» 17 / Isrâ  106:

Kuran Sırası: 17
İniş Sırası: 50
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111

 » 17 / Isrâ  Suresi: 106
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَقُرْانًا (VGR ËNE) = ve ḳur'ānen : ve Kur'an'ı
2. فَرَقْنَاهُ (FRGNEH) = feraḳnāhu : parçalara ayırdık
3. لِتَقْرَأَهُ (LTGRÊH) = liteḳraehu : okuman için
4. عَلَى (AL) = ǎlā :
5. النَّاسِ (ELNES) = n-nāsi : insanlara
6. عَلَىٰ (AL) = ǎlā :
7. مُكْثٍ (MKS̃) = mukṧin : ağır ağır
8. وَنَزَّلْنَاهُ (VNZLNEH) = ve nezzelnāhu : ve onu indirdik
9. تَنْزِيلًا (TNZYLE) = tenzīlen : birbiri ardınca
ve Kur'an'ı | parçalara ayırdık | okuman için | | insanlara | | ağır ağır | ve onu indirdik | birbiri ardınca |

[GRE] [FRG] [GRE] [] [NVS] [] [MKS̃] [NZL] [NZL]
VGR ËNE FRGNEH LTGRÊH AL ELNES AL MKS̃ VNZLNEH TNZYLE

ve ḳur'ānen feraḳnāhu liteḳraehu ǎlā n-nāsi ǎlā mukṧin ve nezzelnāhu tenzīlen
وقرآنا فرقناه لتقرأه على الناس على مكث ونزلناه تنزيلا

 » 17 / Isrâ  Suresi: 106
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وقرآنا ق ر ا | GRE VGR ËNE ve ḳur'ānen ve Kur'an'ı And the Quran
فرقناه ف ر ق | FRG FRGNEH feraḳnāhu parçalara ayırdık We have divided,
لتقرأه ق ر ا | GRE LTGRÊH liteḳraehu okuman için that you might recite it
على | AL ǎlā to
الناس ن و س | NVS ELNES n-nāsi insanlara the people
على | AL ǎlā at
مكث م ك ث | MKS̃ MKS̃ mukṧin ağır ağır intervals.
ونزلناه ن ز ل | NZL VNZLNEH ve nezzelnāhu ve onu indirdik And We have revealed it
تنزيلا ن ز ل | NZL TNZYLE tenzīlen birbiri ardınca (in) stages.

17:106 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve Kur'an'ı | parçalara ayırdık | okuman için | | insanlara | | ağır ağır | ve onu indirdik | birbiri ardınca |

[GRE] [FRG] [GRE] [] [NVS] [] [MKS̃] [NZL] [NZL]
VGR ËNE FRGNEH LTGRÊH AL ELNES AL MKS̃ VNZLNEH TNZYLE

ve ḳur'ānen feraḳnāhu liteḳraehu ǎlā n-nāsi ǎlā mukṧin ve nezzelnāhu tenzīlen
وقرآنا فرقناه لتقرأه على الناس على مكث ونزلناه تنزيلا

[ق ر ا] [ف ر ق] [ق ر ا] [] [ن و س] [] [م ك ث] [ن ز ل] [ن ز ل]

