» 36 / Yâsîn  76:

Kuran Sırası: 36
İniş Sırası: 41
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83

 » 36 / Yâsîn  Suresi: 76
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَلَا (FLE) = felā :
2. يَحْزُنْكَ (YḪZNK) = yeHzunke : seni üzmesin
3. قَوْلُهُمْ (GVLHM) = ḳavluhum : onların sözü
4. إِنَّا (ÎNE) = innā : biz elbette
5. نَعْلَمُ (NALM) = neǎ'lemu : biliyoruz
6. مَا (ME) = mā :
7. يُسِرُّونَ (YSRVN) = yusirrūne : onların gizlediklerini
8. وَمَا (VME) = ve mā : ve
9. يُعْلِنُونَ (YALNVN) = yuǎ'linūne : açığa vurduklarını
| seni üzmesin | onların sözü | biz elbette | biliyoruz | | onların gizlediklerini | ve | açığa vurduklarını |

[] [ḪZN] [GVL] [] [ALM] [] [SRR] [] [ALN]
FLE YḪZNK GVLHM ÎNE NALM ME YSRVN VME YALNVN

felā yeHzunke ḳavluhum innā neǎ'lemu yusirrūne ve mā yuǎ'linūne
فلا يحزنك قولهم إنا نعلم ما يسرون وما يعلنون

 » 36 / Yâsîn  Suresi: 76
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فلا | FLE felā So (let) not
يحزنك ح ز ن | ḪZN YḪZNK yeHzunke seni üzmesin grieve you
قولهم ق و ل | GVL GVLHM ḳavluhum onların sözü their speech.
إنا | ÎNE innā biz elbette Indeed, We
نعلم ع ل م | ALM NALM neǎ'lemu biliyoruz [We] know
ما | ME what
يسرون س ر ر | SRR YSRVN yusirrūne onların gizlediklerini they conceal
وما | VME ve mā ve and what
يعلنون ع ل ن | ALN YALNVN yuǎ'linūne açığa vurduklarını they declare.

36:76 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

| seni üzmesin | onların sözü | biz elbette | biliyoruz | | onların gizlediklerini | ve | açığa vurduklarını |

[] [ḪZN] [GVL] [] [ALM] [] [SRR] [] [ALN]
FLE YḪZNK GVLHM ÎNE NALM ME YSRVN VME YALNVN

felā yeHzunke ḳavluhum innā neǎ'lemu yusirrūne ve mā yuǎ'linūne
فلا يحزنك قولهم إنا نعلم ما يسرون وما يعلنون

[] [ح ز ن] [ق و ل] [] [ع ل م] [] [س ر ر] [] [ع ل ن]

