» 9 / Tevbe  4:

Kuran Sırası: 9
İniş Sırası: 113
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129

 » 9 / Tevbe  Suresi: 4
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. إِلَّا (ÎLE) = illā : ancak hariç
2. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
3. عَاهَدْتُمْ (AEHD̃TM) = ǎāhedtum : andlaşma yaptığınız
4. مِنَ (MN) = mine : -den
5. الْمُشْرِكِينَ (ELMŞRKYN) = l-muşrikīne : müşrikler-
6. ثُمَّ (S̃M) = ṧumme : sonra
7. لَمْ (LM) = lem :
8. يَنْقُصُوكُمْ (YNGṦVKM) = yenḳuSūkum : size eksik bırakmayan
9. شَيْئًا (ŞYÙE) = şey'en : hiçbir şeyi
10. وَلَمْ (VLM) = velem : ve
11. يُظَاهِرُوا (YƵEHRVE) = yuZāhirū : arka çıkmayanlar
12. عَلَيْكُمْ (ALYKM) = ǎleykum : size karşı
13. أَحَدًا (ÊḪD̃E) = eHaden : hiç kimseye
14. فَأَتِمُّوا (FÊTMVE) = feetimmū : tamamlayın
15. إِلَيْهِمْ (ÎLYHM) = ileyhim : onların
16. عَهْدَهُمْ (AHD̃HM) = ǎhdehum : andlaşmalarını
17. إِلَىٰ (ÎL) = ilā : kadar
18. مُدَّتِهِمْ (MD̃THM) = muddetihim : tanıdığınız süreye
19. إِنَّ (ÎN) = inne : şüphesiz
20. اللَّهَ (ELLH) = llahe : Allah
21. يُحِبُّ (YḪB) = yuHibbu : sever
22. الْمُتَّقِينَ (ELMTGYN) = l-mutteḳīne : korunanları
ancak hariç | kimseler | andlaşma yaptığınız | -den | müşrikler- | sonra | | size eksik bırakmayan | hiçbir şeyi | ve | arka çıkmayanlar | size karşı | hiç kimseye | tamamlayın | onların | andlaşmalarını | kadar | tanıdığınız süreye | şüphesiz | Allah | sever | korunanları |

[] [] [AHD̃] [] [ŞRK] [] [] [NGṦ] [ŞYE] [] [ƵHR] [] [EḪD̃] [TMM] [] [AHD̃] [] [MD̃D̃] [] [] [ḪBB] [VGY]
ÎLE ELZ̃YN AEHD̃TM MN ELMŞRKYN S̃M LM YNGṦVKM ŞYÙE VLM YƵEHRVE ALYKM ÊḪD̃E FÊTMVE ÎLYHM AHD̃HM ÎL MD̃THM ÎN ELLH YḪB ELMTGYN

illā elleƶīne ǎāhedtum mine l-muşrikīne ṧumme lem yenḳuSūkum şey'en velem yuZāhirū ǎleykum eHaden feetimmū ileyhim ǎhdehum ilā muddetihim inne llahe yuHibbu l-mutteḳīne
إلا الذين عاهدتم من المشركين ثم لم ينقصوكم شيئا ولم يظاهروا عليكم أحدا فأتموا إليهم عهدهم إلى مدتهم إن الله يحب المتقين

 » 9 / Tevbe  Suresi: 4
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إلا | ÎLE illā ancak hariç Except
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those (with) whom
عاهدتم ع ه د | AHD̃ AEHD̃TM ǎāhedtum andlaşma yaptığınız you have a covenant
من | MN mine -den among
المشركين ش ر ك | ŞRK ELMŞRKYN l-muşrikīne müşrikler- the polytheists,
ثم | S̃M ṧumme sonra then
لم | LM lem not
ينقصوكم ن ق ص | NGṦ YNGṦVKM yenḳuSūkum size eksik bırakmayan they have failed you
شيئا ش ي ا | ŞYE ŞYÙE şey'en hiçbir şeyi (in any) thing
ولم | VLM velem ve and not
يظاهروا ظ ه ر | ƵHR YƵEHRVE yuZāhirū arka çıkmayanlar they have supported
عليكم | ALYKM ǎleykum size karşı against you
أحدا ا ح د | EḪD̃ ÊḪD̃E eHaden hiç kimseye anyone,
فأتموا ت م م | TMM FÊTMVE feetimmū tamamlayın so fulfil
إليهم | ÎLYHM ileyhim onların to them
عهدهم ع ه د | AHD̃ AHD̃HM ǎhdehum andlaşmalarını their treaty
إلى | ÎL ilā kadar till
مدتهم م د د | MD̃D̃ MD̃THM muddetihim tanıdığınız süreye their term.
