» 36 / Yâsîn  9:

Kuran Sırası: 36
İniş Sırası: 41
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83

 » 36 / Yâsîn  Suresi: 9
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَجَعَلْنَا (VCALNE) = ve ceǎlnā : ve kıldık (çektik)
2. مِنْ (MN) = min :
3. بَيْنِ (BYN) = beyni : önlerinden
4. أَيْدِيهِمْ (ÊYD̃YHM) = eydīhim : önlerinden
5. سَدًّا (SD̃E) = sedden : bir sed
6. وَمِنْ (VMN) = ve min : ve
7. خَلْفِهِمْ (ḢLFHM) = ḣalfihim : arkalarından
8. سَدًّا (SD̃E) = sedden : bir sed
9. فَأَغْشَيْنَاهُمْ (FÊĞŞYNEHM) = fe eğşeynāhum : ve onları kapattık
10. فَهُمْ (FHM) = fehum : artık onlar
11. لَا (LE) = lā :
12. يُبْصِرُونَ (YBṦRVN) = yubSirūne : görmezler
ve kıldık (çektik) | | önlerinden | önlerinden | bir sed | ve | arkalarından | bir sed | ve onları kapattık | artık onlar | | görmezler |

[CAL] [] [BYN] [YD̃Y] [SD̃D̃] [] [ḢLF] [SD̃D̃] [ĞŞV] [] [] [BṦR]
VCALNE MN BYN ÊYD̃YHM SD̃E VMN ḢLFHM SD̃E FÊĞŞYNEHM FHM LE YBṦRVN

ve ceǎlnā min beyni eydīhim sedden ve min ḣalfihim sedden fe eğşeynāhum fehum yubSirūne
وجعلنا من بين أيديهم سدا ومن خلفهم سدا فأغشيناهم فهم لا يبصرون

 » 36 / Yâsîn  Suresi: 9
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وجعلنا ج ع ل | CAL VCALNE ve ceǎlnā ve kıldık (çektik) And We have made
من | MN min before them
بين ب ي ن | BYN BYN beyni önlerinden before them
أيديهم ي د ي | YD̃Y ÊYD̃YHM eydīhim önlerinden before them
سدا س د د | SD̃D̃ SD̃E sedden bir sed a barrier
ومن | VMN ve min ve and behind them
خلفهم خ ل ف | ḢLF ḢLFHM ḣalfihim arkalarından and behind them
سدا س د د | SD̃D̃ SD̃E sedden bir sed a barrier.
فأغشيناهم غ ش و | ĞŞV FÊĞŞYNEHM fe eğşeynāhum ve onları kapattık and We covered them,
فهم | FHM fehum artık onlar so they
لا | LE (do) not
يبصرون ب ص ر | BṦR YBṦRVN yubSirūne görmezler see.

36:9 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve kıldık (çektik) | | önlerinden | önlerinden | bir sed | ve | arkalarından | bir sed | ve onları kapattık | artık onlar | | görmezler |

[CAL] [] [BYN] [YD̃Y] [SD̃D̃] [] [ḢLF] [SD̃D̃] [ĞŞV] [] [] [BṦR]
VCALNE MN BYN ÊYD̃YHM SD̃E VMN ḢLFHM SD̃E FÊĞŞYNEHM FHM LE YBṦRVN

ve ceǎlnā min beyni eydīhim sedden ve min ḣalfihim sedden fe eğşeynāhum fehum yubSirūne
وجعلنا من بين أيديهم سدا ومن خلفهم سدا فأغشيناهم فهم لا يبصرون

[ج ع ل] [] [ب ي ن] [ي د ي] [س د د] [] [خ ل ف] [س د د] [غ ش و] [] [] [ب ص ر]

