» 17 / Isrâ  54:

Kuran Sırası: 17
İniş Sırası: 50
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111

 » 17 / Isrâ  Suresi: 54
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. رَبُّكُمْ (RBKM) = rabbukum : Rabbiniz
2. أَعْلَمُ (ÊALM) = eǎ'lemu : daha iyi bilir
3. بِكُمْ (BKM) = bikum : sizi
4. إِنْ (ÎN) = in : eğer
5. يَشَأْ (YŞÊ) = yeşe' : dilerse
6. يَرْحَمْكُمْ (YRḪMKM) = yerHamkum : size acır
7. أَوْ (ÊV) = ev : veya
8. إِنْ (ÎN) = in : eğer
9. يَشَأْ (YŞÊ) = yeşe' : dilerse
10. يُعَذِّبْكُمْ (YAZ̃BKM) = yuǎƶƶibkum : size azabeder
11. وَمَا (VME) = ve mā :
12. أَرْسَلْنَاكَ (ÊRSLNEK) = erselnāke : biz seni göndermedik
13. عَلَيْهِمْ (ALYHM) = ǎleyhim : onların üzerine
14. وَكِيلًا (VKYLE) = vekīlen : bir vekil
Rabbiniz | daha iyi bilir | sizi | eğer | dilerse | size acır | veya | eğer | dilerse | size azabeder | | biz seni göndermedik | onların üzerine | bir vekil |

[RBB] [ALM] [] [] [ŞYE] [RḪM] [] [] [ŞYE] [AZ̃B] [] [RSL] [] [VKL]
RBKM ÊALM BKM ÎN YŞÊ YRḪMKM ÊV ÎN YŞÊ YAZ̃BKM VME ÊRSLNEK ALYHM VKYLE

rabbukum eǎ'lemu bikum in yeşe' yerHamkum ev in yeşe' yuǎƶƶibkum ve mā erselnāke ǎleyhim vekīlen
ربكم أعلم بكم إن يشأ يرحمكم أو إن يشأ يعذبكم وما أرسلناك عليهم وكيلا

 » 17 / Isrâ  Suresi: 54
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ربكم ر ب ب | RBB RBKM rabbukum Rabbiniz Your Lord
أعلم ع ل م | ALM ÊALM eǎ'lemu daha iyi bilir (is) most knowing
بكم | BKM bikum sizi of you.
إن | ÎN in eğer If
يشأ ش ي ا | ŞYE YŞÊ yeşe' dilerse He wills,
يرحمكم ر ح م | RḪM YRḪMKM yerHamkum size acır "He will have mercy on you;"
أو | ÊV ev veya or
إن | ÎN in eğer if
يشأ ش ي ا | ŞYE YŞÊ yeşe' dilerse He wills
يعذبكم ع ذ ب | AZ̃B YAZ̃BKM yuǎƶƶibkum size azabeder He will punish you.
وما | VME ve mā And not
أرسلناك ر س ل | RSL ÊRSLNEK erselnāke biz seni göndermedik We have sent you
عليهم | ALYHM ǎleyhim onların üzerine over them
وكيلا و ك ل | VKL VKYLE vekīlen bir vekil (as) a guardian.

17:54 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

Rabbiniz | daha iyi bilir | sizi | eğer | dilerse | size acır | veya | eğer | dilerse | size azabeder | | biz seni göndermedik | onların üzerine | bir vekil |

[RBB] [ALM] [] [] [ŞYE] [RḪM] [] [] [ŞYE] [AZ̃B] [] [RSL] [] [VKL]
RBKM ÊALM BKM ÎN YŞÊ YRḪMKM ÊV ÎN YŞÊ YAZ̃BKM VME ÊRSLNEK ALYHM VKYLE

rabbukum eǎ'lemu bikum in yeşe' yerHamkum ev in yeşe' yuǎƶƶibkum ve mā erselnāke ǎleyhim vekīlen
ربكم أعلم بكم إن يشأ يرحمكم أو إن يشأ يعذبكم وما أرسلناك عليهم وكيلا

