» 43 / Zuhruf  63:

Kuran Sırası: 43
İniş Sırası: 63
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89

 » 43 / Zuhruf  Suresi: 63
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَمَّا (VLME) = velemmā : ne zaman ki
2. جَاءَ (CEÙ) = cā'e : gelince
3. عِيسَىٰ (AYS) = ǐysā : Îsa
4. بِالْبَيِّنَاتِ (BELBYNET) = bil-beyyināti : açık kanıtlarla
5. قَالَ (GEL) = ḳāle : dedi ki
6. قَدْ (GD̃) = ḳad : elbette
7. جِئْتُكُمْ (CÙTKM) = ci'tukum : ben size geldim
8. بِالْحِكْمَةِ (BELḪKMT) = bil-Hikmeti : hikmet ile
9. وَلِأُبَيِّنَ (VLÊBYN) = veliubeyyine : ve açıklamak için (geldim)
10. لَكُمْ (LKM) = lekum : size
11. بَعْضَ (BAŽ) = beǎ'De : bir kısmını
12. الَّذِي (ELZ̃Y) = lleƶī : şeylerden
13. تَخْتَلِفُونَ (TḢTLFVN) = teḣtelifūne : ayrılığa düştünüğünüz
14. فِيهِ (FYH) = fīhi : onda
15. فَاتَّقُوا (FETGVE) = fetteḳū : o halde korkun
16. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah'tan
17. وَأَطِيعُونِ (VÊŦYAVN) = ve eTīǔni : ve bana ita'at edin
ne zaman ki | gelince | Îsa | açık kanıtlarla | dedi ki | elbette | ben size geldim | hikmet ile | ve açıklamak için (geldim) | size | bir kısmını | şeylerden | ayrılığa düştünüğünüz | onda | o halde korkun | Allah'tan | ve bana ita'at edin |

[] [CYE] [] [BYN] [GVL] [] [CYE] [ḪKM] [BYN] [] [BAŽ] [] [ḢLF] [] [VGY] [] [ŦVA]
VLME CEÙ AYS BELBYNET GEL GD̃ CÙTKM BELḪKMT VLÊBYN LKM BAŽ ELZ̃Y TḢTLFVN FYH FETGVE ELLH VÊŦYAVN

velemmā cā'e ǐysā bil-beyyināti ḳāle ḳad ci'tukum bil-Hikmeti veliubeyyine lekum beǎ'De lleƶī teḣtelifūne fīhi fetteḳū llahe ve eTīǔni
ولما جاء عيسى بالبينات قال قد جئتكم بالحكمة ولأبين لكم بعض الذي تختلفون فيه فاتقوا الله وأطيعون

 » 43 / Zuhruf  Suresi: 63
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولما | VLME velemmā ne zaman ki And when
جاء ج ي ا | CYE CEÙ cā'e gelince came
عيسى | AYS ǐysā Îsa Isa
بالبينات ب ي ن | BYN BELBYNET bil-beyyināti açık kanıtlarla with clear proofs,
قال ق و ل | GVL GEL ḳāle dedi ki he said,
قد | GD̃ ḳad elbette """Verily,"
جئتكم ج ي ا | CYE CÙTKM ci'tukum ben size geldim I have come to you
بالحكمة ح ك م | ḪKM BELḪKMT bil-Hikmeti hikmet ile with wisdom
ولأبين ب ي ن | BYN VLÊBYN veliubeyyine ve açıklamak için (geldim) and that I make clear
لكم | LKM lekum size to you
بعض ب ع ض | BAŽ BAŽ beǎ'De bir kısmını some
الذي | ELZ̃Y lleƶī şeylerden (of) that which
تختلفون خ ل ف | ḢLF TḢTLFVN teḣtelifūne ayrılığa düştünüğünüz you differ
فيه | FYH fīhi onda in it.
فاتقوا و ق ي | VGY FETGVE fetteḳū o halde korkun So fear
الله | ELLH llahe Allah'tan Allah
وأطيعون ط و ع | ŦVA VÊŦYAVN ve eTīǔni ve bana ita'at edin and obey me.

