» 19 / Meryem  97:

Kuran Sırası: 19
İniş Sırası: 44
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98

 » 19 / Meryem  Suresi: 97
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَإِنَّمَا (FÎNME) = feinnemā : şüphesiz biz
2. يَسَّرْنَاهُ (YSRNEH) = yessernāhu : O'nu kolaylaştırdık
3. بِلِسَانِكَ (BLSENK) = bilisānike : senin diline
4. لِتُبَشِّرَ (LTBŞR) = litubeşşira : müjdelemen için
5. بِهِ (BH) = bihi : onunla
6. الْمُتَّقِينَ (ELMTGYN) = l-mutteḳīne : muttakileri (sakınanları)
7. وَتُنْذِرَ (VTNZ̃R) = ve tunƶira : ve uyarman için
8. بِهِ (BH) = bihi : onunla
9. قَوْمًا (GVME) = ḳavmen : bir kavmi
10. لُدًّا (LD̃E) = ludden : inatçı
şüphesiz biz | O'nu kolaylaştırdık | senin diline | müjdelemen için | onunla | muttakileri (sakınanları) | ve uyarman için | onunla | bir kavmi | inatçı |

[] [YSR] [LSN] [BŞR] [] [VGY] [NZ̃R] [] [GVM] [LD̃D̃]
FÎNME YSRNEH BLSENK LTBŞR BH ELMTGYN VTNZ̃R BH GVME LD̃E

feinnemā yessernāhu bilisānike litubeşşira bihi l-mutteḳīne ve tunƶira bihi ḳavmen ludden
فإنما يسرناه بلسانك لتبشر به المتقين وتنذر به قوما لدا

 » 19 / Meryem  Suresi: 97
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فإنما | FÎNME feinnemā şüphesiz biz So, only
يسرناه ي س ر | YSR YSRNEH yessernāhu O'nu kolaylaştırdık We (have) made it easy
بلسانك ل س ن | LSN BLSENK bilisānike senin diline in your tongue,
لتبشر ب ش ر | BŞR LTBŞR litubeşşira müjdelemen için that you may give glad tidings
به | BH bihi onunla with it
المتقين و ق ي | VGY ELMTGYN l-mutteḳīne muttakileri (sakınanları) (to) the righteous
وتنذر ن ذ ر | NZ̃R VTNZ̃R ve tunƶira ve uyarman için and warn
به | BH bihi onunla with it
قوما ق و م | GVM GVME ḳavmen bir kavmi a people
لدا ل د د | LD̃D̃ LD̃E ludden inatçı hostile.

19:97 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

şüphesiz biz | O'nu kolaylaştırdık | senin diline | müjdelemen için | onunla | muttakileri (sakınanları) | ve uyarman için | onunla | bir kavmi | inatçı |

[] [YSR] [LSN] [BŞR] [] [VGY] [NZ̃R] [] [GVM] [LD̃D̃]
FÎNME YSRNEH BLSENK LTBŞR BH ELMTGYN VTNZ̃R BH GVME LD̃E

feinnemā yessernāhu bilisānike litubeşşira bihi l-mutteḳīne ve tunƶira bihi ḳavmen ludden
فإنما يسرناه بلسانك لتبشر به المتقين وتنذر به قوما لدا

[] [ي س ر] [ل س ن] [ب ش ر] [] [و ق ي] [ن ذ ر] [] [ق و م] [ل د د]

