» 6 / En’âm  111:

Kuran Sırası: 6
İniş Sırası: 55
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147 148 149 150 151 152 153 154 155 156 157 158 159 160 161 162 163 164 165

 » 6 / En’âm  Suresi: 111
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلَوْ (VLV) = velev : ve eğer
2. أَنَّنَا (ÊNNE) = ennenā : biz
3. نَزَّلْنَا (NZLNE) = nezzelnā : indirseydik
4. إِلَيْهِمُ (ÎLYHM) = ileyhimu : onlara
5. الْمَلَائِكَةَ (ELMLEÙKT) = l-melāikete : melekleri
6. وَكَلَّمَهُمُ (VKLMHM) = ve kellemehumu : ve kendilerine konuşsaydı
7. الْمَوْتَىٰ (ELMVT) = l-mevtā : ölüler
8. وَحَشَرْنَا (VḪŞRNE) = ve Haşernā : ve toplayıp getirseydik
9. عَلَيْهِمْ (ALYHM) = ǎleyhim : onlara
10. كُلَّ (KL) = kulle : her
11. شَيْءٍ (ŞYÙ) = şey'in : şeyi
12. قُبُلًا (GBLE) = ḳubulen : karşılarına
13. مَا (ME) = mā :
14. كَانُوا (KENVE) = kānū : onlar yine de
15. لِيُؤْمِنُوا (LYÙMNVE) = liyu'minū : inanmazlardı
16. إِلَّا (ÎLE) = illā : dışında
17. أَنْ (ÊN) = en :
18. يَشَاءَ (YŞEÙ) = yeşā'e : dilemesi
19. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah'ın
20. وَلَٰكِنَّ (VLKN) = velākinne : ve fakat
21. أَكْثَرَهُمْ (ÊKS̃RHM) = ekṧerahum : çokları
22. يَجْهَلُونَ (YCHLVN) = yechelūne : cahillik ederler
ve eğer | biz | indirseydik | onlara | melekleri | ve kendilerine konuşsaydı | ölüler | ve toplayıp getirseydik | onlara | her | şeyi | karşılarına | | onlar yine de | inanmazlardı | dışında | | dilemesi | Allah'ın | ve fakat | çokları | cahillik ederler |

[] [] [NZL] [] [MLK] [KLM] [MVT] [ḪŞR] [] [KLL] [ŞYE] [GBL] [] [KVN] [EMN] [] [] [ŞYE] [] [] [KS̃R] [CHL]
VLV ÊNNE NZLNE ÎLYHM ELMLEÙKT VKLMHM ELMVT VḪŞRNE ALYHM KL ŞYÙ GBLE ME KENVE LYÙMNVE ÎLE ÊN YŞEÙ ELLH VLKN ÊKS̃RHM YCHLVN

velev ennenā nezzelnā ileyhimu l-melāikete ve kellemehumu l-mevtā ve Haşernā ǎleyhim kulle şey'in ḳubulen kānū liyu'minū illā en yeşā'e llahu velākinne ekṧerahum yechelūne
ولو أننا نزلنا إليهم الملائكة وكلمهم الموتى وحشرنا عليهم كل شيء قبلا ما كانوا ليؤمنوا إلا أن يشاء الله ولكن أكثرهم يجهلون

 » 6 / En’âm  Suresi: 111
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولو | VLV velev ve eğer And (even) if
أننا | ÊNNE ennenā biz [that] We (had)
نزلنا ن ز ل | NZL NZLNE nezzelnā indirseydik [We] sent down
إليهم | ÎLYHM ileyhimu onlara to them
الملائكة م ل ك | MLK ELMLEÙKT l-melāikete melekleri the Angels
وكلمهم ك ل م | KLM VKLMHM ve kellemehumu ve kendilerine konuşsaydı and spoken to them
الموتى م و ت | MVT ELMVT l-mevtā ölüler the dead
وحشرنا ح ش ر | ḪŞR VḪŞRNE ve Haşernā ve toplayıp getirseydik and We gathered
عليهم | ALYHM ǎleyhim onlara before them
كل ك ل ل | KLL KL kulle her every
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'in şeyi thing
قبلا ق ب ل | GBL GBLE ḳubulen karşılarına face to face,
ما | ME not
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū onlar yine de they were
ليؤمنوا ا م ن | EMN LYÙMNVE liyu'minū inanmazlardı to believe
إلا | ÎLE illā dışında unless
أن | ÊN en [that]
يشاء ش ي ا | ŞYE YŞEÙ yeşā'e dilemesi wills
الله | ELLH llahu Allah'ın Allah.
ولكن | VLKN velākinne ve fakat But
أكثرهم ك ث ر | KS̃R ÊKS̃RHM ekṧerahum çokları most of them
يجهلون ج ه ل | CHL YCHLVN yechelūne cahillik ederler (are) ignorant.

