» 6 / En’âm  89:

Kuran Sırası: 6
İniş Sırası: 55
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165

 » 6 / En’âm  Suresi: 89
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. أُولَٰئِكَ (ÊVLÙK) = ulāike : İşte onlar
2. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimselerdir
3. اتَيْنَاهُمُ ( ËTYNEHM) = āteynāhumu : verdiğimiz
4. الْكِتَابَ (ELKTEB) = l-kitābe : Kitap
5. وَالْحُكْمَ (VELḪKM) = velHukme : ve hüküm
6. وَالنُّبُوَّةَ (VELNBVT) = ve nnubuvve te : ve peygamberlik
7. فَإِنْ (FÎN) = fein : eğer
8. يَكْفُرْ (YKFR) = yekfur : inkar ederse
9. بِهَا (BHE) = bihā : bunları
10. هَٰؤُلَاءِ (HÙLEÙ) = hā'ulā'i : şimdi şunlar
11. فَقَدْ (FGD̃) = feḳad : mukakkak
12. وَكَّلْنَا (VKLNE) = vekkelnā : biz vekil bırakmışızdır
13. بِهَا (BHE) = bihā : bunlara
14. قَوْمًا (GVME) = ḳavmen : bir toplumu
15. لَيْسُوا (LYSVE) = leysū : bunları etmeyecek
16. بِهَا (BHE) = bihā :
17. بِكَافِرِينَ (BKEFRYN) = bikāfirīne : inkar
İşte onlar | kimselerdir | verdiğimiz | Kitap | ve hüküm | ve peygamberlik | eğer | inkar ederse | bunları | şimdi şunlar | mukakkak | biz vekil bırakmışızdır | bunlara | bir toplumu | bunları etmeyecek | | inkar |

[] [] [ETY] [KTB] [ḪKM] [NBE] [] [KFR] [] [] [] [VKL] [] [GVM] [LYS] [] [KFR]
ÊVLÙK ELZ̃YN ËTYNEHM ELKTEB VELḪKM VELNBVT FÎN YKFR BHE HÙLEÙ FGD̃ VKLNE BHE GVME LYSVE BHE BKEFRYN

ulāike elleƶīne āteynāhumu l-kitābe velHukme ve nnubuvve te fein yekfur bihā hā'ulā'i feḳad vekkelnā bihā ḳavmen leysū bihā bikāfirīne
أولئك الذين آتيناهم الكتاب والحكم والنبوة فإن يكفر بها هؤلاء فقد وكلنا بها قوما ليسوا بها بكافرين

 » 6 / En’âm  Suresi: 89
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أولئك | ÊVLÙK ulāike İşte onlar Those -
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimselerdir (are) ones whom
آتيناهم ا ت ي | ETY ËTYNEHM āteynāhumu verdiğimiz We gave them
الكتاب ك ت ب | KTB ELKTEB l-kitābe Kitap the Book
والحكم ح ك م | ḪKM VELḪKM velHukme ve hüküm and the judgment
والنبوة ن ب ا | NBE VELNBVT ve nnubuvve te ve peygamberlik and the Prophethood.
فإن | FÎN fein eğer But if
يكفر ك ف ر | KFR YKFR yekfur inkar ederse disbelieve
بها | BHE bihā bunları in it
هؤلاء | HÙLEÙ hā'ulā'i şimdi şunlar these,
فقد | FGD̃ feḳad mukakkak then indeed,
وكلنا و ك ل | VKL VKLNE vekkelnā biz vekil bırakmışızdır We have entrusted
بها | BHE bihā bunlara it
قوما ق و م | GVM GVME ḳavmen bir toplumu (to) a people
ليسوا ل ي س | LYS LYSVE leysū bunları etmeyecek who are not
بها | BHE bihā therein
بكافرين ك ف ر | KFR BKEFRYN bikāfirīne inkar disbelievers.

6:89 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

İşte onlar | kimselerdir | verdiğimiz | Kitap | ve hüküm | ve peygamberlik | eğer | inkar ederse | bunları | şimdi şunlar | mukakkak | biz vekil bırakmışızdır | bunlara | bir toplumu | bunları etmeyecek | | inkar |

[] [] [ETY] [KTB] [ḪKM] [NBE] [] [KFR] [] [] [] [VKL] [] [GVM] [LYS] [] [KFR]
ÊVLÙK ELZ̃YN ËTYNEHM ELKTEB VELḪKM VELNBVT FÎN YKFR BHE HÙLEÙ FGD̃ VKLNE BHE GVME LYSVE BHE BKEFRYN

ulāike elleƶīne āteynāhumu l-kitābe velHukme ve nnubuvve te fein yekfur bihā hā'ulā'i feḳad vekkelnā bihā ḳavmen leysū bihā bikāfirīne
أولئك الذين آتيناهم الكتاب والحكم والنبوة فإن يكفر بها هؤلاء فقد وكلنا بها قوما ليسوا بها بكافرين

