» 17 / Isrâ  44:

Kuran Sırası: 17
İniş Sırası: 50
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111

 » 17 / Isrâ  Suresi: 44
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. تُسَبِّحُ (TSBḪ) = tusebbiHu : tesbih ederler
2. لَهُ (LH) = lehu : O'nu
3. السَّمَاوَاتُ (ELSMEVET) = s-semāvātu : gök
4. السَّبْعُ (ELSBA) = s-seb'ǔ : yedi
5. وَالْأَرْضُ (VELÊRŽ) = vel'erDu : ve yeryüzü
6. وَمَنْ (VMN) = ve men : ve kimseler
7. فِيهِنَّ (FYHN) = fīhinne : bunların içindeki
8. وَإِنْ (VÎN) = ve in : ve yoktur
9. مِنْ (MN) = min : hiçbir
10. شَيْءٍ (ŞYÙ) = şey'in : şey
11. إِلَّا (ÎLE) = illā :
12. يُسَبِّحُ (YSBḪ) = yusebbiHu : tesbih etmeyen
13. بِحَمْدِهِ (BḪMD̃H) = biHamdihi : hamd ile
14. وَلَٰكِنْ (VLKN) = velākin : ama
15. لَا (LE) = lā :
16. تَفْقَهُونَ (TFGHVN) = tefḳahūne : siz anlamazsınız
17. تَسْبِيحَهُمْ (TSBYḪHM) = tesbīHahum : onların tesbihlerini
18. إِنَّهُ (ÎNH) = innehu : şüphesiz O
19. كَانَ (KEN) = kāne :
20. حَلِيمًا (ḪLYME) = Halīmen : halimdir
21. غَفُورًا (ĞFVRE) = ğafūran : çok bağışlayandır
tesbih ederler | O'nu | gök | yedi | ve yeryüzü | ve kimseler | bunların içindeki | ve yoktur | hiçbir | şey | | tesbih etmeyen | hamd ile | ama | | siz anlamazsınız | onların tesbihlerini | şüphesiz O | | halimdir | çok bağışlayandır |

[SBḪ] [] [SMV] [SBA] [ERŽ] [] [] [] [] [ŞYE] [] [SBḪ] [ḪMD̃] [] [] [FGH] [SBḪ] [] [KVN] [ḪLM] [ĞFR]
TSBḪ LH ELSMEVET ELSBA VELÊRŽ VMN FYHN VÎN MN ŞYÙ ÎLE YSBḪ BḪMD̃H VLKN LE TFGHVN TSBYḪHM ÎNH KEN ḪLYME ĞFVRE

tusebbiHu lehu s-semāvātu s-seb'ǔ vel'erDu ve men fīhinne ve in min şey'in illā yusebbiHu biHamdihi velākin tefḳahūne tesbīHahum innehu kāne Halīmen ğafūran
تسبح له السماوات السبع والأرض ومن فيهن وإن من شيء إلا يسبح بحمده ولكن لا تفقهون تسبيحهم إنه كان حليما غفورا

 » 17 / Isrâ  Suresi: 44
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
تسبح س ب ح | SBḪ TSBḪ tusebbiHu tesbih ederler Glorify
له | LH lehu O'nu [to] Him
السماوات س م و | SMV ELSMEVET s-semāvātu gök the seven heavens
السبع س ب ع | SBA ELSBA s-seb'ǔ yedi the seven heavens
والأرض ا ر ض | ERŽ VELÊRŽ vel'erDu ve yeryüzü and the earth
ومن | VMN ve men ve kimseler and whatever
فيهن | FYHN fīhinne bunların içindeki (is) in them.
وإن | VÎN ve in ve yoktur And (there is) not
من | MN min hiçbir any
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'in şey thing
إلا | ÎLE illā except
يسبح س ب ح | SBḪ YSBḪ yusebbiHu tesbih etmeyen glorifies
بحمده ح م د | ḪMD̃ BḪMD̃H biHamdihi hamd ile His Praise,
ولكن | VLKN velākin ama but
لا | LE not
تفقهون ف ق ه | FGH TFGHVN tefḳahūne siz anlamazsınız you understand
تسبيحهم س ب ح | SBḪ TSBYḪHM tesbīHahum onların tesbihlerini their glorification.
إنه | ÎNH innehu şüphesiz O Indeed, He
كان ك و ن | KVN KEN kāne is
حليما ح ل م | ḪLM ḪLYME Halīmen halimdir Ever-Forbearing,
غفورا غ ف ر | ĞFR ĞFVRE ğafūran çok bağışlayandır "Oft-Forgiving."""

