» 9 / Tevbe  113:

Kuran Sırası: 9
İniş Sırası: 113
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129

 » 9 / Tevbe  Suresi: 113
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. مَا (ME) = mā :
2. كَانَ (KEN) = kāne : yoktur
3. لِلنَّبِيِّ (LLNBY) = linnebiyyi : peygamber için
4. وَالَّذِينَ (VELZ̃YN) = velleƶīne : ve kimseler için
5. امَنُوا ( ËMNVE) = āmenū : inanan(lar)
6. أَنْ (ÊN) = en :
7. يَسْتَغْفِرُوا (YSTĞFRVE) = yesteğfirū : mağfiret dilemek
8. لِلْمُشْرِكِينَ (LLMŞRKYN) = lilmuşrikīne : ortak koşanlar için
9. وَلَوْ (VLV) = velev : ve şayet
10. كَانُوا (KENVE) = kānū : olsalar
11. أُولِي (ÊVLY) = ūlī : akraba bile
12. قُرْبَىٰ (GRB) = ḳurbā :
13. مِنْ (MN) = min :
14. بَعْدِ (BAD̃) = beǎ'di : sonra
15. مَا (ME) = mā :
16. تَبَيَّنَ (TBYN) = tebeyyene : belli olduktan
17. لَهُمْ (LHM) = lehum : onların
18. أَنَّهُمْ (ÊNHM) = ennehum : muhakkak
19. أَصْحَابُ (ÊṦḪEB) = eSHābu : halkı oldukları
20. الْجَحِيمِ (ELCḪYM) = l-ceHīmi : cehennem
| yoktur | peygamber için | ve kimseler için | inanan(lar) | | mağfiret dilemek | ortak koşanlar için | ve şayet | olsalar | akraba bile | | | sonra | | belli olduktan | onların | muhakkak | halkı oldukları | cehennem |

[] [KVN] [NBE] [] [EMN] [] [ĞFR] [ŞRK] [] [KVN] [EVL] [GRB] [] [BAD̃] [] [BYN] [] [] [ṦḪB] [CḪM]
ME KEN LLNBY VELZ̃YN ËMNVE ÊN YSTĞFRVE LLMŞRKYN VLV KENVE ÊVLY GRB MN BAD̃ ME TBYN LHM ÊNHM ÊṦḪEB ELCḪYM

kāne linnebiyyi velleƶīne āmenū en yesteğfirū lilmuşrikīne velev kānū ūlī ḳurbā min beǎ'di tebeyyene lehum ennehum eSHābu l-ceHīmi
ما كان للنبي والذين آمنوا أن يستغفروا للمشركين ولو كانوا أولي قربى من بعد ما تبين لهم أنهم أصحاب الجحيم

 » 9 / Tevbe  Suresi: 113
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ما | ME Not
كان ك و ن | KVN KEN kāne yoktur (it) is
للنبي ن ب ا | NBE LLNBY linnebiyyi peygamber için for the Prophet
والذين | VELZ̃YN velleƶīne ve kimseler için and those who
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū inanan(lar) believe
أن | ÊN en that
يستغفروا غ ف ر | ĞFR YSTĞFRVE yesteğfirū mağfiret dilemek they ask forgiveness
للمشركين ش ر ك | ŞRK LLMŞRKYN lilmuşrikīne ortak koşanlar için for the polytheists,
ولو | VLV velev ve şayet even though
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū olsalar they be
أولي ا و ل | EVL ÊVLY ūlī akraba bile near of kin,
قربى ق ر ب | GRB GRB ḳurbā near of kin,
من | MN min after
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'di sonra after
ما | ME [what]
تبين ب ي ن | BYN TBYN tebeyyene belli olduktan has become clear
لهم | LHM lehum onların to them,
أنهم | ÊNHM ennehum muhakkak that they
أصحاب ص ح ب | ṦḪB ÊṦḪEB eSHābu halkı oldukları (are the) companions
الجحيم ج ح م | CḪM ELCḪYM l-ceHīmi cehennem (of) the Hellfire.