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
الله | ELLH llahe Allah Allah
يحب ح ب ب | ḪBB YḪB yuHibbu sever loves
المتقين و ق ي | VGY ELMTGYN l-mutteḳīne korunanları the righteous.

9:4 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ancak hariç | kimseler | andlaşma yaptığınız | -den | müşrikler- | sonra | | size eksik bırakmayan | hiçbir şeyi | ve | arka çıkmayanlar | size karşı | hiç kimseye | tamamlayın | onların | andlaşmalarını | kadar | tanıdığınız süreye | şüphesiz | Allah | sever | korunanları |

[] [] [AHD̃] [] [ŞRK] [] [] [NGṦ] [ŞYE] [] [ƵHR] [] [EḪD̃] [TMM] [] [AHD̃] [] [MD̃D̃] [] [] [ḪBB] [VGY]
ÎLE ELZ̃YN AEHD̃TM MN ELMŞRKYN S̃M LM YNGṦVKM ŞYÙE VLM YƵEHRVE ALYKM ÊḪD̃E FÊTMVE ÎLYHM AHD̃HM ÎL MD̃THM ÎN ELLH YḪB ELMTGYN

illā elleƶīne ǎāhedtum mine l-muşrikīne ṧumme lem yenḳuSūkum şey'en velem yuZāhirū ǎleykum eHaden feetimmū ileyhim ǎhdehum ilā muddetihim inne llahe yuHibbu l-mutteḳīne
إلا الذين عاهدتم من المشركين ثم لم ينقصوكم شيئا ولم يظاهروا عليكم أحدا فأتموا إليهم عهدهم إلى مدتهم إن الله يحب المتقين

[] [] [ع ه د] [] [ش ر ك] [] [] [ن ق ص] [ش ي ا] [] [ظ ه ر] [] [ا ح د] [ت م م] [] [ع ه د] [] [م د د] [] [] [ح ب ب] [و ق ي]

 » 9 / Tevbe  Suresi: 4
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
إلا | ÎLE illā ancak hariç Except
,Lam,Elif,
,30,1,
RES – restriction particle
أداة حصر
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those (with) whom
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
عاهدتم ع ه د | AHD̃ AEHD̃TM ǎāhedtum andlaşma yaptığınız you have a covenant
Ayn,Elif,He,Dal,Te,Mim,
70,1,5,4,400,40,
V – 2nd person masculine plural (form III) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
من | MN mine -den among
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
المشركين ش ر ك | ŞRK ELMŞRKYN l-muşrikīne müşrikler- the polytheists,
Elif,Lam,Mim,Şın,Re,Kef,Ye,Nun,
1,30,40,300,200,20,10,50,
N – genitive masculine plural (form IV) active participle
اسم مجرور
ثم | S̃M ṧumme sonra then
Se,Mim,
500,40,
CONJ – coordinating conjunction
حرف عطف
لم | LM lem not
Lam,Mim,
30,40,
NEG – negative particle
حرف نفي
ينقصوكم ن ق ص | NGṦ YNGṦVKM yenḳuSūkum size eksik bırakmayan they have failed you
Ye,Nun,Gaf,Sad,Vav,Kef,Mim,
10,50,100,90,6,20,40,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل والكاف ضمير متصل في محل نصب مفعول به
شيئا ش ي ا | ŞYE ŞYÙE şey'en hiçbir şeyi (in any) thing
Şın,Ye,,Elif,
300,10,,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
ولم | VLM velem ve and not
Vav,Lam,Mim,
6,30,40,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
NEG – negative particle
الواو عاطفة
حرف نفي
يظاهروا ظ ه ر | ƵHR YƵEHRVE yuZāhirū arka çıkmayanlar they have supported
Ye,Zı,Elif,He,Re,Vav,Elif,
10,900,1,5,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form III) imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
عليكم | ALYKM ǎleykum size karşı against you
Ayn,Lam,Ye,Kef,Mim,
70,30,10,20,40,
P – preposition
PRON – 2nd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
أحدا ا ح د | EḪD̃ ÊḪD̃E eHaden hiç kimseye anyone,
,Ha,Dal,Elif,
,8,4,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
فأتموا ت م م | TMM FÊTMVE feetimmū tamamlayın so fulfil
Fe,,Te,Mim,Vav,Elif,
80,,400,40,6,1,
REM – prefixed resumption particle
V – 2nd person masculine plural (form IV) imperative verb
PRON – subject pronoun
الفاء استئنافية
فعل أمر والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
إليهم | ÎLYHM ileyhim onların to them
,Lam,Ye,He,Mim,
,30,10,5,40,
P – preposition
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
جار ومجرور
عهدهم ع ه د | AHD̃ AHD̃HM ǎhdehum andlaşmalarını their treaty
Ayn,He,Dal,He,Mim,
70,5,4,5,40,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إلى | ÎL ilā kadar till
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
مدتهم م د د | MD̃D̃ MD̃THM muddetihim tanıdığınız süreye their term.
