» 8 / Enfâl  60:

Kuran Sırası: 8
İniş Sırası: 88
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75

 » 8 / Enfâl  Suresi: 60
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَأَعِدُّوا (VÊAD̃VE) = ve eǐddū : hazırlayın
2. لَهُمْ (LHM) = lehum : onlara karşı
3. مَا (ME) = mā :
4. اسْتَطَعْتُمْ (ESTŦATM) = steTaǎ'tum : gücünüz yettiği kadar
5. مِنْ (MN) = min :
6. قُوَّةٍ (GVT) = ḳuvvetin : kuvvet
7. وَمِنْ (VMN) = ve min :
8. رِبَاطِ (RBEŦ) = ribāTi : ve cihad için bağlanıp beslenen
9. الْخَيْلِ (ELḢYL) = l-ḣayli : atlar
10. تُرْهِبُونَ (TRHBVN) = turhibūne : korkutursunuz
11. بِهِ (BH) = bihi : bununla
12. عَدُوَّ (AD̃V) = ǎduvve : düşmanını
13. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'ın
14. وَعَدُوَّكُمْ (VAD̃VKM) = ve ǎduvve kum : ve sizin düşmanınızı
15. وَاخَرِينَ (V ËḢRYN) = ve āḣarīne : ve başkalarını
16. مِنْ (MN) = min :
17. دُونِهِمْ (D̃VNHM) = dūnihim : onların dışında
18. لَا (LE) = lā :
19. تَعْلَمُونَهُمُ (TALMVNHM) = teǎ'lemūnehumu : sizin bilmediğiniz
20. اللَّهُ (ELLH) = llahu : Allah'ın
21. يَعْلَمُهُمْ (YALMHM) = yeǎ'lemuhum : bildiği
22. وَمَا (VME) = ve mā : ne ki
23. تُنْفِقُوا (TNFGVE) = tunfiḳū : harcarsanız
24. مِنْ (MN) = min :
25. شَيْءٍ (ŞYÙ) = şey'in : herşeyden
26. فِي (FY) = fī :
27. سَبِيلِ (SBYL) = sebīli : yolunda
28. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah
29. يُوَفَّ (YVF) = yuveffe : tam olarak ödenir
30. إِلَيْكُمْ (ÎLYKM) = ileykum : size
31. وَأَنْتُمْ (VÊNTM) = ve entum : ve siz
32. لَا (LE) = lā :
33. تُظْلَمُونَ (TƵLMVN) = tuZlemūne : hiç haksızlığa uğratılmazsınız
hazırlayın | onlara karşı | | gücünüz yettiği kadar | | kuvvet | | ve cihad için bağlanıp beslenen | atlar | korkutursunuz | bununla | düşmanını | Allah'ın | ve sizin düşmanınızı | ve başkalarını | | onların dışında | | sizin bilmediğiniz | Allah'ın | bildiği | ne ki | harcarsanız | | herşeyden | | yolunda | Allah | tam olarak ödenir | size | ve siz | | hiç haksızlığa uğratılmazsınız |

[AD̃D̃] [] [] [ŦVA] [] [GVY] [] [RBŦ] [ḢYL] [RHB] [] [AD̃V] [] [AD̃V] [EḢR] [] [D̃VN] [] [ALM] [] [ALM] [] [NFG] [] [ŞYE] [] [SBL] [] [VFY] [] [] [] [ƵLM]
VÊAD̃VE LHM ME ESTŦATM MN GVT VMN RBEŦ ELḢYL TRHBVN BH AD̃V ELLH VAD̃VKM V ËḢRYN MN D̃VNHM LE TALMVNHM ELLH YALMHM VME TNFGVE MN ŞYÙ FY SBYL ELLH YVF ÎLYKM VÊNTM LE TƵLMVN

ve eǐddū lehum steTaǎ'tum min ḳuvvetin ve min ribāTi l-ḣayli turhibūne bihi ǎduvve llahi ve ǎduvve kum ve āḣarīne min dūnihim teǎ'lemūnehumu llahu yeǎ'lemuhum ve mā tunfiḳū min şey'in sebīli llahi yuveffe ileykum ve entum tuZlemūne
وأعدوا لهم ما استطعتم من قوة ومن رباط الخيل ترهبون به عدو الله وعدوكم وآخرين من دونهم لا تعلمونهم الله يعلمهم وما تنفقوا من شيء في سبيل الله يوف إليكم وأنتم لا تظلمون

 » 8 / Enfâl  Suresi: 60
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأعدوا ع د د | AD̃D̃ VÊAD̃VE ve eǐddū hazırlayın And prepare
لهم | LHM lehum onlara karşı for them
ما | ME whatever
استطعتم ط و ع | ŦVA ESTŦATM steTaǎ'tum gücünüz yettiği kadar you able (to)