17:44 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

tesbih ederler | O'nu | gök | yedi | ve yeryüzü | ve kimseler | bunların içindeki | ve yoktur | hiçbir | şey | | tesbih etmeyen | hamd ile | ama | | siz anlamazsınız | onların tesbihlerini | şüphesiz O | | halimdir | çok bağışlayandır |

[SBḪ] [] [SMV] [SBA] [ERŽ] [] [] [] [] [ŞYE] [] [SBḪ] [ḪMD̃] [] [] [FGH] [SBḪ] [] [KVN] [ḪLM] [ĞFR]
TSBḪ LH ELSMEVET ELSBA VELÊRŽ VMN FYHN VÎN MN ŞYÙ ÎLE YSBḪ BḪMD̃H VLKN LE TFGHVN TSBYḪHM ÎNH KEN ḪLYME ĞFVRE

tusebbiHu lehu s-semāvātu s-seb'ǔ vel'erDu ve men fīhinne ve in min şey'in illā yusebbiHu biHamdihi velākin tefḳahūne tesbīHahum innehu kāne Halīmen ğafūran
تسبح له السماوات السبع والأرض ومن فيهن وإن من شيء إلا يسبح بحمده ولكن لا تفقهون تسبيحهم إنه كان حليما غفورا

[س ب ح] [] [س م و] [س ب ع] [ا ر ض] [] [] [] [] [ش ي ا] [] [س ب ح] [ح م د] [] [] [ف ق ه] [س ب ح] [] [ك و ن] [ح ل م] [غ ف ر]

