» 36 / Yâsîn  69:

Kuran Sırası: 36
İniş Sırası: 41
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83

 » 36 / Yâsîn  Suresi: 69
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَمَا (VME) = ve mā :
2. عَلَّمْنَاهُ (ALMNEH) = ǎllemnāhu : biz ona öğretmedik
3. الشِّعْرَ (ELŞAR) = ş-şiǎ'ra : şiir
4. وَمَا (VME) = ve mā : ve
5. يَنْبَغِي (YNBĞY) = yenbeğī : yakışmaz da
6. لَهُ (LH) = lehu : ona
7. إِنْ (ÎN) = in : hayır
8. هُوَ (HV) = huve : O
9. إِلَّا (ÎLE) = illā : sadece
10. ذِكْرٌ (Z̃KR) = ƶikrun : bir öğüt
11. وَقُرْانٌ (VGR ËN) = ve ḳur'ānun : ve Kur'an'dır
12. مُبِينٌ (MBYN) = mubīnun : apaçık
| biz ona öğretmedik | şiir | ve | yakışmaz da | ona | hayır | O | sadece | bir öğüt | ve Kur'an'dır | apaçık |

[] [ALM] [ŞAR] [] [BĞY] [] [] [] [] [Z̃KR] [GRE] [BYN]
VME ALMNEH ELŞAR VME YNBĞY LH ÎN HV ÎLE Z̃KR VGR ËN MBYN

ve mā ǎllemnāhu ş-şiǎ'ra ve mā yenbeğī lehu in huve illā ƶikrun ve ḳur'ānun mubīnun
وما علمناه الشعر وما ينبغي له إن هو إلا ذكر وقرآن مبين

 » 36 / Yâsîn  Suresi: 69
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وما | VME ve mā And not
علمناه ع ل م | ALM ALMNEH ǎllemnāhu biz ona öğretmedik We taught him
الشعر ش ع ر | ŞAR ELŞAR ş-şiǎ'ra şiir [the] poetry,
وما | VME ve mā ve and not
ينبغي ب غ ي | BĞY YNBĞY yenbeğī yakışmaz da it is befitting
له | LH lehu ona for him.
إن | ÎN in hayır Not
هو | HV huve O it
إلا | ÎLE illā sadece (is) except
ذكر ذ ك ر | Z̃KR Z̃KR ƶikrun bir öğüt a Reminder
وقرآن ق ر ا | GRE VGR ËN ve ḳur'ānun ve Kur'an'dır and a Quran
مبين ب ي ن | BYN MBYN mubīnun apaçık clear,

36:69 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

| biz ona öğretmedik | şiir | ve | yakışmaz da | ona | hayır | O | sadece | bir öğüt | ve Kur'an'dır | apaçık |

[] [ALM] [ŞAR] [] [BĞY] [] [] [] [] [Z̃KR] [GRE] [BYN]
VME ALMNEH ELŞAR VME YNBĞY LH ÎN HV ÎLE Z̃KR VGR ËN MBYN

ve mā ǎllemnāhu ş-şiǎ'ra ve mā yenbeğī lehu in huve illā ƶikrun ve ḳur'ānun mubīnun
وما علمناه الشعر وما ينبغي له إن هو إلا ذكر وقرآن مبين

[] [ع ل م] [ش ع ر] [] [ب غ ي] [] [] [] [] [ذ ك ر] [ق ر ا] [ب ي ن]

