» 8 / Enfâl  Suresi:

Kuran Sırası: 8
İniş Sırası: 88

Edip Yüksel Meali
Savaş ganimetleri hakkında senden soruyorlar. De ki: 'Ganimetler, ALLAH'ın ve elçisinindir.' ALLAH'ı dinleyin, aranızı düzeltin. İnanıyorsanız, ALLAH'a ve elçisine uyun.(8:1)
İnananlar öyle kimselerdir ki, ALLAH anıldığında yürekleri titrer, O'nun ayetleri kendilerine okunduğunda inançları artar ve Rab'lerine güvenirler.(8:2)
Onlar ki namazı gözetirler ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan yardım olarak verirler.(8:3)
Böyleleri gerçek inananlardır. Onlar için Rab'leri yanında dereceler, bağışlanma ve tükenmez rızık vardır.(8:4)
Nitekim Rabbin seni belli bir planın gerçekleşmesi için evinden çıkarmıştı. İnananlardan bir grup bundan hoşlanmamıştı.(8:5)
Gerçek ortaya çıkmasına rağmen, göz göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi seninle onu tartışıyorlardı.(8:6)
ALLAH iki gruptan birisini (yenmeyi) size söz vermişti; siz ise, güçsüz olanıyla karşılaşmayı istiyordunuz. Oysa ALLAH kelimeleriyle gerçeği gerçekleştirmek ve kafirlerin ardını kesmek diliyor.(8:7)
Ki suçlular hoşlanmasa da hakkı gerçekleştirsin ve haksızlığı ortadan kaldırsın.(8:8)
Sizi kurtarması için Rabbinize yalvarıyordunuz, ve O da, 'Ben sizi birbiri ardınca bin melekle destekleyeceğim,' diye size karşılık vermişti.(8:9)
ALLAH bunu, ancak bir müjde olsun ve kalplerinizi yatıştırsın diye yaptı. Zafer yalnız ALLAH'tandır. ALLAH Üstündür, Bilgedir.(8:10)
Kendisinden bir güvenlik olarak sizi bir uyuklama bürüyüp yatıştırıyordu. (Susuzluğun oluşturduğu bunalımdan) sizi temizlemek, şeytanın pisliğini (umutsuzluğu) sizden savmak, kalbinizi ikna etmek ve ayaklarınızı pekiştirmek için üzerinize gökten su indiriyordu.(8:11)
Rabbin meleklere, 'Sizinle beraberim, inananları destekleyin. İnkarcıların yüreğine korku salacağım. Vurun boyunlara, vurun onların her parmağına,' diye vahyediyordu.(8:12)
Çünkü onlar ALLAH'a ve elçisine karşı aktif olarak savaştılar. Kim ki ALLAH ve elçisiyle savaşırsa elbette ALLAH'ın cezası çetindir.(8:13)
İşte bunu tadın. Kafirler için bir de ateş azabı var.(8:14)
Ey inananlar, size karşı düşmanca harekata geçen kafirlerle karşılaştığınızda, onlara arkanızı dönmeyin.(8:15)
Kim o gün, savaş taktiği veya başka bir birliğe katılma amacınının dışında sırtını dönüp kaçarsa ALLAH'tan bir gazaba uğramıştır ve yeri de cehennemdir. Ne kötü bir duraktır.(8:16)
Onları siz öldürmediniz, fakat ALLAH öldürdü. Attığın zaman da sen atmıyordun; ALLAH atıyordu. Fakat böylece inananları güzel bir sınavla ödüllendirir. ALLAH İşitendir, Bilendir.(8:17)
Bu yolla, ALLAH, kafirlerin planını bozar.(8:18)
Zafer istiyorsanız (ey kafirler), işte size zafer geldi! Saldırmaktan vazgeçerseniz sizin için daha iyi olur. Dönerseniz biz de döneriz ve ordunuz sayıca çok da olsa sizden hiç bir şeyi savamaz. ALLAH inananlarla beraberdir.(8:19)
Ey inananlar, ALLAH'a ve elçisine uyunuz. İşittiğiniz halde ondan yüz çevirmeyiniz.(8:20)
İşitmedikleri halde, 'İşittik,' diyenler gibi olmayın.(8:21)