[ر ب ب] [ع ل م] [] [] [ش ي ا] [ر ح م] [] [] [ش ي ا] [ع ذ ب] [] [ر س ل] [] [و ك ل]

 » 17 / Isrâ  Suresi: 54
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ربكم ر ب ب | RBB RBKM rabbukum Rabbiniz Your Lord
Re,Be,Kef,Mim,
200,2,20,40,
N – nominative masculine noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
أعلم ع ل م | ALM ÊALM eǎ'lemu daha iyi bilir (is) most knowing
,Ayn,Lam,Mim,
,70,30,40,
ADJ – nominative masculine singular adjective
صفة مرفوعة
بكم | BKM bikum sizi of you.
Be,Kef,Mim,
2,20,40,
P – prefixed preposition bi
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
إن | ÎN in eğer If
,Nun,
,50,
COND – conditional particle
حرف شرط
يشأ ش ي ا | ŞYE YŞÊ yeşe' dilerse He wills,
Ye,Şın,,
10,300,,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
يرحمكم ر ح م | RḪM YRḪMKM yerHamkum size acır "He will have mercy on you;"
Ye,Re,Ha,Mim,Kef,Mim,
10,200,8,40,20,40,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع مجزوم والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
أو | ÊV ev veya or
,Vav,
,6,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
إن | ÎN in eğer if
,Nun,
,50,
COND – conditional particle
حرف شرط
يشأ ش ي ا | ŞYE YŞÊ yeşe' dilerse He wills
Ye,Şın,,
10,300,,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
يعذبكم ع ذ ب | AZ̃B YAZ̃BKM yuǎƶƶibkum size azabeder He will punish you.
Ye,Ayn,Zel,Be,Kef,Mim,
10,70,700,2,20,40,
V – 3rd person masculine singular (form II) imperfect verb, jussive mood
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع مجزوم والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وما | VME ve mā And not
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
أرسلناك ر س ل | RSL ÊRSLNEK erselnāke biz seni göndermedik We have sent you
,Re,Sin,Lam,Nun,Elif,Kef,
,200,60,30,50,1,20,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine singular object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
عليهم | ALYHM ǎleyhim onların üzerine over them
Ayn,Lam,Ye,He,Mim,
70,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
وكيلا و ك ل | VKL VKYLE vekīlen bir vekil (as) a guardian.
Vav,Kef,Ye,Lam,Elif,
6,20,10,30,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |رَبُّكُمْ: Rabbiniz | أَعْلَمُ: daha iyi bilir | بِكُمْ: sizi | إِنْ: eğer | يَشَأْ: dilerse | يَرْحَمْكُمْ: size acır | أَوْ: veya | إِنْ: eğer | يَشَأْ: dilerse | يُعَذِّبْكُمْ: size azabeder | وَمَا: | أَرْسَلْنَاكَ: biz seni göndermedik | عَلَيْهِمْ: onların üzerine | وَكِيلًا: bir vekil |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ربكم RBKM Rabbiniz | أعلم ÊALM daha iyi bilir | بكم BKM sizi | إن ÎN eğer | يشأ YŞÊ dilerse | يرحمكم YRḪMKM size acır | أو ÊW veya | إن ÎN eğer | يشأ YŞÊ dilerse | يعذبكم YAZ̃BKM size azabeder | وما WME | أرسلناك ÊRSLNEK biz seni göndermedik | عليهم ALYHM onların üzerine | وكيلا WKYLE bir vekil |
Kırık Meal (Okunuş) : |rabbukum: Rabbiniz | eǎ'lemu: daha iyi bilir | bikum: sizi | in: eğer | yeşe': dilerse | yerHamkum: size acır | ev: veya | in: eğer | yeşe': dilerse | yuǎƶƶibkum: size azabeder | ve mā: | erselnāke: biz seni göndermedik | ǎleyhim: onların üzerine | vekīlen: bir vekil |