 » 17 / Isrâ  Suresi: 44
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
تسبح س ب ح | SBḪ TSBḪ tusebbiHu tesbih ederler Glorify
Te,Sin,Be,Ha,
400,60,2,8,
V – 3rd person feminine singular (form II) imperfect verb
فعل مضارع
له | LH lehu O'nu [to] Him
Lam,He,
30,5,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
السماوات س م و | SMV ELSMEVET s-semāvātu gök the seven heavens
Elif,Lam,Sin,Mim,Elif,Vav,Elif,Te,
1,30,60,40,1,6,1,400,
N – nominative feminine plural noun
اسم مرفوع
السبع س ب ع | SBA ELSBA s-seb'ǔ yedi the seven heavens
Elif,Lam,Sin,Be,Ayn,
1,30,60,2,70,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
والأرض ا ر ض | ERŽ VELÊRŽ vel'erDu ve yeryüzü and the earth
Vav,Elif,Lam,,Re,Dad,
6,1,30,,200,800,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – nominative feminine noun → Earth"
الواو عاطفة
اسم مرفوع
ومن | VMN ve men ve kimseler and whatever
Vav,Mim,Nun,
6,40,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
فيهن | FYHN fīhinne bunların içindeki (is) in them.
Fe,Ye,He,Nun,
80,10,5,50,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine plural object pronoun
جار ومجرور
وإن | VÎN ve in ve yoktur And (there is) not
Vav,,Nun,
6,,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
من | MN min hiçbir any
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'in şey thing
Şın,Ye,,
300,10,,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
إلا | ÎLE illā except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
يسبح س ب ح | SBḪ YSBḪ yusebbiHu tesbih etmeyen glorifies
Ye,Sin,Be,Ha,
10,60,2,8,
V – 3rd person masculine singular (form II) imperfect verb
فعل مضارع
بحمده ح م د | ḪMD̃ BḪMD̃H biHamdihi hamd ile His Praise,
Be,Ha,Mim,Dal,He,
2,8,40,4,5,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
جار ومجرور والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ولكن | VLKN velākin ama but
Vav,Lam,Kef,Nun,
6,30,20,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
AMD – amendment particle
الواو عاطفة
حرف استدراك
لا | LE not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
تفقهون ف ق ه | FGH TFGHVN tefḳahūne siz anlamazsınız you understand
Te,Fe,Gaf,He,Vav,Nun,
400,80,100,5,6,50,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
تسبيحهم س ب ح | SBḪ TSBYḪHM tesbīHahum onların tesbihlerini their glorification.
Te,Sin,Be,Ye,Ha,He,Mim,
400,60,2,10,8,5,40,
N – accusative masculine (form II) verbal noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إنه | ÎNH innehu şüphesiz O Indeed, He
,Nun,He,
,50,5,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
حرف نصب والهاء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
كان ك و ن | KVN KEN kāne is
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
حليما ح ل م | ḪLM ḪLYME Halīmen halimdir Ever-Forbearing,
Ha,Lam,Ye,Mim,Elif,
8,30,10,40,1,
N – accusative masculine singular indefinite noun
اسم منصوب
غفورا غ ف ر | ĞFR ĞFVRE ğafūran çok bağışlayandır "Oft-Forgiving."""
Ğayn,Fe,Vav,Re,Elif,
1000,80,6,200,1,
ADJ – accusative masculine singular indefinite adjective
صفة منصوبة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |تُسَبِّحُ: tesbih ederler | لَهُ: O'nu | السَّمَاوَاتُ: gök | السَّبْعُ: yedi | وَالْأَرْضُ: ve yeryüzü | وَمَنْ: ve kimseler | فِيهِنَّ: bunların içindeki | وَإِنْ: ve yoktur | مِنْ: hiçbir | شَيْءٍ: şey | إِلَّا: | يُسَبِّحُ: tesbih etmeyen | بِحَمْدِهِ: hamd ile | وَلَٰكِنْ: ama | لَا: | تَفْقَهُونَ: siz anlamazsınız | تَسْبِيحَهُمْ: onların tesbihlerini | إِنَّهُ: şüphesiz O | كَانَ: | حَلِيمًا: halimdir | غَفُورًا: çok bağışlayandır |
Kırık Meal (Harekesiz) : |تسبح TSBḪ tesbih ederler | له LH O'nu | السماوات ELSMEWET gök | السبع ELSBA yedi | والأرض WELÊRŽ ve yeryüzü | ومن WMN ve kimseler | فيهن FYHN bunların içindeki | وإن WÎN ve yoktur | من MN hiçbir | شيء ŞYÙ şey | إلا ÎLE | يسبح YSBḪ tesbih etmeyen | بحمده BḪMD̃H hamd ile | ولكن WLKN ama | لا LE | تفقهون TFGHWN siz anlamazsınız | تسبيحهم TSBYḪHM onların tesbihlerini | إنه ÎNH şüphesiz O | كان KEN | حليما ḪLYME halimdir | غفورا ĞFWRE çok bağışlayandır |
Kırık Meal (Okunuş) : |tusebbiHu: tesbih ederler | lehu: O'nu | s-semāvātu: gök | s-seb'ǔ: yedi | vel'erDu: ve yeryüzü | ve men: ve kimseler | fīhinne: bunların içindeki | ve in: ve yoktur | min: hiçbir | şey'in: şey | illā: | yusebbiHu: tesbih etmeyen | biHamdihi: hamd ile | velākin: ama | : | tefḳahūne: siz anlamazsınız | tesbīHahum: onların tesbihlerini | innehu: şüphesiz O | kāne: | Halīmen: halimdir | ğafūran: çok bağışlayandır |
