» 23 / Mü’minûn  53:

Kuran Sırası: 23
İniş Sırası: 74
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118

 » 23 / Mü’minûn  Suresi: 53
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. فَتَقَطَّعُوا (FTGŦAVE) = feteḳaTTaǔ : fakat parçalayıp ayırdılar
2. أَمْرَهُمْ (ÊMRHM) = emrahum : işlerini
3. بَيْنَهُمْ (BYNHM) = beynehum : aralarında
4. زُبُرًا (ZBRE) = zuburan : Kitaplara
5. كُلُّ (KL) = kullu : her
6. حِزْبٍ (ḪZB) = Hizbin : gurup
7. بِمَا (BME) = bimā : bulunanla
8. لَدَيْهِمْ (LD̃YHM) = ledeyhim : kendi yanında
9. فَرِحُونَ (FRḪVN) = feriHūne : sevinmektedir
fakat parçalayıp ayırdılar | işlerini | aralarında | Kitaplara | her | gurup | bulunanla | kendi yanında | sevinmektedir |

[GŦA] [EMR] [BYN] [ZBR] [KLL] [ḪZB] [] [] [FRḪ]
FTGŦAVE ÊMRHM BYNHM ZBRE KL ḪZB BME LD̃YHM FRḪVN

feteḳaTTaǔ emrahum beynehum zuburan kullu Hizbin bimā ledeyhim feriHūne
فتقطعوا أمرهم بينهم زبرا كل حزب بما لديهم فرحون

 » 23 / Mü’minûn  Suresi: 53
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فتقطعوا ق ط ع | GŦA FTGŦAVE feteḳaTTaǔ fakat parçalayıp ayırdılar But they cut off
أمرهم ا م ر | EMR ÊMRHM emrahum işlerini their affair (of unity)
بينهم ب ي ن | BYN BYNHM beynehum aralarında between them
زبرا ز ب ر | ZBR ZBRE zuburan Kitaplara (into) sects,
كل ك ل ل | KLL KL kullu her each
حزب ح ز ب | ḪZB ḪZB Hizbin gurup faction
بما | BME bimā bulunanla in what
لديهم | LD̃YHM ledeyhim kendi yanında they have
فرحون ف ر ح | FRḪ FRḪVN feriHūne sevinmektedir rejoicing.

23:53 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

fakat parçalayıp ayırdılar | işlerini | aralarında | Kitaplara | her | gurup | bulunanla | kendi yanında | sevinmektedir |

[GŦA] [EMR] [BYN] [ZBR] [KLL] [ḪZB] [] [] [FRḪ]
FTGŦAVE ÊMRHM BYNHM ZBRE KL ḪZB BME LD̃YHM FRḪVN

feteḳaTTaǔ emrahum beynehum zuburan kullu Hizbin bimā ledeyhim feriHūne
فتقطعوا أمرهم بينهم زبرا كل حزب بما لديهم فرحون

[ق ط ع] [ا م ر] [ب ي ن] [ز ب ر] [ك ل ل] [ح ز ب] [] [] [ف ر ح]

