» 8 / Enfâl  63:

Kuran Sırası: 8
İniş Sırası: 88
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75

 » 8 / Enfâl  Suresi: 63
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَأَلَّفَ (VÊLF) = ve ellefe : ve uzlaştırdı
2. بَيْنَ (BYN) = beyne : arasını
3. قُلُوبِهِمْ (GLVBHM) = ḳulūbihim : onların kalblerinin
4. لَوْ (LV) = lev : şayet
5. أَنْفَقْتَ (ÊNFGT) = enfeḳte : sen verseydin
6. مَا (ME) = mā :
7. فِي (FY) = fī : bulunan
8. الْأَرْضِ (ELÊRŽ) = l-erDi : yeryüzünde
9. جَمِيعًا (CMYAE) = cemīǎn : herşeyi
10. مَا (ME) = mā :
11. أَلَّفْتَ (ÊLFT) = ellefte : yine de uzlaştıramazdın
12. بَيْنَ (BYN) = beyne : arasını
13. قُلُوبِهِمْ (GLVBHM) = ḳulūbihim : onların kalblerinin
14. وَلَٰكِنَّ (VLKN) = velākinne : fakat
15. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah
16. أَلَّفَ (ÊLF) = ellefe : uzlaştırdı
17. بَيْنَهُمْ (BYNHM) = beynehum : onların arasını
18. إِنَّهُ (ÎNH) = innehu : çünkü O
19. عَزِيزٌ (AZYZ) = ǎzīzun : daima üstündür
20. حَكِيمٌ (ḪKYM) = Hakīmun : hüküm ve hikmet sahibidir
ve uzlaştırdı | arasını | onların kalblerinin | şayet | sen verseydin | | bulunan | yeryüzünde | herşeyi | | yine de uzlaştıramazdın | arasını | onların kalblerinin | fakat | Allah | uzlaştırdı | onların arasını | çünkü O | daima üstündür | hüküm ve hikmet sahibidir |

[ELF] [BYN] [GLB] [] [NFG] [] [] [ERŽ] [CMA] [] [ELF] [BYN] [GLB] [] [] [ELF] [BYN] [] [AZZ] [ḪKM]
VÊLF BYN GLVBHM LV ÊNFGT ME FY ELÊRŽ CMYAE ME ÊLFT BYN GLVBHM VLKN ELLH ÊLF BYNHM ÎNH AZYZ ḪKYM

ve ellefe beyne ḳulūbihim lev enfeḳte l-erDi cemīǎn ellefte beyne ḳulūbihim velākinne llahe ellefe beynehum innehu ǎzīzun Hakīmun
وألف بين قلوبهم لو أنفقت ما في الأرض جميعا ما ألفت بين قلوبهم ولكن الله ألف بينهم إنه عزيز حكيم

 » 8 / Enfâl  Suresi: 63
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وألف ا ل ف | ELF VÊLF ve ellefe ve uzlaştırdı And He (has) put affection
بين ب ي ن | BYN BYN beyne arasını between
قلوبهم ق ل ب | GLB GLVBHM ḳulūbihim onların kalblerinin their hearts.
لو | LV lev şayet If
أنفقت ن ف ق | NFG ÊNFGT enfeḳte sen verseydin you (had) spent
ما | ME whatever
في | FY bulunan (is) in
الأرض ا ر ض | ERŽ ELÊRŽ l-erDi yeryüzünde the earth
جميعا ج م ع | CMA CMYAE cemīǎn herşeyi all
ما | ME not
ألفت ا ل ف | ELF ÊLFT ellefte yine de uzlaştıramazdın (could) you (have) put affection
بين ب ي ن | BYN BYN beyne arasını between
قلوبهم ق ل ب | GLB GLVBHM ḳulūbihim onların kalblerinin their hearts,
ولكن | VLKN velākinne fakat but
الله | ELLH llahe Allah Allah
ألف ا ل ف | ELF ÊLF ellefe uzlaştırdı (has) put affection
بينهم ب ي ن | BYN BYNHM beynehum onların arasını between them.