 » 19 / Meryem  Suresi: 97
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فإنما | FÎNME feinnemā şüphesiz biz So, only
Fe,,Nun,Mim,Elif,
80,,50,40,1,
REM – prefixed resumption particle
ACC – accusative particle
PREV – preventive particle
الفاء استئنافية
كافة ومكفوفة
يسرناه ي س ر | YSR YSRNEH yessernāhu O'nu kolaylaştırdık We (have) made it easy
Ye,Sin,Re,Nun,Elif,He,
10,60,200,50,1,5,
V – 1st person plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بلسانك ل س ن | LSN BLSENK bilisānike senin diline in your tongue,
Be,Lam,Sin,Elif,Nun,Kef,
2,30,60,1,50,20,
"P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun → Tongue
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun"
جار ومجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لتبشر ب ش ر | BŞR LTBŞR litubeşşira müjdelemen için that you may give glad tidings
Lam,Te,Be,Şın,Re,
30,400,2,300,200,
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 2nd person masculine singular (form II) imperfect verb, subjunctive mood
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب
به | BH bihi onunla with it
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
المتقين و ق ي | VGY ELMTGYN l-mutteḳīne muttakileri (sakınanları) (to) the righteous
Elif,Lam,Mim,Te,Gaf,Ye,Nun,
1,30,40,400,100,10,50,
N – accusative masculine plural (form VIII) active participle
اسم منصوب
وتنذر ن ذ ر | NZ̃R VTNZ̃R ve tunƶira ve uyarman için and warn
Vav,Te,Nun,Zel,Re,
6,400,50,700,200,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine singular (form IV) imperfect verb, subjunctive mood
الواو عاطفة
فعل مضارع منصوب
به | BH bihi onunla with it
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
قوما ق و م | GVM GVME ḳavmen bir kavmi a people
Gaf,Vav,Mim,Elif,
100,6,40,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
لدا ل د د | LD̃D̃ LD̃E ludden inatçı hostile.
Lam,Dal,Elif,
30,4,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَإِنَّمَا: şüphesiz biz | يَسَّرْنَاهُ: O'nu kolaylaştırdık | بِلِسَانِكَ: senin diline | لِتُبَشِّرَ: müjdelemen için | بِهِ: onunla | الْمُتَّقِينَ: muttakileri (sakınanları) | وَتُنْذِرَ: ve uyarman için | بِهِ: onunla | قَوْمًا: bir kavmi | لُدًّا: inatçı |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فإنما FÎNME şüphesiz biz | يسرناه YSRNEH O'nu kolaylaştırdık | بلسانك BLSENK senin diline | لتبشر LTBŞR müjdelemen için | به BH onunla | المتقين ELMTGYN muttakileri (sakınanları) | وتنذر WTNZ̃R ve uyarman için | به BH onunla | قوما GWME bir kavmi | لدا LD̃E inatçı |
Kırık Meal (Okunuş) : |feinnemā: şüphesiz biz | yessernāhu: O'nu kolaylaştırdık | bilisānike: senin diline | litubeşşira: müjdelemen için | bihi: onunla | l-mutteḳīne: muttakileri (sakınanları) | ve tunƶira: ve uyarman için | bihi: onunla | ḳavmen: bir kavmi | ludden: inatçı |
Kırık Meal (Transcript) : |FÎNME: şüphesiz biz | YSRNEH: O'nu kolaylaştırdık | BLSENK: senin diline | LTBŞR: müjdelemen için | BH: onunla | ELMTGYN: muttakileri (sakınanları) | VTNZ̃R: ve uyarman için | BH: onunla | GVME: bir kavmi | LD̃E: inatçı |
Abdulbaki Gölpınarlı : Gerçekten de biz, ancak çekinenleri müjdelemen, düşmanlıkta inat ve ısrâr edenleri korkutman için Kur'ân'ı, senin dilinle indirerek kolaylaştırdık sana.
Adem Uğur : (Resûlüm!) Biz Kur'an'ı, sadece, onunla Allah'tan sakınanları müjdeleyesin ve şiddetle karşı çıkan bir topluluğu uyarasın diye senin dilinle (indirilip okutarak) kolaylaştırdık.
Ahmed Hulusi : Biz O'nu, O'nunla korunanları müjdeleyesin ve inatçı bir topluluğu da O'nunla uyarasın diye, senin anlatımınla kolaylaştırdık.
Ahmet Tekin : Biz Kur’ân’ı, sadece Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak, günahlardan arınıp, azaptan korunanları, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minleri, müttakileri müjdeleyesin, şiddetle karşı çıkan bir topluluğa da sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatarak uyarasın diye, senin dilinle indirip, okutarak kolaylaştırdık.
Ahmet Varol : Onunla (Kur'an'la) takva sahiplerini müjdeleyesin ve direnen bir kavmi uyarasın diye onu senin dilinle kolaylaştırdık.
Ali Bulaç : Biz bunu (Kur'an'ı) senin dilinle kolaylaştırdık, takva sahiplerine müjde vermen ve direnen bir kavmi uyarıp korkutman için.