ALLAH yanında, yaratıkların en kötüsü, akıllarını kullanmayan sağır ve dilsizlerdir.(8:22)
ALLAH onlarda bir iyilik olduğunu görseydi, onlara işittirirdi. Onlara işittirseydi bile yine yüz çevirerek dönerlerdi.(8:23)
Ey inananlar, size hayat verecek şeylere çağırdığında ALLAH'a ve elçisine yanıt verin. Bilin ki ALLAH kişi ile kalbi arasına girer ve O'nun huzuruna toplanacaksınız.(8:24)
Sizden sadece zalimlere dokunmayacak olan fitneden sakının. Bilesiniz ki ALLAH'ın cezası çetindir.(8:25)
Sayıca az olduğunuz, yeryüzünde ezilip horlandığınız ve insanların sizi kapıp kaçıracaklarından korktuğunuz zamanları hatırlayın. O size barınak sağladı, sizi yardımıyla destekledi ve güzel şeylerden size rızıklar verdi ki şükredesiniz(8:26)
Ey inananlar, ALLAH'a ve elçisine ihanet etmeyin; sorumluklarınıza bile bile ihanet etmiş olursunuz.(8:27)
Bilesiniz ki mallarınız ve evlatlarınız sizin için bir sınavdır ve ALLAH'ın yanında büyük ödül vardır.(8:28)
Ey inananlar, ALLAH'ı dinlerseniz, size doğruyu yanlıştan ayıracak anlayışı verir, kötülüklerinizi örter ve sizi bağışlar. ALLAH Büyük Lütuf Sahibidir.(8:29)
İnkarcılar seni etkisiz hale getirmek, veya seni öldürmek ya da seni sürmek için planlar yapıyorlardı. Onlar plan kuruyorlarsa ALLAH da plan kuruyor. ALLAH plan kuranların en ustasıdır(8:30)
Ayetlerimizi dinledikleri zaman, 'İşittik,' diyorlardı, 'İstesek biz de bunun bir benzerini getiririz. Bu, geçmişlerin efsanelerinden başka bir şey değil.'(8:31)
Hatta, 'Rabbimiz, bu senden gelen bir gerçek ise, üstümüze gökten taşlar yağdır, veya başımıza acıklı bir azap getir,' diyorlardı.(8:32)
Sen onların arasında bulunduğun sürece ALLAH onlara azap edecek değildir. Onlar, bağışlanma dilerlerken de ALLAH onları cezalandıracak değildir.(8:33)
Başkalarını Kutsal Mescid'den menederlerken neden ALLAH'ın azabını haketmesinler? Oysa onlar onun koruyucuları değiller. Onun gerçek koruyucuları inananlardır; ancak çokları bunu bilmez.(8:34)
Onların, Kabe'deki namazları hile ve menetmekten başka bir şey değil. İnkarınızdan dolayı azabı tadın.(8:35)
İnkar edenler, insanları ALLAH yolundan menetmek için paralarını harcarlar ve daha da harcamaya devam edecekler. Fakat bu, sonradan kendileri için bir üzüntü kaynağı olacak ve ardından yenilecekler. İnkar edenler cehenneme sürüleceklerdir.(8:36)
Böylece ALLAH kötüyü iyiden ayırdeder, kötüleri üst üste koyup topluca yığar ve cehenneme yollar. İşte kaybedenler onlardır.(8:37)
İnkar edenlere söyle: 'Son verirlerse geçmişte yaptıkları bağışlanacaktır. Dönerlerse, daha öncekilerin sünneti (yasası) geçerlidir.'(8:38)
Baskı ve zulmu ortadan kaldırıncaya ve dini sadece ALLAH'a ait kılıncaya dek onlarla savaşın. Düşmanlığa son verirlerse, elbette ALLAH yaptıklarınızı Görür.(8:39)
Dönerlerse, bilin ki sahibiniz ALLAH'tır. O en iyi Mevla (Egemen/Dost/Koruyucu) ve en iyi Yardımcıdır.(8:40)
Ayırım gününde, iki ordunun karşılaştığı günde kulumuza indirdiğimize ve ALLAH'a inanıyorsanız, bilin ki elinize geçen her ganimetin beşte biri ALLAH'ın ve Elçisinindir. Bu pay, akrabalar, öksüzler, yoksullar ve yolda kalmışların hakkıdır. ALLAH herşeye Güç Yetirendir.(8:41)