Kırık Meal (Transcript) : |RBKM: Rabbiniz | ÊALM: daha iyi bilir | BKM: sizi | ÎN: eğer | YŞÊ: dilerse | YRḪMKM: size acır | ÊV: veya | ÎN: eğer | YŞÊ: dilerse | YAZ̃BKM: size azabeder | VME: | ÊRSLNEK: biz seni göndermedik | ALYHM: onların üzerine | VKYLE: bir vekil |
Abdulbaki Gölpınarlı : Rabbiniz, sizi daha iyi bilir; dilerse acır size, yahut dilerse azâp eder size ve seni, onların amellerini gözetmek, onları korumak için göndermedik.
Adem Uğur : Rabbiniz, sizi en iyi bilendir. Dilerse size merhamet eder; dilerse sizi cezalandırır. Biz, seni onların üstüne bir vekil olarak göndermedik.
Ahmed Hulusi : Rabbiniz, hakikatiniz olarak sizi çok iyi bilir! Dilerse size rahmet eder veya dilerse size azap eder! Biz seni, onlara vekîl olarak irsâl etmedik.
Ahmet Tekin : Rabbiniz sizi iyi bilir. Sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olursa size merhamet eder. Sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olursa sizi cezalandırır da. Seni, onlar adına Allah’a karşı savunma yapman, Allah adına da onların üzerinde zor kullanman için görevlendirmedik.
Ahmet Varol : Rabbiniz sizi daha iyi bilir. Dilerse size merhamet eder ve dilerse azab eder. Biz seni onların üzerine bir vekil olarak göndermedik.
Ali Bulaç : Sizi en iyi Rabbiniz bilir; dilerse size merhamet eder, dilerse sizi azablandırır. Biz seni onların üzerine bir vekil olarak göndermedik.
Ali Fikri Yavuz : (Onlara söyliyeceğiniz en güzel kelime şudur):”- Rabbiniz, sizi, çok daha iyi bilir. Dilerse tevbeniz sebebiyle size merhamet eder, yahut dilerse (küfür üzere ölmekle) size azab eder”. Seni de (ey Rasûlüm kendilerini imana zorlamak için) üzerlerine bir vekil göndermedik. (Bu âyetin hükmü kıtal âyeti ile nesh edilmiştir.)
Bekir Sadak : Rabbiniz sizi daha iyi bilir. Dilerse size merhamet eder veya dilerse size azabeder. Biz seni onlara vekil olarak gondermedik.
Celal Yıldırım : Rabbiniz sizi daha iyi bilir. Dilerse size merhamet eder, dilerse size azâb eder. Biz seni onlara vekîl olarak göndermedik.
Diyanet İşleri : Rabbiniz sizi daha iyi bilir. (Durumunuza göre) dilerse size merhamet eder, dilerse azap eder. Seni de onlara vekil olarak göndermedik.
Diyanet İşleri (eski) : Rabbiniz sizi daha iyi bilir. Dilerse size merhamet eder veya dilerse size azabeder. Biz seni onlara vekil olarak göndermedik.
Diyanet Vakfi : Rabbiniz, sizi en iyi bilendir. Dilerse size merhamet eder; dilerse sizi cezalandırır. Biz, seni onların üstüne bir vekil olarak göndermedik.
Edip Yüksel : Rabbiniz sizi daha iyi bilir. Dilerse size acır, dilerse sizi cezalandırır. Seni onlara avukatlık yapasın diye göndermedik
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Rabbiniz sizi çok daha iyi bilir. Dilerse tevbeniz sebebiyle size merhamet eder, dilerse azab eder. Seni de onların üzerine vekil göndermedik.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Rabbiniz sizi daha iyi bilir; dilerse size merhamet eder, dilerse azap eder. Seni de onların üzerlerine vekil göndermedik.
