» 17 / Isrâ  57:

Kuran Sırası: 17
İniş Sırası: 50
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111

 » 17 / Isrâ  Suresi: 57
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. أُولَٰئِكَ (ÊVLÙK) = ulāike : onların
2. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
3. يَدْعُونَ (YD̃AVN) = yed'ǔne : yalvardıkları
4. يَبْتَغُونَ (YBTĞVN) = yebteğūne : ararlar
5. إِلَىٰ (ÎL) = ilā :
6. رَبِّهِمُ (RBHM) = rabbihimu : Rablerine
7. الْوَسِيلَةَ (ELVSYLT) = l-vesīlete : bir vesile
8. أَيُّهُمْ (ÊYHM) = eyyuhum : hangisi
9. أَقْرَبُ (ÊGRB) = eḳrabu : en yakın (diye)
10. وَيَرْجُونَ (VYRCVN) = ve yercūne : ve umarlar
11. رَحْمَتَهُ (RḪMTH) = raHmetehu : O'nun merhametini
12. وَيَخَافُونَ (VYḢEFVN) = ve yeḣāfūne : ve korkarlar
13. عَذَابَهُ (AZ̃EBH) = ǎƶābehu : azabından
14. إِنَّ (ÎN) = inne : çünkü
15. عَذَابَ (AZ̃EB) = ǎƶābe : azabı
16. رَبِّكَ (RBK) = rabbike : Rabbinin
17. كَانَ (KEN) = kāne :
18. مَحْذُورًا (MḪZ̃VRE) = meHƶūran : cidden korkunçtur
onların | kimseler | yalvardıkları | ararlar | | Rablerine | bir vesile | hangisi | en yakın (diye) | ve umarlar | O'nun merhametini | ve korkarlar | azabından | çünkü | azabı | Rabbinin | | cidden korkunçtur |

[] [] [D̃AV] [BĞY] [] [RBB] [VSL] [] [GRB] [RCV] [RḪM] [ḢVF] [AZ̃B] [] [AZ̃B] [RBB] [KVN] [ḪZ̃R]
ÊVLÙK ELZ̃YN YD̃AVN YBTĞVN ÎL RBHM ELVSYLT ÊYHM ÊGRB VYRCVN RḪMTH VYḢEFVN AZ̃EBH ÎN AZ̃EB RBK KEN MḪZ̃VRE

ulāike elleƶīne yed'ǔne yebteğūne ilā rabbihimu l-vesīlete eyyuhum eḳrabu ve yercūne raHmetehu ve yeḣāfūne ǎƶābehu inne ǎƶābe rabbike kāne meHƶūran
أولئك الذين يدعون يبتغون إلى ربهم الوسيلة أيهم أقرب ويرجون رحمته ويخافون عذابه إن عذاب ربك كان محذورا

 » 17 / Isrâ  Suresi: 57
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أولئك | ÊVLÙK ulāike onların Those
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler whom
يدعون د ع و | D̃AV YD̃AVN yed'ǔne yalvardıkları they call,
يبتغون ب غ ي | BĞY YBTĞVN yebteğūne ararlar seek
إلى | ÎL ilā to
ربهم ر ب ب | RBB RBHM rabbihimu Rablerine their Lord
الوسيلة و س ل | VSL ELVSYLT l-vesīlete bir vesile the means of access,
أيهم | ÊYHM eyyuhum hangisi which of them
أقرب ق ر ب | GRB ÊGRB eḳrabu en yakın (diye) (is) nearest,
ويرجون ر ج و | RCV VYRCVN ve yercūne ve umarlar and they hope
رحمته ر ح م | RḪM RḪMTH raHmetehu O'nun merhametini (for) His mercy
ويخافون خ و ف | ḢVF VYḢEFVN ve yeḣāfūne ve korkarlar and fear
عذابه ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EBH ǎƶābehu azabından His punishment.
إن | ÎN inne çünkü Indeed,
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābe azabı (the) punishment
ربك ر ب ب | RBB RBK rabbike Rabbinin (of) your Lord
كان ك و ن | KVN KEN kāne is
محذورا ح ذ ر | ḪZ̃R MḪZ̃VRE meHƶūran cidden korkunçtur (ever) feared.

