» 8 / Enfâl  49:

Kuran Sırası: 8
İniş Sırası: 88
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75

 » 8 / Enfâl  Suresi: 49
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِذْ (ÎZ̃) = iƶ : o vakit
2. يَقُولُ (YGVL) = yeḳūlu : diyorlardı
3. الْمُنَافِقُونَ (ELMNEFGVN) = l-munāfiḳūne : Münafıklar
4. وَالَّذِينَ (VELZ̃YN) = velleƶīne : ve kimseler
5. فِي (FY) = fī : bulunan
6. قُلُوبِهِمْ (GLVBHM) = ḳulūbihim : kalblerinde
7. مَرَضٌ (MRŽ) = meraDun : hastalık
8. غَرَّ (ĞR) = ğarra : aldatmış
9. هَٰؤُلَاءِ (HÙLEÙ) = hā'ulā'i : bunları
10. دِينُهُمْ (D̃YNHM) = dīnuhum : dinleri
11. وَمَنْ (VMN) = vemen : oysa kim
12. يَتَوَكَّلْ (YTVKL) = yetevekkel : dayanırsa
13. عَلَى (AL) = ǎlā :
14. اللَّهِ (ELLH) = llahi : Allah'a
15. فَإِنَّ (FÎN) = feinne : şüphesiz
16. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah
17. عَزِيزٌ (AZYZ) = ǎzīzun : daima galibtir
18. حَكِيمٌ (ḪKYM) = Hakīmun : hüküm ve hikmet sahibidir
o vakit | diyorlardı | Münafıklar | ve kimseler | bulunan | kalblerinde | hastalık | aldatmış | bunları | dinleri | oysa kim | dayanırsa | | Allah'a | şüphesiz | Allah | daima galibtir | hüküm ve hikmet sahibidir |

[] [GVL] [NFG] [] [] [GLB] [MRŽ] [ĞRR] [] [D̃YN] [] [VKL] [] [] [] [] [AZZ] [ḪKM]
ÎZ̃ YGVL ELMNEFGVN VELZ̃YN FY GLVBHM MRŽ ĞR HÙLEÙ D̃YNHM VMN YTVKL AL ELLH FÎN ELLH AZYZ ḪKYM

yeḳūlu l-munāfiḳūne velleƶīne ḳulūbihim meraDun ğarra hā'ulā'i dīnuhum vemen yetevekkel ǎlā llahi feinne llahe ǎzīzun Hakīmun
إذ يقول المنافقون والذين في قلوبهم مرض غر هؤلاء دينهم ومن يتوكل على الله فإن الله عزيز حكيم

 » 8 / Enfâl  Suresi: 49
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إذ | ÎZ̃ o vakit When
يقول ق و ل | GVL YGVL yeḳūlu diyorlardı said
المنافقون ن ف ق | NFG ELMNEFGVN l-munāfiḳūne Münafıklar the hypocrites
والذين | VELZ̃YN velleƶīne ve kimseler and those who -
في | FY bulunan in
قلوبهم ق ل ب | GLB GLVBHM ḳulūbihim kalblerinde their hearts
مرض م ر ض | MRŽ MRŽ meraDun hastalık (was) a disease,
غر غ ر ر | ĞRR ĞR ğarra aldatmış """(Had) deluded"
هؤلاء | HÙLEÙ hā'ulā'i bunları these (people)
دينهم د ي ن | D̃YN D̃YNHM dīnuhum dinleri "their religion."""
ومن | VMN vemen oysa kim But whoever
يتوكل و ك ل | VKL YTVKL yetevekkel dayanırsa puts (his) trust
على | AL ǎlā in
الله | ELLH llahi Allah'a Allah
فإن | FÎN feinne şüphesiz then indeed,
الله | ELLH llahe Allah Allah
عزيز ع ز ز | AZZ AZYZ ǎzīzun daima galibtir (is) All-Mighty,
حكيم ح ك م | ḪKM ḪKYM Hakīmun hüküm ve hikmet sahibidir "All-Wise."""