6:111 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve eğer | biz | indirseydik | onlara | melekleri | ve kendilerine konuşsaydı | ölüler | ve toplayıp getirseydik | onlara | her | şeyi | karşılarına | | onlar yine de | inanmazlardı | dışında | | dilemesi | Allah'ın | ve fakat | çokları | cahillik ederler |

[] [] [NZL] [] [MLK] [KLM] [MVT] [ḪŞR] [] [KLL] [ŞYE] [GBL] [] [KVN] [EMN] [] [] [ŞYE] [] [] [KS̃R] [CHL]
VLV ÊNNE NZLNE ÎLYHM ELMLEÙKT VKLMHM ELMVT VḪŞRNE ALYHM KL ŞYÙ GBLE ME KENVE LYÙMNVE ÎLE ÊN YŞEÙ ELLH VLKN ÊKS̃RHM YCHLVN

velev ennenā nezzelnā ileyhimu l-melāikete ve kellemehumu l-mevtā ve Haşernā ǎleyhim kulle şey'in ḳubulen kānū liyu'minū illā en yeşā'e llahu velākinne ekṧerahum yechelūne
ولو أننا نزلنا إليهم الملائكة وكلمهم الموتى وحشرنا عليهم كل شيء قبلا ما كانوا ليؤمنوا إلا أن يشاء الله ولكن أكثرهم يجهلون

[] [] [ن ز ل] [] [م ل ك] [ك ل م] [م و ت] [ح ش ر] [] [ك ل ل] [ش ي ا] [ق ب ل] [] [ك و ن] [ا م ن] [] [] [ش ي ا] [] [] [ك ث ر] [ج ه ل]