 » 23 / Mü’minûn  Suresi: 53
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
فتقطعوا ق ط ع | GŦA FTGŦAVE feteḳaTTaǔ fakat parçalayıp ayırdılar But they cut off
Fe,Te,Gaf,Tı,Ayn,Vav,Elif,
80,400,100,9,70,6,1,
REM – prefixed resumption particle
V – 3rd person masculine plural (form V) perfect verb
PRON – subject pronoun
الفاء استئنافية
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
أمرهم ا م ر | EMR ÊMRHM emrahum işlerini their affair (of unity)
,Mim,Re,He,Mim,
,40,200,5,40,
N – accusative masculine noun
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
اسم منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
بينهم ب ي ن | BYN BYNHM beynehum aralarında between them
Be,Ye,Nun,He,Mim,
2,10,50,5,40,
LOC – accusative location adverb
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
ظرف مكان منصوب و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
زبرا ز ب ر | ZBR ZBRE zuburan Kitaplara (into) sects,
Ze,Be,Re,Elif,
7,2,200,1,
N – accusative masculine plural indefinite noun
اسم منصوب
كل ك ل ل | KLL KL kullu her each
Kef,Lam,
20,30,
N – nominative masculine noun
اسم مرفوع
حزب ح ز ب | ḪZB ḪZB Hizbin gurup faction
Ha,Ze,Be,
8,7,2,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
بما | BME bimā bulunanla in what
Be,Mim,Elif,
2,40,1,
P – prefixed preposition bi
REL – relative pronoun
جار ومجرور
لديهم | LD̃YHM ledeyhim kendi yanında they have
Lam,Dal,Ye,He,Mim,
30,4,10,5,40,
LOC – location adverb
PRON – 3rd person masculine plural possessive pronoun
ظرف مكان و«هم» ضمير متصل في محل جر بالاضافة
فرحون ف ر ح | FRḪ FRḪVN feriHūne sevinmektedir rejoicing.
Fe,Re,Ha,Vav,Nun,
80,200,8,6,50,
N – nominative masculine plural noun
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |فَتَقَطَّعُوا: fakat parçalayıp ayırdılar | أَمْرَهُمْ: işlerini | بَيْنَهُمْ: aralarında | زُبُرًا: Kitaplara | كُلُّ: her | حِزْبٍ: gurup | بِمَا: bulunanla | لَدَيْهِمْ: kendi yanında | فَرِحُونَ: sevinmektedir |
Kırık Meal (Harekesiz) : |فتقطعوا FTGŦAWE fakat parçalayıp ayırdılar | أمرهم ÊMRHM işlerini | بينهم BYNHM aralarında | زبرا ZBRE Kitaplara | كل KL her | حزب ḪZB gurup | بما BME bulunanla | لديهم LD̃YHM kendi yanında | فرحون FRḪWN sevinmektedir |
Kırık Meal (Okunuş) : |feteḳaTTaǔ: fakat parçalayıp ayırdılar | emrahum: işlerini | beynehum: aralarında | zuburan: Kitaplara | kullu: her | Hizbin: gurup | bimā: bulunanla | ledeyhim: kendi yanında | feriHūne: sevinmektedir |
Kırık Meal (Transcript) : |FTGŦAVE: fakat parçalayıp ayırdılar | ÊMRHM: işlerini | BYNHM: aralarında | ZBRE: Kitaplara | KL: her | ḪZB: gurup | BME: bulunanla | LD̃YHM: kendi yanında | FRḪVN: sevinmektedir |
Abdulbaki Gölpınarlı : Fakat din husûsunda ayrıldılar ve ayrılanlar, kendi kitaplarından başka kitapları inkâr ettiler ve her bölük, kendi elindekine râzı oldu, onunla övünmiye koyuldu.
Adem Uğur : Ne var ki insanlar kendi aralarındaki işlerini parça parça böldüler. Her gurup kendilerinde bulunan (fikir ve davranış) ile sevinip böbürlenmektedirler.
Ahmed Hulusi : (Din - sistem tek iken) onlar muhtelif yorumlar hâlinde aralarında işlerini parçaladılar. . . Her grup kendi kabul ettikleriyle hoşnuttur.
Ahmet Tekin : İnsanlar, geçmiş mülga kitapları sahiplenerek, ideolojik cereyanlara kapılarak, aralarındaki düzenlerini, işlerini, birliklerini, güçlerini, yönetimlerini, ekonomilerini ve dinlerini parçaladılar. Her grup, kendisinde bulunan ile sevinip böbürlendi.
Ahmet Varol : Ancak onlar aralarında işlerini (değişik) kitaplara ayırdılar. Her grup kendi yanında olanla sevinmektedir.
Ali Bulaç : Ancak onlar, işlerini kendi aralarında (farklı) kitaplar halinde böldüler; her bir grup, kendi ellerinde olanla yetinip sevinmektedir.
Ali Fikri Yavuz : Nihayet milletler, dinleri hususunda, aralarında parçalara bölündüler. Her fırka kendi din ve mezhebine güveniyor, hak olduğuna inanıyor.