إنه | ÎNH innehu çünkü O Indeed, He
عزيز ع ز ز | AZZ AZYZ ǎzīzun daima üstündür (is) All-Mighty,
حكيم ح ك م | ḪKM ḪKYM Hakīmun hüküm ve hikmet sahibidir All-Wise.

8:63 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve uzlaştırdı | arasını | onların kalblerinin | şayet | sen verseydin | | bulunan | yeryüzünde | herşeyi | | yine de uzlaştıramazdın | arasını | onların kalblerinin | fakat | Allah | uzlaştırdı | onların arasını | çünkü O | daima üstündür | hüküm ve hikmet sahibidir |

[ELF] [BYN] [GLB] [] [NFG] [] [] [ERŽ] [CMA] [] [ELF] [BYN] [GLB] [] [] [ELF] [BYN] [] [AZZ] [ḪKM]
VÊLF BYN GLVBHM LV ÊNFGT ME FY ELÊRŽ CMYAE ME ÊLFT BYN GLVBHM VLKN ELLH ÊLF BYNHM ÎNH AZYZ ḪKYM

ve ellefe beyne ḳulūbihim lev enfeḳte l-erDi cemīǎn ellefte beyne ḳulūbihim velākinne llahe ellefe beynehum innehu ǎzīzun Hakīmun
وألف بين قلوبهم لو أنفقت ما في الأرض جميعا ما ألفت بين قلوبهم ولكن الله ألف بينهم إنه عزيز حكيم

[ا ل ف] [ب ي ن] [ق ل ب] [] [ن ف ق] [] [] [ا ر ض] [ج م ع] [] [ا ل ف] [ب ي ن] [ق ل ب] [] [] [ا ل ف] [ب ي ن] [] [ع ز ز] [ح ك م]

 » 8 / Enfâl  Suresi: 63
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وألف ا ل ف | ELF VÊLF ve ellefe ve uzlaştırdı And He (has) put affection
Vav,,Lam,Fe,
6,,30,80,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 3rd person masculine singular (form II) perfect verb
الواو عاطفة
فعل ماض
بين ب ي ن | BYN BYN beyne arasını between
Be,Ye,Nun,
2,10,50,
LOC – accusative location adverb
ظرف مكان منصوب
قلوبهم ق ل ب | GLB GLVBHM ḳulūbihim onların kalblerinin their hearts.
Gaf,Lam,Vav,Be,He,Mim,
100,30,6,2,5,40,
"N – genitive feminine plural noun → Heart
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun"
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
لو | LV lev şayet If
Lam,Vav,
30,6,
COND – conditional particle
حرف شرط
أنفقت ن ف ق | NFG ÊNFGT enfeḳte sen verseydin you (had) spent
,Nun,Fe,Gaf,Te,
,50,80,100,400,
V – 2nd person masculine singular (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
ما | ME whatever
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
في | FY bulunan (is) in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
الأرض ا ر ض | ERŽ ELÊRŽ l-erDi yeryüzünde the earth
Elif,Lam,,Re,Dad,
1,30,,200,800,
"N – genitive feminine noun → Earth"
اسم مجرور
جميعا ج م ع | CMA CMYAE cemīǎn herşeyi all
Cim,Mim,Ye,Ayn,Elif,
3,40,10,70,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
ما | ME not
Mim,Elif,
40,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
ألفت ا ل ف | ELF ÊLFT ellefte yine de uzlaştıramazdın (could) you (have) put affection
,Lam,Fe,Te,
,30,80,400,
V – 2nd person masculine singular (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
بين ب ي ن | BYN BYN beyne arasını between
Be,Ye,Nun,
2,10,50,
LOC – accusative location adverb
ظرف مكان منصوب
قلوبهم ق ل ب | GLB GLVBHM ḳulūbihim onların kalblerinin their hearts,
Gaf,Lam,Vav,Be,He,Mim,
100,30,6,2,5,40,
"N – genitive feminine plural noun → Heart
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun"
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ولكن | VLKN velākinne fakat but
Vav,Lam,Kef,Nun,
6,30,20,50,
REM – prefixed resumption particle
ACC – accusative particle
الواو استئنافية
حرف نصب من اخوات «ان»
الله | ELLH llahe Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
ألف ا ل ف | ELF ÊLF ellefe uzlaştırdı (has) put affection
,Lam,Fe,
,30,80,
V – 3rd person masculine singular (form II) perfect verb
فعل ماض
بينهم ب ي ن | BYN BYNHM beynehum onların arasını between them.