 » 36 / Yâsîn  Suresi: 69
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وما | VME ve mā And not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
علمناه ع ل م | ALM ALMNEH ǎllemnāhu biz ona öğretmedik We taught him
Ayn,Lam,Mim,Nun,Elif,He,
70,30,40,50,1,5,
V – 1st person plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الشعر ش ع ر | ŞAR ELŞAR ş-şiǎ'ra şiir [the] poetry,
Elif,Lam,Şın,Ayn,Re,
1,30,300,70,200,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
وما | VME ve mā ve and not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
ينبغي ب غ ي | BĞY YNBĞY yenbeğī yakışmaz da it is befitting
Ye,Nun,Be,Ğayn,Ye,
10,50,2,1000,10,
V – 3rd person masculine singular (form VII) imperfect verb
فعل مضارع
له | LH lehu ona for him.
Lam,He,
30,5,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
إن | ÎN in hayır Not
,Nun,
,50,
NEG – negative particle
حرف نفي
هو | HV huve O it
He,Vav,
5,6,
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
ضمير منفصل
إلا | ÎLE illā sadece (is) except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
ذكر ذ ك ر | Z̃KR Z̃KR ƶikrun bir öğüt a Reminder
Zel,Kef,Re,
700,20,200,
N – nominative masculine indefinite verbal noun
اسم مرفوع
وقرآن ق ر ا | GRE VGR ËN ve ḳur'ānun ve Kur'an'dır and a Quran
Vav,Gaf,Re,,Nun,
6,100,200,,50,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PN – nominative masculine indefinite proper noun → Quran"
الواو عاطفة
اسم علم مرفوع
مبين ب ي ن | BYN MBYN mubīnun apaçık clear,
Mim,Be,Ye,Nun,
40,2,10,50,
N – nominative masculine indefinite (form IV) active participle
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَمَا: | عَلَّمْنَاهُ: biz ona öğretmedik | الشِّعْرَ: şiir | وَمَا: ve | يَنْبَغِي: yakışmaz da | لَهُ: ona | إِنْ: hayır | هُوَ: O | إِلَّا: sadece | ذِكْرٌ: bir öğüt | وَقُرْانٌ: ve Kur'an'dır | مُبِينٌ: apaçık |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وما WME | علمناه ALMNEH biz ona öğretmedik | الشعر ELŞAR şiir | وما WME ve | ينبغي YNBĞY yakışmaz da | له LH ona | إن ÎN hayır | هو HW O | إلا ÎLE sadece | ذكر Z̃KR bir öğüt | وقرآن WGR ËN ve Kur'an'dır | مبين MBYN apaçık |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve mā: | ǎllemnāhu: biz ona öğretmedik | ş-şiǎ'ra: şiir | ve mā: ve | yenbeğī: yakışmaz da | lehu: ona | in: hayır | huve: O | illā: sadece | ƶikrun: bir öğüt | ve ḳur'ānun: ve Kur'an'dır | mubīnun: apaçık |
Kırık Meal (Transcript) : |VME: | ALMNEH: biz ona öğretmedik | ELŞAR: şiir | VME: ve | YNBĞY: yakışmaz da | LH: ona | ÎN: hayır | HV: O | ÎLE: sadece | Z̃KR: bir öğüt | VGR ËN: ve Kur'an'dır | MBYN: apaçık |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve biz, ona şiir belletmedik ve bu, ona yakışmaz da; bu, ancak bir öğüttür ve her şeyi açıklayan Kur'ân.
Adem Uğur : Biz ona (Peygamber'e) şiir öğretmedik. Zaten ona yaraşmazdı da. Onun söyledikleri, ancak Allah'tan gelmiş bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır.
Ahmed Hulusi : O'na şiir öğretmedik! O'na yakışmaz da! O ancak bir hatırlatma ve apaçık bir Kurân'dır!
Ahmet Tekin : Biz Muhammed’e şiir öğretmedik. Bu ona yakışmazdı da... Onun okuduğu kitap, ancak Allah’tan gelmiş okunması ibadet olan bir öğüt, bir ikaz ve Allah-insan-kâinat ilişkilerini ve ilâhî düzeni açıklayan, bütün ilâhî kitaplardaki dinî-ilmî esasları içeren, açık seçik Kur’ân’dır.
Ahmet Varol : Biz ona şiir öğretmedik. Ona yakışmaz da. Bu yalnızca bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır.
Ali Bulaç : Biz ona (Peygambere) şiir öğretmedik; (bu,) ona yakışmaz da. O (kendisine indirilen Kitap), yalnızca bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır.
Ali Fikri Yavuz : Biz O’na (Peygambere) şiir öğretmedik, O’na yaraşmaz da... O kitab, sade bir öğüddür ve (haramla helâlı) açıklayan bir Kur’an’dır.