17:57 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

onların | kimseler | yalvardıkları | ararlar | | Rablerine | bir vesile | hangisi | en yakın (diye) | ve umarlar | O'nun merhametini | ve korkarlar | azabından | çünkü | azabı | Rabbinin | | cidden korkunçtur |

[] [] [D̃AV] [BĞY] [] [RBB] [VSL] [] [GRB] [RCV] [RḪM] [ḢVF] [AZ̃B] [] [AZ̃B] [RBB] [KVN] [ḪZ̃R]
ÊVLÙK ELZ̃YN YD̃AVN YBTĞVN ÎL RBHM ELVSYLT ÊYHM ÊGRB VYRCVN RḪMTH VYḢEFVN AZ̃EBH ÎN AZ̃EB RBK KEN MḪZ̃VRE

ulāike elleƶīne yed'ǔne yebteğūne ilā rabbihimu l-vesīlete eyyuhum eḳrabu ve yercūne raHmetehu ve yeḣāfūne ǎƶābehu inne ǎƶābe rabbike kāne meHƶūran
أولئك الذين يدعون يبتغون إلى ربهم الوسيلة أيهم أقرب ويرجون رحمته ويخافون عذابه إن عذاب ربك كان محذورا

[] [] [د ع و] [ب غ ي] [] [ر ب ب] [و س ل] [] [ق ر ب] [ر ج و] [ر ح م] [خ و ف] [ع ذ ب] [] [ع ذ ب] [ر ب ب] [ك و ن] [ح ذ ر]

