» 23 / Mü’minûn  100:

Kuran Sırası: 23
İniş Sırası: 74
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118

 » 23 / Mü’minûn  Suresi: 100
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. لَعَلِّي (LALY) = leǎllī : böylelikle
2. أَعْمَلُ (ÊAML) = eǎ'melu : yapayım
3. صَالِحًا (ṦELḪE) = SāliHen : yararlı bir iş
4. فِيمَا (FYME) = fīmā : yerde (dünyada)
5. تَرَكْتُ (TRKT) = teraktu : terk ettiğim
6. كَلَّا (KLE) = kellā : hayır
7. إِنَّهَا (ÎNHE) = innehā : şüphesiz bu
8. كَلِمَةٌ (KLMT) = kelimetun : bir sözdür
9. هُوَ (HV) = huve : o
10. قَائِلُهَا (GEÙLHE) = ḳāiluhā : onun söylediği
11. وَمِنْ (VMN) = ve min : ve
12. وَرَائِهِمْ (VREÙHM) = verāihim : önlerinde vardır
13. بَرْزَخٌ (BRZḢ) = berzeḣun : bir berzah
14. إِلَىٰ (ÎL) = ilā : kadar
15. يَوْمِ (YVM) = yevmi : güne
16. يُبْعَثُونَ (YBAS̃VN) = yub'ǎṧūne : diriltilecekleri
böylelikle | yapayım | yararlı bir iş | yerde (dünyada) | terk ettiğim | hayır | şüphesiz bu | bir sözdür | o | onun söylediği | ve | önlerinde vardır | bir berzah | kadar | güne | diriltilecekleri |

[] [AML] [ṦLḪ] [] [TRK] [] [] [KLM] [] [GVL] [] [VRY] [] [] [YVM] [BAS̃]
LALY ÊAML ṦELḪE FYME TRKT KLE ÎNHE KLMT HV GEÙLHE VMN VREÙHM BRZḢ ÎL YVM YBAS̃VN

leǎllī eǎ'melu SāliHen fīmā teraktu kellā innehā kelimetun huve ḳāiluhā ve min verāihim berzeḣun ilā yevmi yub'ǎṧūne
لعلي أعمل صالحا فيما تركت كلا إنها كلمة هو قائلها ومن ورائهم برزخ إلى يوم يبعثون

 » 23 / Mü’minûn  Suresi: 100
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
لعلي | LALY leǎllī böylelikle That I may
أعمل ع م ل | AML ÊAML eǎ'melu yapayım do
صالحا ص ل ح | ṦLḪ ṦELḪE SāliHen yararlı bir iş righteous (deeds)
فيما | FYME fīmā yerde (dünyada) in what
تركت ت ر ك | TRK TRKT teraktu terk ettiğim "I left behind."""
كلا | KLE kellā hayır No!
إنها | ÎNHE innehā şüphesiz bu Indeed, it
كلمة ك ل م | KLM KLMT kelimetun bir sözdür (is) a word
هو | HV huve o he
قائلها ق و ل | GVL GEÙLHE ḳāiluhā onun söylediği speaks it,
ومن | VMN ve min ve and before them
ورائهم و ر ي | VRY VREÙHM verāihim önlerinde vardır and before them
برزخ | BRZḢ berzeḣun bir berzah (is) a barrier
إلى | ÎL ilā kadar till
يوم ي و م | YVM YVM yevmi güne (the) Day
يبعثون ب ع ث | BAS̃ YBAS̃VN yub'ǎṧūne diriltilecekleri they are resurrected.

23:100 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

böylelikle | yapayım | yararlı bir iş | yerde (dünyada) | terk ettiğim | hayır | şüphesiz bu | bir sözdür | o | onun söylediği | ve | önlerinde vardır | bir berzah | kadar | güne | diriltilecekleri |

[] [AML] [ṦLḪ] [] [TRK] [] [] [KLM] [] [GVL] [] [VRY] [] [] [YVM] [BAS̃]
LALY ÊAML ṦELḪE FYME TRKT KLE ÎNHE KLMT HV GEÙLHE VMN VREÙHM BRZḢ ÎL YVM YBAS̃VN

leǎllī eǎ'melu SāliHen fīmā teraktu kellā innehā kelimetun huve ḳāiluhā ve min verāihim berzeḣun ilā yevmi yub'ǎṧūne
لعلي أعمل صالحا فيما تركت كلا إنها كلمة هو قائلها ومن ورائهم برزخ إلى يوم يبعثون