43:63 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ne zaman ki | gelince | Îsa | açık kanıtlarla | dedi ki | elbette | ben size geldim | hikmet ile | ve açıklamak için (geldim) | size | bir kısmını | şeylerden | ayrılığa düştünüğünüz | onda | o halde korkun | Allah'tan | ve bana ita'at edin |

[] [CYE] [] [BYN] [GVL] [] [CYE] [ḪKM] [BYN] [] [BAŽ] [] [ḢLF] [] [VGY] [] [ŦVA]
VLME CEÙ AYS BELBYNET GEL GD̃ CÙTKM BELḪKMT VLÊBYN LKM BAŽ ELZ̃Y TḢTLFVN FYH FETGVE ELLH VÊŦYAVN

velemmā cā'e ǐysā bil-beyyināti ḳāle ḳad ci'tukum bil-Hikmeti veliubeyyine lekum beǎ'De lleƶī teḣtelifūne fīhi fetteḳū llahe ve eTīǔni
ولما جاء عيسى بالبينات قال قد جئتكم بالحكمة ولأبين لكم بعض الذي تختلفون فيه فاتقوا الله وأطيعون

[] [ج ي ا] [] [ب ي ن] [ق و ل] [] [ج ي ا] [ح ك م] [ب ي ن] [] [ب ع ض] [] [خ ل ف] [] [و ق ي] [] [ط و ع]