Be,Ye,Nun,He,Mim,
2,10,50,5,40,
LOC – accusative location adverb
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
ظرف مكان منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إنه | ÎNH innehu çünkü O Indeed, He
,Nun,He,
,50,5,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
حرف نصب والهاء ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
عزيز ع ز ز | AZZ AZYZ ǎzīzun daima üstündür (is) All-Mighty,
Ayn,Ze,Ye,Ze,
70,7,10,7,
N – nominative masculine singular indefinite noun
اسم مرفوع
حكيم ح ك م | ḪKM ḪKYM Hakīmun hüküm ve hikmet sahibidir All-Wise.
Ha,Kef,Ye,Mim,
8,20,10,40,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَأَلَّفَ: ve uzlaştırdı | بَيْنَ: arasını | قُلُوبِهِمْ: onların kalblerinin | لَوْ: şayet | أَنْفَقْتَ: sen verseydin | مَا: | فِي: bulunan | الْأَرْضِ: yeryüzünde | جَمِيعًا: herşeyi | مَا: | أَلَّفْتَ: yine de uzlaştıramazdın | بَيْنَ: arasını | قُلُوبِهِمْ: onların kalblerinin | وَلَٰكِنَّ: fakat | اللَّهَ: Allah | أَلَّفَ: uzlaştırdı | بَيْنَهُمْ: onların arasını | إِنَّهُ: çünkü O | عَزِيزٌ: daima üstündür | حَكِيمٌ: hüküm ve hikmet sahibidir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وألف WÊLF ve uzlaştırdı | بين BYN arasını | قلوبهم GLWBHM onların kalblerinin | لو LW şayet | أنفقت ÊNFGT sen verseydin | ما ME | في FY bulunan | الأرض ELÊRŽ yeryüzünde | جميعا CMYAE herşeyi | ما ME | ألفت ÊLFT yine de uzlaştıramazdın | بين BYN arasını | قلوبهم GLWBHM onların kalblerinin | ولكن WLKN fakat | الله ELLH Allah | ألف ÊLF uzlaştırdı | بينهم BYNHM onların arasını | إنه ÎNH çünkü O | عزيز AZYZ daima üstündür | حكيم ḪKYM hüküm ve hikmet sahibidir |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve ellefe: ve uzlaştırdı | beyne: arasını | ḳulūbihim: onların kalblerinin | lev: şayet | enfeḳte: sen verseydin | : | : bulunan | l-erDi: yeryüzünde | cemīǎn: herşeyi | : | ellefte: yine de uzlaştıramazdın | beyne: arasını | ḳulūbihim: onların kalblerinin | velākinne: fakat | llahe: Allah | ellefe: uzlaştırdı | beynehum: onların arasını | innehu: çünkü O | ǎzīzun: daima üstündür | Hakīmun: hüküm ve hikmet sahibidir |
Kırık Meal (Transcript) : |VÊLF: ve uzlaştırdı | BYN: arasını | GLVBHM: onların kalblerinin | LV: şayet | ÊNFGT: sen verseydin | ME: | FY: bulunan | ELÊRŽ: yeryüzünde | CMYAE: herşeyi | ME: | ÊLFT: yine de uzlaştıramazdın | BYN: arasını | GLVBHM: onların kalblerinin | VLKN: fakat | ELLH: Allah | ÊLF: uzlaştırdı | BYNHM: onların arasını | ÎNH: çünkü O | AZYZ: daima üstündür | ḪKYM: hüküm ve hikmet sahibidir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Onların gönüllerini birleştirmiştir. Yeryüzünde ne varsa hepsini harcasaydın gene de gönüllerini birleştiremezdin onların, fakat Allah, aralarını uzlaştırdı. Şüphe yok ki o, üstündür, hüküm ve hikmet sâhibidir.
