» 11 / Hûd  95:

Kuran Sırası: 11
İniş Sırası: 52
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123

 » 11 / Hûd  Suresi: 95
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. كَأَنْ (KÊN) = keen : sanki
2. لَمْ (LM) = lem :
3. يَغْنَوْا (YĞNVE) = yeğnev : hiç yaşamamışlardı
4. فِيهَا (FYHE) = fīhā : orada
5. أَلَا (ÊLE) = elā : iyi bilin ki
6. بُعْدًا (BAD̃E) = buǎ'den : uzaklaştırıldı
7. لِمَدْيَنَ (LMD̃YN) = limedyene : Medyen (halkı)
8. كَمَا (KME) = kemā : gibi
9. بَعِدَتْ (BAD̃T) = beǐdet : uzaklaştırıldığı
10. ثَمُودُ (S̃MVD̃) = ṧemūdu : Semud (halkı)
sanki | | hiç yaşamamışlardı | orada | iyi bilin ki | uzaklaştırıldı | Medyen (halkı) | gibi | uzaklaştırıldığı | Semud (halkı) |

[] [] [ĞNY] [] [] [BAD̃] [] [] [BAD̃] []
KÊN LM YĞNVE FYHE ÊLE BAD̃E LMD̃YN KME BAD̃T S̃MVD̃

keen lem yeğnev fīhā elā buǎ'den limedyene kemā beǐdet ṧemūdu
كأن لم يغنوا فيها ألا بعدا لمدين كما بعدت ثمود

 » 11 / Hûd  Suresi: 95
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
كأن | KÊN keen sanki As if
لم | LM lem not
يغنوا غ ن ي | ĞNY YĞNVE yeğnev hiç yaşamamışlardı they (had) prospered
فيها | FYHE fīhā orada therein.
ألا | ÊLE elā iyi bilin ki So,
بعدا ب ع د | BAD̃ BAD̃E buǎ'den uzaklaştırıldı away
لمدين | LMD̃YN limedyene Medyen (halkı) with Madyan
كما | KME kemā gibi as
بعدت ب ع د | BAD̃ BAD̃T beǐdet uzaklaştırıldığı was taken away
ثمود | S̃MVD̃ ṧemūdu Semud (halkı) the Thamud.

11:95 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

sanki | | hiç yaşamamışlardı | orada | iyi bilin ki | uzaklaştırıldı | Medyen (halkı) | gibi | uzaklaştırıldığı | Semud (halkı) |

[] [] [ĞNY] [] [] [BAD̃] [] [] [BAD̃] []
KÊN LM YĞNVE FYHE ÊLE BAD̃E LMD̃YN KME BAD̃T S̃MVD̃

keen lem yeğnev fīhā elā buǎ'den limedyene kemā beǐdet ṧemūdu
كأن لم يغنوا فيها ألا بعدا لمدين كما بعدت ثمود

[] [] [غ ن ي] [] [] [ب ع د] [] [] [ب ع د] []