 » 43 / Zuhruf  Suresi: 63
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولما | VLME velemmā ne zaman ki And when
Vav,Lam,Mim,Elif,
6,30,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
T – time adverb
الواو عاطفة
ظرف زمان
جاء ج ي ا | CYE CEÙ cā'e gelince came
Cim,Elif,,
3,1,,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
عيسى | AYS ǐysā Îsa Isa
Ayn,Ye,Sin,,
70,10,60,,
"PN – genitive proper noun → Jesus"
اسم علم مجرور
بالبينات ب ي ن | BYN BELBYNET bil-beyyināti açık kanıtlarla with clear proofs,
Be,Elif,Lam,Be,Ye,Nun,Elif,Te,
2,1,30,2,10,50,1,400,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine plural noun
جار ومجرور
قال ق و ل | GVL GEL ḳāle dedi ki he said,
Gaf,Elif,Lam,
100,1,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
قد | GD̃ ḳad elbette """Verily,"
Gaf,Dal,
100,4,
CERT – particle of certainty
حرف تحقيق
جئتكم ج ي ا | CYE CÙTKM ci'tukum ben size geldim I have come to you
Cim,,Te,Kef,Mim,
3,,400,20,40,
V – 1st person singular perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
بالحكمة ح ك م | ḪKM BELḪKMT bil-Hikmeti hikmet ile with wisdom
Be,Elif,Lam,Ha,Kef,Mim,Te merbuta,
2,1,30,8,20,40,400,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine noun
جار ومجرور
ولأبين ب ي ن | BYN VLÊBYN veliubeyyine ve açıklamak için (geldim) and that I make clear
Vav,Lam,,Be,Ye,Nun,
6,30,,2,10,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 1st person singular (form II) imperfect verb, subjunctive mood
الواو عاطفة
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب
لكم | LKM lekum size to you
Lam,Kef,Mim,
30,20,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
بعض ب ع ض | BAŽ BAŽ beǎ'De bir kısmını some
Be,Ayn,Dad,
2,70,800,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
الذي | ELZ̃Y lleƶī şeylerden (of) that which
Elif,Lam,Zel,Ye,
1,30,700,10,
REL – masculine singular relative pronoun
اسم موصول
تختلفون خ ل ف | ḢLF TḢTLFVN teḣtelifūne ayrılığa düştünüğünüz you differ
Te,Hı,Te,Lam,Fe,Vav,Nun,
400,600,400,30,80,6,50,
V – 2nd person masculine plural (form VIII) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
فيه | FYH fīhi onda in it.
Fe,Ye,He,
80,10,5,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
جار ومجرور
فاتقوا و ق ي | VGY FETGVE fetteḳū o halde korkun So fear
Fe,Elif,Te,Gaf,Vav,Elif,
80,1,400,100,6,1,
REM – prefixed resumption particle
V – 2nd person masculine plural (form VIII) imperative verb
PRON – subject pronoun
الفاء استئنافية
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
الله | ELLH llahe Allah'tan Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
وأطيعون ط و ع | ŦVA VÊŦYAVN ve eTīǔni ve bana ita'at edin and obey me.
Vav,,Tı,Ye,Ayn,Vav,Nun,
6,,9,10,70,6,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 2nd person masculine plural (form IV) imperative verb
PRON – subject pronoun
PRON – 1st person singular object pronoun
الواو عاطفة
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والياء المحذوفة ضمير متصل في محل نصب مفعول به
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَمَّا: ne zaman ki | جَاءَ: gelince | عِيسَىٰ: Îsa | بِالْبَيِّنَاتِ: açık kanıtlarla | قَالَ: dedi ki | قَدْ: elbette | جِئْتُكُمْ: ben size geldim | بِالْحِكْمَةِ: hikmet ile | وَلِأُبَيِّنَ: ve açıklamak için (geldim) | لَكُمْ: size | بَعْضَ: bir kısmını | الَّذِي: şeylerden | تَخْتَلِفُونَ: ayrılığa düştünüğünüz | فِيهِ: onda | فَاتَّقُوا: o halde korkun | اللَّهَ: Allah'tan | وَأَطِيعُونِ: ve bana ita'at edin |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولما WLME ne zaman ki | جاء CEÙ gelince | عيسى AYS Îsa | بالبينات BELBYNET açık kanıtlarla | قال GEL dedi ki | قد GD̃ elbette | جئتكم CÙTKM ben size geldim | بالحكمة BELḪKMT hikmet ile | ولأبين WLÊBYN ve açıklamak için (geldim) | لكم LKM size | بعض BAŽ bir kısmını | الذي ELZ̃Y şeylerden | تختلفون TḢTLFWN ayrılığa düştünüğünüz | فيه FYH onda | فاتقوا FETGWE o halde korkun | الله ELLH Allah'tan | وأطيعون WÊŦYAWN ve bana ita'at edin |