8:49 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

o vakit | diyorlardı | Münafıklar | ve kimseler | bulunan | kalblerinde | hastalık | aldatmış | bunları | dinleri | oysa kim | dayanırsa | | Allah'a | şüphesiz | Allah | daima galibtir | hüküm ve hikmet sahibidir |

[] [GVL] [NFG] [] [] [GLB] [MRŽ] [ĞRR] [] [D̃YN] [] [VKL] [] [] [] [] [AZZ] [ḪKM]
ÎZ̃ YGVL ELMNEFGVN VELZ̃YN FY GLVBHM MRŽ ĞR HÙLEÙ D̃YNHM VMN YTVKL AL ELLH FÎN ELLH AZYZ ḪKYM

yeḳūlu l-munāfiḳūne velleƶīne ḳulūbihim meraDun ğarra hā'ulā'i dīnuhum vemen yetevekkel ǎlā llahi feinne llahe ǎzīzun Hakīmun
إذ يقول المنافقون والذين في قلوبهم مرض غر هؤلاء دينهم ومن يتوكل على الله فإن الله عزيز حكيم

[] [ق و ل] [ن ف ق] [] [] [ق ل ب] [م ر ض] [غ ر ر] [] [د ي ن] [] [و ك ل] [] [] [] [] [ع ز ز] [ح ك م]