9:113 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

| yoktur | peygamber için | ve kimseler için | inanan(lar) | | mağfiret dilemek | ortak koşanlar için | ve şayet | olsalar | akraba bile | | | sonra | | belli olduktan | onların | muhakkak | halkı oldukları | cehennem |

[] [KVN] [NBE] [] [EMN] [] [ĞFR] [ŞRK] [] [KVN] [EVL] [GRB] [] [BAD̃] [] [BYN] [] [] [ṦḪB] [CḪM]
ME KEN LLNBY VELZ̃YN ËMNVE ÊN YSTĞFRVE LLMŞRKYN VLV KENVE ÊVLY GRB MN BAD̃ ME TBYN LHM ÊNHM ÊṦḪEB ELCḪYM

kāne linnebiyyi velleƶīne āmenū en yesteğfirū lilmuşrikīne velev kānū ūlī ḳurbā min beǎ'di tebeyyene lehum ennehum eSHābu l-ceHīmi
ما كان للنبي والذين آمنوا أن يستغفروا للمشركين ولو كانوا أولي قربى من بعد ما تبين لهم أنهم أصحاب الجحيم

[] [ك و ن] [ن ب ا] [] [ا م ن] [] [غ ف ر] [ش ر ك] [] [ك و ن] [ا و ل] [ق ر ب] [] [ب ع د] [] [ب ي ن] [] [] [ص ح ب] [ج ح م]