 » 36 / Yâsîn  Suresi: 9
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وجعلنا ج ع ل | CAL VCALNE ve ceǎlnā ve kıldık (çektik) And We have made
Vav,Cim,Ayn,Lam,Nun,Elif,
6,3,70,30,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
من | MN min before them
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
بين ب ي ن | BYN BYN beyni önlerinden before them
Be,Ye,Nun,
2,10,50,
N – genitive noun
اسم مجرور
أيديهم ي د ي | YD̃Y ÊYD̃YHM eydīhim önlerinden before them
,Ye,Dal,Ye,He,Mim,
,10,4,10,5,40,
N – nominative feminine plural noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
سدا س د د | SD̃D̃ SD̃E sedden bir sed a barrier
Sin,Dal,Elif,
60,4,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
ومن | VMN ve min ve and behind them
Vav,Mim,Nun,
6,40,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – preposition
الواو عاطفة
حرف جر
خلفهم خ ل ف | ḢLF ḢLFHM ḣalfihim arkalarından and behind them
Hı,Lam,Fe,He,Mim,
600,30,80,5,40,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
سدا س د د | SD̃D̃ SD̃E sedden bir sed a barrier.
Sin,Dal,Elif,
60,4,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
فأغشيناهم غ ش و | ĞŞV FÊĞŞYNEHM fe eğşeynāhum ve onları kapattık and We covered them,
Fe,,Ğayn,Şın,Ye,Nun,Elif,He,Mim,
80,,1000,300,10,50,1,5,40,
CONJ – prefixed conjunction fa (and)
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الفاء عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
فهم | FHM fehum artık onlar so they
Fe,He,Mim,
80,5,40,
REM – prefixed resumption particle
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
الفاء استئنافية
ضمير منفصل
لا | LE (do) not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يبصرون ب ص ر | BṦR YBṦRVN yubSirūne görmezler see.
Ye,Be,Sad,Re,Vav,Nun,
10,2,90,200,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَجَعَلْنَا: ve kıldık (çektik) | مِنْ: | بَيْنِ: önlerinden | أَيْدِيهِمْ: önlerinden | سَدًّا: bir sed | وَمِنْ: ve | خَلْفِهِمْ: arkalarından | سَدًّا: bir sed | فَأَغْشَيْنَاهُمْ: ve onları kapattık | فَهُمْ: artık onlar | لَا: | يُبْصِرُونَ: görmezler |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وجعلنا WCALNE ve kıldık (çektik) | من MN | بين BYN önlerinden | أيديهم ÊYD̃YHM önlerinden | سدا SD̃E bir sed | ومن WMN ve | خلفهم ḢLFHM arkalarından | سدا SD̃E bir sed | فأغشيناهم FÊĞŞYNEHM ve onları kapattık | فهم FHM artık onlar | لا LE | يبصرون YBṦRWN görmezler |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve ceǎlnā: ve kıldık (çektik) | min: | beyni: önlerinden | eydīhim: önlerinden | sedden: bir sed | ve min: ve | ḣalfihim: arkalarından | sedden: bir sed | fe eğşeynāhum: ve onları kapattık | fehum: artık onlar | : | yubSirūne: görmezler |
Kırık Meal (Transcript) : |VCALNE: ve kıldık (çektik) | MN: | BYN: önlerinden | ÊYD̃YHM: önlerinden | SD̃E: bir sed | VMN: ve | ḢLFHM: arkalarından | SD̃E: bir sed | FÊĞŞYNEHM: ve onları kapattık | FHM: artık onlar | LE: | YBṦRVN: görmezler |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve önlerine bir set çektik, arkalarına bir set ve gözlerini bağladık da bu yüzden onlar, görmezler.
Adem Uğur : Önlerinden bir set ve arkalarından bir set çektik de onları kapattık, artık göremezler.
Ahmed Hulusi : Onların önlerinden bir set (geleceği göremezler) ve arkalarından bir set (geçmişlerinden ders almazlar) oluşturduk da böylece onları bürüdük. . . Artık onlar görmezler.
Ahmet Tekin : Önlerinden, sağlarından, sollarından ve arkalarından setler çektik. Onları sardık. Artık, baksalar da göremezler.