من | MN min of
قوة ق و ي | GVY GVT ḳuvvetin kuvvet force
ومن | VMN ve min and of
رباط ر ب ط | RBŦ RBEŦ ribāTi ve cihad için bağlanıp beslenen tethered
الخيل خ ي ل | ḢYL ELḢYL l-ḣayli atlar horses
ترهبون ر ه ب | RHB TRHBVN turhibūne korkutursunuz (to) terrify
به | BH bihi bununla therewith
عدو ع د و | AD̃V AD̃V ǎduvve düşmanını (the) enemy
الله | ELLH llahi Allah'ın (the) enemy,
وعدوكم ع د و | AD̃V VAD̃VKM ve ǎduvve kum ve sizin düşmanınızı and your enemy
وآخرين ا خ ر | EḢR V ËḢRYN ve āḣarīne ve başkalarını and others
من | MN min from
دونهم د و ن | D̃VN D̃VNHM dūnihim onların dışında besides them,
لا | LE not
تعلمونهم ع ل م | ALM TALMVNHM teǎ'lemūnehumu sizin bilmediğiniz (do) you know them
الله | ELLH llahu Allah'ın (but) Allah
يعلمهم ع ل م | ALM YALMHM yeǎ'lemuhum bildiği knows them.
وما | VME ve mā ne ki And whatever
تنفقوا ن ف ق | NFG TNFGVE tunfiḳū harcarsanız you spend
من | MN min from
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'in herşeyden (any) thing
في | FY in
سبيل س ب ل | SBL SBYL sebīli yolunda (the) way
الله | ELLH llahi Allah (of) Allah
يوف و ف ي | VFY YVF yuveffe tam olarak ödenir it will be fully repaid
إليكم | ÎLYKM ileykum size to you,
وأنتم | VÊNTM ve entum ve siz and you
لا | LE (will) not
تظلمون ظ ل م | ƵLM TƵLMVN tuZlemūne hiç haksızlığa uğratılmazsınız be wronged.

8:60 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

hazırlayın | onlara karşı | | gücünüz yettiği kadar | | kuvvet | | ve cihad için bağlanıp beslenen | atlar | korkutursunuz | bununla | düşmanını | Allah'ın | ve sizin düşmanınızı | ve başkalarını | | onların dışında | | sizin bilmediğiniz | Allah'ın | bildiği | ne ki | harcarsanız | | herşeyden | | yolunda | Allah | tam olarak ödenir | size | ve siz | | hiç haksızlığa uğratılmazsınız |

[AD̃D̃] [] [] [ŦVA] [] [GVY] [] [RBŦ] [ḢYL] [RHB] [] [AD̃V] [] [AD̃V] [EḢR] [] [D̃VN] [] [ALM] [] [ALM] [] [NFG] [] [ŞYE] [] [SBL] [] [VFY] [] [] [] [ƵLM]
VÊAD̃VE LHM ME ESTŦATM MN GVT VMN RBEŦ ELḢYL TRHBVN BH AD̃V ELLH VAD̃VKM V ËḢRYN MN D̃VNHM LE TALMVNHM ELLH YALMHM VME TNFGVE MN ŞYÙ FY SBYL ELLH YVF ÎLYKM VÊNTM LE TƵLMVN

ve eǐddū lehum steTaǎ'tum min ḳuvvetin ve min ribāTi l-ḣayli turhibūne bihi ǎduvve llahi ve ǎduvve kum ve āḣarīne min dūnihim teǎ'lemūnehumu llahu yeǎ'lemuhum ve mā tunfiḳū min şey'in sebīli llahi yuveffe ileykum ve entum tuZlemūne
وأعدوا لهم ما استطعتم من قوة ومن رباط الخيل ترهبون به عدو الله وعدوكم وآخرين من دونهم لا تعلمونهم الله يعلمهم وما تنفقوا من شيء في سبيل الله يوف إليكم وأنتم لا تظلمون

[ع د د] [] [] [ط و ع] [] [ق و ي] [] [ر ب ط] [خ ي ل] [ر ه ب] [] [ع د و] [] [ع د و] [ا خ ر] [] [د و ن] [] [ع ل م] [] [ع ل م] [] [ن ف ق] [] [ش ي ا] [] [س ب ل] [] [و ف ي] [] [] [] [ظ ل م]

 » 8 / Enfâl  Suresi: 60
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وأعدوا ع د د | AD̃D̃ VÊAD̃VE ve eǐddū hazırlayın And prepare
Vav,,Ayn,Dal,Vav,Elif,
6,,70,4,6,1,
REM – prefixed resumption particle