[] [ع م ل] [ص ل ح] [] [ت ر ك] [] [] [ك ل م] [] [ق و ل] [] [و ر ي] [] [] [ي و م] [ب ع ث]

 » 23 / Mü’minûn  Suresi: 100
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
لعلي | LALY leǎllī böylelikle That I may
Lam,Ayn,Lam,Ye,
30,70,30,10,
ACC – accusative particle
PRON – 1st person singular object pronoun
حرف نصب من اخوات «ان» والياء ضمير متصل في محل نصب اسم «لعل»
أعمل ع م ل | AML ÊAML eǎ'melu yapayım do
,Ayn,Mim,Lam,
,70,40,30,
V – 1st person singular imperfect verb
فعل مضارع
صالحا ص ل ح | ṦLḪ ṦELḪE SāliHen yararlı bir iş righteous (deeds)
Sad,Elif,Lam,Ha,Elif,
90,1,30,8,1,
N – accusative masculine indefinite active participle
اسم منصوب
فيما | FYME fīmā yerde (dünyada) in what
Fe,Ye,Mim,Elif,
80,10,40,1,
P – preposition
REL – relative pronoun
حرف جر
اسم موصول
تركت ت ر ك | TRK TRKT teraktu terk ettiğim "I left behind."""
Te,Re,Kef,Te,
400,200,20,400,
V – 1st person singular perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والتاء ضمير متصل في محل رفع فاعل
كلا | KLE kellā hayır No!
Kef,Lam,Elif,
20,30,1,
AVR – aversion particle
حرف ردع
إنها | ÎNHE innehā şüphesiz bu Indeed, it
,Nun,He,Elif,
,50,5,1,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person feminine singular object pronoun
حرف نصب و«ها» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
كلمة ك ل م | KLM KLMT kelimetun bir sözdür (is) a word
Kef,Lam,Mim,Te merbuta,
20,30,40,400,
N – nominative feminine indefinite noun
اسم مرفوع
هو | HV huve o he
He,Vav,
5,6,
PRON – 3rd person masculine singular personal pronoun
ضمير منفصل
قائلها ق و ل | GVL GEÙLHE ḳāiluhā onun söylediği speaks it,
Gaf,Elif,,Lam,He,Elif,
100,1,,30,5,1,
N – nominative masculine active participle
PRON – 3rd person feminine singular possessive pronoun
اسم مرفوع و«ها» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
ومن | VMN ve min ve and before them
Vav,Mim,Nun,
6,40,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
P – preposition
الواو عاطفة
حرف جر
ورائهم و ر ي | VRY VREÙHM verāihim önlerinde vardır and before them
Vav,Re,Elif,,He,Mim,
6,200,1,,5,40,
N – genitive noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم مجرور و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
برزخ | BRZḢ berzeḣun bir berzah (is) a barrier
Be,Re,Ze,Hı,
2,200,7,600,
N – nominative masculine indefinite noun
اسم مرفوع
إلى | ÎL ilā kadar till
,Lam,,
,30,,
P – preposition
حرف جر
يوم ي و م | YVM YVM yevmi güne (the) Day
Ye,Vav,Mim,
10,6,40,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
يبعثون ب ع ث | BAS̃ YBAS̃VN yub'ǎṧūne diriltilecekleri they are resurrected.
Ye,Be,Ayn,Se,Vav,Nun,
10,2,70,500,6,50,
V – 3rd person masculine plural passive imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع مبني للمجهول والواو ضمير متصل في محل رفع نائب فاعل
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |لَعَلِّي: böylelikle | أَعْمَلُ: yapayım | صَالِحًا: yararlı bir iş | فِيمَا: yerde (dünyada) | تَرَكْتُ: terk ettiğim | كَلَّا: hayır | إِنَّهَا: şüphesiz bu | كَلِمَةٌ: bir sözdür | هُوَ: o | قَائِلُهَا: onun söylediği | وَمِنْ: ve | وَرَائِهِمْ: önlerinde vardır | بَرْزَخٌ: bir berzah | إِلَىٰ: kadar | يَوْمِ: güne | يُبْعَثُونَ: diriltilecekleri |