Adem Uğur : Ve (Allah), onların kalplerini birleştirmiştir. Sen yeryüzünde bulunan her şeyi verseydin, yine onların gönüllerini birleştiremezdin, fakat Allah onların aralarını bulup kaynaştırdı. Çünkü O, mutlak galiptir, hikmet sahibidir.
Ahmed Hulusi : (İman edenlerin) kalplerini, verdiği paylaşım sevgisi ile tek kalp gibi yapmıştır! Şayet sen yeryüzünde ne varsa toptan bağışlamış olsan, onların kalplerinin arasını birleştiremezsin. . . Fakat Allâh onların arasını ülfetle birleştirdi. . . Muhakkak ki O, Aziyz'dir, Hakiym'dir.
Ahmet Tekin : Allah, mü’minlerin kalplerini, düşüncelerini birbirine ısındırdı. Sen, yeryüzünde bulunan her şeyi harcasaydın onların gönüllerini böylesine birbirine ısındıramazdın. Fakat Allah onların aralarını bulup kalplerini, düşüncelerini kaynaştırdı. O kudretlidir, hikmet sahibi ve hükümrandır.
Ahmet Varol : O, onların (mü'minlerin) kalplerinin arasını uzlaştırdı. Sen yeryüzünde bulunanların tümünü harcasaydın onların kalplerinin arasını uzlaştıramazdın ama Allah aralarını uzlaştırdı. Şüphesiz O yücedir, hakimdir.
Ali Bulaç : Ve onların kalblerini uzlaştırdı. Sen, yeryüzündekilerin tümünü harcasaydın bile, onların kalblerini uzlaştıramazdın. Ama Allah, aralarını bulup onları uzlaştırdı. Çünkü O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
Ali Fikri Yavuz : Ve kalblerinin arasını sevgi ile birleştirdi. Yoksa yeryüzünde ne varsa hepsini harcasaydın, yine onların kalblerini birleştiremezdin. Fakat Allah onların aralarını sevgi ile birleştirdi. Çünkü Allah her şeye galibdir, hükmünde hikmet sahibidir.
Bekir Sadak : (62-63) Seni aldatmak isterlerse, bil ki suphesiz Allah sana kafidir. Seni ve inananlari yardimiyla destekleyen, kalblerini uzlastiran O'dur. Eger yeryuzunde olan her seyi serfetsen bile, sen onlarin kalblerini uzlastiramazdin, ama Allah onlari uzlastirdi. Dogrusu O Guclu'dur, Hakim'dir.
Celal Yıldırım : (62-63) Eğer hile yapıp seni aldatmak isterlerse, şüphesiz ki Allah, sana yeterdir; seni ve mü'minleri yardımıyla destekleyip güçlendiren O'dur. Mü'minlerin gönüllerini birbirine ısındırıp biraraya getiren de O'dur. Eğer yeryüzünde bulunan her şeyi harcasaydın yine de onların kalblerini birbirine ısındırıp biraraya getiremezdin. Ama Allah'tır ki onların kalblerini birbirine ısındırıp biraraya getirmiştir. Şüphesiz ki O, çok güçlü, çok üstündür ve yegâne hikmet sahibidir.