 » 6 / En’âm  Suresi: 111
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولو | VLV velev ve eğer And (even) if
Vav,Lam,Vav,
6,30,6,
REM – prefixed resumption particle
COND – conditional particle
الواو استئنافية
حرف شرط
أننا | ÊNNE ennenā biz [that] We (had)
,Nun,Nun,Elif,
,50,50,1,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person plural object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» و«نا» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
نزلنا ن ز ل | NZL NZLNE nezzelnā indirseydik [We] sent down
Nun,Ze,Lam,Nun,Elif,
50,7,30,50,1,
V – 1st person plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
إليهم | ÎLYHM ileyhimu onlara to them
,Lam,Ye,He,Mim,
,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
الملائكة م ل ك | MLK ELMLEÙKT l-melāikete melekleri the Angels
Elif,Lam,Mim,Lam,Elif,,Kef,Te merbuta,
1,30,40,30,1,,20,400,
N – accusative masculine plural noun
اسم منصوب
وكلمهم ك ل م | KLM VKLMHM ve kellemehumu ve kendilerine konuşsaydı and spoken to them
Vav,Kef,Lam,Mim,He,Mim,
6,20,30,40,5,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular (form II) perfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الموتى م و ت | MVT ELMVT l-mevtā ölüler the dead
Elif,Lam,Mim,Vav,Te,,
1,30,40,6,400,,
N – nominative plural noun
اسم مرفوع
وحشرنا ح ش ر | ḪŞR VḪŞRNE ve Haşernā ve toplayıp getirseydik and We gathered
Vav,Ha,Şın,Re,Nun,Elif,
6,8,300,200,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
عليهم | ALYHM ǎleyhim onlara before them
Ayn,Lam,Ye,He,Mim,
70,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
كل ك ل ل | KLL KL kulle her every
Kef,Lam,
20,30,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'in şeyi thing
Şın,Ye,,
300,10,,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
قبلا ق ب ل | GBL GBLE ḳubulen karşılarına face to face,
Gaf,Be,Lam,Elif,
100,2,30,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
ما | ME not
Mim,Elif,
40,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū onlar yine de they were
Kef,Elif,Nun,Vav,Elif,
20,1,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
ليؤمنوا ا م ن | EMN LYÙMNVE liyu'minū inanmazlardı to believe
Lam,Ye,,Mim,Nun,Vav,Elif,
30,10,,40,50,6,1,
PRP – prefixed particle of purpose lām
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
اللام لام التعليل
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إلا | ÎLE illā dışında unless
,Lam,Elif,
,30,1,
EXP – exceptive particle
أداة استثناء
أن | ÊN en [that]
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
يشاء ش ي ا | ŞYE YŞEÙ yeşā'e dilemesi wills
Ye,Şın,Elif,,
10,300,1,,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb, subjunctive mood
فعل مضارع منصوب
الله | ELLH llahu Allah'ın Allah.
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
ولكن | VLKN velākinne ve fakat But
Vav,Lam,Kef,Nun,
6,30,20,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
ACC – accusative particle
الواو عاطفة
حرف نصب من اخوات «ان»
أكثرهم ك ث ر | KS̃R ÊKS̃RHM ekṧerahum çokları most of them
,Kef,Se,Re,He,Mim,
,20,500,200,5,40,
N – accusative masculine singular noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
يجهلون ج ه ل | CHL YCHLVN yechelūne cahillik ederler (are) ignorant.
Ye,Cim,He,Lam,Vav,Nun,
10,3,5,30,6,50,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلَوْ: ve eğer | أَنَّنَا: biz | نَزَّلْنَا: indirseydik | إِلَيْهِمُ: onlara | الْمَلَائِكَةَ: melekleri | وَكَلَّمَهُمُ: ve kendilerine konuşsaydı | الْمَوْتَىٰ: ölüler | وَحَشَرْنَا: ve toplayıp getirseydik | عَلَيْهِمْ: onlara | كُلَّ: her | شَيْءٍ: şeyi | قُبُلًا: karşılarına | مَا: | كَانُوا: onlar yine de | لِيُؤْمِنُوا: inanmazlardı | إِلَّا: dışında | أَنْ: | يَشَاءَ: dilemesi | اللَّهُ: Allah'ın | وَلَٰكِنَّ: ve fakat | أَكْثَرَهُمْ: çokları | يَجْهَلُونَ: cahillik ederler |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولو WLW ve eğer | أننا ÊNNE biz | نزلنا NZLNE indirseydik | إليهم ÎLYHM onlara | الملائكة ELMLEÙKT melekleri | وكلمهم WKLMHM ve kendilerine konuşsaydı | الموتى ELMWT ölüler | وحشرنا WḪŞRNE ve toplayıp getirseydik | عليهم ALYHM onlara | كل KL her | شيء ŞYÙ şeyi | قبلا GBLE karşılarına | ما ME | كانوا KENWE onlar yine de | ليؤمنوا LYÙMNWE inanmazlardı | إلا ÎLE dışında | أن ÊN | يشاء YŞEÙ dilemesi | الله ELLH Allah'ın | ولكن WLKN ve fakat | أكثرهم ÊKS̃RHM çokları | يجهلون YCHLWN cahillik ederler |
