» 19 / Meryem  59:

Kuran Sırası: 19
İniş Sırası: 44
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98

 » 19 / Meryem  Suresi: 59
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَخَلَفَ (FḢLF) = feḣalefe : Zira getirildi
2. مِنْ (MN) = min : -den/dan
3. بَعْدِهِمْ (BAD̃HM) = beǎ'dihim : öncekilerine
4. خَلْفٌ (ḢLF) = ḣalfun : getirilen-
5. أَضَاعُوا (ÊŽEAVE) = eDāǔ : Zai ettikleri
6. الصَّلَاةَ (ELṦLET) = S-Salāte : SaLâtT/Destek
7. وَاتَّبَعُوا (VETBAVE) = vettebeǔ : ve uydular
8. الشَّهَوَاتِ (ELŞHVET) = ş-şehevāti : şehvetlerine
9. فَسَوْفَ (FSVF) = fesevfe : yakında
10. يَلْقَوْنَ (YLGVN) = yelḳavne : onlar bulacaklardır
11. غَيًّا (ĞYE) = ğayyen : kötülük
Zira getirildi | -den/dan | öncekilerine | getirilen- | Zai ettikleri | SaLâtT/Destek | ve uydular | şehvetlerine | yakında | onlar bulacaklardır | kötülük |

[ḢLF] [] [BAD̃] [ḢLF] [ŽYA] [ṦLV] [TBA] [ŞHV] [] [LGY] [ĞVY]
FḢLF MN BAD̃HM ḢLF ÊŽEAVE ELṦLET VETBAVE ELŞHVET FSVF YLGVN ĞYE

feḣalefe min beǎ'dihim ḣalfun eDāǔ S-Salāte vettebeǔ ş-şehevāti fesevfe yelḳavne ğayyen
فخلف من بعدهم خلف أضاعوا الصلاة واتبعوا الشهوات فسوف يلقون غيا

 » 19 / Meryem  Suresi: 59
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فخلف خ ل ف | ḢLF FḢLF feḣalefe Zira getirildi Then succeeded
من | MN min -den/dan after them
بعدهم ب ع د | BAD̃ BAD̃HM beǎ'dihim öncekilerine after them
خلف خ ل ف | ḢLF ḢLF ḣalfun getirilen- successors,
أضاعوا ض ي ع | ŽYA ÊŽEAVE eDāǔ Zai ettikleri who neglected
الصلاة ص ل و | ṦLV ELṦLET S-Salāte SaLâtT/Destek the prayer
واتبعوا ت ب ع | TBA VETBAVE vettebeǔ ve uydular and they followed
الشهوات ش ه و | ŞHV ELŞHVET ş-şehevāti şehvetlerine the lusts
فسوف | FSVF fesevfe yakında so soon,
يلقون ل ق ي | LGY YLGVN yelḳavne onlar bulacaklardır they will meet
غيا غ و ي | ĞVY ĞYE ğayyen kötülük evil

19:59 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

Zira getirildi | -den/dan | öncekilerine | getirilen- | Zai ettikleri | SaLâtT/Destek | ve uydular | şehvetlerine | yakında | onlar bulacaklardır | kötülük |

[ḢLF] [] [BAD̃] [ḢLF] [ŽYA] [ṦLV] [TBA] [ŞHV] [] [LGY] [ĞVY]
FḢLF MN BAD̃HM ḢLF ÊŽEAVE ELṦLET VETBAVE ELŞHVET FSVF YLGVN ĞYE

feḣalefe min beǎ'dihim ḣalfun eDāǔ S-Salāte vettebeǔ ş-şehevāti fesevfe yelḳavne ğayyen
فخلف من بعدهم خلف أضاعوا الصلاة واتبعوا الشهوات فسوف يلقون غيا

[خ ل ف] [] [ب ع د] [خ ل ف] [ض ي ع] [ص ل و] [ت ب ع] [ش ه و] [] [ل ق ي] [غ و ي]