V – 2nd person masculine plural (form IV) imperative verb
PRON – subject pronoun
الواو استئنافية
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
لهم | LHM lehum onlara karşı for them
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
ما | ME whatever
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
استطعتم ط و ع | ŦVA ESTŦATM steTaǎ'tum gücünüz yettiği kadar you able (to)
Elif,Sin,Te,Tı,Ayn,Te,Mim,
1,60,400,9,70,400,40,
V – 2nd person masculine plural (form X) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
من | MN min of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
قوة ق و ي | GVY GVT ḳuvvetin kuvvet force
Gaf,Vav,Te merbuta,
100,6,400,
N – genitive feminine indefinite noun
اسم مجرور
ومن | VMN ve min and of
Vav,Mim,Nun,
6,40,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – preposition
الواو عاطفة
حرف جر
رباط ر ب ط | RBŦ RBEŦ ribāTi ve cihad için bağlanıp beslenen tethered
Re,Be,Elif,Tı,
200,2,1,9,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
الخيل خ ي ل | ḢYL ELḢYL l-ḣayli atlar horses
Elif,Lam,Hı,Ye,Lam,
1,30,600,10,30,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
ترهبون ر ه ب | RHB TRHBVN turhibūne korkutursunuz (to) terrify
Te,Re,He,Be,Vav,Nun,
400,200,5,2,6,50,
V – 2nd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
به | BH bihi bununla therewith
Be,He,
2,5,
P – prefixed preposition bi
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
جار ومجرور
عدو ع د و | AD̃V AD̃V ǎduvve düşmanını (the) enemy
Ayn,Dal,Vav,
70,4,6,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
الله | ELLH llahi Allah'ın (the) enemy,
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
وعدوكم ع د و | AD̃V VAD̃VKM ve ǎduvve kum ve sizin düşmanınızı and your enemy
Vav,Ayn,Dal,Vav,Kef,Mim,
6,70,4,6,20,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine noun
PRON – 2nd person masculine plural possessive pronoun
الواو عاطفة
اسم منصوب والكاف ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وآخرين ا خ ر | EḢR V ËḢRYN ve āḣarīne ve başkalarını and others
Vav,,Hı,Re,Ye,Nun,
6,,600,200,10,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine plural noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
من | MN min from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
دونهم د و ن | D̃VN D̃VNHM dūnihim onların dışında besides them,
Dal,Vav,Nun,He,Mim,
4,6,50,5,40,
N – genitive noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لا | LE not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
تعلمونهم ع ل م | ALM TALMVNHM teǎ'lemūnehumu sizin bilmediğiniz (do) you know them
Te,Ayn,Lam,Mim,Vav,Nun,He,Mim,
400,70,30,40,6,50,5,40,
V – 2nd person masculine plural imperfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
الله | ELLH llahu Allah'ın (but) Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – nominative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مرفوع
يعلمهم ع ل م | ALM YALMHM yeǎ'lemuhum bildiği knows them.