[] [] [ا ت ي] [ك ت ب] [ح ك م] [ن ب ا] [] [ك ف ر] [] [] [] [و ك ل] [] [ق و م] [ل ي س] [] [ك ف ر]

 » 6 / En’âm  Suresi: 89
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
أولئك | ÊVLÙK ulāike İşte onlar Those -
,Vav,Lam,,Kef,
,6,30,,20,
DEM – plural demonstrative pronoun
اسم اشارة
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimselerdir (are) ones whom
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
آتيناهم ا ت ي | ETY ËTYNEHM āteynāhumu verdiğimiz We gave them
,Te,Ye,Nun,Elif,He,Mim,
,400,10,50,1,5,40,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الكتاب ك ت ب | KTB ELKTEB l-kitābe Kitap the Book
Elif,Lam,Kef,Te,Elif,Be,
1,30,20,400,1,2,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
والحكم ح ك م | ḪKM VELḪKM velHukme ve hüküm and the judgment
Vav,Elif,Lam,Ha,Kef,Mim,
6,1,30,8,20,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
والنبوة ن ب ا | NBE VELNBVT ve nnubuvve te ve peygamberlik and the Prophethood.
Vav,Elif,Lam,Nun,Be,Vav,Te merbuta,
6,1,30,50,2,6,400,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative feminine noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
فإن | FÎN fein eğer But if
Fe,,Nun,
80,,50,
REM – prefixed resumption particle
COND – conditional particle
الفاء استئنافية
حرف شرط
يكفر ك ف ر | KFR YKFR yekfur inkar ederse disbelieve
Ye,Kef,Fe,Re,
10,20,80,200,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
بها | BHE bihā bunları in it
Be,He,Elif,
2,5,1,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person feminine singular personal pronoun
جار ومجرور
هؤلاء | HÙLEÙ hā'ulā'i şimdi şunlar these,
He,,Lam,Elif,,
5,,30,1,,
DEM – plural demonstrative pronoun
اسم اشارة
فقد | FGD̃ feḳad mukakkak then indeed,
Fe,Gaf,Dal,
80,100,4,
RSLT – prefixed result particle
CERT – particle of certainty
الفاء واقعة في جواب الشرط
حرف تحقيق
وكلنا و ك ل | VKL VKLNE vekkelnā biz vekil bırakmışızdır We have entrusted
Vav,Kef,Lam,Nun,Elif,
6,20,30,50,1,
V – 1st person plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
بها | BHE bihā bunlara it
Be,He,Elif,
2,5,1,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person feminine singular personal pronoun
جار ومجرور
قوما ق و م | GVM GVME ḳavmen bir toplumu (to) a people
Gaf,Vav,Mim,Elif,
100,6,40,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
ليسوا ل ي س | LYS LYSVE leysū bunları etmeyecek who are not
Lam,Ye,Sin,Vav,Elif,
30,10,60,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض من اخوات «كان» والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «ليس»
بها | BHE bihā therein
Be,He,Elif,
2,5,1,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person feminine singular personal pronoun
جار ومجرور
بكافرين ك ف ر | KFR BKEFRYN bikāfirīne inkar disbelievers.
Be,Kef,Elif,Fe,Re,Ye,Nun,
2,20,1,80,200,10,50,
P – prefixed preposition bi
N – genitive masculine plural active participle
جار ومجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |أُولَٰئِكَ: İşte onlar | الَّذِينَ: kimselerdir | اتَيْنَاهُمُ: verdiğimiz | الْكِتَابَ: Kitap | وَالْحُكْمَ: ve hüküm | وَالنُّبُوَّةَ: ve peygamberlik | فَإِنْ: eğer | يَكْفُرْ: inkar ederse | بِهَا: bunları | هَٰؤُلَاءِ: şimdi şunlar | فَقَدْ: mukakkak | وَكَّلْنَا: biz vekil bırakmışızdır | بِهَا: bunlara | قَوْمًا: bir toplumu | لَيْسُوا: bunları etmeyecek | بِهَا: | بِكَافِرِينَ: inkar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |أولئك ÊWLÙK İşte onlar | الذين ELZ̃YN kimselerdir | آتيناهم ËTYNEHM verdiğimiz | الكتاب ELKTEB Kitap | والحكم WELḪKM ve hüküm | والنبوة WELNBWT ve peygamberlik | فإن FÎN eğer | يكفر YKFR inkar ederse | بها BHE bunları | هؤلاء HÙLEÙ şimdi şunlar | فقد FGD̃ mukakkak | وكلنا WKLNE biz vekil bırakmışızdır | بها BHE bunlara | قوما GWME bir toplumu | ليسوا LYSWE bunları etmeyecek | بها BHE | بكافرين BKEFRYN inkar |