 » 19 / Meryem  Suresi: 59
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فخلف خ ل ف | ḢLF FḢLF feḣalefe Zira getirildi Then succeeded
Fe,Hı,Lam,Fe,
80,600,30,80,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine singular perfect verb
الفاء استئنافية
فعل ماض
من | MN min -den/dan after them
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
بعدهم ب ع د | BAD̃ BAD̃HM beǎ'dihim öncekilerine after them
Be,Ayn,Dal,He,Mim,
2,70,4,5,40,
N – genitive noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
خلف خ ل ف | ḢLF ḢLF ḣalfun getirilen- successors,
Hı,Lam,Fe,
600,30,80,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
أضاعوا ض ي ع | ŽYA ÊŽEAVE eDāǔ Zai ettikleri who neglected
,Dad,Elif,Ayn,Vav,Elif,
,800,1,70,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الصلاة ص ل و | ṦLV ELṦLET S-Salāte SaLâtT/Destek the prayer
Elif,Lam,Sad,Lam,Elif,Te merbuta,
1,30,90,30,1,400,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
واتبعوا ت ب ع | TBA VETBAVE vettebeǔ ve uydular and they followed
Vav,Elif,Te,Be,Ayn,Vav,Elif,
6,1,400,2,70,6,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural (form VIII) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الشهوات ش ه و | ŞHV ELŞHVET ş-şehevāti şehvetlerine the lusts
Elif,Lam,Şın,He,Vav,Elif,Te,
1,30,300,5,6,1,400,
N – accusative feminine plural noun
اسم منصوب
فسوف | FSVF fesevfe yakında so soon,
Fe,Sin,Vav,Fe,
80,60,6,80,
REM – prefixed resumption particle
FUT – future particle
الفاء استئنافية
حرف استقبال
يلقون ل ق ي | LGY YLGVN yelḳavne onlar bulacaklardır they will meet
Ye,Lam,Gaf,Vav,Nun,
10,30,100,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
غيا غ و ي | ĞVY ĞYE ğayyen kötülük evil
Ğayn,Ye,Elif,
1000,10,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَخَلَفَ: Zira getirildi | مِنْ: -den/dan | بَعْدِهِمْ: öncekilerine | خَلْفٌ: getirilen- | أَضَاعُوا: Zai ettikleri | الصَّلَاةَ: SaLâtT/Destek | وَاتَّبَعُوا: ve uydular | الشَّهَوَاتِ: şehvetlerine | فَسَوْفَ: yakında | يَلْقَوْنَ: onlar bulacaklardır | غَيًّا: kötülük |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فخلف FḢLF Zira getirildi | من MN -den/dan | بعدهم BAD̃HM öncekilerine | خلف ḢLF getirilen- | أضاعوا ÊŽEAWE Zai ettikleri | الصلاة ELṦLET SaLâtT/Destek | واتبعوا WETBAWE ve uydular | الشهوات ELŞHWET şehvetlerine | فسوف FSWF yakında | يلقون YLGWN onlar bulacaklardır | غيا ĞYE kötülük |
Kırık Meal (Okunuş) : |feḣalefe: Zira getirildi | min: -den/dan | beǎ'dihim: öncekilerine | ḣalfun: getirilen- | eDāǔ: Zai ettikleri | S-Salāte: SaLâtT/Destek | vettebeǔ: ve uydular | ş-şehevāti: şehvetlerine | fesevfe: yakında | yelḳavne: onlar bulacaklardır | ğayyen: kötülük |
Kırık Meal (Transcript) : |FḢLF: Zira getirildi | MN: -den/dan | BAD̃HM: öncekilerine | ḢLF: getirilen- | ÊŽEAVE: Zai ettikleri | ELṦLET: SaLâtT/Destek | VETBAVE: ve uydular | ELŞHVET: şehvetlerine | FSVF: yakında | YLGVN: onlar bulacaklardır | ĞYE: kötülük |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlardan sonra öyle bir soy geldi ki namazı zâyi etti onlar, şehvetlere uydular, azınlıklarının cezâsına pek yakında uğrayacak onlar.