Kırık Meal (Okunuş) : |velemmā: ne zaman ki | cā'e: gelince | ǐysā: Îsa | bil-beyyināti: açık kanıtlarla | ḳāle: dedi ki | ḳad: elbette | ci'tukum: ben size geldim | bil-Hikmeti: hikmet ile | veliubeyyine: ve açıklamak için (geldim) | lekum: size | beǎ'De: bir kısmını | lleƶī: şeylerden | teḣtelifūne: ayrılığa düştünüğünüz | fīhi: onda | fetteḳū: o halde korkun | llahe: Allah'tan | ve eTīǔni: ve bana ita'at edin |
Kırık Meal (Transcript) : |VLME: ne zaman ki | CEÙ: gelince | AYS: Îsa | BELBYNET: açık kanıtlarla | GEL: dedi ki | GD̃: elbette | CÙTKM: ben size geldim | BELḪKMT: hikmet ile | VLÊBYN: ve açıklamak için (geldim) | LKM: size | BAŽ: bir kısmını | ELZ̃Y: şeylerden | TḢTLFVN: ayrılığa düştünüğünüz | FYH: onda | FETGVE: o halde korkun | ELLH: Allah'tan | VÊŦYAVN: ve bana ita'at edin |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve İsâ, apaçık delillerle gelince ben demişti, andolsun ki size peygamber olarak geldim ve ayrılığa düştüğünüz bâzı şeyleri elbette açıklayıp bildireceğim size; artık çekinin Allah'tan ve itâat edin bana.
Adem Uğur : İsa, açık delillerle geldiği zaman demişti ki: Ben size hikmet getirdim ve ayrılığa düştüğünüz şeylerden bir kısmını size açıklamak için geldim. Öyleyse Allah'tan korkun ve bana itaat edin.
Ahmed Hulusi : İsa apaçık deliller olarak açığa çıktığında dedi ki: "Gerçekten size hikmeti (sistem ve düzenin gerçeklerini) getirdim ve hakkında ayrılığa düştüklerinizin bir kısmını size açıklayayım diye (geldim). . . O hâlde Allâh'tan (yaptıklarınızın sonucunu yaşatacağı için) korunun ve bana itaat edin. "
Ahmet Tekin : Îsâ, apaçık âyetlerle, mûcizelerle, vahyin içeriğini açıklayan beyanlarla, tavsiyelerle, hak peygamber olduğunu tasdik eden delillerle geldiği zaman: 'Size, peygamberlik, sağlıklı ve ahlâklı yaşama bilgisini öğretme ve hekimlik görevi ile, ihtilâfa düştüğünüz konuların bir kısmını size açıklamak için geldim. O halde, Allah’a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp azaptan korunun. Bana itaat edin benim sünnetimi uygulayın.' dedi.
Ahmet Varol : İsa apaçık delillerle geldiğinde şöyle demişti: 'Ben size hikmetle ve üzerinde ayrılığa düştüğünüz şeylerin bazılarını açıklamak için geldim. Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin.
Ali Bulaç : İsa, açık belgelerle gelince, dedi ki: "Ben size bir hikmetle geldim ve hakkında ihtilafa düştüklerinizin bir kısmını size açıklamak için de. Öyleyse Allah'tan sakının ve bana itaat edin."
Ali Fikri Yavuz : İsâ da mucizelerle (ve İncil ayetleri ile) geldiği vakit şöyle demişti: “- Ben size ilâhi hükümlerle ve ayrılığa düştüğünüz şeylerin bir kısmını size açıklayayım, diye geldim. Onun için Allah’dan korkun ve bana itaat edin.
Bekir Sadak : Isa, belgeleri getirdigi zaman demisti ki: «Size hikmetle ve ayriliga dustugunuz seylerin bir kismini aciklamak uzere geldim. Allah'a karsi gelmekten sakinin, bana itaat edin.»
Celal Yıldırım : İsâ, açık belgeler ve mu'cizelerle gelince, «ben gerçekten size hikmetle ve görüş ayrılığına düştüğünüz bazı hususları size açıklamak için geldim; artık Allah'tan korkun da bana itaat edin,» dedi.
Diyanet İşleri : İsa, apaçık mucizeleri getirdiği zaman şöyle demişti: “Ben size hikmeti getirdim ve hakkında ayrılığa düştüğünüz şeylerden bir kısmını size açıklamak için geldim. Öyle ise, Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.”
Diyanet İşleri (eski) : İsa, belgeleri getirdiği zaman demişti ki: 'Size hikmetle ve ayrılığa düştüğünüz şeylerin bir kısmını açıklamak üzere geldim. Allah'a karşı gelmekten sakının, bana itaat edin.'
Diyanet Vakfi : İsa, açık delillerle geldiği zaman demişti ki: Ben size hikmet getirdim ve ayrılığa düştüğünüz şeylerden bir kısmını size açıklamak için geldim. Öyleyse Allah'tan korkun ve bana itaat edin.
Edip Yüksel : İsa apaçık mucizelerle gelince demişti ki, 'Size bilgelik, ve ayrılığa düştüğünüz konulara açıklama getirdim. ALLAH'ı dinleyiniz ve bana uyunuz.'
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İsâ mucizelerle indiği zaman dedi ki: «Ben size hikmeti getirdim ve hakkında ihtilâfa düştüğünüz şeylerin bir kısmını size açıklamak için geldim. O halde Allah'tan korkun ve bana itaat edin.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İsa da açık mucizelerle geldiği vakit şöyle dedi: «Ben size hikmet ve anlaşmazlığa düştüğünüz şeylerin bir bölümünü açıklamak üzere geldim. Onun için Allah'tan korkun ve bana itaat edin.