Kırık Meal (Okunuş) : |velev: ve eğer | ennenā: biz | nezzelnā: indirseydik | ileyhimu: onlara | l-melāikete: melekleri | ve kellemehumu: ve kendilerine konuşsaydı | l-mevtā: ölüler | ve Haşernā: ve toplayıp getirseydik | ǎleyhim: onlara | kulle: her | şey'in: şeyi | ḳubulen: karşılarına | : | kānū: onlar yine de | liyu'minū: inanmazlardı | illā: dışında | en: | yeşā'e: dilemesi | llahu: Allah'ın | velākinne: ve fakat | ekṧerahum: çokları | yechelūne: cahillik ederler |
Kırık Meal (Transcript) : |VLV: ve eğer | ÊNNE: biz | NZLNE: indirseydik | ÎLYHM: onlara | ELMLEÙKT: melekleri | VKLMHM: ve kendilerine konuşsaydı | ELMVT: ölüler | VḪŞRNE: ve toplayıp getirseydik | ALYHM: onlara | KL: her | ŞYÙ: şeyi | GBLE: karşılarına | ME: | KENVE: onlar yine de | LYÙMNVE: inanmazlardı | ÎLE: dışında | ÊN: | YŞEÙ: dilemesi | ELLH: Allah'ın | VLKN: ve fakat | ÊKS̃RHM: çokları | YCHLVN: cahillik ederler |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onlara melekler indirseydik, ölüler dirilip onlarla konuşsaydı, her şeyi toplayıp önlerine koysaydık gene Allah dilemedikçe inanmazlardı, fakat çoğu bilmez.
Adem Uğur : Eğer biz onlara melekleri indirseydik, ölüler de onlarla konuşsaydı ve her şeyi toplayıp karşılarına getirseydik, Allah dilemedikçe yine de inanacak değillerdi; fakat çokları bunu bilmezler.
Ahmed Hulusi : Eğer biz onlara melekleri inzâl etseydik, ölüler onlarla konuşsaydı ve onlara her şeyiyle haşrı yaşatsaydık; Allâh dilemedikçe (gene de) iman etmezlerdi. . . Ne var ki, onların çoğu cahilce yaşıyor!
Ahmet Tekin : Eğer biz onlara melekleri indirseydik, ölüler de kendileriyle konuşsaydı ve her şeyi toplayıp grup grup önlerine getirseydik, ancak Allah’ın, sünneti, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olması halinde onlar iman edeceklerdi. Fakat onların çoğu bilgiden, muhakemeden uzak, tutarsız, cahilce davranmakta devam ediyorlar.
Ahmet Varol : Onlara melekleri indirseydik, kendileriyle ölüler konuşsaydı ve her şeyi karşılarına toplasaydık Allah dilemedikçe yine iman etmezlerdi. Ancak onların çoğu bilmemektedir.
Ali Bulaç : Gerçek şu ki, biz onlara melekler indirseydik, onlarla ölüler konuşsaydı ve her şeyi karşılarına toplasaydık, -Allah'ın dilediği dışında- yine onlar inanmayacaklardı. Ancak onların çoğu cahillik ediyorlar.
Ali Fikri Yavuz : Eğer hakikaten biz onlara (diledikleri gibi) Melekleri indirseydik, ölüler de kendileriyle konuşsaydı, bütün varlıkları karşılarında toplayarak senin doğruluğuna şâhid ve kefil gösterseydik, Allah dilemedikçe, yine şüphe yok ki iman edecek değillerdi. Fakat onların çoğu (bu gerçeği) bilmezler.
Bekir Sadak : Eger biz onlara melekleri indirsek, oluler onlarla konussa ve her seyi karsilarina toplasaydik, Allah dilemedikce, yine de inanmazlardi; fakat onlarin cogu bunu bilmiyorlar.
Celal Yıldırım : Eğer onlara melekleri de indirmiş olsak, ölüler de onlarla konuşmuş bulunsa, her şeyi karşılarında grup grup toplasak yine de Allah dilemedikçe onlar imân edecek değillerdir. Ne var ki çokları (bu gerçeğe) bilgisizdirler.
Diyanet İşleri : Biz onlara melekleri de indirseydik, kendileriyle ölüler de konuşsaydı ve her şeyi karşılarında (hakikatın şahidleri olarak) toplasaydık, Allah dilemedikçe yine de iman edecek değillerdi. Fakat onların çoğu bilmiyorlar.
Diyanet İşleri (eski) : Eğer biz onlara melekleri indirsek, ölüler onlarla konuşsa ve her şeyi karşılarına toplasaydık, Allah dilemedikçe, yine de inanmazlardı; fakat onların çoğu bunu bilmiyorlar.
Diyanet Vakfi : Eğer biz onlara melekleri indirseydik, ölüler de onlarla konuşsaydı ve her şeyi toplayıp karşılarına getirseydik, Allah dilemedikçe yine de inanacak değillerdi; fakat çokları bunu bilmezler.
Edip Yüksel : Onlara melekleri indirsek, kendileriyle ölüler konuşsa ve her şeyi getirip önlerine toplasak, ALLAH'ın diledikleri hariç, yine inanacak değillerdir. Fakat çoğu bu gerçeği bilmez.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Eğer biz onlara melekleri indirseydik, ölüler de kendileriyle konuşsaydı ve her şeyi toplayıp karşılarına getirseydik, Allah'ın diledikleri hariç, yine de inanacak değillerdi, fakat çokları bunu bilmezler.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Biz onlara, dedikleri gibi melekler indirmiş olsak da ölüler kendileriyle konuşsa da bütün varlıkları karşılarında kümeler halinde toplasak da, Allah dilemedikçe iman edecek değillerdi. Fakat onların çoğu bu gerçeği bilmezler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Biz onlara dedikleri gibi Melekler indirmiş olsak da, ölüler kendilerile konuşsa da, ve bütün mevcudatı karşılarında fevc fevc haşrederek kefil göstersek de yine ihtimali yok iymân edecek değillerdi, meğer ki Allah dilemiş olsun, lâkin çokları bu hakıkatin câhili bulunuyorlar
