» 11 / Hûd  82:

Kuran Sırası: 11
İniş Sırası: 52
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123

 » 11 / Hûd  Suresi: 82
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَلَمَّا (FLME) = felemmā : ne zaman ki
2. جَاءَ (CEÙ) = cā'e : gelince
3. أَمْرُنَا (ÊMRNE) = emrunā : emrimiz
4. جَعَلْنَا (CALNE) = ceǎlnā : çevirdik
5. عَالِيَهَا (AELYHE) = ǎāliyehā : üstünü
6. سَافِلَهَا (SEFLHE) = sāfilehā : altına
7. وَأَمْطَرْنَا (VÊMŦRNE) = ve emTarnā : ve yağdırdık
8. عَلَيْهَا (ALYHE) = ǎleyhā : üzerine
9. حِجَارَةً (ḪCERT) = Hicāraten : taşlar
10. مِنْ (MN) = min :
11. سِجِّيلٍ (SCYL) = siccīlin : balçıktan pişirilmiş
12. مَنْضُودٍ (MNŽVD̃) = menDūdin : birbirini izleyen
ne zaman ki | gelince | emrimiz | çevirdik | üstünü | altına | ve yağdırdık | üzerine | taşlar | | balçıktan pişirilmiş | birbirini izleyen |

[] [CYE] [EMR] [CAL] [ALV] [SFL] [MŦR] [] [ḪCR] [] [SCL] [NŽD̃]
FLME CEÙ ÊMRNE CALNE AELYHE SEFLHE VÊMŦRNE ALYHE ḪCERT MN SCYL MNŽVD̃

felemmā cā'e emrunā ceǎlnā ǎāliyehā sāfilehā ve emTarnā ǎleyhā Hicāraten min siccīlin menDūdin
فلما جاء أمرنا جعلنا عاليها سافلها وأمطرنا عليها حجارة من سجيل منضود

 » 11 / Hûd  Suresi: 82
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فلما | FLME felemmā ne zaman ki So when
جاء ج ي ا | CYE CEÙ cā'e gelince came
أمرنا ا م ر | EMR ÊMRNE emrunā emrimiz Our Command,
جعلنا ج ع ل | CAL CALNE ceǎlnā çevirdik We made
عاليها ع ل و | ALV AELYHE ǎāliyehā üstünü its upside,
سافلها س ف ل | SFL SEFLHE sāfilehā altına its downside,
وأمطرنا م ط ر | MŦR VÊMŦRNE ve emTarnā ve yağdırdık and We rained
عليها | ALYHE ǎleyhā üzerine upon them
حجارة ح ج ر | ḪCR ḪCERT Hicāraten taşlar stones
من | MN min of
سجيل س ج ل | SCL SCYL siccīlin balçıktan pişirilmiş baked clay
منضود ن ض د | NŽD̃ MNŽVD̃ menDūdin birbirini izleyen (in) layers.

11:82 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ne zaman ki | gelince | emrimiz | çevirdik | üstünü | altına | ve yağdırdık | üzerine | taşlar | | balçıktan pişirilmiş | birbirini izleyen |

[] [CYE] [EMR] [CAL] [ALV] [SFL] [MŦR] [] [ḪCR] [] [SCL] [NŽD̃]
FLME CEÙ ÊMRNE CALNE AELYHE SEFLHE VÊMŦRNE ALYHE ḪCERT MN SCYL MNŽVD̃

felemmā cā'e emrunā ceǎlnā ǎāliyehā sāfilehā ve emTarnā ǎleyhā Hicāraten min siccīlin menDūdin
فلما جاء أمرنا جعلنا عاليها سافلها وأمطرنا عليها حجارة من سجيل منضود

[] [ج ي ا] [ا م ر] [ج ع ل] [ع ل و] [س ف ل] [م ط ر] [] [ح ج ر] [] [س ج ل] [ن ض د]