Elmalılı Hamdi Yazır : Isâ da o beyyinelerle geldiği vakıt şöyle dedi: ben size hikmet ile ve ihtilâf edip durduğunuz şeylerin ba'zısını size beyan edeyim diye geldim, onun için Allahdan korkun ve bana ıtaat edin,
Fizilal-il Kuran : İsa açık delilleri getirdiği zaman dedi ki: «Size hikmetle ve ayrılığa düştüğünüz şeylerin bir kısmını açıklamak üzere geldim. Allah'a karşı gelmekten sakının, bana itaat edin.»
Gültekin Onan : İsa, açık belgelerle gelince, dedi ki: "Ben size bir hikmetle geldim ve hakkında ihtilafa düştüklerinizin bir kısmını size açıklamak için de. Öyleyse Tanrı'dan sakının ve bana itaat edin."
Hakkı Yılmaz : (63,64) "Îsâ apaçık delillerle geldiği zaman dedi ki: “Ben size haksızlık ve kargaşayı engellemek için konulmuş kanun, düstur ve ilkeleri getirdim ve hakkında ihtilâfa düştüğünüz şeylerin bir kısmını size açıklayayım diye geldim. O hâlde Allah'ın koruması altına girin ve bana itaat edin. Şüphesiz ki Allah; O, benim Rabbimdir ve sizin Rabbinizdir. Öyle ise O'na kulluk edin. İşte bu, doğru bir yoldur.” "
Hasan Basri Çantay : İsâ o apaçık delilleri getirdiği zaman (şöyle) demişdi: «Ben size gerçek hikmeti getirdim. Bir de hakkında ihtilâf edegeldiğiniz şeylerden ba'zısını size açıklayayım diye (geldim). Artık Allahdan korkun, bana tâbi' olun».
Hayrat Neşriyat : Îsâ ise mu'cizelerle gelince şöyle demişti: '(Ben) size hikmet getirdim ve üzerinde ihtilâfa düştüğünüz şeylerin bir kısmını size açıklamak için (geldim). Öyle ise Allah’dan sakının ve bana itâat edin!'
İbni Kesir : İsa huccetlerle gelince; demişti ki: Size hikmetle ve ihtilafa düştüğünüz şeylerin bir kısmını açıklamak için geldim. Öyleyse Allah'tan korkun ve bana itaat edin.
İskender Evrenosoğlu : Ve Hz. İsa, beyyineler (mucizeler, deliller) ile geldiği zaman: “Ve hakkında ihtilâf ettiğiniz şeyin bir kısmını size açıklamak için size hikmeti getirdim. Öyleyse Allah'a karşı takva sahibi olun ve bana itaat edin!” dedi.
Muhammed Esed : İsa, (kendi halkına) hakikatin bütün kanıtları ile geldiği zaman, "Ben" dedi, "size hikmet ile ve üzerinde ayrılığa düştüğünüz şeylerin bir kısmını açıklığa kavuşturmak üzere geldim. O halde, Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincine varın ve bana tabi olun!"
Ömer Nasuhi Bilmen : Vaktâ ki İsa, o vazıh mûcizeler ile geldi, dedi ki: «Ben size muhakkak açık bir hikmet ile ve kendisiyle ihtilaf eder olduğunuz şeyin bazısını size beyan için geldim. Artık Allah'tan korkun ve bana itaat edin.»
Ömer Öngüt : İsa apaçık delilleri getirdiği zaman demişti ki: "Ben size hikmet getirdim. Bir de ayrılığa düştüğünüz şeylerin bir kısmını size açıklamak için geldim. Allah'tan korkun ve bana itaat edin. "
Şaban Piriş : İsa belgelerle geldiği zaman şöyle demişti: -Size hikmet ile hakkında ihtilafa düştüğünüz şeylerin bir kısmını açıklamak için geldim. Allah’tan korkun ve bana uyun!
Suat Yıldırım : (63-64) Îsâ, açık açık delillerle onlara gelince: "Ben, size hikmet getirdim, bir de hakkında ayrılığa düştüğünüz bazı şeyleri size açıklamak için geldim. O halde Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin. Allah benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir, yalnız O’na ibadet edin. Doğru yol budur." dedi.
Süleyman Ateş : Îsâ açık kanıtlar getirince dedi ki: "Ben size hikmet getirdim ve ayrılığa düştüğünüz şeylerden bir kısmını size açıklamak için (geldim), Allah'tan korkun ve bana itâ'at edin."
Tefhim-ul Kuran : İsa, açık belgelerle gelince, dedi ki: «Ben size bir hikmetle geldim ve hakkında ihtilafa düştüklerinizin bir kısmını size açıklamak için de. Öyleyse Allah'tan sakınıp korkun ve bana itaat edin.»
Ümit Şimşek : İsa onlara apaçık delillerle geldiğinde dedi ki: 'Ben size hikmetle ve anlaşmazlığa düştüğünüz şeylerin bir kısmını açıklamak üzere geldim. Allah'tan korkun ve bana itaat edin.
Yaşar Nuri Öztürk : İsa, açık seçik kanıtlarla geldiğinde şöyle demişti: "Ben size hikmet getirdim ve tartışıp durduğunuz şeylerin bir kısmını size açıklayayım diye geldim. O halde, Allah'tan korkun ve bana itaat edin!"


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}