Kırık Meal (Harekesiz) : |لعلي LALY böylelikle | أعمل ÊAML yapayım | صالحا ṦELḪE yararlı bir iş | فيما FYME yerde (dünyada) | تركت TRKT terk ettiğim | كلا KLE hayır | إنها ÎNHE şüphesiz bu | كلمة KLMT bir sözdür | هو HW o | قائلها GEÙLHE onun söylediği | ومن WMN ve | ورائهم WREÙHM önlerinde vardır | برزخ BRZḢ bir berzah | إلى ÎL kadar | يوم YWM güne | يبعثون YBAS̃WN diriltilecekleri |
Kırık Meal (Okunuş) : |leǎllī: böylelikle | eǎ'melu: yapayım | SāliHen: yararlı bir iş | fīmā: yerde (dünyada) | teraktu: terk ettiğim | kellā: hayır | innehā: şüphesiz bu | kelimetun: bir sözdür | huve: o | ḳāiluhā: onun söylediği | ve min: ve | verāihim: önlerinde vardır | berzeḣun: bir berzah | ilā: kadar | yevmi: güne | yub'ǎṧūne: diriltilecekleri |
Kırık Meal (Transcript) : |LALY: böylelikle | ÊAML: yapayım | ṦELḪE: yararlı bir iş | FYME: yerde (dünyada) | TRKT: terk ettiğim | KLE: hayır | ÎNHE: şüphesiz bu | KLMT: bir sözdür | HV: o | GEÙLHE: onun söylediği | VMN: ve | VREÙHM: önlerinde vardır | BRZḢ: bir berzah | ÎL: kadar | YVM: güne | YBAS̃VN: diriltilecekleri |
Abdulbaki Gölpınarlı : Belki iyi işler işlerim ve zâyi ettiğim ömrü telâfî ederim. Hayır, boş bir söz, onun söylediği söz. Onların önlerinde, diriltilip mezarlarından çıkarılacakları güne dek bir berzah var.
Adem Uğur : Ta ki boşa geçirdiğim dünyada iyi iş (ve hareketler) yapayım. Hayır! Onun söylediği bu söz (boş) laftan ibarettir. Onların gerisinde ise, yeniden dirilecekleri güne kadar (süren) bir berzah vardır.
Ahmed Hulusi : "Tâ ki (önemsemeyip) uygulamadığım şeylerde (iman üzere yaşamda, kuvveden fiile çıkarmadıklarımda) sonsuz geleceğime yararlı çalışmalar yapayım!". . . Hayır (geri dönüş asla mümkün değil)! Öyle bir şey söyler ki geçerliliği yoktur (sistemde yeri yoktur)! Arkalarında yeniden bâ's olunacakları sürece kadar, bir berzah (boyutsal farklılık) vardır (geri dönemezler; reenkarnasyon da {ikinci defa dünya yaşamı} mümkün değildir)!
Ahmet Tekin : 'Boşa vakit geçirdiğim dünyada Allah’ın birliğini kabul ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçireyim, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayayım, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olayım, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyeyim.' der. Hayır, onun söylediği bu söz, boş laftan ibarettir. Onların, yeniden diriltilecekleri güne kadar, geriye, hayata dönmelerini engelleyen bir Berzah âlemi vardır.
Ahmet Varol : Olur ki terkettiğim (dünya)da iyi işler işlerim.' Hayır. Bu sadece onun söylediği bir sözdür. Önlerinde diriltilecekleri güne kadar (duracak) bir engel vardır.
Ali Bulaç : "Ki, geride bıraktığım (dünya)da salih amellerde bulunayım." Asla, gerçekten bu, yalnızca bir sözdür, bunu da kendisi söylemektedir. Onların önlerinde, diriltilip kaldırılacakları güne kadar bir engel (berzah) vardır.
Ali Fikri Yavuz : Tâ ki, ben terk ettiğim imanı yerine getirib salih bir amelde bulunayım.” Hayır (artık dünyaya dönülmez), müşriklerden her birinin söylediği bu sözler, söyleyene ait faydasız bir lâfdır. Önlerinde ise bir mezar vardır; diriltilecekleri güne kadar oradadırlar.
