZ̃ YNGZ̃VN yunḳaƶūne kurtarılmazlar would be saved,

36:43 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve eğer | dilesek | onları (suda) boğarız | olmaz | imdad (eden) | onlara | ve ne de | onlar | kurtarılmazlar |

[] [ŞYE] [ĞRG] [] [ṦRḢ] [] [] [] [NGZ̃]
VÎN NŞÊ NĞRGHM FLE ṦRYḢ LHM VLE HM YNGZ̃VN

ve in neşe' nuğriḳhum felā Sarīḣa lehum ve lā hum yunḳaƶūne
وإن نشأ نغرقهم فلا صريخ لهم ولا هم ينقذون

[] [ش ي ا] [غ ر ق] [] [ص ر خ] [] [] [] [ن ق ذ ]

 » 36 / Yâsîn  Suresi: 43
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإن | VÎN ve in ve eğer And if
Vav,,Nun,
6,,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional particle
الواو عاطفة
حرف شرط
نشأ ش ي ا | ŞYE NŞÊ neşe' dilesek We will,
Nun,Şın,,
50,300,,
V – 1st person plural imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
نغرقهم غ ر ق | ĞRG NĞRGHM nuğriḳhum onları (suda) boğarız "We could drown them;"
Nun,Ğayn,Re,Gaf,He,Mim,
50,1000,200,100,5,40,
V – 1st person plural (form IV) imperfect verb, jussive mood
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع مجزوم و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
فلا | FLE felā olmaz then not
Fe,Lam,Elif,
80,30,1,
REM – prefixed resumption particle
NEG – negative particle
الفاء استئنافية
حرف نفي
صريخ ص ر خ | ṦRḢ ṦRYḢ Sarīḣa imdad (eden) (would be) a responder to a cry
Sad,Re,Ye,Hı,
90,200,10,600,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
لهم | LHM lehum onlara for them,
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
ولا | VLE ve lā ve ne de and not
Vav,Lam,Elif,
6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
هم | HM hum onlar they
He,Mim,
5,40,
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
ضمير منفصل
ينقذون ن ق ذ | NGZ̃ YNGZ̃VN yunḳaƶūne kurtarılmazlar would be saved,
Ye,Nun,Gaf,Zel,Vav,Nun,
10,50,100,700,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) passive imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَإِنْ: ve eğer | نَشَأْ: dilesek | نُغْرِقْهُمْ: onları (suda) boğarız | فَلَا: olmaz | صَرِيخَ: imdad (eden) | لَهُمْ: onlara | وَلَا: ve ne de | هُمْ: onlar | يُنْقَذُونَ: kurtarılmazlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وإن WÎN ve eğer | نشأ NŞÊ dilesek | نغرقهم NĞRGHM onları (suda) boğarız | فلا FLE olmaz | صريخ ṦRYḢ imdad (eden) | لهم LHM onlara | ولا WLE ve ne de | هم HM onlar | ينقذون YNGZ̃WN kurtarılmazlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve in: ve eğer | neşe': dilesek | nuğriḳhum: onları (suda) boğarız | felā: olmaz | Sarīḣa: imdad (eden) | lehum: onlara | ve lā: ve ne de | hum: onlar | yunḳaƶūne: kurtarılmazlar |
Kırık Meal (Transcript) : |VÎN: ve eğer | NŞÊ: dilesek | NĞRGHM: onları (suda) boğarız | FLE: olmaz | ṦRYḢ: imdad (eden) | LHM: onlara | VLE: ve ne de | HM: onlar | YNGZ̃VN: kurtarılmazlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Dilersek sulara boğarız onları da ne bir imdatlarına yeten olur, ne de kurtarılır onlar.
Adem Uğur : Dilesek onları suda boğarız. O zaman ne onların imdadına koşan olur, ne de onlar kurtarılırlar.
Ahmed Hulusi : Eğer dilesek onları suda boğarız da, ne imdatlarına yetişen olur ve ne de kurtarılırlar!
Ahmet Tekin : Sünnetimizin, düzenimizin yasaları içinde, irademizin tecellisine uygun olursa onları denizde boğarız. O zaman ne onların feryadına yetişen bulunur, ne onlar kurtulur, ne de kurtarılır.
Ahmet Varol : Dilesek onları (suda) boğarız. Bu durumda ne onların imdatlarına yetişen olur, ne de kurtarılırlar.