Ye,Ayn,Lam,Mim,He,Mim,
10,70,30,40,5,40,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع و«هم» ضمير متصل في محل نصب مفعول به
وما | VME ve mā ne ki And whatever
Vav,Mim,Elif,
6,40,1,
REM – prefixed resumption particle
COND – conditional noun
الواو استئنافية
اسم شرط
تنفقوا ن ف ق | NFG TNFGVE tunfiḳū harcarsanız you spend
Te,Nun,Fe,Gaf,Vav,Elif,
400,50,80,100,6,1,
V – 2nd person masculine plural (form IV) imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
من | MN min from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
شيء ش ي ا | ŞYE ŞYÙ şey'in herşeyden (any) thing
Şın,Ye,,
300,10,,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
في | FY in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
سبيل س ب ل | SBL SBYL sebīli yolunda (the) way
Sin,Be,Ye,Lam,
60,2,10,30,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
الله | ELLH llahi Allah (of) Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
يوف و ف ي | VFY YVF yuveffe tam olarak ödenir it will be fully repaid
Ye,Vav,Fe,
10,6,80,
V – 3rd person masculine singular (form II) passive imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مبني للمجهول مجزوم
إليكم | ÎLYKM ileykum size to you,
,Lam,Ye,Kef,Mim,
,30,10,20,40,
P – preposition
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
وأنتم | VÊNTM ve entum ve siz and you
Vav,,Nun,Te,Mim,
6,,50,400,40,
REM – prefixed resumption particle
PRON – 2nd person masculine plural personal pronoun
الواو استئنافية
ضمير منفصل
لا | LE (will) not
Lam,Elif,
30,1,
PRO – prohibition particle
حرف نهي
تظلمون ظ ل م | ƵLM TƵLMVN tuZlemūne hiç haksızlığa uğratılmazsınız be wronged.
Te,Zı,Lam,Mim,Vav,Nun,
400,900,30,40,6,50,
V – 2nd person masculine plural passive imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مبني للمجهول مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَأَعِدُّوا: hazırlayın | لَهُمْ: onlara karşı | مَا: | اسْتَطَعْتُمْ: gücünüz yettiği kadar | مِنْ: | قُوَّةٍ: kuvvet | وَمِنْ: | رِبَاطِ: ve cihad için bağlanıp beslenen | الْخَيْلِ: atlar | تُرْهِبُونَ: korkutursunuz | بِهِ: bununla | عَدُوَّ: düşmanını | اللَّهِ: Allah'ın | وَعَدُوَّكُمْ: ve sizin düşmanınızı | وَاخَرِينَ: ve başkalarını | مِنْ: | دُونِهِمْ: onların dışında | لَا: | تَعْلَمُونَهُمُ: sizin bilmediğiniz | اللَّهُ: Allah'ın | يَعْلَمُهُمْ: bildiği | وَمَا: ne ki | تُنْفِقُوا: harcarsanız | مِنْ: | شَيْءٍ: herşeyden | فِي: | سَبِيلِ: yolunda | اللَّهِ: Allah | يُوَفَّ: tam olarak ödenir | إِلَيْكُمْ: size | وَأَنْتُمْ: ve siz | لَا: | تُظْلَمُونَ: hiç haksızlığa uğratılmazsınız |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وأعدوا WÊAD̃WE hazırlayın | لهم LHM onlara karşı | ما ME | استطعتم ESTŦATM gücünüz yettiği kadar | من MN | قوة GWT kuvvet | ومن WMN | رباط RBEŦ ve cihad için bağlanıp beslenen | الخيل ELḢYL atlar | ترهبون TRHBWN korkutursunuz | به BH bununla | عدو AD̃W düşmanını | الله ELLH Allah'ın | وعدوكم WAD̃WKM ve sizin düşmanınızı | وآخرين W ËḢRYN ve başkalarını | من MN | دونهم D̃WNHM onların dışında | لا LE | تعلمونهم TALMWNHM sizin bilmediğiniz | الله ELLH Allah'ın | يعلمهم YALMHM bildiği | وما WME ne ki | تنفقوا TNFGWE harcarsanız | من MN | شيء ŞYÙ herşeyden | في FY | سبيل SBYL yolunda | الله ELLH Allah | يوف YWF tam olarak ödenir | إليكم ÎLYKM size | وأنتم WÊNTM ve siz | لا LE | تظلمون TƵLMWN hiç haksızlığa uğratılmazsınız |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve eǐddū: hazırlayın | lehum: onlara karşı | : | steTaǎ'tum: gücünüz yettiği kadar | min: | ḳuvvetin: kuvvet | ve min: | ribāTi: ve cihad için bağlanıp beslenen | l-ḣayli: atlar | turhibūne: korkutursunuz | bihi: bununla | ǎduvve: düşmanını | llahi: Allah'ın | ve ǎduvve kum: ve sizin düşmanınızı | ve āḣarīne: ve başkalarını | min: | dūnihim: onların dışında | : | teǎ'lemūnehumu: sizin bilmediğiniz | llahu: Allah'ın | yeǎ'lemuhum: bildiği | ve mā: ne ki | tunfiḳū: harcarsanız | min: | şey'in: herşeyden | : | sebīli: yolunda | llahi: Allah | yuveffe: tam olarak ödenir | ileykum: size | ve entum: ve siz | : | tuZlemūne: hiç haksızlığa uğratılmazsınız |
Kırık Meal (Transcript) : |VÊAD̃VE: hazırlayın | LHM: onlara karşı | ME: | ESTŦATM: gücünüz yettiği kadar | MN: | GVT: kuvvet | VMN: | RBEŦ: ve cihad için bağlanıp beslenen | ELḢYL: atlar | TRHBVN: korkutursunuz | BH: bununla | AD̃V: düşmanını | ELLH: Allah'ın | VAD̃VKM: ve sizin düşmanınızı | V ËḢRYN: ve başkalarını | MN: | D̃VNHM: onların dışında | LE: | TALMVNHM: sizin bilmediğiniz | ELLH: Allah'ın | YALMHM: bildiği | VME: ne ki | TNFGVE: harcarsanız | MN: | ŞYÙ: herşeyden | FY: | SBYL: yolunda | ELLH: Allah | YVF: tam olarak ödenir | ÎLYKM: size | VÊNTM: ve siz | LE: | TƵLMVN: hiç haksızlığa uğratılmazsınız |
Abdulbaki Gölpınarlı : Allah düşmanlarıyla size düşman olanları ve bunlardan başka sizin bilmediğiniz, fakat Allah'ın bildiği düşmanları korkutmak için onlara karşı kullanmak üzere gücünüz yettiği kadar kuvvet ve besili at hazırlayın, Allah yolunda ne harcarsanız size karşılığı tamamıyla ödenecektir ve asla zulme uğramayacaksınız.
Adem Uğur : Onlara (düşmanlara) karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın, onunla Allah'ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allah'ın bildiği (düşman) kimseleri korkutursunuz. Allah yolunda ne harcarsanız size eksiksiz ödenir, siz asla haksızlığa uğratılmazsınız.
Ahmed Hulusi : Onlar için gücünüz yettiğince kuvvet toplayın ve (cihad için) bağlanarak beslenmiş atlar hazırlayın ki onunla Allâh düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka, Allâh'ın bilip sizin bilmediğiniz diğerlerini korkutasınız. . . Allâh uğruna ne bağışlarsanız, mükâfatı size tam ödenir ve hakkınız asla yenmez!