Bekir Sadak : (99-100) Onlardan birine olum gelince: «Rabbim! Beni geri cevir, belki, yapmadan biraktigimi tamamlar, iyi is islerim» der. Hayir; bu soyledigi sadece kendi lafidir. Tekrar diriltilecekleri gune kadar arkalarinda geriye donmeketen onlari alikoyon bir engel vardir.
Celal Yıldırım : (99-100) Sonunda onlardan her birine ölüm gelince, (çaresiz kalıp Allah'ı hatırlar ve) Rabbim ! Beni geri çevirin de ola ki terkettiğime karşılık onu (telâfi için) iyi, yararlı amelde bulunurum, der. Hayır, bu bir sözdür ki (temenni anlamında) söyler. Dirilip (hesab gününe) kaldırılıncaya kadar önlerine bir Berzah (dönmelerine bir engel) vardır.
Diyanet İşleri : (99-100) Nihayet onlardan birine ölüm gelince, “Rabbim! Beni dünyaya geri gönderiniz ki, terk ettiğim dünyada salih bir amel yapayım” der. Hayır! Bu, sadece onun söylediği (boş) bir sözden ibarettir. Onların arkasında, tekrar dirilecekleri güne kadar (devam edecek, dönmelerine engel) bir perde (berzah) vardır.
Diyanet İşleri (eski) : (99-100) Onlardan birine ölüm gelince: 'Rabbim! Beni geri çevir, belki, yapmadan bıraktığımı tamamlar, iyi iş işlerim' der. Hayır; bu söylediği sadece kendi lafıdır. Tekrar diriltilecekleri güne kadar arkalarında geriye dönmekten onları alıkoyan bir engel vardır.
Diyanet Vakfi : «Ta ki boşa geçirdiğim dünyada iyi iş (ve hareketler) yapayım.» Hayır! Bu onun ağzından çıkan (boş) bir laftan ibarettir. Onların gerisinde ise, yeniden dirilecekleri güne kadar (süren) bir berzah vardır.
Edip Yüksel : 'Ki terketmiş bulunduğum şeylerde erdemli işler yapayım.' Hayır. Bu onun söylediği bir laftan ibarettir. Diriliş gününe kadar onların ardında bir engel vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : «Ta ki, boşa geçirdiğim dünyada iyi iş (ve hareketler) yapayım.» Hayır! Onun söylediği bu söz (boş) laftan ibarettir. Onların gerisinde ise, yeniden dirilecekleri güne kadar (süren) bir berzah vardır.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Belki ben, o bıraktığımda (boşa geçirdiğim dünyada) iyi işler yaparım!» Hayır, hayır! Bu, onun söylediği boş bir sözdür. Ötelerinde ise yeniden diriltilecekleri güne kadar bir engel vardır.
Elmalılı Hamdi Yazır : Belki ben o baktığımda salih bir amel işlerim, hayır hayır! O bir kelimedir ki onu o söyler, ötelerinden ise bir berzah vardır, tâ ba's olunacakları güne kadar
Fizilal-il Kuran : Ki, ihmalkâr davrandığım konularda iyi ameller işleyeyim. Asla. Bu söz, boş yere söylenmiş yararsız bir lâftır. Yeniden dirilecekleri güne kadar onların önünde geçit vermez bir engel vardır.
Gültekin Onan : "Ki, geride bıraktığım (dünya)da salih amellerde bulunayım." Asla, gerçekten bu, yalnızca bir sözdür, bunu da kendisi söylemektedir. Onların önlerinde diriltilip kaldırılacaklan güne kadar bir engel (berzah) vardır.
Hakkı Yılmaz : (99,100) Sonunda onlardan birine ölüm geldiğinde, “Rabbim, terk ettiğim şeylerde sâlihi işlemem için beni geri döndür” dedi. Kesinlikle onun düşündüğü gibi değil! Bu, şüphesiz onun söylediği bir sözdür. Onların tekrar diriltilecekleri güne kadar onların arkalarında bir engel vardır.