 » 9 / Tevbe  Suresi: 113
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ما | ME Not
Mim,Elif,
40,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
كان ك و ن | KVN KEN kāne yoktur (it) is
Kef,Elif,Nun,
20,1,50,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
للنبي ن ب ا | NBE LLNBY linnebiyyi peygamber için for the Prophet
Lam,Lam,Nun,Be,Ye,
30,30,50,2,10,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine noun
جار ومجرور
والذين | VELZ̃YN velleƶīne ve kimseler için and those who
Vav,Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
6,1,30,700,10,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
REL – masculine plural relative pronoun
الواو عاطفة
اسم موصول
آمنوا ا م ن | EMN ËMNVE āmenū inanan(lar) believe
,Mim,Nun,Vav,Elif,
,40,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أن | ÊN en that
,Nun,
,50,
SUB – subordinating conjunction
حرف مصدري
يستغفروا غ ف ر | ĞFR YSTĞFRVE yesteğfirū mağfiret dilemek they ask forgiveness
Ye,Sin,Te,Ğayn,Fe,Re,Vav,Elif,
10,60,400,1000,80,200,6,1,
V – 3rd person masculine plural (form X) imperfect verb, subjunctive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع منصوب والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
للمشركين ش ر ك | ŞRK LLMŞRKYN lilmuşrikīne ortak koşanlar için for the polytheists,
Lam,Lam,Mim,Şın,Re,Kef,Ye,Nun,
30,30,40,300,200,20,10,50,
P – prefixed preposition lām
N – genitive masculine plural (form IV) active participle
جار ومجرور
ولو | VLV velev ve şayet even though
Vav,Lam,Vav,
6,30,6,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
COND – conditional particle
الواو عاطفة
حرف شرط
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū olsalar they be
Kef,Elif,Nun,Vav,Elif,
20,1,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
أولي ا و ل | EVL ÊVLY ūlī akraba bile near of kin,
,Vav,Lam,Ye,
,6,30,10,
N – accusative masculine plural noun
اسم منصوب
قربى ق ر ب | GRB GRB ḳurbā near of kin,
Gaf,Re,Be,,
100,200,2,,
N – accusative feminine noun
اسم منصوب
من | MN min after
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
بعد ب ع د | BAD̃ BAD̃ beǎ'di sonra after
Be,Ayn,Dal,
2,70,4,
N – genitive noun
اسم مجرور
ما | ME [what]
Mim,Elif,
40,1,
REL – relative pronoun
اسم موصول
تبين ب ي ن | BYN TBYN tebeyyene belli olduktan has become clear
Te,Be,Ye,Nun,
400,2,10,50,
V – 3rd person masculine singular (form V) perfect verb
فعل ماض
لهم | LHM lehum onların to them,
Lam,He,Mim,
30,5,40,
P – prefixed preposition lām
PRON – 3rd person masculine plural personal pronoun
جار ومجرور
أنهم | ÊNHM ennehum muhakkak that they
,Nun,He,Mim,
,50,5,40,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
أصحاب ص ح ب | ṦḪB ÊṦḪEB eSHābu halkı oldukları (are the) companions
,Sad,Ha,Elif,Be,
,90,8,1,2,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
الجحيم ج ح م | CḪM ELCḪYM l-ceHīmi cehennem (of) the Hellfire.
Elif,Lam,Cim,Ha,Ye,Mim,
1,30,3,8,10,40,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |مَا: | كَانَ: yoktur | لِلنَّبِيِّ: peygamber için | وَالَّذِينَ: ve kimseler için | امَنُوا: inanan(lar) | أَنْ: | يَسْتَغْفِرُوا: mağfiret dilemek | لِلْمُشْرِكِينَ: ortak koşanlar için | وَلَوْ: ve şayet | كَانُوا: olsalar | أُولِي: akraba bile | قُرْبَىٰ: | مِنْ: | بَعْدِ: sonra | مَا: | تَبَيَّنَ: belli olduktan | لَهُمْ: onların | أَنَّهُمْ: muhakkak | أَصْحَابُ: halkı oldukları | الْجَحِيمِ: cehennem |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ما ME | كان KEN yoktur | للنبي LLNBY peygamber için | والذين WELZ̃YN ve kimseler için | آمنوا ËMNWE inanan(lar) | أن ÊN | يستغفروا YSTĞFRWE mağfiret dilemek | للمشركين LLMŞRKYN ortak koşanlar için | ولو WLW ve şayet | كانوا KENWE olsalar | أولي ÊWLY akraba bile | قربى GRB | من MN | بعد BAD̃ sonra | ما ME | تبين TBYN belli olduktan | لهم LHM onların | أنهم ÊNHM muhakkak | أصحاب ÊṦḪEB halkı oldukları | الجحيم ELCḪYM cehennem |