Bekir Sadak : Biz ona siir ogretmedik, zaten ona gerekmezdi. Bu bir ogut ve apacik Kuran'dir.
Celal Yıldırım : Biz O'na (Muhammed'e) şiir öğretmedik; aslında şiir ona yaraşmaz da. O ancak katıksız bir öğüt ve açık ortada bir Kur'ân'dır.
Diyanet İşleri : Biz, o Peygamber’e şiir öğretmedik. Bu, ona yaraşmaz da. O(na verdiğimiz) ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur’an’dır.
Diyanet İşleri (eski) : Biz ona şiir öğretmedik, zaten ona gerekmezdi. Bu bir öğüt ve apaçık Kuran'dır.
Diyanet Vakfi : Biz ona (Peygamber'e) şiir öğretmedik. Zaten ona yaraşmazdı da. Onun söyledikleri, ancak Allah'tan gelmiş bir öğüt ve apaçık bir Kur'an'dır.
Edip Yüksel : Ona şiir öğretmiş değiliz, zaten ona uygun düşmez. Bu, ancak bir mesaj ve apaçık bir Kuran'dır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Biz ona şiir öğretmedik. Bu ona yaraşmaz da... O sadece bir öğüt ve apaçık bir Kur'ân'dır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Biz ona şiir öğretmedik, ona yakışmaz da; o sadece bir öğüt ve parlak bir Kur'an'dır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Biz ona şiir öğretmedik, ona yaraşmaz da, o sâde bir zikir ve parlak bir Kur'andır
Fizilal-il Kuran : Biz Muhammed'e şiir öğretmedik, zaten ona gerekmezdi. Bu bir öğüt ve apaçık Kur'an'dır.
Gültekin Onan : Biz ona (Peygambere) şiir öğretmedik; (bu,) ona yakışmaz da. O (kendisine indirilen Kitap), yalnızca bir öğüt ve apaçık bir Kuran'dır.
Hakkı Yılmaz : (69,70) "Ve Biz o'na şiir öğretmedik. Bu o'nun için yaraşmaz da. O, sadece diri olanları uyarmak ve kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimselerin üzerine Söz'ün hak olması için bir öğüt ve apaçık bir Kur’ân'dır. "
Hasan Basri Çantay : Biz ona şiir öğretmedik. (Bu) ona yakışmaz da. O (nun getirdiği kitab) bir öğütden ve (hükümleri) açıklayan bir Kur'andan başkası değildir.
Hayrat Neşriyat : Ve ona (o Resûlümüze), şiir öğretmedik; (bu) ona yaraşmazdı da. Doğrusu o, ancak bir nasîhattir ve apaçık beyân eden bir Kur’ân’dır.
İbni Kesir : Biz, ona şiir öğretmedik. Zaten ona gerekmezdi de. Bu, ancak bir zikirdir. Ve apaçık bir Kur'an'dır.
İskender Evrenosoğlu : Ve Biz, O'na (Peygamber'e) şiir öğretmedik. Ve (bu), O'na yakışmaz. O (O'na indirilen), sadece zikir ve apaçık Kur'ân'dır.
Muhammed Esed : Ve (işte böyle:) Biz bu (Peygamber'e) şiir (yeteneği) bahşetmedik, zaten (şiir) bu (mesaj)a uygun düşmezdi: o yalnızca bir uyarı ve öğüttür; ve o özünde apaçık olan ve gerçeği dosdoğru gösteren bir (ilahi) hitabedir,
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Biz O'na şiiri talîm etmedik ve O'nun için lâyık da olmaz. O, başka değil bir mev'izedir ve pek bedîhi bir Kur'an'dır.
Ömer Öngüt : Biz ona (Peygamber'e) şiir öğretmedik, zaten ona gerekmezdi de. Bu ancak bir zikirdir ve apaçık bir Kur'an'dır.
Şaban Piriş : Ona şiir öğretmedik, ona yakışmaz da. Bu, yalnızca bir hatırlatma ve apaçık Kur’an’dır.
Suat Yıldırım : Biz Resûl’e Kur’ân öğrettik, şiir öğretmedik, o zaten ona yaraşmaz. O sırf bir irşâd ve parlak bir Kur’ân’dır.
Süleyman Ateş : Biz ona (Muhammed'e) şiir öğretmedik, (şiir) ona yakışmaz da. O(na vahyedilen) sadece bir öğüt ve apaçık bir Kur'ân'dır.
Tefhim-ul Kuran : Biz ona (Peygambere) şiir öğretmedik; (bu,) ona yakışmaz da. O (kendisine indirilen Kitap), yalnızca bir öğüt ve apaçık olan bir Kur'an'dır.
Ümit Şimşek : Biz Peygambere şiir öğretmedik; bu ona yakışmaz da. O ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur'ân'dır.
Yaşar Nuri Öztürk : Biz o peygambere şiir öğretmedik. Şiir ona yaraşmaz/layık olamaz da. Ona vahyedilen, bir öğütten ve apaçık bir Kur'an'dan başka şey değildir;


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}