Mim,Dal,Te,He,Mim,
40,4,400,5,40,
N – genitive feminine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
إن | ÎN inne şüphesiz Indeed,
,Nun,
,50,
ACC – accusative particle
حرف نصب
الله | ELLH llahe Allah Allah
Elif,Lam,Lam,He,
1,30,30,5,
"PN – accusative proper noun → Allah"
لفظ الجلالة منصوب
يحب ح ب ب | ḪBB YḪB yuHibbu sever loves
Ye,Ha,Be,
10,8,2,
V – 3rd person masculine singular (form IV) imperfect verb
فعل مضارع
المتقين و ق ي | VGY ELMTGYN l-mutteḳīne korunanları the righteous.
Elif,Lam,Mim,Te,Gaf,Ye,Nun,
1,30,40,400,100,10,50,
N – accusative masculine plural (form VIII) active participle
اسم منصوب
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |إِلَّا: ancak hariç | الَّذِينَ: kimseler | عَاهَدْتُمْ: andlaşma yaptığınız | مِنَ: -den | الْمُشْرِكِينَ: müşrikler- | ثُمَّ: sonra | لَمْ: | يَنْقُصُوكُمْ: size eksik bırakmayan | شَيْئًا: hiçbir şeyi | وَلَمْ: ve | يُظَاهِرُوا: arka çıkmayanlar | عَلَيْكُمْ: size karşı | أَحَدًا: hiç kimseye | فَأَتِمُّوا: tamamlayın | إِلَيْهِمْ: onların | عَهْدَهُمْ: andlaşmalarını | إِلَىٰ: kadar | مُدَّتِهِمْ: tanıdığınız süreye | إِنَّ: şüphesiz | اللَّهَ: Allah | يُحِبُّ: sever | الْمُتَّقِينَ: korunanları |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إلا ÎLE ancak hariç | الذين ELZ̃YN kimseler | عاهدتم AEHD̃TM andlaşma yaptığınız | من MN -den | المشركين ELMŞRKYN müşrikler- | ثم S̃M sonra | لم LM | ينقصوكم YNGṦWKM size eksik bırakmayan | شيئا ŞYÙE hiçbir şeyi | ولم WLM ve | يظاهروا YƵEHRWE arka çıkmayanlar | عليكم ALYKM size karşı | أحدا ÊḪD̃E hiç kimseye | فأتموا FÊTMWE tamamlayın | إليهم ÎLYHM onların | عهدهم AHD̃HM andlaşmalarını | إلى ÎL kadar | مدتهم MD̃THM tanıdığınız süreye | إن ÎN şüphesiz | الله ELLH Allah | يحب YḪB sever | المتقين ELMTGYN korunanları |
Kırık Meal (Okunuş) : |illā: ancak hariç | elleƶīne: kimseler | ǎāhedtum: andlaşma yaptığınız | mine: -den | l-muşrikīne: müşrikler- | ṧumme: sonra | lem: | yenḳuSūkum: size eksik bırakmayan | şey'en: hiçbir şeyi | velem: ve | yuZāhirū: arka çıkmayanlar | ǎleykum: size karşı | eHaden: hiç kimseye | feetimmū: tamamlayın | ileyhim: onların | ǎhdehum: andlaşmalarını | ilā: kadar | muddetihim: tanıdığınız süreye | inne: şüphesiz | llahe: Allah | yuHibbu: sever | l-mutteḳīne: korunanları |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎLE: ancak hariç | ELZ̃YN: kimseler | AEHD̃TM: andlaşma yaptığınız | MN: -den | ELMŞRKYN: müşrikler- | S̃M: sonra | LM: | YNGṦVKM: size eksik bırakmayan | ŞYÙE: hiçbir şeyi | VLM: ve | YƵEHRVE: arka çıkmayanlar | ALYKM: size karşı | ÊḪD̃E: hiç kimseye | FÊTMVE: tamamlayın | ÎLYHM: onların | AHD̃HM: andlaşmalarını | ÎL: kadar | MD̃THM: tanıdığınız süreye | ÎN: şüphesiz | ELLH: Allah | YḪB: sever | ELMTGYN: korunanları |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ancak müşriklerden ahitleştiğiniz kimseler, bu ahitten sonra size karşı sözlerinden hiçbir sûretle dönmemiş, şartlardan hiçbirini bozmamış ve aleyhinize hiçbir kimseye yardıma kalkışmamış olanlar müstesna. Onlarla olan ahdinizi, müddeti bitinceye dek tamamlayın. Şüphe yok ki Allah, çekinenleri sever.