Kırık Meal (Transcript) : |TSBḪ: tesbih ederler | LH: O'nu | ELSMEVET: gök | ELSBA: yedi | VELÊRŽ: ve yeryüzü | VMN: ve kimseler | FYHN: bunların içindeki | VÎN: ve yoktur | MN: hiçbir | ŞYÙ: şey | ÎLE: | YSBḪ: tesbih etmeyen | BḪMD̃H: hamd ile | VLKN: ama | LE: | TFGHVN: siz anlamazsınız | TSBYḪHM: onların tesbihlerini | ÎNH: şüphesiz O | KEN: | ḪLYME: halimdir | ĞFVRE: çok bağışlayandır |
Abdulbaki Gölpınarlı : Yedi gök ve yerle onlarda ne varsa hepsi, onu noksan sıfatlardan tenzîh eder ve hiçbir şey yoktur ki ona hamdederek onu noksan sıfatlardan tenzîh etmesin, yalnız siz, onların tesbîh edişlerini anlayamazsınız. Şüphe yok ki o, azâp etmede acele etmez, halîmdir ve suçları örter.
Adem Uğur : Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan herkes O'nu tesbih eder. O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Ne var ki siz, onların tesbihini anlamazsınız. O, halîmdir, bağışlayıcıdır.
Ahmed Hulusi : Yedi semâ (yedi bilinç mertebesindeki tüm yaratılmışlar), arz (bedenler) ve onların içindekiler O'nu tespih eder (Esmâ'sının özelliklerini açığa çıkaran işlevleriyle her an hâlden hâle dönüp dururlar)! Hiçbir şey yok ki, O'nun Hamdı olarak, tespih etmesin! Fakat siz onların işlevini anlamıyorsunuz! Muhakkak ki O, Haliym'dir, Ğafûr'dur.
Ahmet Tekin : Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunan akıllı ve sorumlu varlıklar Allah’ı tesbih eder. O’nu hamd ile övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Fakat siz onların tesbihini anlayamazsınız. Rabbin kudretli âdil, müsamahakârdır, fırsatlar ve imkânlar tanır, kâinatı koruma kalkanına alır, çok bağışlayıcıdır.
Ahmet Varol : Yedi gök, yer ve bunların içindekiler O'nu tesbih ederler. Hiç bir şey yoktur ki O'nu övgüyle tesbih etmesin. Ancak siz onların tesbihlerini anlamıyorsunuz. Şüphesiz O hilim sahibidir, bağışlayandır.
Ali Bulaç : Yedi gök, yer ve bunların içindekiler O'nu tesbih eder; O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiç bir şey yoktur, ancak siz onların tesbihlerini kavramıyorsunuz. Şüphesiz O, halim olandır, bağışlayandır.
Ali Fikri Yavuz : Yedi gök ve yer, bir de bunlar içinde bulunanlar (insan, cin ve melekler) Allah’ı tesbîh ederler. Hiçbir varlık yoktur ki, O’nu hamd ile tesbîh etmesin. Fakat siz, onların tesbihini (dillerini bilmediğinizden) anlamazsınız. O gerçekten Halîm’dir, Gafûr’dur.
Bekir Sadak : Yedi gok, yer ve bunlarda bulunanlar O'nu tesbih eder; O'nu hamd ile tesbih etmeyen hic bir sey yoktur; fakat siz onlarin tesbihlerini anlamazsiniz. Dogrusu O Halim olandir, bagislayan'dir.
Celal Yıldırım : Yedi gökler, yer ve bunlarda bulunanlar O'nu tesbîh ve tenzîh ederler. Zaten hiçbir şey yoktur ki, O'nu hamd ile tesbîh etmesin ; ne var ki, siz onların teşbihlerini anlamazsınız. Şüphesiz ki O, Halîm'dir (şefkatlidir, merhametlidir, sabırlıdır, lûtf ile muamele edicidir) ve çok bağışlayandır.
Diyanet İşleri : Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar Allah’ı tespih ederler. Her şey O’nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz onların tespihlerini anlamazsınız. O, halîm’dir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir), çok bağışlayandır.
Diyanet İşleri (eski) : Yedi gök, yer ve bunlarda bulunanlar O'nu tesbih eder; O'nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur; fakat siz onların tesbihlerini anlamazsınız. Doğrusu O Halim olandır, Bağışlayan'dır.
Diyanet Vakfi : Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan herkes O'nu tesbih eder. O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Ne var ki siz, onların tesbihini anlamazsınız. O, halîmdir, bağışlayıcıdır.
Edip Yüksel : Yedi gök, ve onların içindekiler O'nu yücelterek anarlar. Hiç bir şey yoktur ki O'nu överek ve yücelterek anmasın; ama siz onların anışlarını anlamazsınız. O Şefkatlidir, Bağışlayandır
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar, Allah'ı tesbih ederler. O'nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir varlık yoktur. Fakat siz, onların tesbihlerini iyi anlamazsınız. Şüphesiz O, halimdir çok bağışlayandır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O'nu, yedi gök ile yer ve bunlarda bulunan akıllılar tesbih eder. Hatta hiçbir şey yoktur ki, O'nu överek tesbih etmesin, ancak siz onların tesbihlerini iyi anlamazsınız. O, gerçekten halim ve çok bağışlayandır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Onu yedi Semâ ile Arz ve bütün bunlardaki zevil'ukul tesbih eder ve hattâ hiç bir şey yoktur ki onu hamdiyle tesbih etmesin ve lâkin siz onların tesbihlerini iyi anlamazsınız, o, cidden halîm gafur bulunuyor