Hani siz vadinin beri yamacında, onlar da vadinin öte yamacında mevzilenmişti. Kervan da sizden daha aşağıda idi. Bu karşılaşmayı siz kararlaştırsaydınız karşılaşma konusunda anlaşmazlığa düşecektiniz. Oysa ALLAH, yapılması önceden planlanmış bir işi gerçekleştirmekte idi. Böylece, yok edilen, apaçık bir delille yok edilsin, yaşayan da apaçık bir delille yaşatılsın. ALLAH İşitendir, Bilendir.(8:42)
ALLAH onları rüyanda sana az gösteriyordu. Onları sana çok gösterseydi, dağılacak ve o konuda çekişip duracaktınız. Fakat ALLAH (sizi) kurtardı. O, göğüslerin özünü bilendir(8:43)
Zamanı gelip kendileriyle karşılaştığınızda sizin gözlerinizde onları az gösteriyor, onların da gözlerinde sizi az gösteriyordu ki ALLAH önceden planlanmış işi gerçekleştirsin. İşler, sonunda ALLAH'a döner.(8:44)
Ey inananlar bir ordu ile karşılaştığınızda dayanın ve ALLAH'ı çokça anın ki başarasınız.(8:45)
ALLAH'a ve elçisine uyun, çekişmeyin, yoksa zayıflayıp gücünüzü yitirirsiniz. Güçlüklere karşı direnin. Elbette ALLAH sabredenlerle beraberdir.(8:46)
ALLAH'ın yoluna engel olmak amacıyla, halka gösteriş yaparak yurtlarından çıkan o kendini beğenmişler gibi olmayın. ALLAH yaptıklarını çepeçevre Kuşatır.(8:47)
Şeytan, işlerini onlara süslemiş ve: 'Bu gün halktan kimse sizi yenemez, ben sizin yanınızdayım,' demişti. İki ordu yüz yüze gelince de, topukları üzerine geri dönüp, 'Sizinle bir ilgim yok, sizin görmediğinizi görüyorum ve ALLAH'tan korkarım. ALLAH'ın cezası çetindir,' demişti.(8:48)
İkiyüzlüler ve kalplerinde hastalık bulunanlar, 'Bunları dinleri aldatmış,' diyorlardı. Kim ALLAH'a güvenirse, kuşkusuz ALLAH Üstündür, Bilgedir.(8:49)
İnkar edenlerin canlarını melekler alırken bir görseydin! Yüzlerine ve arkalarına (saldıran ve kaçan düşmanlarınıza) vuruyorlardı: 'Tadın yakıcı azabı!'(8:50)
'Bu, ellerinizin yaptığına karşılıktır. ALLAH elbette kullara zalim değildir.'(8:51)
Tıpkı Firavun'un yandaşlarının ve onlardan öncekilerin gidişi gibi... ALLAH'ın ayetlerini inkar ettiler. Günahlarından ötürü ALLAH da onları yakalayıp cezalandırdı. ALLAH Güçlüdür, cezası çetindir.(8:52)
Zira, bir topluluk kendilerini değiştirmedikçe, ALLAH onlara verdiği nimetleri değiştirecek değildir. ALLAH İşitendir, Bilendir.(8:53)
Örneğin, Firavun'un yandaşları ve onlardan öncekiler gibi. Rab'lerinin ayetlerini yalanladılar. Biz de günahlarından ötürü onları yıkıma uğrattık. Firavun'un yandaşlarını suda boğduk. Hepsi de zalim idiler.(8:54)
ALLAH yanında yaratıkların en kötüsü kafirlerdir; onlar inanmazlar.(8:55)
Onlar, sen kendileriyle anlaşma yaptığın halde her defasında anlaşmalarını bozanlardır. Onlar erdemli davranmazlar.(8:56)
Savaşta onları yakalarsan, onları arkalarındakilere ibret olacak şekilde darmadağın et. Belki ders alırlar.(8:57)
Bir topluluğun ihaneti seni endişelendiriyorsa, sen de aynı şekilde (diplomatik ilişkiyi kesip) at. Kuşkusuz ALLAH hainleri sevmez.(8:58)
Kafirler, kurtulduklarını sanmasınlar. Kaçamazlar.(8:59)