 » 17 / Isrâ  Suresi: 106
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وقرآنا ق ر ا | GRE VGR ËNE ve ḳur'ānen ve Kur'an'ı And the Quran
Vav,Gaf,Re,,Nun,Elif,
6,100,200,,50,1,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PN – accusative masculine indefinite proper noun → Quran"
الواو عاطفة
اسم علم منصوب
فرقناه ف ر ق | FRG FRGNEH feraḳnāhu parçalara ayırdık We have divided,
Fe,Re,Gaf,Nun,Elif,He,
80,200,100,50,1,5,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
لتقرأه ق ر ا | GRE LTGRÊH liteḳraehu okuman için that you might recite it
Lam,Te,Gaf,Re,,He,
30,400,100,200,,5,
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 2nd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
على | AL ǎlā to
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
الناس ن و س | NVS ELNES n-nāsi insanlara the people
Elif,Lam,Nun,Elif,Sin,
1,30,50,1,60,
N – genitive masculine plural noun
اسم مجرور
على | AL ǎlā at
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
مكث م ك ث | MKS̃ MKS̃ mukṧin ağır ağır intervals.
Mim,Kef,Se,
40,20,500,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
ونزلناه ن ز ل | NZL VNZLNEH ve nezzelnāhu ve onu indirdik And We have revealed it
Vav,Nun,Ze,Lam,Nun,Elif,He,
6,50,7,30,50,1,5,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
تنزيلا ن ز ل | NZL TNZYLE tenzīlen birbiri ardınca (in) stages.
Te,Nun,Ze,Ye,Lam,Elif,
400,50,7,10,30,1,
N – accusative masculine indefinite (form II) verbal noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَقُرْانًا: ve Kur'an'ı | فَرَقْنَاهُ: parçalara ayırdık | لِتَقْرَأَهُ: okuman için | عَلَى: | النَّاسِ: insanlara | عَلَىٰ: | مُكْثٍ: ağır ağır | وَنَزَّلْنَاهُ: ve onu indirdik | تَنْزِيلًا: birbiri ardınca |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وقرآنا WGR ËNE ve Kur'an'ı | فرقناه FRGNEH parçalara ayırdık | لتقرأه LTGRÊH okuman için | على AL | الناس ELNES insanlara | على AL | مكث MKS̃ ağır ağır | ونزلناه WNZLNEH ve onu indirdik | تنزيلا TNZYLE birbiri ardınca |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve ḳur'ānen: ve Kur'an'ı | feraḳnāhu: parçalara ayırdık | liteḳraehu: okuman için | ǎlā: | n-nāsi: insanlara | ǎlā: | mukṧin: ağır ağır | ve nezzelnāhu: ve onu indirdik | tenzīlen: birbiri ardınca |
Kırık Meal (Transcript) : |VGR ËNE: ve Kur'an'ı | FRGNEH: parçalara ayırdık | LTGRÊH: okuman için | AL: | ELNES: insanlara | AL: | MKS̃: ağır ağır | VNZLNEH: ve onu indirdik | TNZYLE: birbiri ardınca |
Abdulbaki Gölpınarlı : Bir Kur'ân'dır ki onu insanlara dura dura, yavaş yavaş okuman için âyet âyet, sûre sûre ayırdık ve onu azar azar indirdik.
Adem Uğur : Biz onu, Kur'an olarak, insanlara dura dura okuyasın diye (âyet âyet, sûre sûre) ayırdık; ve onu peyderpey indirdik.
Ahmed Hulusi : Kurân'ı birbirinin tamamlayıcısı bölümlere ayırdık ki, insanlara, Onu hazmetmelerine imkân tanıyarak, zaman içinde yavaş yavaş okuyasın. . . Biz Onu kısım kısım indirdik.
Ahmet Tekin : Sana bütün ilâhî kitaplardaki dinî-ilmî esasları içeren, okunan bir kitap, Kur’ân verdik. Onu insanlara dura dura okuyasın diye âyet âyet, sûre sûre ayırdık. Biz onu bölüm bölüm indirdik.
Ahmet Varol : Onu bir Kur'an olarak, insanlara dura dura okuman için (ayet ayet) ayırdık ve onu (ihtiyaca göre) kademe kademe indirdik.
Ali Bulaç : Onu bir Kur'an olarak, insanlara dura dura okuman için (bölüm bölüm) ayırdık ve onu safha safha bir indirme ile indirdik.
Ali Fikri Yavuz : Hem onu, bir Kur’ân olarak âyetlere ayırdık ki, insanlara dura dura okuyasın. Biz, onu yavaş yavaş (ve âyet âyet yirmi üç yılda) indirdik.