Kırık Meal (Okunuş) : |ulāike: İşte onlar | elleƶīne: kimselerdir | āteynāhumu: verdiğimiz | l-kitābe: Kitap | velHukme: ve hüküm | ve nnubuvve te: ve peygamberlik | fein: eğer | yekfur: inkar ederse | bihā: bunları | hā'ulā'i: şimdi şunlar | feḳad: mukakkak | vekkelnā: biz vekil bırakmışızdır | bihā: bunlara | ḳavmen: bir toplumu | leysū: bunları etmeyecek | bihā: | bikāfirīne: inkar |
Kırık Meal (Transcript) : |ÊVLÙK: İşte onlar | ELZ̃YN: kimselerdir | ËTYNEHM: verdiğimiz | ELKTEB: Kitap | VELḪKM: ve hüküm | VELNBVT: ve peygamberlik | FÎN: eğer | YKFR: inkar ederse | BHE: bunları | HÙLEÙ: şimdi şunlar | FGD̃: mukakkak | VKLNE: biz vekil bırakmışızdır | BHE: bunlara | GVME: bir toplumu | LYSVE: bunları etmeyecek | BHE: | BKEFRYN: inkar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Bunlar, kendilerine kitap, hükmetme yetkisi ve peygamberlik verdiğimiz kişilerdir. Kâfirler, bunları tanımazlar, inkâr ederlerse zâten biz, kâfir olmayacak bir topluluğu onların yerine geçmeye memûr etmişizdir.
Adem Uğur : İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer onlar (kâfirler) bunları inkâr ederse şüphesiz yerlerine bunları inkâr etmeyecek bir toplum getiririz.
Ahmed Hulusi : İşte Onlar, kendilerine Kitap (Hakikat ve Sünnetullah BİLGİsi), Hüküm ve Nübüvvet verdiğimiz kimselerdir. . . Eğer onlar (halk) bu verdiklerimizi inkâr ederlerse; bütün bunları inkâr etmeyecek bir halkı onlara vekîl kılarız.
Ahmet Tekin : İşte onlar, kendilerine kitap, hikmete dayalı hükümranlık, yargı ve icra, şeriat ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer Kureyş müşrikleri, bunları inkâra devam ederlerse, bu sorumlulukları, kitabı, şeriatı, peygamberi kesinlikle inkâr etmeyecek toplumlara havale ederiz.
Ahmet Varol : Bunlar kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer bunlar, onları inkar ederlerse, (bilsinler ki) biz onları inkar etmeyecek bir topluluğu onlara vekil kılmışızdır. [8]
Ali Bulaç : Bunlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer bunları tanımayıp küfre sapıyorlarsa, andolsun, biz buna (karşı) inkâra sapmayan bir topluluğu vekil kılmışızdır.
Ali Fikri Yavuz : İşte onlar, kendilerine kitab, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Şimdi şu KUREYŞ kavmi, buna nankörlük ediyorsa (kâfir oluyorsa), biz onların yerine, peygamberleri ve kitabları inkâr etmiyecek bir kavmi vekil ederiz.
Bekir Sadak : Kendilerine kitap, hukum ve peygamberlik verdiklerimiz iste bunlardir. Kafirler onlari inkar ederlerse, inkar etmeyecek bir milleti onlara vekil kilariz.
Celal Yıldırım : İşte bunlar kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer onlar (Mekke müşrikleri) bunları tanımaz da inkâr ederlerse, inkarcı olmayan bir kavmi (imân edenleri) buna vekil kılmışızdır.
Diyanet İşleri : Onlar kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer şunlar (inanmayanlar) bunları tanımayıp inkâr ederlerse, biz onları inkâr etmeyecek olan bir kavmi, onlara vekil kılmışızdır.
Diyanet İşleri (eski) : Kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiklerimiz işte bunlardır. Kafirler onları inkar ederlerse, inkar etmeyecek bir milleti onlara vekil kılarız.
Diyanet Vakfi : İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer onlar (kâfirler) bunları inkâr ederse şüphesiz yerlerine bunları inkâr etmeyecek bir toplum getiririz.
Edip Yüksel : İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer şu halk, bunları inkar ederse, biz onları inkar etmeyecek bir toplumu yerlerine geçiririz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : İşte onlar, kendilerine kitap, hüküm (hikmet ve hükümranlık) ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Bunlar, ona inanmayacak olurlarsa, yerlerine, onu tanımamazlık etmiyecek bir toplum getiririz.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : İşte bunlar, kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kimseler! Şimdi şu karşıdakiler buna inanmıyorlarsa, yerlerine bunları inkar etmeyen bir milleti getirmişizdir!