Fizilal-il Kuran : Eğer biz onlara melekler indirsek, ölüler kendileri ile konuşsa ve her şeyi biraraya getirip karşılarına koysaydık, Allah dilemedikçe yine inanmazlardı. Fakat çoğu bunu bilmez.
Gültekin Onan : Gerçek şu ki, biz onlara melekler indirseydik, onlarla ölüler konuşsaydı ve herşeyi karşılarına toplasaydık, -Tanrı'nın dilediği dışında- yine onlar inanmayacaklardı. Ancak onların çoğu cahillik ediyorlar.
Hakkı Yılmaz : Ve eğer Biz, şüphesiz onlara birtakım güçler indirseydik, onlara ölüler söz söyleseydi ve her şeyi karşılarına toplasaydık, –Allah'ın dilemesi dışında– yine inanmayacaklardı. Velâkin onların çoğu cahillik ediyorlar.
Hasan Basri Çantay : Eğer hakıykaten biz onlara melekleri indirseydik, ölüler kendileriyle konuşsaydı, her şey'i de onlara karşı (senin söylediklerine) kefiller (ve şâhidler) olmak üzere bir araya getirib toplasaydık onlar, Allah dilemedikçe, yine îman edecek değillerdi. Fakat onların çoğu (bunu) bilmezler.
Hayrat Neşriyat : Hâlbuki gerçekten biz, onlara melekleri indirseydik, ölüler de kendileriyle konuşsaydı ve (senin doğruluğuna) kefîl olarak onlara karşı herşeyi toplasaydık, Allah’ındilemesi müstesnâ, (onlar, küfürlerindeki inadları sebebiyle) îmân edecek değillerdi; fakat onların çoğu câhillik ederler.
İbni Kesir : Eğer biz, onlara gerçekten melekleri indirseydik, ölüler kendileriyle konuşsaydı ve herşeyi karşılarına toplasaydık, Allah dilemedikçe, onlar yine de inanacak değillerdi. Fakat onların çoğu bilmezler.
İskender Evrenosoğlu : Ve eğer Biz, gerçekten onlara melekler indirseydik, ölüler de onlarla konuşsaydı, herşeyi onların karşısında toplasaydık, Allah'ın dilemesi hariç inanacak değillerdi. Ve lâkin onların çoğu cahillik ediyorlar.
Muhammed Esed : Biz onlara melekler göndermiş olsaydık ve ölüler kendileriyle konuşmuş olsaydı, ve (hakikati kanıtlayabilecek) her şeyi karşılarına çıkarıp önlerinde bir araya toplamış olsaydık (bile), Allah dilemediği sürece yine inanmazlardı. Ama onların çoğu (bundan) tamamen habersizdir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Eğer Biz hakikaten onlara melekleri indirsek ve onlar ile ölüler konuşacak olsalar ve onların üzerine her şey de bölük bölük haşretsek yine imân edecek değillerdir. Meğer ki Allah Teâlâ dileyecek olsun. Fakat onların çokları bilmezler.
Ömer Öngüt : Eğer biz onlara melekleri indirseydik, ölüler de kendileri ile konuşsaydı ve her şeyi toplayıp karşılarına getirseydik, Allah dilemedikçe yine de inanacak değillerdi. Fakat onların çoğu bunu bilmezler.
Şaban Piriş : Biz, onlara melekleri de indirseydik, ölüler onlarla konuşsaydı ve her şeyi de onlara karşı delil olarak bir araya getirseydik, Allah dilemedikçe yine iman etmezlerdi. Fakat, onların çoğu cahillik ederler.
Suat Yıldırım : Biz onlara, dedikleri gibi melekleri de indirseydik, ölüler diriltilip kendileriyle konuşsaydı, istedikleri her şeyi toplayıp karşılarına koysaydık, onlar, ihtimali yok, yine iman edecek değillerdi. Allah dilerse o başka! Fakat onların çoğu bunu bilmezler.
Süleyman Ateş : Biz onlara melekleri indirseydik, ölüler kendilerine konuşsaydı ve her şeyi toplayıp karşılarına getirseydik, Allâh dilemedikten sonra yine inanmazlardı; fakat çokları câhillik eder(kaprislerine uyar)lar.
Tefhim-ul Kuran : Gerçek şu ki, biz onlara melekler indirseydik, onlarla ölüler konuşsaydı ve her şeyi karşılarına toplasaydık, -Allah'ın dilediği dışında- yine onlar inanmayacaklardı. Ancak onların çoğu cahillik ediyorlardı.
Ümit Şimşek : Biz onlara melekleri indirsek, ölüler onlarla konuşsa, karşılarında bütün varlıkları bölük bölük toplasak, Allah'ın diledikleri müstesna, onlar yine iman edecek değillerdir. Lâkin onların çoğu bunu bilmez.
Yaşar Nuri Öztürk : Eğer biz onlara melekleri indirseydik, ölüler kendileriyle konuşsaydı ve herşeyi toplayıp karşılarına dikseydik, Allah'ın dilemesi dışında, yine de inanmazlardı. Ne var ki, çokları cehalet sergiliyorlar.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}