 » 11 / Hûd  Suresi: 82
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فلما | FLME felemmā ne zaman ki So when
Fe,Lam,Mim,Elif,
80,30,40,1,
REM – prefixed resumption particle
T – time adverb
الفاء استئنافية
ظرف زمان
جاء ج ي ا | CYE CEÙ cā'e gelince came
Cim,Elif,,
3,1,,
V – 3rd person masculine singular perfect verb
فعل ماض
أمرنا ا م ر | EMR ÊMRNE emrunā emrimiz Our Command,
,Mim,Re,Nun,Elif,
,40,200,50,1,
N – nominative masculine noun
PRON – 1st person plural possessive pronoun
اسم مرفوع و«نا» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
جعلنا ج ع ل | CAL CALNE ceǎlnā çevirdik We made
Cim,Ayn,Lam,Nun,Elif,
3,70,30,50,1,
V – 1st person plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
عاليها ع ل و | ALV AELYHE ǎāliyehā üstünü its upside,
Ayn,Elif,Lam,Ye,He,Elif,
70,1,30,10,5,1,
N – accusative masculine active participle
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
اسم منصوب و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
سافلها س ف ل | SFL SEFLHE sāfilehā altına its downside,
Sin,Elif,Fe,Lam,He,Elif,
60,1,80,30,5,1,
N – accusative masculine active participle
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
اسم منصوب و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
وأمطرنا م ط ر | MŦR VÊMŦRNE ve emTarnā ve yağdırdık and We rained
Vav,,Mim,Tı,Re,Nun,Elif,
6,,40,9,200,50,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل
عليها | ALYHE ǎleyhā üzerine upon them
Ayn,Lam,Ye,He,Elif,
70,30,10,5,1,
P – preposition
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
جار ومجرور
حجارة ح ج ر | ḪCR ḪCERT Hicāraten taşlar stones
Ha,Cim,Elif,Re,Te merbuta,
8,3,1,200,400,
N – accusative feminine indefinite noun
اسم منصوب
من | MN min of
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
سجيل س ج ل | SCL SCYL siccīlin balçıktan pişirilmiş baked clay
Sin,Cim,Ye,Lam,
60,3,10,30,
"N – genitive masculine indefinite noun → Clay"
اسم مجرور
منضود ن ض د | NŽD̃ MNŽVD̃ menDūdin birbirini izleyen (in) layers.
Mim,Nun,Dad,Vav,Dal,
40,50,800,6,4,
N – genitive masculine indefinite passive participle
اسم مجرور
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَلَمَّا: ne zaman ki | جَاءَ: gelince | أَمْرُنَا: emrimiz | جَعَلْنَا: çevirdik | عَالِيَهَا: üstünü | سَافِلَهَا: altına | وَأَمْطَرْنَا: ve yağdırdık | عَلَيْهَا: üzerine | حِجَارَةً: taşlar | مِنْ: | سِجِّيلٍ: balçıktan pişirilmiş | مَنْضُودٍ: birbirini izleyen |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فلما FLME ne zaman ki | جاء CEÙ gelince | أمرنا ÊMRNE emrimiz | جعلنا CALNE çevirdik | عاليها AELYHE üstünü | سافلها SEFLHE altına | وأمطرنا WÊMŦRNE ve yağdırdık | عليها ALYHE üzerine | حجارة ḪCERT taşlar | من MN | سجيل SCYL balçıktan pişirilmiş | منضود MNŽWD̃ birbirini izleyen |
Kırık Meal (Okunuş) : |felemmā: ne zaman ki | cā'e: gelince | emrunā: emrimiz | ceǎlnā: çevirdik | ǎāliyehā: üstünü | sāfilehā: altına | ve emTarnā: ve yağdırdık | ǎleyhā: üzerine | Hicāraten: taşlar | min: | siccīlin: balçıktan pişirilmiş | menDūdin: birbirini izleyen |
Kırık Meal (Transcript) : |FLME: ne zaman ki | CEÙ: gelince | ÊMRNE: emrimiz | CALNE: çevirdik | AELYHE: üstünü | SEFLHE: altına | VÊMŦRNE: ve yağdırdık | ALYHE: üzerine | ḪCERT: taşlar | MN: | SCYL: balçıktan pişirilmiş | MNŽVD̃: birbirini izleyen |
Abdulbaki Gölpınarlı : Emrimiz gelince, o şehirlerin altını üstüne getirdik, tepelerine, üst üste yığılıp taş kesilmiş balçıktan meydana gelmiş taşlar yağdırdık.
Adem Uğur : Emrimiz gelince, oranın altını üstüne getirdik ve üzerlerine (balçıktan) pişirilip istif edilmiş taşlar yağdırdık.
Ahmed Hulusi : Emrimiz geldiği vakit oranın üstünü altına getirdik ve üzerlerine mendud (istiflenmiş) siccilden (pişirilmiş, taşlaşmış çamur) taşlar (muhtemelen volkanik patlama sonucu oluşan lavlar) yağdırdık.
Ahmet Tekin : Planımız gerçekleşirken, o ülkenin altını üstüne getirdik. Belirlenmiş cezanın infazı için üzerlerine balçıktan dökülerek pişirilip istif edilmiş taşlar yağdırdık.
Ahmet Varol : Emrimiz gelince oranın üstünü altına çevirdik ve üzerine balçıktan, pişirilmiş, birbirini izleyen taşlar yağdırdık.
Ali Bulaç : Böylece emrimiz geldiği zaman, üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş, istif edilmiş taşlar yağdırdık;
Ali Fikri Yavuz : Onlara azab emrimiz gelince, o memleketin üstünü altına getirdik ve üzerlerine, arka arkaya ateşte pişirilmiş çamurdan taşlar yağdırdık.