Diyanet İşleri : (62-63) Eğer seni aldatmak isterlerse bilmiş ol ki sana yetecek Allah’tır. O, seni bizzat kendi yardımıyla ve mü’minlerle destekleyen ve onların kalplerini uzlaştırandır. Şayet yeryüzündeki şeyleri tümüyle harcasaydın, sen onların kalplerini uzlaştıramazdın. Fakat, Allah onların arasını uzlaştırdı. Şüphesiz O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Diyanet İşleri (eski) : (62-63) Seni aldatmak isterlerse, bil ki şüphesiz Allah sana kafidir. Seni ve inananları yardımıyla destekleyen, kalblerini uzlaştıran O'dur. Eğer yeryüzünde olan her şeyi sarfetsen bile, sen onların kalblerini uzlaştıramazdın, ama Allah onları uzlaştırdı. Doğrusu O Güçlü'dür, Hakim'dir.
Diyanet Vakfi : Ve (Allah), onların kalplerini birleştirmiştir. Sen yeryüzünde bulunan her şeyi verseydin, yine onların gönüllerini birleştiremezdin, fakat Allah onların aralarını bulup kaynaştırdı. Çünkü O, mutlak galiptir, hikmet sahibidir.
Edip Yüksel : Ve onların kalplerini uzlaştırdı. Sen, yeryüzünde bulunanların hepsini harcasaydın bile kalplerini uzlaştıramazdın. Ancak, onların kalplerini ALLAH uzlaştırdı. O, Üstündür, Bilgedir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Müminlerin kalplerini birbirlerine O ısındırdı. Yoksa yeryüzünde ne varsa sen hepsini harcasaydın yine de onların kalblerini (böylesine) ısındıramazdın. Lâkin Allah, kalplerini kaynaştırdı. Muhakkak ki, O azizdir, hakimdir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ve onların gönüllerini uzlaştıran da. Yoksa yeryüzünde ne varsa hepsini harcasaydın yine de onların kalplerini birleştiremezdin. Ancak Allah, onların arasında birleşmeyi sağladı; çünkü O, güçlüdür, hikmet sahibidir.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ve kalblerinin arasını te'lif eyledi, yoksa yer yüzünde ne varsa hepsini sarf etse idin yine onların kalblerini te'lif edemezdin ve lâkin Allah onların beyinlerini te'lif buyurdu çünkü o azîz, hakîmdir.
Fizilal-il Kuran : Allah, mü'minlerin kalplerini uzlaştırdı. Eğer sen dünyadaki her şeyi harcasan yine onların kalplerini uzlaştıramazdın. Fakat Allah onları uzlaştırdı. Hiç kuşkusuz O, üstün iradeli ve hikmet sahibidir.
Gültekin Onan : Ve onların kalplerini uzlaştırdı. Sen, yeryüzündekilerin tümünü harcasaydın bile, onların kalplerini uzlaştıramazdın. Ama Tanrı, aralarını bulup onları uzlaştırdı. Çünkü O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
Hakkı Yılmaz : (62,63) Ve eğer onlar, sana hile yapmak isterlerse, bil ki şüphesiz sana Allah yeter. O, seni Kendi yardımıyla ve mü’minlerle güçlendirendir ve mü’minlerin gönüllerini kaynaştırandır. Sen yeryüzünde ne varsa hepsini topluca harcasaydın yine de onların gönüllerini kaynaştıramazdın. Ama Allah, aralarını kaynaştırdı. Şüphesiz O, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/mutlak galip olandır, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapandır.
Hasan Basri Çantay : ve onların gönüllerine sevgi verib birleşdirendir. Sen yer yüzünde olan (her) şey'i topdan harcamış olsan yine onların gönüllerini (böyle) birleşdiremezdin. Fakat Allah onların aralarını bulub kaynaşdırdı. Çünkü O, mutlak gaalibdir, tam hüküm ve hikmet saahibidir.
Hayrat Neşriyat : Ve (birbirlerine düşman olanların) kalblerinin arasını (îman ve ihlâsla) birleştirdi. Eğer yeryüzünde bulunanların hepsini sarf etseydin, yine onların kalblerinin arasını birleştiremezdin; fakat Allah, (onları birbirlerine kardeş yaparak) aralarını (muhabbetle)kaynaştırdı. Çünki O, Azîz (kudreti dâimâ galib gelen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.