Onlar için elinizden gelen kuvvet ve atlı birlikler (savaş araçları) hazırlayıp seferber edin. Böylece onlarla ALLAH'ın düşmanlarını, düşmanlarınızı ve onlardan başka bilmediğiniz, ancak ALLAH'ın bildiği kimseleri caydırırsınız. ALLAH yolunda ne harcarsanız size tam olarak ödenir ve hiç haksızlığa uğratılmazsınız.(8:60)
Onlar barışa eğilim gösterirlerse sen de ona eğilim göster ve ALLAH'a güven. O, İşitendir, Bilendir.(8:61)
Seni aldatmak isterlerse, ALLAH sana yeter. O ki seni yardımıyla ve inananlarla destekledi.(8:62)
Ve onların kalplerini uzlaştırdı. Sen, yeryüzünde bulunanların hepsini harcasaydın bile kalplerini uzlaştıramazdın. Ancak, onların kalplerini ALLAH uzlaştırdı. O, Üstündür, Bilgedir.(8:63)
Ey peygamber, ALLAH sana ve seni izleyen inananlara yeter.(8:64)
Ey peygamber, inananları savaşa özendir. Sizden dirençli yirmi kişi olsa, iki yüz kişiyi yenebilir. Sizden yüz kişi, kafirlerden bin kişiyi yenebilir. Çünkü onlar, anlamayan bir topluluktur.(8:65)
Ancak, ALLAH sizde zayıflık bulunduğunu bildiğinden şimdi sizden yükü hafifletti. Sizden dirençli yüz kişi olsa, iki yüz kişiyi yenebilir. Sizden bin kişi olsa, ALLAH'ın izniyle iki bin kişiyi yenebilir. ALLAH sabredip direnenlerle beraberdir.(8:66)
Hiç bir peygambere, yeryüzünde savaşa katılmaksızın esirler edinmesi yakışmaz. Siz bu dünyanın geçici malını istiyorsunuz; ALLAH ise (sizin için) ahireti ister. ALLAH Üstündür, Bilgedir.(8:67)
ALLAH'ın daha önce koyduğu bir yasa olmasaydı aldıklarınızdan ötürü size büyük bir azap dokunacaktı.(8:68)
Artık ele geçirdiğiniz ganimetleri helal ve temiz olarak yiyebilirsiniz. ALLAH'ı dinleyin. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.(8:69)
Ey peygamber, elinizde bulunan esirlere de ki: 'ALLAH kalbinizde bir iyilik bilse, yitirdiklerinizden daha iyisini size verir ve sizi bağışlar. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.(8:70)
Yok, sana ihanet etmek istiyorlarsa, zaten daha önce ALLAH'a ihanet etmişlerdi. Bunun üzerine onları yenik düşürdü. ALLAH Bilendir, Bilgedir.(8:71)
İnananlar, ALLAH yolunda göç edenler, mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler ve onları barındırıp onlara yardım edenler birbirlerinin dostudur. İnandığı halde sizinle birlikte göç etmeyenler göç edinceye kadar onlardan sorumlu değilsiniz. Ancak onlar, din bağından ötürü sizden yardım isterlerse, aranızda anlaşma bulunan bir topluma karşı olmaması koşuluyla kendilerine yardım etmelisiniz. ALLAH yaptıklarınızı Görendir.(8:72)
İnkar edenler de birbirlerinin dostudur. Bu emirleri uygulamazsanız, yeryüzünde kaos ve büyük bir fesad olur.(8:73)
İnananlar, ALLAH yolunda göç edip çaba gösterenler ve onları barındırıp yardım edenler, işte bunlar gerçek inananlardır. Onlar için bağışlanma ve bol rızık vardır.(8:74)
Sonradan inananlar, göç edenler ve sizinle birlikte çaba gösterenler de sizdendir. ALLAH'ın Kitabına göre akrabalar birbirlerine önceliklidir. ALLAH herşeyi Bilendir(8:75)


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{sure_meali.php}