Adem Uğur : Ancak kendileriyle antlaşma yaptığınız müşriklerden (antlaşma şartlarına uyan) hiçbir şeyi size eksik bırakmayan ve sizin aleyhinize herhangi bir kimseye arka çıkmayanlar (bu hükmün) dışındadır. Onların antlaşmalarını, süreleri bitinceye kadar tamamlayınız. Allah (haksızlıktan) sakınanları sever.
Ahmed Hulusi : Anlaşma yaptığınız müşriklerden, (anlaşma şartlarınızda) size karşı bir eksik uygulama yapmamış, sizin aleyhinize hiç kimseye yardım etmemiş olanlar hariç. . . Anlaşmaların süresi kadarıyla sözünüzü yerine getirin. Muhakkak ki Allâh korunanları sever.
Ahmet Tekin : Ancak, kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında, Allah’a ortak koşan müşriklerden, antlaşma şartlarına uyan, size olan taahhütlerini hiçbir şekilde ihmal etmeyen, size karşı hiçbir kimseye yardımda bulunmayanlar, arka çıkmayanlar bunun dışındadır. Siz de, onlarla olan antlaşmalarınızın hükümlerine antlaşma sürelerinin sonuna kadar uyun. Allah kendisine sığınıp, emirlerine yapışarak, günahlardan arınıp, azaptan korunanları, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davrananları, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minleri sever.
Ahmet Varol : Ancak kendileriyle antlaşma yaptığınız müşriklerden size karşı herhangi bir eksiklik yapmayan ve aleyhinize kimseyle yardımlaşmayanlar müstesnadır. Onlarla olan antlaşmanızı belirlenmiş süreye kadar devam ettirin. Allah sakınanları sever.
Ali Bulaç : Ancak müşriklerden kendileriyle antlaşma imzaladıklarınızdan (antlaşmadan) bir şeyi eksiltmeyenler ve size karşı hiç kimseye yardım etmeyenler başka; artık antlaşmalarını, süresi bitene kadar tamamlayın. Şüphesiz, Allah muttaki olanları sever.
Ali Fikri Yavuz : Ancak muahede (sözleşme) yaptığınız müşriklerden sözleşme şartlarında size hiç bir noksanlık etmemiş ve aleyhinizde hiç kimseye yardım yapmamış olanlar müstesnâdır. Bu sadakat gösterenlere, sözleşme müddetleri bitinceye kadar ahidlerini tamamiyle yerine getirin. Çünkü Allah, haksızlıktan sakınanları sever.
Bekir Sadak : Yalniz, andlasma hukumlerinde size karsi bir eksiklik yapmayan ve aleyhinizde kimseye yardim etmeyen musriklerle yaptiginiz andlasmaya sonuna kadar riayet edin. Allah sakinanlari sever.
Celal Yıldırım : Ancak müşriklerden kendileriyle anlaşma yaptıktan sonra anlaşma maddelerinde size karşı hiçbir eksiklik yapmayan ve sizin aleyhinize başka birine destek olup yardım etmiyenler müstesna. Bunlarla olan anlaşma hükümlerine, süresinin sonuna kadar tamamen bağlı kalın. Şüphesiz ki Allah (döneklikten) sakınanları sever.
Diyanet İşleri : Ancak Allah’a ortak koşanlardan, kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz, sonra da antlaşmalarında size karşı hiçbir eksiklik yapmamış ve sizin aleyhinize hiç kimseye yardım etmemiş olanlar, bu hükmün dışındadır. Onların antlaşmalarını, süreleri bitinceye kadar tamamlayın. Şüphesiz Allah, kendine karşı gelmekten sakınanları sever.
