» 17 / Isrâ  74:

Kuran Sırası: 17
İniş Sırası: 50
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111

 » 17 / Isrâ  Suresi: 74
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَوْلَا (VLVLE) = velevlā : eğer olmasaydık
2. أَنْ (ÊN) = en :
3. ثَبَّتْنَاكَ (S̃BTNEK) = ṧebbetnāke : biz seni sağlamlaştırmış
4. لَقَدْ (LGD̃) = leḳad : gerçekten
5. كِدْتَ (KD̃T) = kidte : neredeyse
6. تَرْكَنُ (TRKN) = terkenu : yanaşacaktın
7. إِلَيْهِمْ (ÎLYHM) = ileyhim : onlara
8. شَيْئًا (ŞYÙE) = şey'en :
9. قَلِيلًا (GLYLE) = ḳalīlen : bir parça
eğer olmasaydık | | biz seni sağlamlaştırmış | gerçekten | neredeyse | yanaşacaktın | onlara | | bir parça |

[] [] [S̃BT] [] [KVD̃] [RKN] [] [ŞYE] [GLL]
VLVLE ÊN S̃BTNEK LGD̃ KD̃T TRKN ÎLYHM ŞYÙE GLYLE

velevlā en ṧebbetnāke leḳad kidte terkenu ileyhim şey'en ḳalīlen
ولولا أن ثبتناك لقد كدت تركن إليهم شيئا قليلا

 » 17 / Isrâ  Suresi: 74
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولولا | VLVLE velevlā eğer olmasaydık And if not
أن | ÊN en [that]
ثبتناك ث ب ت | S̃BT S̃BTNEK ṧebbetnāke biz seni sağlamlaştırmış We (had) strengthened you,
لقد | LGD̃ leḳad gerçekten certainly,
كدت ك و د | KVD̃ KD̃T kidte neredeyse you almost
تركن ر ك ن | RKN TRKN terkenu yanaşacaktın (would) have inclined
إليهم | ÎLYHM ileyhim onlara to them
شيئا ش ي ا | ŞYE ŞYÙE şey'en (in) something
قليلا ق ل ل | GLL GLYLE ḳalīlen bir parça a little.

17:74 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

eğer olmasaydık | | biz seni sağlamlaştırmış | gerçekten | neredeyse | yanaşacaktın | onlara | | bir parça |

[] [] [S̃BT] [] [KVD̃] [RKN] [] [ŞYE] [GLL]
VLVLE ÊN S̃BTNEK LGD̃ KD̃T TRKN ÎLYHM ŞYÙE GLYLE

velevlā en ṧebbetnāke leḳad kidte terkenu ileyhim şey'en ḳalīlen
ولولا أن ثبتناك لقد كدت تركن إليهم شيئا قليلا

[] [] [ث ب ت] [] [ك و د] [ر ك ن] [] [ش ي ا] [ق ل ل]