 » 11 / Hûd  Suresi: 95
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
كأن | KÊN keen sanki As if
Kef,,Nun,
20,,50,
P – prefixed preposition ka
SUB – subordinating conjunction
جار ومجرور
لم | LM lem not
Lam,Mim,
30,40,
NEG – negative particle
حرف نفي
يغنوا غ ن ي | ĞNY YĞNVE yeğnev hiç yaşamamışlardı they (had) prospered
Ye,Ğayn,Nun,Vav,Elif,
10,1000,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural imperfect verb, jussive mood
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مجزوم والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
فيها | FYHE fīhā orada therein.
Fe,Ye,He,Elif,
80,10,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
ألا | ÊLE elā iyi bilin ki So,
,Lam,Elif,
,30,1,
INC – inceptive particle
حرف ابتداء
بعدا ب ع د | BAD̃ BAD̃E buǎ'den uzaklaştırıldı away
Be,Ayn,Dal,Elif,
2,70,4,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
لمدين | LMD̃YN limedyene Medyen (halkı) with Madyan
Lam,Mim,Dal,Ye,Nun,
30,40,4,10,50,
"P – prefixed preposition lām
PN – genitive proper noun → Madyan"
جار ومجرور
كما | KME kemā gibi as
Kef,Mim,Elif,
20,40,1,
P – prefixed preposition ka
SUB – subordinating conjunction
جار ومجرور
بعدت ب ع د | BAD̃ BAD̃T beǐdet uzaklaştırıldığı was taken away
Be,Ayn,Dal,Te,
2,70,4,400,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
فعل ماض
ثمود | S̃MVD̃ ṧemūdu Semud (halkı) the Thamud.
Se,Mim,Vav,Dal,
500,40,6,4,
"PN – nominative proper noun → Thamud"
اسم علم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |كَأَنْ: sanki | لَمْ: | يَغْنَوْا: hiç yaşamamışlardı | فِيهَا: orada | أَلَا: iyi bilin ki | بُعْدًا: uzaklaştırıldı | لِمَدْيَنَ: Medyen (halkı) | كَمَا: gibi | بَعِدَتْ: uzaklaştırıldığı | ثَمُودُ: Semud (halkı) |
Kırık Meal (Harekesiz) : |كأن KÊN sanki | لم LM | يغنوا YĞNWE hiç yaşamamışlardı | فيها FYHE orada | ألا ÊLE iyi bilin ki | بعدا BAD̃E uzaklaştırıldı | لمدين LMD̃YN Medyen (halkı) | كما KME gibi | بعدت BAD̃T uzaklaştırıldığı | ثمود S̃MWD̃ Semud (halkı) |
Kırık Meal (Okunuş) : |keen: sanki | lem: | yeğnev: hiç yaşamamışlardı | fīhā: orada | elā: iyi bilin ki | buǎ'den: uzaklaştırıldı | limedyene: Medyen (halkı) | kemā: gibi | beǐdet: uzaklaştırıldığı | ṧemūdu: Semud (halkı) |
Kırık Meal (Transcript) : |KÊN: sanki | LM: | YĞNVE: hiç yaşamamışlardı | FYHE: orada | ÊLE: iyi bilin ki | BAD̃E: uzaklaştırıldı | LMD̃YN: Medyen (halkı) | KME: gibi | BAD̃T: uzaklaştırıldığı | S̃MVD̃: Semud (halkı) |
Abdulbaki Gölpınarlı : Sanki yurtlarında hiç yaşamamışlar, hiç oturmamışlardı. Bilin ki uzaklık Medyen ehline, nitekim Semûd da öylece uzaklaşıp gitti.
Adem Uğur : Sanki orada hiç barınmamışlardı. Biliniz ki, Semûd kavmi (Allah'ın rahmetinden) uzak olduğu gibi Medyen kavmi de uzak oldu.
Ahmed Hulusi : Sanki hiç yaşamamışlardı orada. . . Kesinkes bilin ki, hakikatlerinden uzak düşmüş bir yaşam Medyen (halkı) içindir, Semud (halkının) uzak oldukları gibi.
Ahmet Tekin : Sanki o topraklarda, hiç yaşamamış, hiç güzel gün görmemiş gibiydiler. Semûd kavminin, Allah’ın rahmetinden, korumasından uzak olduğu gibi, Medyen halkının da O’nun rahmetinden, korumasından uzaklaştırılmasından ibret alın.
Ahmet Varol : Sanki orada hiç yaşamamışlardı. İyi bilin ki, Semud halkı (Allah'ın rahmetinden) uzaklaştırıldığı gibi Medyen halkı da uzaklaştırıldı.
Ali Bulaç : Sanki orada hiç refah içinde yaşamamışlar gibi. Haberiniz olsun; Semud (halkına) nasıl bir uzaklık verildiyse Medyen (halkına da Allah'ın rahmetinden öyle) bir uzaklık (verildi).
Ali Fikri Yavuz : Sanki orada hiç şenlik kurmamışlaradı. Bakın, Semûd kavmi nasıl helâk olduysa, Medyen halkı da öylece helâk olmuştur.
Bekir Sadak : Sanki orada hic yasamamislardi. Bilin ki Semud milleti Allah'in rahmetinden uzaklastigi gibi Medyen halki da uzaklasti.*