Diyanet İşleri (eski) : Yalnız, andlaşma hükümlerinde size karşı bir eksiklik yapmayan ve aleyhinizde kimseye yardım etmeyen müşriklerle yaptığınız andlaşmaya sonuna kadar riayet edin. Allah sakınanları sever.
Diyanet Vakfi : Ancak kendileriyle antlaşma yaptığınız müşriklerden (antlaşma şartlarına uyan) hiçbir şeyi size eksik bırakmayan ve sizin aleyhinize herhangi bir kimseye arka çıkmayanlar (bu hükmün) dışındadır. Onların antlaşmalarını, süreleri bitinceye kadar tamamlayınız. Allah (haksızlıktan) sakınanları sever.
Edip Yüksel : Ancak, kendileriyle yaptığınız anlaşmanın koşullarına eksiksiz uyan ve size karşı başkalarıyla işbirliğinde bulunmayan putperestlerin anlaşmasını tanıdığınız süreye kadar uygulayın. ALLAH erdemlileri sever.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ancak kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz müşriklerden size olan ahitlerinde hiçbir eksiklik yapmamış ve sizin aleyhinize hiçbir kimseye yardımda bulunmamış olanlar bunun dışındadır. Siz de onlarla olan antlaşmanızın hükümlerine antlaşma süresinin sonuna kadar uyunuz. Muhakkak ki, Allah müttakileri sever.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ancak antlaşma yaptığınız müşriklerden daha sonra antlaşmalarında hiçbir eksiklik yapmamış ve aleyhinizde hiçbir kimseye arka çıkmamış olanlar başka. Bunlarla yaptığınız antlaşmayı süresine kadar tamamen yerine getirin. Allah, her halde sakınanları sever.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ancak muahede yapmış olduğunuz müşriklerden bilahare size ahidlerinde hiç bir eksiklik yapmamış ve sizin aleyhinizde hiç bir kimseye muzaheret etmemiş bulunanlar müstesna, bunlara müddetlerine kadar ahidlerini tamamiyle iyfa edin, her halde Allah, müttekileri sever
Fizilal-il Kuran : Yalnız antlaşma şartlarını eksiksiz biçimde yerine getiren ve size karşı hiç kimseyi desteklemeyen müşriklere gelince onlar ile aranızdaki anlaşmalara sürelerinin sonuna kadar uyunuz. Hiç şüphesiz Allah kötülükten sakınanları sever.
Gültekin Onan : Ancak müşriklerden kendileriyle antlaşma imzaladıklarınızdan (antlaşmadan) bir şeyi eksiltmeyenler ve size karşı hiç kimseye yardım etmeyenler başka; artık antlaşmalarını, süresi bitene kadar tamamlayın. Şüphesiz, Tanrı muttaki olanları sever.
Hakkı Yılmaz : (3,4) "Ve “en büyük hac” günü, ortak koşanlardan antlaşma yaptığınız, size hiçbir eksiklik yapmamış ve sizin aleyhinize hiçbir kimseyle yardımlaşmamış kimseler hariç, şüphesiz Allah'ın ve O'nun Elçisi'nin ortak koşan kimselerden ilişiksiz olduğuna dair Allah'tan ve Elçisi'nden insanlara bir bildiri: “Artık eğer hatadan dönerseniz, bu sizin için hayırlıdır. Ve eğer sırt çevirirseniz o zaman şüphesiz kendinizin, Allah'ı âcizleştiren olmadığını biliniz.” Kâfirlere; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden şu kişilere de acıklı bir azabı müjdele! Artık siz de müddetlerine kadar kendilerine verdiğiniz sözlerinizi tamamlayın. Şüphesiz Allah, Kendisinin koruması altına girmiş kişileri sever. "
Hasan Basri Çantay : Muaahede yapdığınız müşriklerden size (ahidierinin şartlarında) hiçbir şey eksiklik yapmamış, aleyhinizde (düşmanlarınızdan) hiç bir kimseye yardım etmemiş olanlar (bu hükümden) müstesnadır. O halde onların müddetleri (bitinceye) kadar ahidlerini tamamlayın. Çünkü Allah (haksızlıkdan) sakınanları sever.
Hayrat Neşriyat : Ancak kendileriyle andlaşma yaptığınız, sonra da (andlaşma şartlarında) size hiçbir eksiklik yapmamış ve aleyhinizde hiçbir kimseye yardım etmemiş olan müşriklermüstesnâ; artık onlara müddetleri (bite)ne kadar andlaşmalarını tamamlayın! Muhakkak kiAllah, (sözünde durup, haksızlıktan) sakınanları sever.