Ahmet Varol : Onların önlerine bir set, arkalarına da bir set çektik. Böylece onları örtüverdik. Artık görmezler.
Ali Bulaç : Biz önlerinde bir sed, arkalarında bir sed çektik. Böylelikle onları örtüverdik, artık görmezler.
Ali Fikri Yavuz : Biz onların önlerine (ahiret işlerine) bir engel, arkalarına (dünya işlerine) bir engel çekip kendilerini sarmışız da artık onlar (hakkı) göndermezler.
Bekir Sadak : Onlerine ve arkalarina sed cekmisizdir. Gozlerini perdeledigimizden artik goremezler.
Celal Yıldırım : Önlerine de, arkalarına da bir sed koyduk, gözlerini de bir perdeyle örtüverdik, artık onlar görmezler.
Diyanet İşleri : Biz, onların önlerine bir set, arkalarına da bir set çekip gözlerini perdeledik. Artık görmezler.
Diyanet İşleri (eski) : Önlerine ve arkalarına sed çekmişizdir. Gözlerini perdelediğimizden artık göremezler.
Diyanet Vakfi : Önlerinden bir set ve arkalarından bir set çektik de onları kapattık, artık göremezler.
Edip Yüksel : Önlerinden bir set ve arkalarından bir set çekerek onları perdeledik; artık göremezler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Hem önlerinden bir sed, arkalarından bir sed çekmişiz, kendilerini sarmışızdır. Baksalar da görmezler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Hem önlerinden bir set, hem arkalarından bir set çekmişiz ve kendilerini sarmışızdır; artık baksalar da görmezler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Hem önlerinden bir sedd ve arkalarından bir sedd çekmişiz, kendilerini sarmışızdır da baksalar da görmezler
Fizilal-il Kuran : Önlerine ve arkalarına set çektik. Gözlerini perdelediğimizden artık göremezler.
Gültekin Onan : Biz önlerinde bir sed, arkalarında bir sed çektik. Böylelikle onları örtüverdik, artık görmezler.
Hakkı Yılmaz : Ve Biz, onların önlerinden bir set, arkalarından bir set oluşturduk. Böylece Biz, kendilerini sarmışızdır. Artık onlar görmezler.
Hasan Basri Çantay : Biz hem önlerinden bir sed, hem arkalarından bir sed çektik. Böylece onları sarıverdik. Artık görmezler.
Hayrat Neşriyat : (İsyanlarındaki ısrarları yüzünden) önlerinden bir sed, arkalarından da bir sed çektik de onları(n gözlerini) perdeledik; artık onlar görmezler.
İbni Kesir : Önlerinden bir sed ve arkalarından da bir sed çekmişizdir. Gözlerini perdelemişizdir. Bu yüzden artık göremezler.
İskender Evrenosoğlu : Ve onların önlerine ve arkalarına set kılarak (çekerek) böylece onları perdeledik. Artık onlar görmezler.
Muhammed Esed : önlerine ve arkalarına setler çektik ve göremesinler diye üzerlerine perdeler geçirdik:
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Biz onların önlerinde bir sed ve arkalarında bir sed vücuda getirdik, öylece onları sarıverdik. Artık onlar göremezler.
Ömer Öngüt : Biz onların önlerine bir sed, arkalarına bir sed çektik. Gözlerini de bir perdeyle örtüverdik, artık görmezler.
Şaban Piriş : Önlerine bir set, arkalarına da bir set çekerek onları bürüdük de artık göremezler.
Suat Yıldırım : Hem önlerinden hem arkalarından bir set yaparak, öylesine çepeçevre sardık ki, artık hiç göremezler onlar...
Süleyman Ateş : Önlerinden bir sed ve arkalarından bir sed çektik de onları kapattık; artık görmezler.
Tefhim-ul Kuran : Biz onların önlerinde bir sed, arkalarında da bir sed çektik. Böylelikle onları örtüverdik, artık görmezler.
Ümit Şimşek : Önlerine bir sed, arkalarına bir sed çekip onları öyle bir kuşattık ki, birşey görecek halleri yoktur.
Yaşar Nuri Öztürk : Önlerine bir set, arkalarına da başka bir set çektik. Böylece onları kuşatıp sardık; artık onlar görmezler.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}