 » 8 / Enfâl  Suresi: 49
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إذ | ÎZ̃ o vakit When
,Zel,
,700,
T – time adverb
ظرف زمان
يقول ق و ل | GVL YGVL yeḳūlu diyorlardı said
Ye,Gaf,Vav,Lam,
10,100,6,30,
V – 3rd person masculine singular imperfect verb
فعل مضارع
المنافقون ن ف ق | NFG ELMNEFGVN l-munāfiḳūne Münafıklar the hypocrites
Elif,Lam,Mim,Nun,Elif,Fe,Gaf,Vav,Nun,
1,30,40,50,1,80,100,6,50,
N – nominative masculine plural (form III) active participle
اسم مرفوع
والذين | VELZ̃YN velleƶīne ve kimseler and those who -
Vav,Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
6,1,30,700,10,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – masculine plural relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
في | FY bulunan in
Fe,Ye,
80,10,
P – preposition
حرف جر
قلوبهم ق ل ب | GLB GLVBHM ḳulūbihim kalblerinde their hearts
Gaf,Lam,Vav,Be,He,Mim,
100,30,6,2,5,40,
"N – genitive feminine plural noun → Heart
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun"
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
مرض م ر ض | MRŽ MRŽ meraDun hastalık (was) a disease,
Mim,Re,Dad,
40,200,800,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
غر غ ر ر | ĞRR ĞR ğarra aldatmış """(Had) deluded"
Ğayn,Re,
1000,200,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
هؤلاء | HÙLEÙ hā'ulā'i bunları these (people)
He,,Lam,Elif,,
5,,30,1,,
DEM – plural demonstrative pronoun
اسم اشارة
دينهم د ي ن | D̃YN D̃YNHM dīnuhum dinleri "their religion."""
Dal,Ye,Nun,He,Mim,
4,10,50,5,40,
N – nominative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ومن | VMN vemen oysa kim But whoever
Vav,Mim,Nun,
6,40,50,
REM – prefixed resumption particle
COND – conditional noun
الواو استئنافية
اسم شرط
يتوكل و ك ل | VKL YTVKL yetevekkel dayanırsa puts (his) trust
Ye,Te,Vav,Kef,Lam,
10,400,6,20,30,
V – 3rd person masculine singular (form V) imperfect verb, jussive mood
فعل مضارع مجزوم
على | AL ǎlā in
Ayn,Lam,,
70,30,,
P – preposition
حرف جر
الله | ELLH llahi Allah'a Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – genitive proper noun → Allah"
لفظ الجلالة مجرور
فإن | FÎN feinne şüphesiz then indeed,
Fe,,Nun,
80,,50,
RSLT – prefixed result particle
ACC – accusative particle
الفاء واقعة في جواب الشرط
حرف نصب
الله | ELLH llahe Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
عزيز ع ز ز | AZZ AZYZ ǎzīzun daima galibtir (is) All-Mighty,
Ayn,Ze,Ye,Ze,
70,7,10,7,
N – nominative masculine singular indefinite noun
اسم مرفوع
حكيم ح ك م | ḪKM ḪKYM Hakīmun hüküm ve hikmet sahibidir "All-Wise."""
Ha,Kef,Ye,Mim,
8,20,10,40,
ADJ – nominative masculine singular indefinite adjective
صفة مرفوعة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِذْ: o vakit | يَقُولُ: diyorlardı | الْمُنَافِقُونَ: Münafıklar | وَالَّذِينَ: ve kimseler | فِي: bulunan | قُلُوبِهِمْ: kalblerinde | مَرَضٌ: hastalık | غَرَّ: aldatmış | هَٰؤُلَاءِ: bunları | دِينُهُمْ: dinleri | وَمَنْ: oysa kim | يَتَوَكَّلْ: dayanırsa | عَلَى: | اللَّهِ: Allah'a | فَإِنَّ: şüphesiz | اللَّهَ: Allah | عَزِيزٌ: daima galibtir | حَكِيمٌ: hüküm ve hikmet sahibidir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إذ ÎZ̃ o vakit | يقول YGWL diyorlardı | المنافقون ELMNEFGWN Münafıklar | والذين WELZ̃YN ve kimseler | في FY bulunan | قلوبهم GLWBHM kalblerinde | مرض MRŽ hastalık | غر ĞR aldatmış | هؤلاء HÙLEÙ bunları | دينهم D̃YNHM dinleri | ومن WMN oysa kim | يتوكل YTWKL dayanırsa | على AL | الله ELLH Allah'a | فإن FÎN şüphesiz | الله ELLH Allah | عزيز AZYZ daima galibtir | حكيم ḪKYM hüküm ve hikmet sahibidir |
Kırık Meal (Okunuş) : |: o vakit | yeḳūlu: diyorlardı | l-munāfiḳūne: Münafıklar | velleƶīne: ve kimseler | : bulunan | ḳulūbihim: kalblerinde | meraDun: hastalık | ğarra: aldatmış | hā'ulā'i: bunları | dīnuhum: dinleri | vemen: oysa kim | yetevekkel: dayanırsa | ǎlā: | llahi: Allah'a | feinne: şüphesiz | llahe: Allah | ǎzīzun: daima galibtir | Hakīmun: hüküm ve hikmet sahibidir |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎZ̃: o vakit | YGVL: diyorlardı | ELMNEFGVN: Münafıklar | VELZ̃YN: ve kimseler | FY: bulunan | GLVBHM: kalblerinde | MRŽ: hastalık | ĞR: aldatmış | HÙLEÙ: bunları | D̃YNHM: dinleri | VMN: oysa kim | YTVKL: dayanırsa | AL: | ELLH: Allah'a | FÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | AZYZ: daima galibtir | ḪKYM: hüküm ve hikmet sahibidir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Hani münâfıklarla gönüllerinde hastalık olanlar, bunları dinleri aldatmıştır demişlerdi; halbuki kim Allah'a dayanırsa bilsin ki Allah, şüphe yok ki üstündür, hüküm ve hikmet sâhibidir.