 » 17 / Isrâ  Suresi: 57
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أولئك | ÊVLÙK ulāike onların Those
,Vav,Lam,,Kef,
,6,30,,20,
DEM – plural demonstrative pronoun
اسم اشارة
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler whom
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
يدعون د ع و | D̃AV YD̃AVN yed'ǔne yalvardıkları they call,
Ye,Dal,Ayn,Vav,Nun,
10,4,70,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
يبتغون ب غ ي | BĞY YBTĞVN yebteğūne ararlar seek
Ye,Be,Te,Ğayn,Vav,Nun,
10,2,400,1000,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form VIII) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إلى | ÎL ilā to
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
ربهم ر ب ب | RBB RBHM rabbihimu Rablerine their Lord
Re,Be,He,Mim,
200,2,5,40,
N – genitive masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
الوسيلة و س ل | VSL ELVSYLT l-vesīlete bir vesile the means of access,
Elif,Lam,Vav,Sin,Ye,Lam,Te merbuta,
1,30,6,60,10,30,400,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
أيهم | ÊYHM eyyuhum hangisi which of them
,Ye,He,Mim,
,10,5,40,
INTG – nominative interrogative noun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
اسم استفهام مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
أقرب ق ر ب | GRB ÊGRB eḳrabu en yakın (diye) (is) nearest,
,Gaf,Re,Be,
,100,200,2,
N – nominative masculine singular noun
اسم مرفوع
ويرجون ر ج و | RCV VYRCVN ve yercūne ve umarlar and they hope
Vav,Ye,Re,Cim,Vav,Nun,
6,10,200,3,6,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
رحمته ر ح م | RḪM RḪMTH raHmetehu O'nun merhametini (for) His mercy
Re,Ha,Mim,Te,He,
200,8,40,400,5,
N – accusative feminine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ويخافون خ و ف | ḢVF VYḢEFVN ve yeḣāfūne ve korkarlar and fear
Vav,Ye,Hı,Elif,Fe,Vav,Nun,
6,10,600,1,80,6,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
عذابه ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EBH ǎƶābehu azabından His punishment.
Ayn,Zel,Elif,Be,He,
70,700,1,2,5,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine singular possessive pronoun
اسم منصوب والهاء ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إن | ÎN inne çünkü Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
عذاب ع ذ ب | AZ̃B AZ̃EB ǎƶābe azabı (the) punishment
Ayn,Zel,Elif,Be,
70,700,1,2,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
ربك ر ب ب | RBB RBK rabbike Rabbinin (of) your Lord
Re,Be,Kef,
200,2,20,
N – genitive masculine noun
PRON – 2nd person masculine singular possessive pronoun
اسم مجرور والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
كان ك و ن | KVN KEN kāne is
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
محذورا ح ذ ر | ḪZ̃R MḪZ̃VRE meHƶūran cidden korkunçtur (ever) feared.
Mim,Ha,Zel,Vav,Re,Elif,
40,8,700,6,200,1,
N – accusative masculine indefinite passive participle
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |أُولَٰئِكَ: onların | الَّذِينَ: kimseler | يَدْعُونَ: yalvardıkları | يَبْتَغُونَ: ararlar | إِلَىٰ: | رَبِّهِمُ: Rablerine | الْوَسِيلَةَ: bir vesile | أَيُّهُمْ: hangisi | أَقْرَبُ: en yakın (diye) | وَيَرْجُونَ: ve umarlar | رَحْمَتَهُ: O'nun merhametini | وَيَخَافُونَ: ve korkarlar | عَذَابَهُ: azabından | إِنَّ: çünkü | عَذَابَ: azabı | رَبِّكَ: Rabbinin | كَانَ: | مَحْذُورًا: cidden korkunçtur |
Kırık Meal (Harekesiz) : |أولئك ÊWLÙK onların | الذين ELZ̃YN kimseler | يدعون YD̃AWN yalvardıkları | يبتغون YBTĞWN ararlar | إلى ÎL | ربهم RBHM Rablerine | الوسيلة ELWSYLT bir vesile | أيهم ÊYHM hangisi | أقرب ÊGRB en yakın (diye) | ويرجون WYRCWN ve umarlar | رحمته RḪMTH O'nun merhametini | ويخافون WYḢEFWN ve korkarlar | عذابه AZ̃EBH azabından | إن ÎN çünkü | عذاب AZ̃EB azabı | ربك RBK Rabbinin | كان KEN | محذورا MḪZ̃WRE cidden korkunçtur |