Elmalılı Hamdi Yazır : Rabbınız sizi daha çok bilir, dilerse size merhamet buyurur, dilerse size azâb eder, seni de üzerlerine vekîl göndermedik
Fizilal-il Kuran : Ey insanlar, Rabbiniz sizi herkesten iyi bilir. Dilerse size merhamet eder, dilerse azaba çarptırır. Biz seni onların davranışlarının sorumlusu olarak göndermedik.
Gültekin Onan : Sizi en iyi rabbiniz bilir; dilerse size merhamet eder, dilerse sizi azablandırır. Biz seni onların üzerine bir vekil olarak göndermedik.
Hakkı Yılmaz : Sizin Rabbiniz sizi daha iyi bilendir. Dilerse tevbeniz sebebiyle size merhamet eder veyahut dilerse azap eder. Seni de onların üzerine, vekil [bir programa göre ayarlayan ve bu programı koruyarak, destekleyerek uygulayan biri] olarak göndermedik.
Hasan Basri Çantay : «Rabbiniz sizi çok iyi bilendir. Eğer dilerse sizi esirger, yahud şâyed dilerse sizi azâblandırır». Biz seni onların üstüne bir vekîl göndermedik.
Hayrat Neşriyat : (Onlara söylesinler ki:) 'Rabbiniz sizi en iyi bilendir. Dilerse size merhamet eder, dilerse size azâb eder.' Hem seni, onların üzerine vekîl göndermedik.
İbni Kesir : Rabbınız sizi daha iyi bilir. İsterse size merhamet eder, isterse sizi azablandırır. Biz; seni, onların üzerine vekil olarak göndermedik.
İskender Evrenosoğlu : Rabbiniz, sizi iyi bilir. Dilerse size rahmet eder (Rahîm esması ile tecelli eder) veya dilerse size azap eder. Ve seni, onlara vekil olarak göndermedik.
Muhammed Esed : Rabbiniz ne olduğunuzu, (neye layık olduğunuzu) tam olarak bilmektedir: dilerse size acıyıp esirgeme gösterir, dilerse cezalandırır sizi. Bunun içindir ki (ey Peygamber,) seni (insanların) yazgılarına karar verme yetkisiyle göndermedik;
Ömer Nasuhi Bilmen : Rabbiniz sizi pek ziyâde bilendir. Dilerse size merhamet buyurur ve dilerse sizi muazzep kılar ve seni onların üzerine bir vekil olarak göndermedik.
Ömer Öngüt : Rabbiniz sizi daha iyi bilir. Dilerse size merhamet eder, dilerse azap eder. Biz seni onların üzerine bir vekil olarak göndermedik.
Şaban Piriş : Rabbiniz sizi daha iyi bilir. Dilerse size merhamet eder veya dilerse azap eder. Biz seni onlara vekil olarak göndermedik.
Suat Yıldırım : Rabbiniz sizi pek iyi bilir. Dilerse size merhamet eder yahut dilerse sizi cezalandırır. Bunun içindir ki, ey Resulüm, seni onlar üzerine yönetici, onlardan sorumlu olarak göndermedik.
Süleyman Ateş : Rabbiniz sizi daha iyi bilir. Dilerse size acır, dilerse size azâbeder. Biz seni, onların üzerine vekil göndermedik.
Tefhim-ul Kuran : Sizi en iyi Rabbiniz bilir; dilerse size merhamet eder, dilerse sizi azablandırır. Biz seni onların üzerine bir vekil olarak göndermedik.
Ümit Şimşek : Rabbiniz sizi en iyi bilendir. O dilerse size merhamet eder, dilerse azap eder. Seni ise Biz onlardan sorumlu bir vekil olarak göndermedik.
Yaşar Nuri Öztürk : Rabbiniz sizi daha iyi bilir. Dilerse size rahmet eder, dilerse size azap eder. Biz seni onlar üzerine vekil göndermedik.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}