Kırık Meal (Okunuş) : |: | kāne: yoktur | linnebiyyi: peygamber için | velleƶīne: ve kimseler için | āmenū: inanan(lar) | en: | yesteğfirū: mağfiret dilemek | lilmuşrikīne: ortak koşanlar için | velev: ve şayet | kānū: olsalar | ūlī: akraba bile | ḳurbā: | min: | beǎ'di: sonra | : | tebeyyene: belli olduktan | lehum: onların | ennehum: muhakkak | eSHābu: halkı oldukları | l-ceHīmi: cehennem |
Kırık Meal (Transcript) : |ME: | KEN: yoktur | LLNBY: peygamber için | VELZ̃YN: ve kimseler için | ËMNVE: inanan(lar) | ÊN: | YSTĞFRVE: mağfiret dilemek | LLMŞRKYN: ortak koşanlar için | VLV: ve şayet | KENVE: olsalar | ÊVLY: akraba bile | GRB: | MN: | BAD̃: sonra | ME: | TBYN: belli olduktan | LHM: onların | ÊNHM: muhakkak | ÊṦḪEB: halkı oldukları | ELCḪYM: cehennem |
Abdulbaki Gölpınarlı : Şüphesiz olarak cehennem ehli oldukları kendilerince bilindikten sonra akrabâ bile olsalar Peygamberin ve inananların, müşriklerin yarlıganmalarına duâ etmeleri yakışmaz.
Adem Uğur : (Kâfir olarak ölüp) cehennem ehli oldukları onlara açıkça belli olduktan sonra, akraba dahi olsalar, (Allah'a) ortak koşanlar için af dilemek ne peygambere yaraşır ne de inananlara.
Ahmed Hulusi : Ne En Nebi'ye ne de iman edenlere, akraba dahi olsalar, ateş ehli oldukları açıkça belli olduktan sonra şirk koşanlar için bağışlanma dilemeleri olur şey değil (zira "Allâh şirki bağışlamaz")! ( Açıklaması şudur: Allah kişinin beyninde öyle bir sistem oluşturmuştur ki; o sisteme göre şirk düşüncesi yani bir dışsal varlığa tapınma hâli yaşayan beyin kendi yapısında bulunan ilahî kuvvetleri harekete geçirme yetisinden mahrum kalır. )
Ahmet Tekin : Kâfir olarak öldükleri için kaynayan köpüren Cehennem azâbına maruz oldukları, kendilerince de açıkça bilinen kimseler, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a şirk koşanlar için akraba dahi olsalar bağışlanmalarını, koruma kalkanına alınmalarını dilemek peygamber için de, iman edenler için de mümkün değildir.
Ahmet Varol : Cehennemlik oldukları belli olduktan sonra, akraba bile olsalar Allah'a ortak koşanlar için mağfiret dilemek Peygambere ve mü'minlere yaraşmaz.
Ali Bulaç : Kendilerine onların gerçekten çılgın ateşin arkadaşları oldukları açıklandıktan sonra -yakınları dahi olsa- müşrikler için bağışlanma dilemeleri peygambere ve iman edenlere yaraşmaz.
Ali Fikri Yavuz : Müşriklerin cehennemlik oldukları (küfür üzere öldükleri) müminlere belli olduktan sonra-bunlar akraba bile olsalar- artık onlar için, ne Peygamberin, ne de mümin olanların mağfiret dilemeleri yoktur.
Bekir Sadak : Cehennemlik olduklari anlasildiktan sonra, akraba bile olsalar, puta tapanlar icin magfiret dilemek Peygamber'e ve muminlere yarasmaz.
Celal Yıldırım : Müşriklerin Cehennemlik oldukları besbelli anlaşıldıktan sonra, hısım da olsalar, Peygamberin ve imân edenlerin onlar için istiğfar etmeleri uygun olmaz.
Diyanet İşleri : Cehennem ehli oldukları açıkça kendilerine belli olduktan sonra, -yakınları da olsalar- Allah’a ortak koşanlar için af dilemek ne Peygambere yaraşır, ne de mü’minlere.
Diyanet İşleri (eski) : Cehennemlik oldukları anlaşıldıktan sonra, akraba bile olsalar, puta tapanlar için mağfiret dilemek Peygamber'e ve müminlere yaraşmaz.
Diyanet Vakfi : (Kâfir olarak ölüp) cehennem ehli oldukları onlara açıkça belli olduktan sonra, akraba dahi olsalar, (Allah'a) ortak koşanlar için af dilemek ne peygambere yaraşır ne de inananlara.
Edip Yüksel : Akraba bile olsalar, ne peygamber, ne de inananlar, cehennem halkı oldukları kendilerine belli olduktan sonra ortak koşanlar için bağışlanma dileyemez.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ne peygambere, ne iman edenlere akraba bile olsalar cehennemlik oldukları iyice belli olduktan sonra müşriklere istiğfar etmek yoktur.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Ne peygambere, ne iman edenlere, akraba bile olsalar, cehennemlik oldukları iyice belli olduktan sonra müşrikler için af dilemek olmaz.