İbni Kesir : Yalnız muahede yaptığınız müşriklerden, muahede hükümlerinde size karşı bir eksiklik yapmayan ve aleyhinizde kimseye yardım etmeyenler, müstesnadır. O halde anlaşmayı, sonuna kadar tamamlayın. Muhakkak ki Allah, müttakileri sever.
İskender Evrenosoğlu : Müşriklerden ahd aldığınız kimselerden, sonradan sizden bir şey eksiltmeyenler ve size karşı birisiyle (hiç kimseyle) yardımlaşmayanlar müstesna. O taktirde onlara, onların müddetine kadar ahdlerini tamamlayın. Muhakkak ki Allah, takva sahiplerini sever.
Muhammed Esed : Ancak, kendileriyle sizin (ey inananlar) bir andlaşma yapmış bulunduğunuz Allahtan başkalarına tanrılık yakıştıranlar arasından size karşı yükümlülüklerinde bundan böyle bir kusur işlemeyen ve size karşı kimseye arka çıkmayan kimseler bu söylenenlerin dışındadırlar; öyleyse onlarla olan andlaşmanıza, üzerinde anlaştığınız süre doluncaya kadar riayet edin. (Ve bilin ki) Allah, yalnızca, kendisine karşı sorumluluk bilinci içinde olanları sever.
Ömer Nasuhi Bilmen : Kendileriyle muâhede yapmış olduğunuz, sonra da size karşı bir eksiklikte bulunmamış ve sizin aleyhinizde olarak bir kimseye yardım eylememiş olan müşrikler müstesna. Artık onlara müddetlerine kadar ahdlerini tamamlayınız. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ sakınanları sever.
Ömer Öngüt : Ancak kendileriyle andlaşma yaptığınız müşriklerden size olan ahidlerinde hiçbir eksiklik yapmamış ve sizin aleyhinizde hiçbir kimseye yardımda bulunmamış olanlar bu hükmün dışındadır. Siz de onlarla olan andlaşmalarınızın hükümlerini, kendilerine tanıdığınız süreye kadar tamamlayın. Şüphesiz ki Allah muttakileri sever.
Şaban Piriş : Yalnız antlaşma hükümlerinde size karşı bir eksiklik yapmayan ve aleyhinize kimseye yardım etmeyen müşriklerle yaptığınız antlaşmaya sonuna kadar riayet edin. Allah muttakileri sever.
Suat Yıldırım : Ancak kendileriyle antlaşma yapmanızdan sonra, şartları hiç bir şey eksiltmeksizin tamamen yerine getiren ve sizin aleyhinizde hiçbir kimseye destek vermeyen müşrikler, bu hükmün dışındadırlar. Bunlarla sözleşmenin müddeti tamamlanıncaya kadar antlaşma şartlarına riayet edin. Allah, Kendisine karşı gelmekten, özellikle ahdi bozmaktan sakınanları sever.
Süleyman Ateş : Ancak andlaşma yaptığınız müşriklerden, (andlaşma şartlarından) hiçbir şeyi size eksik bırakmayan ve size karşı hiç kimseye arka çıkmayanların andlaşmalarını, kendilerine tanıdığınız süreye kadar tamamlayın. Çünkü Allâh korunanları sever.
Tefhim-ul Kuran : Ancak müşriklerden kendileriyle antlaşma imzaladıklarınızdan (antlaşmadan) bir şeyi eksiltmeyenler ve size karşı hiç kimseye yardım etmeyenler başka; artık antlaşmalarını, süresi bitene kadar tamamlayın. Şüphesiz, Allah muttaki olanları sever.
Ümit Şimşek : Ancak aranızda antlaşma bulunan ve bu antlaşmada kusur etmemiş, size karşı kimseye arka çıkmamış olan müşriklerle olan antlaşmalarınızı, süreleri doluncaya kadar tamamlayın. Muhakkak ki Allah kötülükten sakınanları sever.
Yaşar Nuri Öztürk : Antlaşma yapmış olduğunuz müşriklerden size karşı bir eksiklik sergilemeyen ve aleyhinizde başka birine yardım etmeyenler müstesnadır. Artık, onlara verdiğiniz sözü belirlenen süreye kadar tam bir şekilde koruyun. Şu bir gerçek ki Allah, sakınanları sever.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}