Adem Uğur : O zaman münafıklarla kalplerinde hastalık bulunanlar, (sizin için), "Bunları, dinleri aldatmış" diyorlardı. Halbuki kim Allah'a dayanırsa, bilsin ki Allah mutlak galiptir, hikmet sahibidir. (Kendisine güveneni üstün ve galip kılacak O'dur. Yoksa orduların sayı ve techizat üstünlüğü değildir).
Ahmed Hulusi : Hani münafıklar ile içlerindeki şüphe dolayısıyla sağlıklı düşünemeyenler: "Bunları dinleri aldatmış" diyor(du). . . Kim Allâh'a tevekkül ederse (işe duygularını karıştırmayıp tabiri câiz ise kendini otomatik pilota bırakırsa, yani Allâh Esmâ'sının gereğini kendisinde açığa çıkaracağına iman ederse), muhakkak Allâh Aziyz'dir, Hakiym'dir.
Ahmet Tekin : O sırada müslüman görünerek İslâm’a karşı gizli eylem planları ve eylem yapan münafıklar ve kalpleri kararmış, akıllarından zoru olanlar, hasta ruhlular müslümanlara: 'Şu adamları dinleri, şeriatları, medeniyetleri aldattı' diyorlardı. Kim Allah’a dayanıp güvenir, işlerini Allah’a havale ederse, bilsin ki, Allah kudretlidir, hikmet sahibi ve hükümrandır.
Ahmet Varol : Münafıklarla kalplerinde hastalık olanlar: 'Bunları dinleri aldattı' diyorlardı. Kim Allah'a güvenirse, Allah yücedir, hakimdir.
Ali Bulaç : Münafıklar ve kalblerinde hastalık olanlar şöyle diyorlardı: "Bunları (müslümanları) dinleri aldattı." Oysa kim Allah'a tevekkül ederse, şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
Ali Fikri Yavuz : O sıra münafıklarla, kalblerinde bir hastalık bulunanlar (henüz İslâmı kabul etmekle imanları kökleşmiyenler), şöyle diyorlardı. “- Bu müslümanları, dinleri aldattı.” Halbuki Allah’a tevekkül edip ona güvenen galip olur. Çünkü Allah (her şeye) galiptir; (yaptıklarında) hikmet sahibidir.
Bekir Sadak : Iki yuzluler ve kalblerinde hastalik bulunanlar «muslumanlari dinleri aldatti» diyorlardi; oysa, kim Allah'a guvenirse bilmelidir ki Allah gucludur, hakimdir.
Celal Yıldırım : Hani bir vakit de münafıklar ve kalblerinde (inkâr, inat, cehalet ve fitne) hastalığı bulunanlar diyorlardı ki: «Canım şu mü'minleri de dinleri aldatmıştır.» Kim Allah'a güvenip dayanırsa şüphesiz ki Allah yegâne üstün ve yegâne hikmet sahibidir.
Diyanet İşleri : Hani münafıklar ve kalplerinde hastalık bulunan kimseler, “Bunları dinleri aldatmış” diyorlardı. Hâlbuki kim Allah’a tevekkül ederse, hiç şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Diyanet İşleri (eski) : İkiyüzlüler ve kalblerinde hastalık bulunanlar 'Müslümanları dinleri aldattı' diyorlardı; oysa, kim Allah'a güvenirse bilmelidir ki Allah güçlüdür, hakimdir.
Diyanet Vakfi : O zaman münafıklarla kalplerinde hastalık bulunanlar, (sizin için), «Bunları, dinleri aldatmış» diyorlardı. Halbuki kim Allah'a dayanırsa, bilsin ki Allah mutlak galiptir, hikmet sahibidir. (Kendisine güveneni üstün ve galip kılacak O'dur. Yoksa orduların sayı ve techizat üstünlüğü değildir).
Edip Yüksel : İkiyüzlüler ve kalplerinde hastalık bulunanlar, 'Bunları dinleri aldatmış,' diyorlardı. Kim ALLAH'a güvenirse, kuşkusuz ALLAH Üstündür, Bilgedir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : O sırada münafıklar ve kalblerinde hastalık bulunanlar, (müslümanlar hakkında) «şu adamları dinleri aldattı» diyorlardı. Oysa her kim Allah'a tevekkül ederse bilsin ki, Allah galiptir, güçlüdür ve hikmet sahibidir.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : O sırada münafıklar ve kalplerinde bir hastalık bulunanlar: «Şunları dinleri aldattı.» diyorlardı. Oysa, her kim Allah'a dayanırsa, bilsin ki, Allah, üstündür, hikmet sahibidir.
Elmalılı Hamdi Yazır : O sıra münafıklar ve kalblerinde bir maraz bulunanlar şöyle diyorlardı: «şunları dinleri aldattı» halbuki her kim Allaha tevekkül ederse şüphe yok ki Allah bir azîz, hakîmdir.
Fizilal-il Kuran : Hani münafıklar ile kalplerinde hastalık bulunanlar «Bu müslümanları dinleri şımartıp yanılgıya düşürdü» dediler. Oysa kim Allah'a dayanırsa bilsin ki Allah, üstün iradeli ve hikmet sahibidir.