Adem Uğur : Nihayet onların peşinden öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı bıraktılar; nefislerinin arzularına uydular. Bu yüzden ileride sapıklıklarının cezasını çekecekler.
Ahmed Hulusi : Onların ardından bir nesil geldi ki, salâtı (hakikatlerine yönelişi) yitirdiler ve şehvetlere (kendilerini beden kabulünün dürtülerine ve boş heveslerine) tâbi oldular. . . Gayyayı (içinden çıkılamaz cehennem çukurunu) boylayacaklar!
Ahmet Tekin : Nihayet, bunların ardından öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı terkettiler. Nefislerinin arzularına uydular, haramların peşine düştüler. Bu yüzden ilerde, hak yoldan sapmalarının cezasını çekecekler.
Ahmet Varol : Onlardan sonra yerlerine öyle bir nesil geldi ki namazı zayi ettiler ve şehvetlerine uydular. İşte bunlar azgınlıklarının cezasını göreceklerdir.
Ali Bulaç : Sonra onların arkasından öyle nesiller türedi ki, namaz (kılma duyarlılığın)ı kaybettiler ve şehvetlerine kapılıp uydular. Böylece bunlar azgınlıklarının cezasıyla karşılaşacaklardır.
Ali Fikri Yavuz : Sonra, bu peygamberlerle, salih kimselerin arkalarından (kötü) bir nesil geldi ki, namazı terk ettiler, şehvetlerine uydular; bunlar da Cehennemdeki “Gayya” vâdisini boylayacaklardır.
Bekir Sadak : Onlarin ardindan, namazi birakan, sehvetlerine uyan bir nesil geldi. iste bunlar azginliklarinin karsiligini goreceklerdir.
Celal Yıldırım : Bunların ardından (bozuk) bir nesil geldi, namazı bıraktılar, şehvetlerine uydular. Onlar da azgınlıklarının cezasını bulacaklardır.
Diyanet İşleri : Onlardan sonra, namazı zayi eden, şehvet ve dünyevî tutkularının peşine düşen bir nesil geldi. Onlar bu tutumlarından ötürü büyük bir azaba çarptırılacaklardır.
Diyanet İşleri (eski) : Onların ardından, namazı bırakan, şehvetlerine uyan bir nesil geldi. İşte bunlar azgınlıklarının karşılığını göreceklerdir.
Diyanet Vakfi : Nihayet onların peşinden öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı bıraktılar; nefislerinin arzularına uydular. Bu yüzden ileride sapıklıklarının cezasını çekecekler.
Edip Yüksel : Onlardan sonra gelenler namazı yitirdiler ve heveslerine uydular. Nitekim, felakete uğrayacaklar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Sonra bunların ardından öyle bir nesil geldi ki, namazı terkettiler, heva ve heveslerine uydular; onlar bu taşkınlıklarının karşılığını mutlaka göreceklerdir. (Cehennemdeki «Gayya» vadisini boylayacaklardır.)
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sonra bunların arkasından bozuk bir güruh geldi, namazı ziyan ettiler ve şehvetlerinin ardına düştüler; bunlar da Gayya kuyusunu boylayacaklardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Sonra arkalarından bozuk bir güruh halef oldu, namazı zayi' ettiler ve şehvetleri ardına düştüler, bunlar da «Gayya» yı boylıyacaklar
Fizilal-il Kuran : Bunların yerine namazı umursamayan ve ihtiraslarına tutsak olmuş kuşaklar geçti. Bu kuşaklar sapıklıklarının cezasına çarpılacaklardır.