Elmalılı Hamdi Yazır : İşte bunlar kendilerine kitâb, huküm, nübüvvet verdiğimiz kimseler, şimdi şu karşıdakiler buna körlük ediyorlarsa biz ona körlük etmiyen bir ümmeti müvekkel kılmışız
Fizilal-il Kuran : Bunlar kendilerine kitap, egemenlik ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer şu adamlar bunları inkâr ederlerse onlara, kendilerini inkâr etmeyen başka bir topluluğun desteğini sağlarız.
Gültekin Onan : Bunlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer bunlara küfrederlerse, andolsun, biz buna (karşı) kafir olmayan bir topluluğu vekil kılmışızdır / kılarız.
Hakkı Yılmaz : İşte onlar, kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Şimdi bunlar, ona inanmayacak olurlarsa, Biz kesinlikle bunu örtmeyecek/ buna inanacak bir toplumu, bu programı koruyarak, destekleyerek uygulayan” yapmışızdır.
Hasan Basri Çantay : Onlar, kendilerine kitab, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizde. Şimidi bunlar (Kureyş kavmi) bunları (bu delilleri) tanımayıb da kâfir olurlarsa (zâten) biz ona, bunu inkâr etmeyen bir kavmi vekil (ve me'mur) kılmışızdır.
Hayrat Neşriyat : İşte onlar, kendilerine kitab, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Fakat bunlar (o müşrikler) onları (kitap, hikmet ve peygamberliği) inkâr ederse, artık muhakkak ki(biz,) onları inkâr eden kimseler olmayan bir kavmi (Muhâcir ve Ensâr’ı ve nice ehl-i îmânı)onlara (îmân etmeye) vekil kılmışızdır.
İbni Kesir : Onlar; kendilerine kitab, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Şimdi bunlar, onları tanımayıp da küfrederlerse; Biz, onu inkar etmeyen bir kavmi buna vekil kılmışızdır.
İskender Evrenosoğlu : İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Onlar eğer, onu inkâr ederlerse artık, onu inkâr etmeyecek bir kavmi ona vekil ederdik.
Muhammed Esed : (Ama) Biz, onlara vahyi, sağlam muhakemeyi ve peygamberliği bahşettik. Ve şimdi inançsızlar bu hakikatleri inkar etmeyi tercih edebilirler, (ama bilin ki) Biz onları, asla reddetmeyecek olan insanlara bahşetmekteyiz;
Ömer Nasuhi Bilmen : İşte onlar o kimselerdir ki, kendilerine kitap, hüküm ve nübüvvet vermişizdir. Şimdi şu kavimler, eğer bu delilleri inkar ederlerse artık Biz ona münkir olmayan bir kavmi tevkil etmişizdir.
Ömer Öngüt : İşte onlar, kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Eğer o kâfirler bu verdiklerimizi inkâr ederlerse, şüphesiz ki inkârcı olmayan bir kavmi buna vekil kılarız (yerlerine bunları inkâr etmeyecek bir kavim getiririz).
Şaban Piriş : Kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz işte bu kimselerdir. Bunu işte onlar inkar ederse, biz de onları inkar etmeyecek bir kavmi vekil kılarız.
Suat Yıldırım : İşte onlar, kendilerine kitap, hikmet, hükümranlık ve nübüvvet verdiğimiz şahsiyetlerdir. Şimdi o müşrikler bu nübüvveti inkâr ederlerse, biz nübüvveti inkâr etmeyip ona sahip çıkan bir topluluk görevlendiririz.
Süleyman Ateş : İşte onlar, kendilerine Kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Şimdi şunlar, (yani Kureyş kavmi), bunları inkâr ederse, (bilsinler ki) biz, bunları inkâr etmeyecek (koruyacak) bir toplumu, bunlara vekil bırakmışızdır.
Tefhim-ul Kuran : Bunlar, kendilerine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiklerimizdir. Eğer onlar bunları tanımayıp küfre sapıyorlarsa, andolsun, biz buna (karşı) küfre sapmayan bir topluluğu vekil kılmışızdır.
Ümit Şimşek : Onlar, kendilerine kitap, hüküm ve peygamberlik verdiğimiz kimselerdir. Şu müşrikler onları inkâr etseler de, Biz zaten kitabı, hüküm ve peygamberliği, onları inkâr etmeyen bir topluluğa emanet etmişizdir.
Yaşar Nuri Öztürk : İşte bunlardır kendilerine kitap, hükmetme gücü ve peygamberlik verdiklerimiz. Şimdi şu insanlar bütün bunları inkâr ederlerse biz, bunları inkâr etmeyecek bir topluluğu onlara vekil ederiz.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}