Gültekin Onan : Münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar şöyle diyorlardı: "Bunları (müslümanları) dinleri aldattı." Oysa kim Tanrı'ya tevekkül ederse, kuşkusuz Tanrı üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
Hakkı Yılmaz : (48,49) "Hani o münâfıklar ve kalplerinde hastalık bulunan; zihniyeti bozuk kimseler, “Şu adamları dinleri aldattı” dedikleri sırada, o kötü niyetli komutan, onlara amellerini çekici göstermiş ve onlara, “Bugün sizi insanlardan bozguna uğratacak kimse yoktur ve ben de sizin yardımcınızım” demişti. Sonra da, ne zaman ki iki topluluk birbirini görür oldu, o, iki topuğu üstünde geri döndü ve: “Şüphesiz ben sizden uzağım. Şüphesiz ben, sizin görmediğinizi görmekteyim, şüphesiz ben, Allah'tan korkmaktayım” dedi. Ve Allah, sonuçlandırması/ cezalandırması pek şiddetli olandır. Ve her kim Allah'a işin sonucunu havale ederse bilsin ki şüphesiz Allah, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün olmayan/mutlak galip olandır, en iyi yasa koyan, bozulmayı iyi engelleyen/sağlam yapandır. "
Hasan Basri Çantay : O zaman münafıklarla yüreklerinde maraz bulunanlar şöyle diyordu: «Bunları (müslümanları) dînleri aldatdı». Halbuki kim Allaha dayanıb güvenirse hiç şübhesiz Allah mutlak gaalibdir, tam hüküm ve hikmet saahibidir.
Hayrat Neşriyat : O zaman münâfıklar ve kalblerinde hastalık bulunanlar (sizin için): 'Bunları, dinleri aldattı!' diyorlardı. Hâlbuki kim Allah’a tevekkül ederse, artık mukakkak ki Allah, Azîz (kudreti dâimâ üstün olan)dır, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır.
İbni Kesir : Hani münafıklar, kalblerinde hastalık bulunanlar: Bunları, dinleri aldattı, diyorlardı. Halbuki kim Allah'a tevekkül ederse; muhakkak ki Allah, Aziz' dir, Hakim'dir.
İskender Evrenosoğlu : Münafıklar ve kalplerinde hastalık bulunan kimseler şöyle diyorlardı: “Bunları, kendilerinin dîni aldattı.” Ve kim Allah'a tevekkül ederse o taktirde Allah, muhakkak ki Azîz (en üstün) ve Hakîm'dir (hüküm sahibi) dir.
Muhammed Esed : Bu arada, ikiyüzlüler ve kalplerinde eğrilik bulunanlar: "Bu adamları dinleri yanlış yola götürüyor!" diyorlardı. Ama Allaha güvenip dayanan kişiye gelince, (o bilir ki), Allah mutlaka doğru hüküm ve hikmetle edip eyleyen en yüce iktidar sahibidir.
Ömer Nasuhi Bilmen : O zaman münafıklar ve kalplerinde hastalık bulunanlar diyordu ki: «Onları dinleri aldatmıştır.» Halbuki her kim Allah Teâlâ'ya tevekkül ederse artık şüphe yok ki Allah Teâlâ azîzdir, hakîmdir.
Ömer Öngüt : O sırada münafıklar ve kalplerinde hastalık bulunanlar: “Bunları dinleri aldatmış!” diyorlardı. Halbuki kim Allah'a tevekkül ederse, bilsin ki Allah yegâne galip ve hikmet sahibidir.
Şaban Piriş : Münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar: -Müslümanları dinleri aldattı, diyorlardı. Oysa kim Allah’a güvenirse bilmelidir ki Allah güçlüdür, hakimdir.
Suat Yıldırım : O zaman münafıklar ve kalplerinde şüphe bulunanlar diyorlardı ki: "Bu Müslümanları dinleri aldatmış, (çünkü kendilerinden çok üstün bir ordu ile savaşa girişiyorlar.)" Halbuki kim Allah’a güvenip dayanırsa Allah ona yeter. Şüphe yok ki Allah azîzdir, hakîmdir (mutlak galiptir, tam hüküm ve hikmet sahibidir).
Süleyman Ateş : Münâfıklar ve kalblerinde hastalık bulunanlar (sizin için): "Bunları dinleri aldatmış, (baksana başa çıkamayacakları bir kuvvetle savaşmağa kalkıyorlar)." diyorlardı. Oysa, kim Allah'a dayanırsa şüphesiz Allâh, dâimâ gâlib, hüküm ve hikmet sâhibidir.
Tefhim-ul Kuran : Munafıklar ve kalblerinde hastalık bulunanlar şöyle diyorlardı: «Bunları (müslümanları) dinleri aldattı.» Oysa kim Allah'a tevekkül ederse, hiç şüphesiz Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
Ümit Şimşek : O sırada münafıklar ile kalplerinde hastalık bulunanlar 'Bunları inançları aldattı' diyorlardı. Halbuki, kim Allah'a tevekkül ederse, hiç şüphesiz Allah'ın kudreti herşeye üstün, her işi de hikmet iledir.
Yaşar Nuri Öztürk : İkiyüzlülerle kalplerinde hastalık olanlar şöyle diyorlardı: "Bunları, dinleri aldatmış." Oysa Allah'a güvenip dayanan bilir ki, Allah Azîz ve Hakîm'dir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}