Elmalılı Hamdi Yazır : Ne Peygambere ne iyman edenlere, akrıba bile olsalar Cehennemlik oldukları onlara tebeyyün ettikten sonra müşrikler için istiğfar etmek yoktur
Fizilal-il Kuran : Akraba bile olsalar, cehennemlik oldukları belli olduktan sonra puta tapanlar için Allah'dan af dilemek, ne peygambere ve ne de mü'minlere yakışmaz.
Gültekin Onan : Kendilerine onların gerçekten çılgın ateşin arkadaşları oldukları açıklandıktan sonra -yakınları dahi olsa- müşrikler için bağışlanma dilemeleri peygambere ve inananlara yaraşmaz.
Hakkı Yılmaz : (113,114) Kendilerine, cehennem ashâbı oldukları iyice belli olduktan sonra Peygamber'e ve iman etmiş kişilere, akraba bile olsalar, ortak koşanlar için bağışlanma dilemek yoktur. İbrâhîm'in babası için bağışlanma dilemesi de yalnızca ona vermiş olduğu bir sözden dolayı idi. Sonra onun, Allah için bir düşman olduğu kendisine açıkça belli olunca ondan uzaklaştı. Şüphesiz İbrâhîm, çok içli, çok halim birisi idi.
Hasan Basri Çantay : Müşriklerin, o çılgın ateşin yârânı (cehennemlik) oldukları muhakkak meydana çıkdıkdan sonra, artık onların lehine, velev hısım olsunlar, ne peygamberin, ne de mü'min olanların istiğfaar etmeleri doğru değildir.
Hayrat Neşriyat : Hakikaten onların, Cehennem ehli oldukları kendilerine belli olduktan sonra, akrabâ bile olsalar, ne peygamberin ne de îmân edenlerin, müşrikler için mağfiret dilemeleri(doğru) olmaz!
İbni Kesir : Cehennem ashabı oldukları muhakkak meydana çıktıktan sonra, akraba bile olsalar, müşrikler için mağfiret dilemek peygambere ve mü'minlere yaraşmaz.
İskender Evrenosoğlu : Bir nebînin ve âmenû olan kimselerin, müşrikler için, cehennem ehli oldukları onlara açıkça belli olduktan sonra yakınları bile olsa mağfiret dilemeleri olmaz (uygun değildir).
Muhammed Esed : (Günah içinde ölen) kimselerin cehennemlik olduğu kendilerine açıklandıktan sonra, yakın akraba olsalar bile, Allah'tan başkasına tanrılık yakıştıran kimselerin bağışlanmasını dilemek artık ne Peygamber'e yaraşır, ne de imana erişenlere.
Ömer Nasuhi Bilmen : Peygamber için ve imân edenler için muvafık değildir ki, müşrikler hakkında mağfiret talebinde bulunsunlar, velev ki, karabet sahipleri olsunlar. Onların cehennem ashâbı oldukları kendilerine tebeyyün ettikten sonra.
Ömer Öngüt : Cehennem ehli oldukları onlara apaçık belli olduktan sonra, akraba bile olsalar, müşrikler için af dilemek Peygamber'e ve müminlere yaraşmaz.
Şaban Piriş : Cehennemlik oldukları anlaşıldıktan sonra, akraba bile olsalar müşrikler için bağışlanma dilemek Peygambere ve iman edenlere yaraşmaz.
Suat Yıldırım : Kâfir olarak ölüp cehennemlik oldukları kendilerine belli olduktan sonra,akraba bile olsalar, müşriklerin affedilmelerini istemek, ne Peygamberin, ne de müminlerin yapacağı bir iş değildir.
Süleyman Ateş : Akrabâ bile olsalar, cehennem halkı oldukları belli olduktan sonra (Allah'a) ortak koşanlar için mağfiret dilemek; ne peygamberin, ne de inananların yapacağı bir iş değildir.
Tefhim-ul Kuran : Kendilerine onların gerçekten çılgın ateşin arkadaşları oldukları açıklandıktan sonra -yakınları dahi olsa- müşrikler için bağışlanma dilemeleri peygambere ve iman edenlere yaraşmaz.
Ümit Şimşek : Cehennemlik oldukları açığa çıktıktan sonra, akraba bile olsalar, müşrikler için Allah'tan af dilemek ne Peygambere, ne de mü'minlere yakışmaz.
Yaşar Nuri Öztürk : Akraba bile olsalar, cehennem halkı oldukları açıkça belli olduktan sonra müşrikler için af dilemek ne peygambere yakışır ne de iman edenlere.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}