Ahmet Tekin : Düşmanlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvetler, güçlü ordular ve atlı birlikler, hareket kabiliyeti yüksek birimler hazırlayın. Onunla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz Allah’ın bildiği düşmanları dehşete düşürür, korkutursunuz. Allah yolunda İslâm uğrunda karşılık beklemeden, gönüllü ve değerli ne harcarsanız size eksiksiz ödenir. Siz aslâ haksızlığa uğratılmayacaksınız.
Ahmet Varol : Onlara karşı gücünüzün yettiğince kuvvet ve (cihad için) bağlanıp beslenen atlar hazırlayın ki, bunlarla Allah'ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve bunlardan ayrı sizin bilmediğiniz ama Allah'ın bildiği daha başkalarını korkutasınız. Allah yolunda ne harcarsanız karşılığı size verilir ve haksızlığa uğratılmazsınız.
Ali Bulaç : Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve besili atlar hazırlayın. Bununla, Allah'ın düşmanı ve sizin düşmanınızı ve bunların dışında sizin bilmeyip Allah'ın bildiği diğer (düşmanları) korkutup caydırasınız. Allah yolunda her ne infak ederseniz, size 'eksiksiz olarak ödenir' ve siz haksızlığa uğratılmazsınız.
Ali Fikri Yavuz : Siz de düşmanlara karşı gücünüzün yettiği kadar her türlü kuvvet ve cihad için, bağlanıp beslenen atlar hazırlayın ki, bununla Allah düşmanını, kendi düşmanınızı ve bunlardan başka sizin bilmeyip de Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutasınız. Allah yolunda ne harcarsanız, onun sevabı eksiksiz size ödenir ve aslâ haksızlığa uğratılmazsınız.
Bekir Sadak : Ey inananlar! Onlara karsi gucunuzun yettigi kadar Allah'in dusmani ve sizin dusmanlarinizi ve bunlarin disinda Allah'in bilip sizin bilmediklerinizi yildirmak uzere kuvvet ve savas atlari hazirlayin. Allah yolunda sarfettiginiz her sey size haksizlik yapilmadan, tamamen odenecektir.
Celal Yıldırım : (Ey Müslümanlar!) Onlara karşı gücünüzün yettiğince her türlü kuvveti ve (savaş için) beslenen atları (gereken araçları) hazırlayın. Bununla hem Allah'ın düşmanlarını, hem sizin düşmanlarınızı ve sizin bilmediğiniz, Allah'ın bildiği diğer düşmanları korkutup yıldırırsınız. Allah yolunda her ne harcarsanız, (karşılığı) size tastamam ödenir, hiç de haksızlığa uğramazsınız.
Diyanet İşleri : Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın. Onlarla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve bunlardan başka sizin bilmediğiniz fakat Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutursunuz. Allah yolunda her ne harcarsanız karşılığı size tam olarak ödenir. Size zulmedilmez.
Diyanet İşleri (eski) : Ey inananlar! Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar Allah'ın düşmanı ve sizin düşmanlarınızı ve bunların dışında Allah'ın bilip sizin bilmediklerinizi yıldırmak üzere kuvvet ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda sarfettiğiniz her şey size haksızlık yapılmadan, tamamen ödenecektir.
Diyanet Vakfi : Onlara (düşmanlara) karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın, onunla Allah'ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allah'ın bildiği (düşman) kimseleri korkutursunuz. Allah yolunda ne harcarsanız size eksiksiz ödenir, siz asla haksızlığa uğratılmazsınız.
Edip Yüksel : Onlar için elinizden gelen kuvvet ve atlı birlikler (savaş araçları) hazırlayıp seferber edin. Böylece onlarla ALLAH'ın düşmanlarını, düşmanlarınızı ve onlardan başka bilmediğiniz, ancak ALLAH'ın bildiği kimseleri caydırırsınız. ALLAH yolunda ne harcarsanız size tam olarak ödenir ve hiç haksızlığa uğratılmazsınız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Siz de gücünüzün yettiği kadar onlara karşı her çeşitten kuvvet biriktirin ve cihad için atlar hazırlayın ki, onlarla hem Allah'ın düşmanlarını, hem de kendi düşmanlarınızı, ayrıca Allah'ın bilip de sizin bilmediğiniz daha başkalarını korkutasınız. Allah yolunda her ne harcarsanız onun sevabı size eksiksiz ödenir ve asla haksızlığa uğratılmazsınız.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sizler de onlara karşı gücünüzün yettiği her çeşit kuvvetten savaş için beslenen atlardan hazırlayın; onunla hem Allah'ın düşmanı hem sizin düşmanınızı, hem de sizin bilmediğinizi fakat Allah'ın bildiği diğer düşmanlarınızı korkutursunuz. Allah yolunda her ne harcarsanız mükafatı size tamamen ödenir ve hiç zarara uğramazsınız.