 » 17 / Isrâ  Suresi: 74
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولولا | VLVLE velevlā eğer olmasaydık And if not
Vav,Lam,Vav,Lam,Elif,
6,30,6,30,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional particle
الواو عاطفة
حرف شرط
أن | ÊN en [that]
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
ثبتناك ث ب ت | S̃BT S̃BTNEK ṧebbetnāke biz seni sağlamlaştırmış We (had) strengthened you,
Se,Be,Te,Nun,Elif,Kef,
500,2,400,50,1,20,
V – 1st person plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
لقد | LGD̃ leḳad gerçekten certainly,
Lam,Gaf,Dal,
30,100,4,
EMPH – emphatic prefix lām
CERT – particle of certainty
اللام لام التوكيد
حرف تحقيق
كدت ك و د | KVD̃ KD̃T kidte neredeyse you almost
Kef,Dal,Te,
20,4,400,
V – 2nd person masculine singular perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع اسم «كد»
تركن ر ك ن | RKN TRKN terkenu yanaşacaktın (would) have inclined
Te,Re,Kef,Nun,
400,200,20,50,
V – 2nd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
إليهم | ÎLYHM ileyhim onlara to them
,Lam,Ye,He,Mim,
,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
شيئا ش ي ا | ŞYE ŞYÙE şey'en (in) something
Şın,Ye,,Elif,
300,10,,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
قليلا ق ل ل | GLL GLYLE ḳalīlen bir parça a little.
Gaf,Lam,Ye,Lam,Elif,
100,30,10,30,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَوْلَا: eğer olmasaydık | أَنْ: | ثَبَّتْنَاكَ: biz seni sağlamlaştırmış | لَقَدْ: gerçekten | كِدْتَ: neredeyse | تَرْكَنُ: yanaşacaktın | إِلَيْهِمْ: onlara | شَيْئًا: | قَلِيلًا: bir parça |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولولا WLWLE eğer olmasaydık | أن ÊN | ثبتناك S̃BTNEK biz seni sağlamlaştırmış | لقد LGD̃ gerçekten | كدت KD̃T neredeyse | تركن TRKN yanaşacaktın | إليهم ÎLYHM onlara | شيئا ŞYÙE | قليلا GLYLE bir parça |
Kırık Meal (Okunuş) : |velevlā: eğer olmasaydık | en: | ṧebbetnāke: biz seni sağlamlaştırmış | leḳad: gerçekten | kidte: neredeyse | terkenu: yanaşacaktın | ileyhim: onlara | şey'en: | ḳalīlen: bir parça |
Kırık Meal (Transcript) : |VLVLE: eğer olmasaydık | ÊN: | S̃BTNEK: biz seni sağlamlaştırmış | LGD̃: gerçekten | KD̃T: neredeyse | TRKN: yanaşacaktın | ÎLYHM: onlara | ŞYÙE: | GLYLE: bir parça |
Abdulbaki Gölpınarlı : Sana sebât etme kabiliyeti vermeseydik andolsun ki birazcık meyledecektin onlara.
Adem Uğur : Eğer seni sebatkâr kılmasaydık, gerçekten, nerdeyse onlara birazcık meyledecektin.
Ahmed Hulusi : Eğer biz seni, direnç verip sarsılmaz kılmasaydık, neredeyse onlara birazcık meyledecektin!
Ahmet Tekin : Eğer biz sana güven, ihtiyat, cesaret, güç ve sebat vermemiş olsaydık, neredeyse birazcık onlara meyledecektin.
Ahmet Varol : Andolsun, eğer seni kararlı kılmasaydık, az da olsa onlara meyledecektin.
Ali Bulaç : Eğer biz seni sağlamlaştırmasaydık, andolsun, onlara az bir şey (de olsa) eğilim gösterecektin.
Ali Fikri Yavuz : Eğer biz sana sebat vermemiş olsaydık, sen onlara az bir şey meyledecektin.
Bekir Sadak : Sana sebat vermemis olsaydik, and olsun ki, az da olsa onlara meyledecektin.
Celal Yıldırım : Eğer sana sebat vermemiş olsaydık, az da olsa, onlara neredeyse meyledecektin.
Diyanet İşleri : Eğer biz sana sebat vermiş olmasaydık, az kalsın onlara biraz meyledecektin.
Diyanet İşleri (eski) : Sana sebat vermemiş olsaydık, and olsun ki, az da olsa onlara meyledecektin.
Diyanet Vakfi : Eğer seni sebatkâr kılmasaydık, gerçekten, nerdeyse onlara birazcık meyledecektin.
Edip Yüksel : Seni sağlamlaştırmasaydık, onlara neredeyse bir parça meyledecektin
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Eğer biz sana sebat vermemiş olsaydık, nerdeyse sen onlara birazcık meyledecektin.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve eğer Biz sana sebat vermemiş olsaydık, sen onlara nerede ise meylettindi.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve eğer biz sana sebat vermemiş olsa idik sen onlara az bir şey meyledeyazdındı
Fizilal-il Kuran : Eğer sana direnme gücü vermeseydik, azıcık onlara yanaşmak üzereydin.
Gültekin Onan : Eğer biz seni sağlamlaştırmasaydık, andolsun, onlara az bir şey (de olsa) eğilim gösterecektin.
Hakkı Yılmaz : Ve eğer Biz, seni sağlamlaştırmamış olsaydık, gerçekten onlara birazcık meylediverecektin.
Hasan Basri Çantay : Eğer sana sebat vermiş olmasaydık, andolsun ki, sen onlara (belki) biraz meyl edecekdin.
Hayrat Neşriyat : Hâlbuki (biz) sana sebat vermemiş olsaydık, gerçekten nerede ise onlara az bir şey meyledecektin.
İbni Kesir : Şayet sana sebat vermemiş olsaydık; andolsun ki, az da olsa onlara meyl edecektin.
İskender Evrenosoğlu : Ve seni sebat ettirmeseydik, andolsun ki sen, onlara biraz meylederdin.
Muhammed Esed : Eğer seni(n imanını) berkitmemiş olsaydık, belki de onlara biraz olsun eğilim gösterecektin.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve eğer Biz seni tesbit etmemiş olsa idik, az kaldı onlara biraz meyil edecek idin.
Ömer Öngüt : Eğer biz sana sebat vermemiş olsaydık, neredeyse onlara birazcık meyledecektin.
Şaban Piriş : Eğer seni sağlam tutmamış olsaydık, az da olsa onlara meyledecektin.
Suat Yıldırım : Eğer sana sebat vermeseydik nerdeyse azıcık da olsa onlara meyledecektin.
Süleyman Ateş : Eğer biz seni sağlamlaştırmamış olsaydık, onlara bir parça yanaşacaktın.
Tefhim-ul Kuran : Eğer biz seni sağlamlaştırmasaydık, andolsun, sen onlara az bir şey (de olsa) eğilim gösterecektin.
Ümit Şimşek : Eğer sana sebat vermemiş olsaydık, neredeyse sen de bir parça onlara meyledecektin.
Yaşar Nuri Öztürk : Eğer biz seni sağlamlaştırmamış olsaydık, yemin olsun, onlara birazcık meylediverecektin.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}