Celal Yıldırım : Buyruğumuz gelince, Şuâyb'ı ve beraberindeki imân edenleri rahmetimizle kurtardık. Zâlimleri ise korkunç bir ses ve uğultu yakalayıverdi; evlerinde dizüstü çöküp kaldılar. Orada hiç bulunmamış, yaşamamış gibi oldular. Dikkat edin, Semûd kavmi nasıl (ilâhî) rahmetten uzak kaldıysa Medyen de uzak kaldı.
Diyanet İşleri : Sanki orada hiç yaşamamışlardı. Biliniz ki Semûd kavmi Allah’ın rahmetinden uzaklaştığı gibi Medyen halkı da uzaklaştı.
Diyanet İşleri (eski) : Sanki orada hiç yaşamamışlardı. Bilin ki Semud milleti Allah'ın rahmetinden uzaklaştığı gibi Medyen halkı da uzaklaştı.
Diyanet Vakfi : Sanki orada hiç barınmamışlardı. Biliniz ki, Semûd kavmi (Allah'ın rahmetinden) uzak olduğu gibi Medyen kavmi de uzak oldu.
Edip Yüksel : Sanki orada hiç yaşamamışlar gibi... Semud, nasıl yok edildiyse, Medyen de öylece yok edildi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Sanki orada hiç güzel gün görmemişlerdi. Dikkat edin, Semud kavmi nasıl helâk olup gittiyse Medyen de öyle yok olup gitti.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Sanki orada şenlik kurmamışlardı. Bak işte Semud defolup gittiği gibi Medyen de defolup gitti.
Elmalılı Hamdi Yazır : Sanki orada şenlik kurmamışlardı bak Semûd defi'olduğu gibi Medyen de defi'oldu gitti
Fizilal-il Kuran : Sanki az önce o evlerde yaşayanlar onlar değildi. Hey, Semudoğulları nasıl kahroldularsa, Medyenoğulları da öyle kahrolsunlar!
Gültekin Onan : Sanki orada hiç refah içinde yaşamamışlar gibi. Haberiniz olsun; Semud (halkına) nasıl bir uzaklık verildiyse Medyen (halkına da Tanrı'nın rahmetinden öyle) bir uzaklık (verildi).
Hakkı Yılmaz : Sanki onlar orada hiç yaşamadılar. Haberiniz olsun! Semûd toplumu nasıl uzaklaştı ise Medyen'e de öyle kahrolmak/tarihten silinmek vardır.
Hasan Basri Çantay : Sanki onlar zâten orada oturmamışlardı. Haberiniz olsun ki Semud (kavmi) rahmet-i ilâhiyyeden nasıl uzaklaşdıysa Medyen (kavmi) ne de öylece bir uzaklık (verildi).
Hayrat Neşriyat : Sanki orada hiç oturmamışlardı! Dikkat edin! Semûd (kavmi rahmetimizden uzak kalmakla) helâk olduğu gibi, Medyen (halkı) da öyle helâk olsun!
İbni Kesir : Sanki orada hiç yaşamamışlardı. Bilin ki; Semud da Medyen de Allah'ın rahmetinden uzaklaştı.
İskender Evrenosoğlu : Orada hiç yaşanmamış gibiydi. Medyen kavmi de, Semud kavminin (Allah'ın rahmetinden) uzak olduğu gibi (Allah'ın rahmetinden) uzaklaştırılmadı mı?
Muhammed Esed : sanki daha önce hiç orada yaşamamışlar gibi. İşte böyle silinip gitti Medyen (halkı), tıpkı Semud (halkının) silinip gittiği gibi.
Ömer Nasuhi Bilmen : Sanki onlar orada yaşamamışlardı. Haberiniz olsun, Semûd uzaklaştığı gibi Medyen için de bir uzaklaşma olsun.
Ömer Öngüt : Sanki orada hiç yaşamamışlardı. Haberiniz olsun ki Semud kavmi nasıl uzaklaşıp gittiyse, Medyen kavmi de öyle uzaklaşıp gitti.
Şaban Piriş : Sanki orada hiç yaşamamışlardı. Dikkat edin, Semûd’un mahvolduğu gibi Medyen de mahvoldu.
Suat Yıldırım : (94-95) Azap emrimiz gelince, tarafımızdan bir lütuf olarak Şuayb ve beraberindeki müminleri o azaptan kurtardık. Zulmedenleri ise o korkunç ses bastırıverdi de diyarlarında çökekaldılar. Sanki hiç orada yaşamamış gibi oldular... Evet, Semûd halkı defolup gittiği gibi Medyen halkı da defoldu gitti!
Süleyman Ateş : Sanki orada hiç şenlik kurmamışlardı! İyi bilin ki, Semûd (kavmi) nasıl uzaklaşıp gittiyse Medyen halkı da öyle uzaklaşıp gitti.
Tefhim-ul Kuran : Sanki orada hiç refah içinde yaşamamışlar gibi, haberiniz olsun; Semud (halkına) nasıl bir uzaklık verildiyse Medyen (halkına da Allah'ın rahmetinden öyle) bir uzaklık (verildi) .
Ümit Şimşek : Sanki onlar orada hiç yaşamamışlardı. İşte, bakın, Medyen de Semud gibi yok olup gitti.
Yaşar Nuri Öztürk : Sanki hiç yurt tutmamışlardı orada. Bakıp görün ki, Medyen de tıpkı Semûd gibi, dönüşü olmayan bir gidişle gitti.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}