 » 36 / Yâsîn  Suresi: 76
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فلا | FLE felā So (let) not
Fe,Lam,Elif,
80,30,1,
REM – prefixed resumption particle
PRO – prohibition particle
الفاء استئنافية
حرف نهي
يحزنك ح ز ن | ḪZN YḪZNK yeHzunke seni üzmesin grieve you
Ye,Ha,Ze,Nun,Kef,
10,8,7,50,20,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
فعل مضارع مجزوم والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
قولهم ق و ل | GVL GVLHM ḳavluhum onların sözü their speech.
Gaf,Vav,Lam,He,Mim,
100,6,30,5,40,
N – nominative masculine verbal noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إنا | ÎNE innā biz elbette Indeed, We
,Nun,Elif,
,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
نعلم ع ل م | ALM NALM neǎ'lemu biliyoruz [We] know
Nun,Ayn,Lam,Mim,
50,70,30,40,
V – 1st person plural imperfect verb
فعل مضارع
ما | ME what
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
يسرون س ر ر | SRR YSRVN yusirrūne onların gizlediklerini they conceal
Ye,Sin,Re,Vav,Nun,
10,60,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
وما | VME ve mā ve and what
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
يعلنون ع ل ن | ALN YALNVN yuǎ'linūne açığa vurduklarını they declare.
Ye,Ayn,Lam,Nun,Vav,Nun,
10,70,30,50,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَلَا: | يَحْزُنْكَ: seni üzmesin | قَوْلُهُمْ: onların sözü | إِنَّا: biz elbette | نَعْلَمُ: biliyoruz | مَا: | يُسِرُّونَ: onların gizlediklerini | وَمَا: ve | يُعْلِنُونَ: açığa vurduklarını |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فلا FLE | يحزنك YḪZNK seni üzmesin | قولهم GWLHM onların sözü | إنا ÎNE biz elbette | نعلم NALM biliyoruz | ما ME | يسرون YSRWN onların gizlediklerini | وما WME ve | يعلنون YALNWN açığa vurduklarını |
Kırık Meal (Okunuş) : |felā: | yeHzunke: seni üzmesin | ḳavluhum: onların sözü | innā: biz elbette | neǎ'lemu: biliyoruz | : | yusirrūne: onların gizlediklerini | ve mā: ve | yuǎ'linūne: açığa vurduklarını |
Kırık Meal (Transcript) : |FLE: | YḪZNK: seni üzmesin | GVLHM: onların sözü | ÎNE: biz elbette | NALM: biliyoruz | ME: | YSRVN: onların gizlediklerini | VME: ve | YALNVN: açığa vurduklarını |
Abdulbaki Gölpınarlı : Mahzûn etmesin seni onların sözleri; şüphe yok ki biz, gizlediklerini de biliriz, açığa vurduklarını da.
Adem Uğur : (Resûlüm!) O halde onların sözleri sakın seni üzmesin. Kuşkusuz biz, onların gizlemekte olduklarını da, açığa vurduklarını da biliyoruz.
Ahmed Hulusi : O hâlde onların lafı seni mahzun etmesin. . . Muhakkak ki biz onların gizlediklerini de açıkladıklarını da biliriz.
Ahmet Tekin : Rasulüm, onların sözleri seni üzmesin. Biz onların gizledikleri niyetlerini, halkı yanıltan fısıltılar yayarak yaptıkları faaliyetleri de, açıkça söylediklerini, alenen yaptıklarını da biliyoruz.
Ahmet Varol : Artık onların sözleri seni üzmesin. Şüphesiz biz onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da biliyoruz.
Ali Bulaç : Öyleyse onların sözleri seni hüzne kaptırmasın. Gerçekten biz, sakladıklarını da, açığa vurduklarını da biliyoruz.
Ali Fikri Yavuz : O halde (Ey Rasûlüm), o kâfirlerin sözü, (tekzibi) seni mahzun etmesin. Biz, onların (içlerinde) gizlediklerini de, açığa vurduklarını da biliriz.
Bekir Sadak : Bunlarin sozu seni uzmesin. Biz onlarin gizlediklerini de, aciga vurduklarini da suphesiz biliriz.
Celal Yıldırım : Sakın onların sözü seni üzmesin. Şüphesiz ki, biz onların gizlediklerini de, açığa vurduklarını da biliriz.
Diyanet İşleri : (Ey Muhammed!) Artık onların sözü seni üzmesin. Çünkü biz, onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da biliyoruz.
Diyanet İşleri (eski) : Bunların sözü seni üzmesin. Biz onların gizlediklerini de, açığa vurduklarını da şüphesiz biliriz.
Diyanet Vakfi : (Resûlüm!) O halde onların sözleri sakın seni üzmesin. Kuşkusuz biz, onların gizlemekte olduklarını da, açığa vurduklarını da biliyoruz.
Edip Yüksel : Sözleri seni üzmesin. Gizledikleri ve açıkladıkları her şeyi çok iyi biliriz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : O halde onların sözleri seni üzmesin. Biz onların içlerini de biliriz, dışlarını da.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O halde onların lakırdıları seni üzmesin. Biz onların içlerini de biliriz dışlarını da.
Elmalılı Hamdi Yazır : O halde onların lâkırdıları seni mahzûn etmesin, biz onların içlerini de biliriz dışlarını da
Fizilal-il Kuran : Onların sözü seni üzmesin. Biz onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da biliyoruz.
Gültekin Onan : Öyleyse onların sözleri seni hüzne kaptırmasın. Gerçekten biz, sakladıklarını da, açığa vurduklarını da biliyoruz.
Hakkı Yılmaz : O hâlde onların sözü seni üzmesin. Şüphesiz ki Biz, onların gizlediklerini ve açığa vurduklarını da biliyoruz.
Hasan Basri Çantay : O halde (habîbim) onların lâfı seni gamnâk etmesin. Şübhe yok ki biz onların neler gizlemekde olduklarını, neler açıklaya geldiklerini biliyoruz.
Hayrat Neşriyat : (Habîbim, yâ Muhammed!) Öyle ise onların sözü, seni üzmesin! Şübhesiz ki biz,(onlar) neyi gizlerler ve neyi açıklarlarsa biliriz.
İbni Kesir : Onların sözü seni üzmesin. Şüphesiz ki Biz; onların gizlediklerini de, açıkladıklarını da biliriz.
İskender Evrenosoğlu : Artık onların sözleri seni mahzun etmesin. Muhakkak ki Biz, sakladıklarını da açıkladıklarını da biliriz.
Muhammed Esed : Ama o (hakikati inkar eden)lerin sözlerinden üzüntüye kapılma; şüphe yok ki Biz onların gizlediklerini de, açığa vurduklarını da biliriz.
Ömer Nasuhi Bilmen : İmdi onların lâkırdıları seni mahzun etmesin. Şüphe yok ki Biz, onların neleri gizlediklerini ve neleri ilan ettiklerini biliyoruz.
Ömer Öngüt : Sözleri seni üzmesin. Şüphesiz ki biz, onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da biliriz.
Şaban Piriş : Onların sözleri seni üzmesin. Biz onların gizlediklerini de açıkladıklarını da elbette biliyoruz.
Suat Yıldırım : O halde ey Resulüm, üzülme sen onların laflarına, onların gizlediklerini de iyi biliriz, açıkladıklarını da, sen hiç tasalanma!
Süleyman Ateş : Onların sözü seni üzmesin. Biz onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da biliyoruz.
Tefhim-ul Kuran : Öyleyse onların sözleri seni hüzne kaptırmasın. Gerçekten biz, onların saklamakta olduklarını da, açığa vurduklarını da biliyoruz.
Ümit Şimşek : Onların sözü seni tasalandırmasın. Biz onların sakladıklarını da biliriz, açığa vurduklarını da.
Yaşar Nuri Öztürk : Artık onların sözü seni üzmesin! Biz onların sır olarak tuttuklarını da açıkladıklarını da biliyoruz.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}