İbni Kesir : Ve onların kalblerini birleştirmiştir. Eğer yeryüzünde bulunan her şeyi sarfetsen yine de onların kalblerini birleştiremezdin. Fakat Allah birleştirdi onların arasını. Muhakkak ki Allah; Aziz'dir, Hakim'dir.
İskender Evrenosoğlu : Ve onların kalplerinin arasını (sevgiyle) birleştirdi. Eğer yeryüzündeki şeylerin hepsini infâk etseydin (verseydin), onların kalplerinin arasını birleştiremezdin. Ve lâkin Allah, onların arasını birleştirdi. Muhakkak ki O; Azîz'dir, Hakîm'dir.
Muhammed Esed : (O inanmış kimseler ki) kalplerini O bağdaştırdı, kaynaştırdı: (O inanmış kimseler ki,) uğrunda yeryüzündeki her şeyi toptan harcasaydın onların kalplerini birbirine ısındırıp kaynaştıramazdın; ama işte Allah onları bir araya getirdi. Gerçekten de Allah hikmetle edip eyleyen en yüce iktidar sahibidir.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve onların kalblerinin arasını telif etti ki, eğer yerde bulunanın tamamını sarfedecek olsa idin onların kalpleri arasına ülfet düşüremezdin. Velâkin Allah Teâlâ onların kalpleri arasını telif etti. Şüphe yok ki O azîzdir, hakîmdir.
Ömer Öngüt : Onların gönüllerini birleştiren Allah'tır. Eğer sen yeryüzünde bulunan her şeyi verseydin, yine onların gönüllerini birleştiremezdin. Fakat Allah onların aralarını bulup kaynaştırdı. Çünkü O Azîz'dir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Şaban Piriş : Kalplerinizin arasını birleştirdi. Eğer yeryüzünde olan her şeyi sarfetseydin bile onların kalplerini birleştiremezdin. Fakat Allah, onların arasını birleştirmiştir. Şüphesiz O güçlüdür, hakimdir.
Suat Yıldırım : (62-63) Eğer birtakım hilelerle seni aldatmak isterlerse, hiç endişe etme. Allah sana yeter. O’dur ki seni yardımıyla ve bir de müminlerle destekledi. Müminlerin kalplerini birbirine ısındırıp bir araya getirdi. Şayet sen dünyada bulunan her şeyi sarf etseydin bile yine de onların kalplerini birleştiremezdin, fakat Allah onları birleştirdi. Çünkü O azizdir, hakîmdir (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibidir).
Süleyman Ateş : Ve onların kalblerinin arasını uzlaştırdı. Sen yeryüzünde bulunan herşeyi verseydin, yine onların kalblerinin arasını uzlaştıramazdın; fakat Allâh, onların arasını uzlaştırdı. Çünkü O, dâimâ üstündür, hüküm ve hikmet sâhibidir.
Tefhim-ul Kuran : Ve onların kalblerini uzlaştırdı. Sen, yeryüzündekilerin tümünü harcasaydın bile, onların kalblerini uzlaştıramazdın. Ama Allah, aralarını bulup onları uzlaştırdı. Çünkü O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
Ümit Şimşek : Onların kalplerini kaynaştıran da Odur. Sen dünyadaki herşeyi verseydin onların kalplerini kaynaştıramazdın; ama Allah onları birbirine ısındırdı. Çünkü Onun kudreti herşeye üstündür, hikmeti herşeyi kuşatmıştır.
Yaşar Nuri Öztürk : Onların kalplerini kaynaştıran da O'dur. Sen, yeryüzündeki herşeyi bağışlasaydın, onların kalplerini yine de kaynaştıramazdın; ama Allah onları birbirine ısıtıp yaklaştırmıştır. O'dur Azîz ve Hakîm.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}