Fizilal-il Kuran : Yedi kat gök, yer ve buralardaki varlıkların tümü O'nu tenzih ederler, noksanlıklardan uzak olduğunu dile getirirler. Evrendeki her varlık, O'nu överek tesbih eder, fakat siz bu varlıkların tesbihlerini anlayamazsınız. Hiç kuşkusuz O, kullarına karşı yumuşaktır, affedicidir.
Gültekin Onan : Yedi gök, yer ve bunların içindekiler O'nu tesbih eder; O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiç bir şey yoktur, ancak siz onların tesbihlerini kavramıyorsunuz. Şüphesiz O halim olandır, bağışlayandır.
Hakkı Yılmaz : Tüm gökler/ uzay, yeryüzü ve bunların içinde bulunanlar, Allah'ı noksan sıfatlardan arındırırlar. O'nun övgüsü ile birlikte noksan sıfatlardan arındırmayan hiçbir şey yoktur. Fakat siz, onların Allah'ı noksan sıfatlardan arındırmalarını iyi kavramıyorsunuz. Şüphesiz ki O, yumuşak davranandır, çok bağışlayandır.
Hasan Basri Çantay : Yedi gökle yer ve bunların içinde bulunan (melekler, cinler, insan) lar onu tesbîh (ve tenzîh) eder (ler). Hiç bir şey haaric değil, hepsi Ona hamd ile tesbîh eder. Fakat siz, onların tesbihini iyi anlamazsınız. O, hakıykaten halimdir, gerçekden yarlığayıcıdır.
Hayrat Neşriyat : Yedi gök ile yer ve bunlarda bulunan herkes O’nu tesbîh eder. Ve O’na, hamd ile tesbîh etmeyen hiçbir şey yoktur. Fakat (siz) onların tesbihlerini anlamazsınız. Şübhesiz ki O, Halîm (azabda hiç acele etmeyen)dir, Gafûr (çok bağışlayan)dır.
İbni Kesir : Yedi gök, yeryüzü ve içinde bulunanlar; O'nu tesbih ederler. O'nu hamd ile tesbih etmeyen hiç bir şey yoktur. Ama siz, onların tesbihlerini anlamazsınız. Muhakkak ki O; Halim, Gafur olandır.
İskender Evrenosoğlu : 7 kat gökler ve yeryüzü ve onlarda bulunanlar, O'nu (Allah'ı) tesbih ederler. O'nu hamd ile tesbih etmeyen bir şey yoktur. Ve fakat onların tesbihlerini siz fıkıh edemezsiniz (anlayamazsınız, idrak edemezsiniz). Muhakkak ki O; Hakîm'dir, Gafûr'dur (mağfiret edendir).
Muhammed Esed : Yedi gök ile yer ve onların içinde yer alan her şey O'nun sınırsız kudret ve yüceliğini anmaktadır; O'nun yüceliğini, aşkınlığını övgüyle yankılamayan bir tek nesne yoktur: ne var ki siz onların yücelemelerini anlayamıyor, kavrayamıyorsunuz! Yine de, hem çok bağışlayıcı, hem de halim olan O'dur!
Ömer Nasuhi Bilmen : O'na yedi gök ve yer ve onlarda olanlar tesbihte bulunurlar ve hiçbir şey yoktur ki, illâ O'na hamd ile tesbihte bulunur. Fakat siz onların tesbihlerini anlayamazsınız. Şüphe yok ki, O halîmdir, gafûrdur.
Ömer Öngüt : Yedi gök ve yer, bir de bunların içinde bulunanlar Allah'ı tesbih ve tenzih ederler. Hiçbir şey yoktur ki, O'nu hamd ile tesbih etmesin. Fakat siz onların tesbihlerini anlamazsınız. O halim olandır, çok bağışlayandır.
Şaban Piriş : Yedi gök, yer ve onların içinde kim varsa O’nu tesbih eder. O’na hamd ederek, tesbih etmeyen hiç bir şey yoktur. Fakat, siz onların tesbihini anlayamazsınız. Şüphesiz O, yumuşak davranan ve bağışlayandır.
Suat Yıldırım : Yedi kat gök, dünya ve onların içinde olan herkes Allah’ı takdis ve tenzih eder. Hatta hiçbir şey yoktur ki O’na hamd ile tenzih etmesin. Ne var ki siz onların bu tenzih ve takdislerini iyi anlayamazsınız. Bunca azametiyle beraber, kullarının gaflet ve cürümlerine karşı, O, halimdir, gafurdur (çok müsamahalıdır, affedicidir).
Süleyman Ateş : Yedi gök, arz ve bunların içinde bulunanlar, O'nu tesbih ederler. O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur, ama siz onların tesbihlerini anlamazsınız. O, halimdir, çok bağışlayandır.
Tefhim-ul Kuran : Yedi gök, yer ve bunların içindekiler O'nu tesbih etmektedir; O'nu övgü ile tesbih etmeyen hiç bir şey yoktur, ancak siz onların tesbihlerini kavramıyorsunuz. Şüphe yok O, halim olandır, bağışlayandır.
Ümit Şimşek : Yedi gök ve yer ile bunlarda olan kim varsa Onu tesbih eder. Hiçbir şey yoktur ki Onu hamd ile tesbih etmesin. Lâkin siz onların tesbihini anlamazsınız. O ise hilim sahibidir ve çok bağışlayıcıdır.
Yaşar Nuri Öztürk : Yedi gök, yerküre ve bunların içindekiler O'nu tespih ederler. Hiçbir şey yoktur ki, O'nu överek tespih etmesin; fakat siz onların tespihlerini fark edemezsiniz. O Halîm'dir, Gafûr'dur.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}