Gültekin Onan : Sonra onların arkasından öyle nesiller türedi ki, namaz (kılma duyarlılığın)ı kaybettiler ve şehvetlerine kapılıp uydular. Böylece bunlar azgınlıklarının cezasıyla karşılaşacaklardır.
Hakkı Yılmaz : (59-61) "Sonra onların ardından kötü bir nesil geldi ki, salâtı [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmayı; toplumu aydınlatmaya çalışmayı] kaybettiler/hayatlarından çıkarıp attılar. Ve şehvetlerine uydular. Bundan dolayı tevbe eden ve iman eden ve sâlihi işleyenler hariç onlar azgınlıklarının cezasıyla karşılaşacaklardır. İşte tevbe eden, iman eden ve sâlihi işleyenler cennete; Rahmân'ın [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'ın] kullarına –görmedikleri hâlde– vaat ettiği Adn cennetlerine girecekler ve hiçbir şekilde haksızlığa uğratılmayacaklardır. Şüphesiz O'nun vaadi kesinlikle yerini bulacaktır. "
Hasan Basri Çantay : Sonra, arkalarından öyle kötü bir nesil geldi ki namazı bırakdılar, şehvetlerine uydular. İşte bunlar da azgınlıklarının cezasına uğrayacaklardır.
Hayrat Neşriyat : Sonra onların ardından yerlerine öyle bir nesil geldi ki namazı zâyi' (terk) ettiler ve şehvetler(in)e uydular; (onlar) artık ileride (Cehennemdeki) Gayyâ Vâdisiniboylayacaklardır.
İbni Kesir : Ama onların ardından namazı bırakan, şehvetlerine uyan bir nesil geldi. Onlar bu azgınlıklarının karşılığını göreceklerdir.
İskender Evrenosoğlu : Bundan sonra onların arkasından gelen nesil, namazı ihmal (zayi) ettiler. Ve şehvetlere (nefsin arzularına) tâbî oldular. Artık yakında gayy (cehennemde en alt bölüm) ile karşılaşacaklar.
Muhammed Esed : Onların ardından, salatı boş veren ve yalnızca kendi şehvetlerinin, dünyevi tutkularının peşine düşen bir kuşak geldi; ve böyle yaptıkları için de, yakında tam bir düş kırıklığıyla karşılaşacaklar.
Ömer Nasuhi Bilmen : Sonra arkalarından bir tâife onlara halef oldu ki, namazı zâyi ettiler ve şehvetlere tâbi oldular. Artık yakında cehennem deresine yetişeceklerdir.
Ömer Öngüt : Onlardan sonra yerlerine öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı bıraktılar, şehvetlerine uydular. Bu yüzden azgınlıklarının cezalarını çekeceklerdir.
Şaban Piriş : Sonra onların ardından namazı bırakan ve arzularına uyan bir nesil geldi. Bunlar da hüsrana uğrayacaklardır.
Suat Yıldırım : Kendilerinden sonra yerlerine öyle bir nesil geldi ki namazı zâyi ettiler, şehvetlerinin peşine düştüler. İşte bunlar da azgınlıklarının cezasını bulacaklardır.
Süleyman Ateş : Onlardan sonra yerlerine öyle bir nesil geldi ki, namazı zayi ettiler, şehvetlerine uydular. Onlar kötülük bulacaklardır.
Tefhim-ul Kuran : Sonra onların arkasından öyle kuşaklar türedi ki, namaz (kılma duyarlığın) ı kaybettiler ve şehvetlerine kapılıp uydular. Böylece bunlar azgınlıklarının cezasıyla karşılaşacaklardır.
Ümit Şimşek : Onların ardından namazı bırakan ve şehvetlerinin peşine düşen bir nesil geldi ki, onlar da azgınlıklarının cezasını bulacaklar.
Yaşar Nuri Öztürk : Ama arkalarından öyle bir nesil geldi ki; namazı yitirdiler, şehvetlere uydular. Bunlar, azgınlıklarının cezasını bulacaklardır.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}