Ali Fikri Yavuz : İşte biz, Kur’an’ı senin dilin üzere kolaylaştırdık ki, onunla Allah’dan korkup sakınanları müjdeliyesin, inad edenleri de onunla korkutasın.
Bekir Sadak : Biz Kuran'i Allah'a karsi gelmekten sakinanlari mujdelemen ve inatci milleti uyarman icin senin dilinde indirerek kolaylastirdik.
Celal Yıldırım : Biz bu Kur'ân'ı Allah'tan korkup fenalıklardan sakınanları müjdelemen ve inâdçı bir topluluğu onunla uyarman için senin dilinle kolaylaştırdık.
Diyanet İşleri : Ey Muhammed! Biz, Allah’a karşı gelmekten sakınanları Kur’an ile müjdeleyesin, inat eden bir topluluğu da uyarasın diye, onu senin dilin ile (indirip) kolaylaştırdık.
Diyanet İşleri (eski) : Biz Kuran'ı Allah'a karşı gelmekten sakınanları müjdelemen ve inatçı milleti uyarman için senin dilinde indirerek kolaylaştırdık.
Diyanet Vakfi : (Resûlüm!) Biz Kur'an'ı, sadece, onunla Allah'tan sakınanları müjdeleyesin ve şiddetle karşı çıkan bir topluluğu uyarasın diye senin dilinle (indirilip okutarak) kolaylaştırdık.
Edip Yüksel : Bunu senin dilinle kolaylaştırdık; onunla erdemlileri müjdeleyesin ve inatçı toplumu uyarasın diye.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : (Ey Muhammed!) Biz Kur'ân'ı senin dilin üzere kolaylaştırdık ki, onunla Allah'tan korkup sakınanları müjdeleyesin, inat edenleri de korkutasın.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Biz, o Kur'an'ı sadece onunla takva sahiplerini müjdelemen ve inat edenleri de korkutman için senin dilinle kolaylaştırdık.
Elmalılı Hamdi Yazır : Sırf o Kur'anı senin lisanınla şunun için müyesser kıldık ki onunla müttekîleri müjdeliyesin ınad edenleri de inzar edesin
Fizilal-il Kuran : Ey Muhammed, kötülükten sakınanları müjdeleyesin ve inatçılar güruhunu uyarasın diye biz bu Kur'an'ı ana dilinde indirerek onu kolay anlamanı sağladık.
Gültekin Onan : Biz bunu (Kuran'ı) senin dilinle kolaylaştırdık, takva sahiplerine müjde vermen ve direnen bir kavmi uyarıp korkutman için.
Hakkı Yılmaz : İşte şüphesiz Biz bu Kur’ân'ı, kendisiyle Allah'ın koruması altına girmiş kişileri müjdeleyesin, inat eden toplumu da uyarasın diye senin lisanın üzere kolaylaştırdık.
Hasan Basri Çantay : İşte biz onu (Kur'ânı) ancak onunla takva saahiblerini müjdeleyesin, (baatılda) mücâdele ve inâd edenleri korkutasın diye senin dilinle (indirerek) kolaylaşdırdık.
Hayrat Neşriyat : (Habîbim, yâ Muhammed!) İşte onu (o Kur’ân’ı) ancak, onunla takvâ sâhiblerini müjdeleyesin ve inâd eden bir kavmi korkutasın diye senin lisânınla (Arabca olarak indirerek) kolaylaştırdık.
İbni Kesir : İşte Biz; bunu muttakilere müjdeleyesin ve inatçı bir kavmi uyarasın diye senin dilinde indirerek kolaylaştırdık.
İskender Evrenosoğlu : Böylece Biz, O'nu (Kur'ân-ı Kerim'i) senin lisanınla kolaylaştırdık. O'nunla, takva sahiplerini müjdelemen ve inatçı kavmi uyarman için.
Muhammed Esed : işte yalnızca bu amaçla, bu (ilahi mesajı, ey Peygamber,) senin dilinde kolaylaştırdık ki Allah'a karşı sorumluluk bilinci taşıyan kimseleri onunla müjdeleyip, (boş bir) inatla direnip duranları onunla uyarasın;
Ömer Nasuhi Bilmen : İşte onu, (Kur'an'ı) senin lisanın ile kolayca kıldık ki, onunla muttakîleri müjdeleyesin ve inat eden bir kavmi de korkutasın.
Ömer Öngüt : Resulüm! Biz Kur'an'ı senin dilinle indirerek kolaylaştırdık ki, onunla takvâ sahiplerini müjdeleyesin ve onunla inatçı bir kavmi uyarasın.
Şaban Piriş : Muttakileri müjdelemen ve inatçı bir kavmi uyarman için, bu Kur’an’ı senin dilin ile kolaylaştırdık.
Suat Yıldırım : Bizim, Kur’ân’ı senin dilinle indirip kolaylaştırmamızın başlıca sebebi, senin müttakileri müjdelemen ve inatçı kimseleri de onunla uyarmandır.
Süleyman Ateş : Biz o(Kur'â)n'ı senin diline kolaylaştırdık ki, onunla korunanları müjdeleyesin ve inatçı bir kavmi onunla uyarasın.
Tefhim-ul Kuran : Biz bunu (Kur'an'ı) senin dilinle kolaylaştırdık, takva sahiplerine müjde vermen ve direnen bir kavmi uyarıp korkutman için.
Ümit Şimşek : Biz bu Kur'ân'ı senin dilinle indirdik ve kolaylaştırdık-tâ ki takvâ sahiplerini onunla müjdeleyesin, inatçı bir topluluğu da onunla sakındırasın.
Yaşar Nuri Öztürk : Biz onu; senin dilinle kolaylaştırdık ki, sakınanları onunla müjdeleyesin, inatçı bir kavmi de onunla uyarasın.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}