Ali Bulaç : Eğer dilersek onları batırır boğarız; bu durumda ne onların imdadına yetişen olur, ne de kurtulabilirler.
Ali Fikri Yavuz : Dilersek onları (denizde) boğarız da, o takdirde kendilerine ne bir imdatçı vardır, ne de onlar kurtarılırlar.
Bekir Sadak : Dilesek, onlari suda bogardik; ne yardimlarina kosan bulunur ve ne de kendileri kurtulabilirlerdi.
Celal Yıldırım : Dilersek onları (suda) boğarız da artık ne çığlıklarına koşan bulunur, ne de kurtarılma şansları olur.
Diyanet İşleri : Biz istesek onları suda boğarız da kendileri için ne imdat çağrısı yapan olur, ne de kurtarılırlar.
Diyanet İşleri (eski) : Dilesek, onları suda boğardık; ne yardımlarına koşan bulunur ve ne de kendileri kurtulabilirlerdi.
Diyanet Vakfi : Dilesek onları suda boğarız. O zaman ne onların imdadına koşan olur, ne de onlar kurtarılırlar.
Edip Yüksel : Dileseydik onları boğardık; ne bir çığlıklarına yetişen olurdu, ne de kurtulabilirlerdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Eğer dilesek onları boğarız da o zaman ne onların feryadına yetişen bulunur, ne de onlar kurtarılır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Dilersek onları (suda) boğarız da o zaman onlara ne feryatçı vardır, ne de onlar kurtarılırlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Dilersek onları gark da ederiz o vakıt ne onlara feryadcı vardır, ne de onlar kurtarılırlar
Fizilal-il Kuran : Dilersek, onları suda boğardık; ne yardımlarına koşan bulunur ve ne de kendileri kurtulabilirdi.
Gültekin Onan : Eğer dilersek onları batırır boğarız; bu durumda ne onların imdadına yetişen olur, ne de kurtulabilirler.
Hakkı Yılmaz : (43,44) "Ve Biz dilersek –Bizden bir rahmet ve bir zamana kadar yararlanma; süre tanınması dışında– onları suda boğarız da o zaman onların çığlığına hiç yetişen olmaz. Onlar kurtarılamazlar da. "
Hasan Basri Çantay : Eğer dilersek onları (suda) boğarız. O suretde kendileri için bir imdadcı da yokdur, onlar kurtarılamazlar da.
Hayrat Neşriyat : Hâlbuki dilersek onları suda boğarız; o zaman ne kendilerine imdâd eden olur, ne de onlar kurtarılırlar.
İbni Kesir : Dilesek; onları suda boğardık da ne kurtaran bulunurdu, ne de kurtulabilirlerdi.
İskender Evrenosoğlu : Ve dilersek onları boğarız, o zaman onlara yardım edilmez ve onlar kurtarılmaz.
Muhammed Esed : dilersek onları suda boğabiliriz, kimse de yardımlarına gelemez, işte (o zaman) onlar için bir kurtuluş yoktur,
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve eğer dilersek onları garkederiz, artık onlar için ne bir hâlâskar vardır ve ne de onlar kurtarılabilirler.
Ömer Öngüt : Dilersek onları suda boğarız. Ne kendilerine bir yardımcı bulunur, ne de kurtarılırlar.
Şaban Piriş : Eğer istersek onları suda boğarız. Onlara bir yardımcı da bulunmaz, kendi kendilerine de kurtulamazlar.
Suat Yıldırım : Şayet dileseydik onları boğardık. Ne feryatlarına koşan bir kimse bulabilir, ne de başka türlü kurtarılırlardı.
Süleyman Ateş : Dilesek onları (suda) boğarız, ne kendilerine imdad (eden) olur, ne de kurtarılırlar.
Tefhim-ul Kuran : Eğer dilersek onları batırır boğarız; bu durumda ne onların imdadına yetişen olur, ne de onlar kurtulabilirler.
Ümit Şimşek : Dilesek onları boğarız da ne yardımlarına koşan olur, ne bir kurtuluş yolu bulunur.
Yaşar Nuri Öztürk : Eğer dilersek onları boğarız. Bu durumda ne kendileri için feryat eden olur ne de kurtarılırlar.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}