Hasan Basri Çantay : Tâki ben zaayi' etdiğim (ömrüm) mukaabilinde iyi amel (ve hareket) de bulunayım». Hayır, onun söylediği bu söz (hakıykatde) boş lâfdan ibâretdir, önlerinde ise diriltilib kaldırılacakları güne kadar (kalmalarına mâni) bir engel vardır.
Hayrat Neşriyat : (99-100) Nihâyet onlardan (o müşriklerden) birine ölüm geldiği zaman: 'Rabbim! Beni geri gönder! Umulur ki ben, terk ettiğim (dünya)da sâlih bir amel işlerim' der. Hayır! Doğrusu o sâdece (boş) bir lâftır, onu söyleyen kendisidir. Artık onların önlerinde, tekrar diriltilecekleri güne kadar (hiçbir şekilde dünyaya dönemeyecekleri) bir perde (olan kabir hayâtı) vardır.
İbni Kesir : Belki yapmadan bıraktığımı tamamlar ve salih amel işlerim. Hayır, bu söylediği, sadece kendi lafıdır. Tekrar diriltilecekleri güne kadar arkalarında onları geriye dönmekten alıkoyan bir berzah vardır.
İskender Evrenosoğlu : “Böylece (geri gönderdiğin taktirde) terkettiğim salih amelleri (nefsi tezkiye edici ameli) işlerim.” Hayır, muhakkak ki onun söylediği söz, sadece (boş) bir kelimedir. Ve beas edilecekleri güne kadar onların arkasında berzah (engel) vardır.
Muhammed Esed : de (daha önce) gözardı ettiğim konularda dürüst ve erdemli işler göreyim!" Yoo, onun söylediği, şüphesiz, yalnızca (boş ve anlamsız) bir sözden ibarettir; çünkü (bir kere dünyayı terk etmiş bulunanların) ardında, yeniden diriltilecekleri Gün'e kadar (aşılması imkansız) bir (ölüm) engeli bulunmaktadır!
Ömer Nasuhi Bilmen : «Belki ben terkettiğim şey hususunda bir sâlih amel işlerim.» Hayır. Bu bir lâkırdıdır ki bunu söyleyen odur ve onların önlerinde ba's olunacakları güne kadar bir hâil vardır.
Ömer Öngüt : “Belki yapmadan bıraktığımı tamamlar ve sâlih amel işlerim. ” Hayır, bu söylediği sadece kendi lâfıdır. Tekrar diriltilip kaldırılacakları güne kadar, önlerinde geriye dönmekten onları alıkoyan bir berzah vardır.
Şaban Piriş : Belki ben, terkettiğim doğru işleri yaparım. Asla, o sadece söyleyenin bir sözüdür. Onların arkalarında yeniden diriltilecekeri güne kadar bir engel vardır.
Suat Yıldırım : (99-100) Âhireti inkâr edenlerden birine ölüm gelip çatınca, işte o zaman: "Ya Rabbî!" der, "ne olur beni dünyaya geri gönderin, ta ki zayi ettiğim ömrümü telafi edip iyi işler yapayım. "Hayır, hayır! Bu onun söylediği mânasız bir sözdür. Çünkü dünyadan ayrılanların önünde, artık, diriltilecekleri güne kadar bir berzah vardır.
Süleyman Ateş : "Ki terk ettiğim dünyâda yararlı bir iş yapayım." Hayır, bu onun söylediği bir sözdür. Önlerinde tâ diriltilecekleri güne kadar bir berzah vardır.
Tefhim-ul Kuran : «Ki, geride bıraktığım (dünya)da salih amellerde bulunayım.» Asla, gerçekten bu, yalnızca bir sözdür, bunu da kendisi söylemektedir. Onların önlerinde, diriltilip kaldırılacakları güne kadar bir engel (berzah) vardır.
Ümit Şimşek : 'Tâ ki bıraktığım yerde güzel bir iş yapayım.' Asla! Bu söylediği boş bir sözden ibarettir. Zaten arkalarında, yeniden diriltilecekleri güne kadar geri dönmelerine imkân vermeyen bir engel vardır.
Yaşar Nuri Öztürk : Döndürün ki, o arkada bıraktığım yerde iyi bir iş yapayım." Hayır, bir kelime ki bu, o söyler onu. Ötelerinde, dirilecekleri güne kadar bir berzah vardır.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}