Bekir Sadak : (82-83) Buyrugumuz gelince oralarin altini ustune getirdik; uzerine Rabbinin katindan, isaretli olarak yigin yigin sert tas yagdirdik. Bunlar zalimlerden hicbir zaman uzak olmayacaktir.*
Celal Yıldırım : Buyruğumuz gelince (ülkenin) üstünü altına getirdik; birbiri üzerine konulmuş pişmiş balçık (gibi) taşlar yağdırdık ki bu taşlar Allah yanında belirlenmişti ve zâlimlerden de asla uzak değildi.
Diyanet İşleri : (82-83) (Azap) emrimiz gelince oranın altını üstüne getirdik. Üzerine de Rabbinin katında işaretlenmiş pişirilmiş balçıktan taşlar yağdırdık. Bunlar zalimlerden uzak değildir.
Diyanet İşleri (eski) : (82-83) Buyruğumuz gelince oraların altını üstüne getirdik; üzerine Rabbinin katından, işaretli olarak yığın yığın sert taş yağdırdık. Bunlar zalimlerden hiçbir zaman uzak olmayacaktır.
Diyanet Vakfi : Emrimiz gelince, oranın altını üstüne getirdik ve üzerlerine (balçıktan) pişirilip istif edilmiş taşlar yağdırdık.
Edip Yüksel : Emrimiz gelince onun üstünü altına getirdik, üzerlerine sertleşmiş kat kat taş yağdırdık.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Ne zaman ki, emrimiz geldi, o ülkenin altını üstüne getirdik ve üzerlerine istif edilip pişirilmiş çamurdan taşlar yağdırdık.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Emrimiz geldiğinde, o memleketin üstünü altına geçirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş istif taşlar yağdırdık.
Elmalılı Hamdi Yazır : Vaktâ ki emrimiz geldi o memleketin üstünü altına geçirdik ve üzerlerine istif edilmiş siccîlden taşlar yağdırdık
Fizilal-il Kuran : Azaba ilişkin emrimiz geldiğinde orayı altüst ettik, oranın halkı üzerine, sağanak halinde balçıkla kaplanmış taşlar yağdırdık.
Gültekin Onan : Böylece buyruğumuz geldiği zaman, üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş, istif edilmiş taşlar yağdırdık.
Hakkı Yılmaz : (82,83) Sonunda emrimiz gelince, oranın üstünü altına getirdik. Ve üzerlerine, istif edilmiş pişmiş çamurdan Rabbinin katında işaretlenmiş taşlar yağdırdık. Ve bunlar, şirk koşarak yanlış, kendi zararlarına iş yapanlardan uzak değildir.
Hasan Basri Çantay : (82-83) Vaktaki (azâb) emrimiz geldi, (o memleketin) üstünü altına getirdik ve tepelerine balçıkdan pişirilmiş, istif edilmiş taşlar yağdırdik ki onlar Rabbinin katında hep damgalanmışlardı. Onlar zaalimlerden uzak değildir.
Hayrat Neşriyat : Nihâyet (azâb) emrimiz gelince oranın üstünü altına getirdik ve üzerlerine(balçıktan) pişirilmiş, arka arkaya dizilmiş taşlar yağdırdık!
İbni Kesir : Emrimiz gelince; oranın üstünü altına getirdik ve üzerine yığın yığın sert taşlar yağdırdık.
İskender Evrenosoğlu : Artık emrimiz geldiği zaman onu (o şehri) alt üst ettik (onu yükseltip alçalttık). Onların üzerine, istif edilmiş (dizilip hazırlanmış) siccilden (pişirilip sertleştirilmiş kerpiçten yapılmış) taşlar yağdırdık.
Muhammed Esed : Ve böylece hükmümüz vaki olunca bu (günahkar şehirlerin) altını üstüne getirdik; ve önceden yazılmış bir cezanın infazı için üzerlerine birbiri ardından püskürtü halinde sert taşlar yağdırdık.
Ömer Nasuhi Bilmen : Vaktâ ki, emrimiz geldi, onun (o yurdun) üstünü altına çevirdik ve onun üzerine ateşte pişirilmiş, birbirine bitişik bulunmuş balçıktan taşlar yağdırdık.
Ömer Öngüt : Vaktaki azap emrimiz gelince, o memleketin altını üstüne getirdik ve tepelerine pişirilmiş balçıktan taşları arka arkaya yağdırdık.
Şaban Piriş : (82-83) Emrimiz gelince oranın altını üstüne getirdik. Üzerlerine Rabbin katından, işaretli olarak yığın yığın sert taş yağdırdık. Bunlar şimdi de zalimlerden uzak değildir.
Suat Yıldırım : (82-83) Azap emrimiz gelince o ülkenin üstünü altına çevirdik ve üzerlerine pişirilmiş balçıktan yapılıp istif edilmiş ve Rabbinin nezdinde damgalanmış taşlar yağdırdık. Evet bu taşlar şimdiki zalimlerden de uzak değildir.
Süleyman Ateş : (Azâb) emrimiz gelince oranın üstünü altına getirdik, üzerine de taş yağdırdık: Çamurdan pişmiş, (azâb için) hazırlanmış, istif edilmiş.
Tefhim-ul Kuran : Böylece emrimiz geldiği zaman, üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş, istif edilmiş taşlar yağdırdık;
Ümit Şimşek : Emrimiz geldiğinde, oranın altını üstüne getirdik ve başlarına ateşte pişmiş taşları peş peşe yağdırdık.
Yaşar Nuri Öztürk : Nihayet emrimiz gelince oranın üstünü altına getirdik. Ve üzerlerine, pişirilmiş çamurdan yapılıp istif edilmiş taş yağdırdık.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}