Kırık Meal (Okunuş) : |ulāike: onların | elleƶīne: kimseler | yed'ǔne: yalvardıkları | yebteğūne: ararlar | ilā: | rabbihimu: Rablerine | l-vesīlete: bir vesile | eyyuhum: hangisi | eḳrabu: en yakın (diye) | ve yercūne: ve umarlar | raHmetehu: O'nun merhametini | ve yeḣāfūne: ve korkarlar | ǎƶābehu: azabından | inne: çünkü | ǎƶābe: azabı | rabbike: Rabbinin | kāne: | meHƶūran: cidden korkunçtur |
Kırık Meal (Transcript) : |ÊVLÙK: onların | ELZ̃YN: kimseler | YD̃AVN: yalvardıkları | YBTĞVN: ararlar | ÎL: | RBHM: Rablerine | ELVSYLT: bir vesile | ÊYHM: hangisi | ÊGRB: en yakın (diye) | VYRCVN: ve umarlar | RḪMTH: O'nun merhametini | VYḢEFVN: ve korkarlar | AZ̃EBH: azabından | ÎN: çünkü | AZ̃EB: azabı | RBK: Rabbinin | KEN: | MḪZ̃VRE: cidden korkunçtur |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onların taptıkları, öyle varlıklar ki bizzat kendileri de hangisi daha yakın acaba diye Rablerine ulaşmak için bir vesile arayıp durmadalar, onun rahmetini ummadalar ve azâbından korkmadalar. Şüphe yok ki Rabbinin azâbı, çekinip kaçınmaya değer bir azaptır.
Adem Uğur : Onların yalvardıkları bu varlıklar Rablerine -hangisi daha yakın olacak diye- vesile ararlar; O'nun rahmetini umarlar ve azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı, sakınılacak bir azaptır.
Ahmed Hulusi : Onların dua ettikleri (şeyler), Rablerine yakınlaşmak için vesile ararlar. O'nun rahmetini umarlar ve O'nun azabından korkarlar! Muhakkak ki senin Rabbinin azabı, sakınılması gerekendir!
Ahmet Tekin : Onların taptıkları, yalvardıkları bu varlıklar, Rablerine yakın olmaya vesile olacak her yola başvuranlar, her türlü hayrı ve ibadeti yapanlar, ihtiyaçlarını Rablerine arzedenler, onun rahmetini, merhametini umanlardır, azâbından korkanlardır. Rabbinin azâbı korunulması, endişe edilmesi gereken bir azaptır.
Ahmet Varol : Onların çağırdıkları (taptıkları) da, hangileri daha yakındır diye Rabblerine vesile arar, O'nun rahmetini umar ve azabından korkarlar. Gerçekten Rabbinin azabı korkunçtur.
Ali Bulaç : Onların taptıkları da, -hangisi daha yakındır diye- Rablerine (yaklaşmak için) bir vesile arıyorlar. O'nun rahmetini umuyorlar ve azabından korkuyorlar. Şüphesiz senin Rabbinin azabı korkunçtur.
Ali Fikri Yavuz : (Müşriklerin ilâh diye tapındıkları) bunlar (Melekler), içlerinden hangileri hayır (İbadet) yapmakla (Allah’a) yakın olacak kaygısı ile Rablerine vesile (derece yakınlığı) ararlar; rahmetini umarlar ve O’ndan korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı korkunçtur.
Bekir Sadak : Taptiklari putlar Rablerine daha yakin olmak icin vesile ararlar. O'nun rahmetini umar, azabindan korkarlar. Zira Rabbinin azabi korkmaga deger.
Celal Yıldırım : İşte onların yalvarıp durduklarından Rablerine hangisi daha yakınsa, onunla (yaklaşmak için) vesîle ararlar; onun rahmetini umarlar, azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı korkulup sakınılmaya elverir.
Diyanet İşleri : Onların yalvardıkları bu varlıklar, “hangimiz daha yakın olacağız” diye Rablerine vesile ararlar. O’nun rahmetini umarlar, azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı gerçekten korkunçtur.
Diyanet İşleri (eski) : Taptıkları putlar Rablerine daha yakın olmak için vesile ararlar. O'nun rahmetini umar, azabından korkarlar. Zira Rabbinin azabı korkmağa değer.
Diyanet Vakfi : Onların yalvardıkları bu varlıklar Rablerine -hangisi daha yakın olacak diye- vesile ararlar; O'nun rahmetini umarlar ve azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı, sakınılacak bir azaptır.
Edip Yüksel : Onların çağırdıkları kişiler bile Rab'lerine yaklaşmak için yol ararlar. O'nun rahmetini umar, cezasından korkarlar. Rabbinin cezası sakınılacak bir şeydir
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Onların yalvardıkları da, Rablerine daha yakın olmak için vesile ararlar. Ve O'nun merhametini umarlar, azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı korkunçtur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Onların yalvarıp durdukları, Rablerine hangisi daha yakın diye vesile ararlar ve rahmetini umarlar, azabından korkarlar; çünkü Rabbinin azabı korkunçtur.