Elmalılı Hamdi Yazır : Siz de onlara karşı gücünüzün yettiği her kuvvetten ve cihad için beslenen atlardan hazırlık yapın, onunla hem Allah düşmanını korkutursunuz hem sizin düşmanınızı hem de onlardan başka diğerlerini ki onları siz bilmezsiniz, Allah bilir ve Allah yolunda her ne masraf verseniz ecri size tamamen ödenir, hiç de ziyan etmezsiniz.
Fizilal-il Kuran : Ey iman edenler, onlara karşı gücünüzün yettiği kadar – Allah’ın düşmanı ve sizin düşmanlarınızı ve bunların dışında Allah’ın bilip sizin bilmediklerinizi yıldırmak üzere – kuvvet ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda sarf ettiğiniz her şey, size haksızlık yapılmadan tamamen ödenecektir.
Gültekin Onan : Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve besili atlar hazırlayın. Bununla, Tanrı'nın düşmanı ve sizin düşmanınız ve bunların dışında sizin bilmeyip Tanrı'nın bildiği diğer (düşmanları) korkutup caydırasınız. Tanrı yolunda her ne infak ederseniz, size 'eksiksiz olarak ödenir' ve siz haksızlığa uğratılmazsınız.
Hakkı Yılmaz : Ve siz de gücünüzün yettiği kadar onlara karşı her çeşitten kuvvet biriktirin ve savaş atları hazırlayın ki onlarla, Allah'a düşman olanları, kendi düşmanlarınızı ve Allah'ın bilip de sizin bilmediğiniz, bunlardan aşağı daha başkalarını korkutasınız. Ve Allah yolunda her ne harcarsanız o size eksiksiz ödenir ve siz haksızlığa uğratılmazsınız.
Hasan Basri Çantay : Siz de onlara (düşmanlara) karşı gücünüzün yetdiği kadar kuvvet ve (cihâd için) bağlanıb beslenen atlar hazırlayın ki bununla (bu hazırlanma ile) Allahın düşmanı ve sizin düşmanınız (olanlar) ı ve bunlardan başka sizin bilemeyib de Allahın bildiği diğerlerini korkutasınız. Allah yolunda ne harcarsanız (ecri) size eksiksiz ödenir ve siz asla haksızlığa uğratılmazsınız.
Hayrat Neşriyat : Onlara karşı gücünüzün yettiği her kuvvetten ve (cihâd için) bağlanıp beslenen atlardan (sürekli bakımı yapılan savaş vâsıtalarından) hazırlayın; bununla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin kendilerini bilmediğiniz, Allah’ın onları bildiği diğer (düşman) kimseleri korkutursunuz. Hem Allah yolunda her ne şey sarf ederseniz, karşılığı size tam olarak verilir ve siz (aslâ) haksızlığa uğratılmazsınız.
İbni Kesir : Siz de onlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve bağlanıp beslenen atlar hazırlayın ki bununla Allah'ın düşmanı, sizin düşmanınız ve bunlardan başka sizin bilmeyip te Allah'ın bildiği diğerlerini korkutasınız. Allah yolunda ne harcarsanız, size ödenir ve siz asla zulmolunmazsınız.