Bekir Sadak : Ama insanlar din konusunda aralarinda boluk boluk oldular. Her boluk kendi tuttugu yoldan memnundur.
Celal Yıldırım : Ama ne var ki (gerçek bu olmakla beraber) ümmetler kendi aralarında bölünüp parça parça oldular, her biri sahip bulunduğu (din ve mezhep) ile kendi halinden memnun ve mutludur.
Diyanet İşleri : (İnsanlar ise, din) işlerini kendi aralarında parça parça ettiler. Her grup kendinde bulunan ile sevinmektedir.
Diyanet İşleri (eski) : Ama insanlar din konusunda aralarında bölük bölük oldular. Her bölük kendi tuttuğu yoldan memnundur.
Diyanet Vakfi : Ne var ki insanlar kendi aralarındaki işlerini parça parça böldüler. Her gurup kendilerinde bulunan (fikir ve davranış) ile sevinip böbürlenmektedirler.
Edip Yüksel : Fakat, onlar işlerini çeşitli kitaplara ayırdılar. Her grup kendi yanında bulunandan hoşnut...
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Derken insanlar kendi aralarındaki işlerini parça parça böldüler. Her grup, kendinde bulunan ile sevinip böbürlendi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Derken kumandalarını aralarında kitap kitap parçalaştılar, her grup kendilerininkine güveniyor.
Elmalılı Hamdi Yazır : Derken kumandalarını aralarında kitab kitab parçalaştılar, her hızib kendilerininkine güveniyor
Fizilal-il Kuran : Fakat insanlar bu inanç birliğini yıkarak çeşitli gruplara ayrıldılar. Her grup kendi inanç sistemi ile övündü.
Gültekin Onan : Ancak onlar, buyruklarını kendi aralarında (farklı) kitaplar halinde böldüler; her bir grup, kendi ellerinde olanla yetinip sevinmektedir.
Hakkı Yılmaz : Sonra insanlar kendi aralarındaki işlerini parça parça böldüler. Her grup, kendinde bulunan ile sevinip böbürlenmektedir.
Hasan Basri Çantay : Fakat (o kavmler) dînlerde (muhtelif) fırkalara ayrılmak, her fırka kendi ellerindeki (nezdlerindeki dîn) ile böbürlenmek suretiyle parça parça oldular.
Hayrat Neşriyat : Fakat (insanlar din husûsunda) işlerini kendi aralarında parça parça böldüler. Her kısım kendi yanında bulunan (din) ile memnundurlar.
İbni Kesir : Ama onlar işlerini kendi aralarında bölük bölük ayırdılar. Her bölük kendi tuttuğu yoldan memnundur.
İskender Evrenosoğlu : Fakat onlar, (dînin) emirlerini kendi aralarında kısımlara (fırkalara) ayırarak böldüler. Grupların hepsi, kendilerindeki (kabul ettikleri) ile ferahlanırlar.
Muhammed Esed : Ama (sizi izlediklerini söyleyen toplumlar) aralarındaki bu birliği bozup parça parça oldular; her hizip (ancak) kendi benimsediği (öğretinin dar ve katı kalıpları) içinde rahat soluk alır oldu.
Ömer Nasuhi Bilmen : Fakat ümmetler, fırka fırka olarak aralarında dinlerini parçaladılar. Her fırka kendi yanlarında olan ile mesrurlardır.
Ömer Öngüt : Amma ne var ki, insanlar din hususunda kendi aralarında parçalara bölündüler, çeşitli kitaplara ayrıldılar. Her bölük her parti kendi tuttuğu yoldan memnundur, yanında bulunan (din veya kitapla) sevinmektedir.
Şaban Piriş : İşlerini aralarında bölük bölük ayırdılar. Her grup kendi yanında olanla ferahlıyor.
Suat Yıldırım : Ama peygamberleri izlediklerini iddia eden ümmetler fırkalara ayrılıp bölük bölük oldular. Her grup, kendilerine ait görüşten ötürü memnun ve mutludur.
Süleyman Ateş : Fakat işlerini aralarında parçalayıp, çeşitli kitaplara ayırdılar. Her parti, kendi yanında bulunanla sevinmektedir.
Tefhim-ul Kuran : Ancak onlar, işlerini kendi aralarında (farklı) kitaplar halinde parçalayıp bölündüler; her bir grup, kendi ellerindeki olanla yetinip sevinmektedir.
Ümit Şimşek : Fakat onlar işlerini parça parça ettiler; her topluluk kendisininkiyle övünüp durur.
Yaşar Nuri Öztürk : Fakat onlar işlerini aralarında parçalayıp çeşitli zübürlere/kutsallaştırmış hizip kitaplarına ayırdılar. Her hizip, yalnız kendi yanındakiyle sevinip övünmektedir.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}