Elmalılı Hamdi Yazır : Onların yalvarıp durdukları, rablarına hangisi daha yakın diye vesîle ararlar ve rahmetini umarlar azâbından korkarlar, çünkü rabbının azâbı korkunç bulunuyor
Fizilal-il Kuran : İmdada çağrılan bu ilahların Allah'a en yakın olanları dahil olmak üzere hepsi Allah'a yaklaşmanın yolunu ararlar. O'nun rahmetini diler ve azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı korkunçtur.
Gültekin Onan : Onların taptıkları da, -hangisi daha yakındır diye- rablerine (yaklaşmak için) bir vesile arıyorlar. O'nun rahmetini umuyorlar ve azabından korkuyorlar. Şüphesiz senin rabbinin azabı korkunçtur.
Hakkı Yılmaz : İşte ilâh olduğunu iddia ettiğiniz şeyler, hangisi Rablerine daha yakın olmak için vesile arayarak yalvaran ve O'nun merhametini uman ve O'nun azabından korkan kimselerdir. Gerçekten senin Rabbinin azabı korkunçtur.
Hasan Basri Çantay : Onların tapdıkları da — hangisi Rablerine daha yakın (olacak) diye — (bizzat) vesîle arıyorlar, Onun rahmetini umuyorlar, Onun azabından korkuyorlar Çünkü Rabbinin azabı korkuncdur.
Hayrat Neşriyat : Onların (ilâh diye) yalvarıp durdukları şeyler, Rablerine hangisi daha yakın olacak diye vesîle ararlar; O’nun rahmetini umarlar ve azâbından korkarlar. Çünki Rabbinin azâbı (pek) korkunçtur.
İbni Kesir : Onlar, Rabblarına vesile arayarak daha yakın olmak için bunlara taparlar. O'nun rahmetini umarlar, azabından korkarlar. Zira Rabbının azabı, sakınılmaya değerdir.
İskender Evrenosoğlu : İşte o çağırdıkları (da), kendi Rab'lerine “onların hangisi daha yakındır” diye (O'na en yakın) vesileyi ararlar ve O'nun rahmetini ümit ederler, O'nun azabından korkarlar. Muhakkak ki Rabbinin azabı, hazer edilendir (korkulandır).
Muhammed Esed : Aslında, onların bu yalvarıp yakardıkları (ve böylece azizleştirdikleri, tanrılaştırdıkları şahsiyetlerin) kendileri -içlerinden O'na en yakın olanları (bile)- Rablerinin yakınlığını kazanmaya çalışırlar(dı); hem de, O'nun rahmetini umup azabından korkarak: çünkü onun azabı gerçekten sakınılması gereken bir şeydir!
Ömer Nasuhi Bilmen : O kendilerine taptıkları da Rablerine hangisi daha yakın olsun diye vesile ararlar ve onun rahmetini umarlar ve onun azabından korkarlar. Şüphe yok ki, Rabbinin azabı hazer edilmeğe pek layıktır.
Ömer Öngüt : Onların çağırdıkları da, Rablerine hangisi daha yakın olacak diye vesile ararlar. O'nun rahmetini umarlar, azabından korkarlar. Zira Rabbinin azabı (korkunçtur), sakınılacak bir azaptır.
Şaban Piriş : Onların dua ettikleri de Rablerine daha yakın olmak için vesile ararlar. O’nun rahmetini dilerler, azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı korkunçtur.
Suat Yıldırım : Onların tanrılaştırıp yalvardıkları kimseler, "Ne yaparsam O’na daha yakın olabilirim?" diye Rab’lerine vesile ararlar. O’nun rahmetini arar, azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı gerçekten korkunçtur.
Süleyman Ateş : O yalvardıkları da, onların (Allah'a) en yakın olan(lar)ı da Rablerine yaklaşmak için vesile ararlar; O'nun merhametini umarlar, azâbından korkarlar. Çünkü Rabbinin azâbı, cidden korkunçtur.
Tefhim-ul Kuran : Onların taptıkları da, -hangisi daha yakındır diye- Rablerine (yaklaşmak için) bir vesile arıyorlar. O'nun rahmetini umuyorlar ve azabından korkuyorlar. Şüphesiz senin Rabbinin azabı korkunçtur.
Ümit Şimşek : Onların dua ettikleri de, hangisi Ona daha yakın olacak diye, Rablerine ulaşmak için vesile ararlar; Onun rahmetini umar ve azabından korkarlar. Rabbinin azabı ise, gerçekten de sakınılacak bir azaptır.
Yaşar Nuri Öztürk : O yakarıp durduklarının kendileri, en çok yakınlık kazanmışları da dahil, Rablerine varmaya vesîle ararlar; O'nun rahmetini umarlar, O'nun azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı gerçekten korkulasıdır.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}