İskender Evrenosoğlu : Onlara karşı kuvvetiniz (gücünüz) ne kadar yeterse ve bağlanan (savaş için beslenen) atlardan (hazırlayın)! Onunla Allah'ın düşmanlarını ve sizin düşmanlarınızı ve onlardan başka diğerlerini korkutun. Siz onları bilmezsiniz, Allah onları bilir. Allah'ın yolunda her ne infâk ederseniz, size vefa edilir (ödenir) ve siz zulmedilmezsiniz (haksızlığa uğratılmazsınız).
Muhammed Esed : O halde, onlara karşı toplayabildiğiniz kadar kuvvet ve binek hayvanı hazır edin ki bununla hem Allahın, hem sizin düşmanınız olan bu insanları, hem de sizin bilmediğiniz ama Allahın bildiği başkalarını caydırabilesiniz; (ve bilin ki), Allah yolunda her ne sarf ederseniz size bütünüyle ödenecek ve size haksızlık yapılmayacaktır.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve onlara karşı gücünüzün yettiği her kuvvetten ve bazı atlardan hazırlayınız. Bununla Allah Teâlâ'nın düşmanını ve sizin düşmanınızı ve onlardan başkalarını, (ki bunları siz bilmezsiniz, Allah Teâlâ bilir) korkutursunuz. Ve her neyi ki, Allah yolunda infak edersiniz, size tamamen ödenir ve siz asla zulme uğratılmazsınız.
Ömer Öngüt : (Ey iman edenler!) Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın. Bununla hem Allah'ın düşmanlarını, hem de sizin düşmanlarınızı ve bunların dışında sizin bilmediğiniz Allah'ın bildiği diğer düşmanlarınızı korkutup yıldırırsınız. Allah yolunda ne harcarsanız, size eksiksiz ödenir ve siz aslâ haksızlığa uğratılmazsınız.
Şaban Piriş : Siz de onlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın ki bununla Allah’ın düşmanlarını, sizin düşmanlarınızı ve sizin bilmeyip Allah’ın bildiği bundan başka düşmanları korkutasınız. Allah yolunda sarfettiğiniz her şey size hiç bir haksızlık yapılmadan ödenecektir.
Suat Yıldırım : Düşmanlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet hazırlayın. Savaş atları yetiştirin ki bu hazırlıkla Allah’ın düşmanlarını, sizin düşmanlarınızı ve onların ötesinde sizin bilemeyip de, ancak Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutup yıldırasınız. Allah yolunda her ne harcarsanız, onun karşılığı size eksiksiz ödenir, size asla haksızlık yapılmaz.
Süleyman Ateş : Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihâd için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın. Bununla Allâh'ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allâh'ın bildiği (düşman) kimseleri korkutursunuz. Allâh yolunda ne harcarsanız tam olarak size ödenir, hiç haksızlığa uğratılmazsınız.
Tefhim-ul Kuran : Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve besili atlar hazırlayın. Bununla, Allah'ın düşmanı ve sizin düşmanınızı ve bunların dışında sizin bilmeyip Allah'ın bildiği diğer (düşmanları) korkutup caydırasınız. Allah yolunda her ne infak ederseniz, size 'eksiksiz olarak ödenir' ve siz haksızlığa uğratılmazsınız.
Ümit Şimşek : Onlara karşı gücünüzün yettiği her türlü kuvveti ve savaş için eğitilmiş atları hazırlayın-tâ ki, bunlarla Allah'ın düşmanını ve sizin düşmanınızı ve bunlardan başka Allah'ın bildiği, sizin ise bilemediğiniz düşmanlarınızı korkutasınız. Siz Allah yolunda ne harcarsanız, hiçbir haksızlık yapılmadan onun karşılığı size ödenir.
Yaşar Nuri Öztürk : Onlara karşı, gücünüz yettiğince kuvvet hazırlayın. Ordugâhlarda atlar besleyin. Böylece hem Allah'ın düşmanını hem kendi düşmanınızı hem de bunlardan başkalarını korkutabilirsiniz. Siz onları bilmezsiniz ama Allah hepsini bilir. Allah yolunda harcadığınız herşey size tam olarak ödenir; hiçbir haksızlığa uğratılmazsınız.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}