Bekir Sadak : Kuran'i, insanlara agir agir okuman icin, bolum bolum indirdik ve onu gerektikce indirdik.
Celal Yıldırım : İnsanlara, ağır ağır, aralıklı, nefes ala ala okuyasın diye Kur'ân'ı parça parça sunduk, gerektikçe (ihtiyaca göre) indirdik.
Diyanet İşleri : Biz Kur’an’ı, insanlara dura dura okuyasın diye âyet âyet ayırdık ve onu peyderpey indirdik.
Diyanet İşleri (eski) : Kuran'ı, insanlara ağır ağır okuman için, bölüm bölüm indirdik ve onu gerektikçe indirdik.
Diyanet Vakfi : Biz onu, Kur'an olarak, insanlara dura dura okuyasın diye (âyet âyet, sûre sûre) ayırdık; ve onu peyderpey indirdik.
Edip Yüksel : Uzun bir zaman dilimi içerisinde halka okuman için ayırdığımız bir Kuran'dır. Onu topluca indirmiştik
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Sana Kur'ân'ı verdik ve onu insanlara sindire sindire okuyasın diye (kısımlara) ayırdık ve biz onu yavaş yavaş indirdik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Hem onu bir Kur'an olarak ayet ayet ayırdık ki, insanlara dura dura okuyasın, hem de gerektikçe parça parça indirdik.
Elmalılı Hamdi Yazır : Hem onu bir Kur'an olmak üzere âyet âyet ayırdık ki nâsa dura dura okuyasın hem de tenzil suretiyle ceste ceste indirdik
Fizilal-il Kuran : Kur'an'ı insanlara ağır ağır okuyasın diye bölümlere ayırdık ve ihtiyaçlar gerektikçe bölüm bölüm indirdik.
Gültekin Onan : Onu bir Kuran olarak, insanlara dura dura okuman için (bölüm bölüm) ayırdık ve onu safha safha bir indirme ile indirdik.
Hakkı Yılmaz : Ve Kur’ân'ı, Biz onu insanlara beklentilere göre öğrenip öğretesin diye parça parça ayırdık ve Biz onu indirdikçe indirdik!
Hasan Basri Çantay : Biz onu bir Kur'an olmak üzere (âyet âyet) ayırdık ki insanlara karşı, dura dura (ağır ağır, dâne dâne) okuyasın. Biz onu tedricen indirdik.
Hayrat Neşriyat : Hem onu, bir Kur’ân olarak (âyet âyet) kısımlara ayırdık ki, insanlara onu (iyice anlayabilmeleri için) dura dura okuyasın! Çünki onu (hâdiselere göre, size bir ders olmak üzere) azar azar indirdik.
İbni Kesir : Bir de Kur'an'ı insanlara ağır ağır okuman için, bölüm bölüm ve gerektikçe indirdik.
İskender Evrenosoğlu : Ve Kur'ân-ı Kerim; onu kısımlara (sure sure ve âyet âyet) ayırdık. İnsanlara, onu muksin olarak (uzun sürede) okuman için tenzîlen (kısımlara ayırıp, uzun sürede okunabilecek şekilde), bir indirişle indirdik.
Muhammed Esed : ve ayrıca onu, insanlara yavaş yavaş okuyasın diye bir Kuran, temel bir okuma metni olarak bölüm bölüm açıkladık, ayet ayet indirdik.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve onu Kur'an olarak vakit vakit (müneccemen) indirdik, onu nâsa teennî ile (dura dura) okuyasın diye. Ve onu birbiri ardınca (müteferrik surette) indirmiş olduk.
Ömer Öngüt : Sana Kur'an'ı verdik ve onu insanlara yavaş yavaş okuman için kısım kısım indirdik.
Şaban Piriş : Kur’an’ı, insanlara dura dura okuyasın diye kısım kısım indirdik. O’nu yavaş yavaş indirdik.
Suat Yıldırım : Hem o vahyi, insanların zihinlerine sindire sindire okuman için, zaman zaman gelen Kur’ân dersleri halinde indirdik
Süleyman Ateş : Onu, insanlara ağır ağır okuman için, okuma parçalarına ayırdık ve onu azar azar indirdik.
Tefhim-ul Kuran : Onu bir Kur'an olarak, insanlara dura dura okuman için (bölüm bölüm) ayırdık ve onu safha safha bir indirme ile indirdik.
Ümit Şimşek : Hem Kur'ân'ı insanlara fasılalar halinde okuyasın diye bölümlere ayırdık ve parça parça indirdik.
Yaşar Nuri Öztürk : Onu, bir Kur'an olarak, insanlara dura dura okuyasın diye kısımlara ayırıp ağır ağır indirdik.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}