» 23 / Mü’minûn  74:

Kuran Sırası: 23
İniş Sırası: 74
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118

 » 23 / Mü’minûn  Suresi: 74
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَإِنَّ (VÎN) = ve inne : ve kuşkusuz
2. الَّذِينَ (ELZ̃YN) = elleƶīne : kimseler
3. لَا (LE) = lā :
4. يُؤْمِنُونَ (YÙMNVN) = yu'minūne : inanmayan(lar)
5. بِالْاخِرَةِ (BEL ËḢRT) = bil-āḣirati : ahirete
6. عَنِ (AN) = ǎni : -dan
7. الصِّرَاطِ (ELṦREŦ) = S-SirāTi : yol-
8. لَنَاكِبُونَ (LNEKBVN) = lenākibūne : sapıyorlar
ve kuşkusuz | kimseler | | inanmayan(lar) | ahirete | -dan | yol- | sapıyorlar |

[] [] [] [EMN] [EḢR] [] [ṦRŦ] [NKB]
VÎN ELZ̃YN LE YÙMNVN BEL ËḢRT AN ELṦREŦ LNEKBVN

ve inne elleƶīne yu'minūne bil-āḣirati ǎni S-SirāTi lenākibūne
وإن الذين لا يؤمنون بالآخرة عن الصراط لناكبون

 » 23 / Mü’minûn  Suresi: 74
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإن | VÎN ve inne ve kuşkusuz And indeed,
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
لا | LE (do) not
يؤمنون ا م ن | EMN YÙMNVN yu'minūne inanmayan(lar) believe
بالآخرة ا خ ر | EḢR BEL ËḢRT bil-āḣirati ahirete in the Hereafter
عن | AN ǎni -dan from
الصراط ص ر ط | ṦRŦ ELṦREŦ S-SirāTi yol- the path
لناكبون ن ك ب | NKB LNEKBVN lenākibūne sapıyorlar surely (are) deviating.

23:74 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve kuşkusuz | kimseler | | inanmayan(lar) | ahirete | -dan | yol- | sapıyorlar |

[] [] [] [EMN] [EḢR] [] [ṦRŦ] [NKB]
VÎN ELZ̃YN LE YÙMNVN BEL ËḢRT AN ELṦREŦ LNEKBVN

ve inne elleƶīne yu'minūne bil-āḣirati ǎni S-SirāTi lenākibūne
وإن الذين لا يؤمنون بالآخرة عن الصراط لناكبون

[] [] [] [ا م ن] [ا خ ر] [] [ص ر ط] [ن ك ب]

 » 23 / Mü’minûn  Suresi: 74
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
وإن | VÎN ve inne ve kuşkusuz And indeed,
Vav,,Nun,
6,,50,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
ACC – accusative particle
الواو عاطفة
حرف نصب
الذين | ELZ̃YN elleƶīne kimseler those who
Elif,Lam,Zel,Ye,Nun,
1,30,700,10,50,
REL – masculine plural relative pronoun
اسم موصول
لا | LE (do) not
Lam,Elif,
30,1,
NEG – negative particle
حرف نفي
يؤمنون ا م ن | EMN YÙMNVN yu'minūne inanmayan(lar) believe
Ye,,Mim,Nun,Vav,Nun,
10,,40,50,6,50,
V – 3rd person masculine plural (form IV) imperfect verb
PRON – subject pronoun
فعل مضارع والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
بالآخرة ا خ ر | EḢR BEL ËḢRT bil-āḣirati ahirete in the Hereafter
Be,Elif,Lam,,Hı,Re,Te merbuta,
2,1,30,,600,200,400,
P – prefixed preposition bi
N – genitive feminine singular noun
جار ومجرور
عن | AN ǎni -dan from
Ayn,Nun,
70,50,
P – preposition
حرف جر
الصراط ص ر ط | ṦRŦ ELṦREŦ S-SirāTi yol- the path
Elif,Lam,Sad,Re,Elif,Tı,
1,30,90,200,1,9,
N – genitive masculine noun
اسم مجرور
لناكبون ن ك ب | NKB LNEKBVN lenākibūne sapıyorlar surely (are) deviating.
Lam,Nun,Elif,Kef,Be,Vav,Nun,
30,50,1,20,2,6,50,
EMPH – emphatic prefix lām
N – nominative masculine plural active participle
اللام لام التوكيد
اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَإِنَّ: ve kuşkusuz | الَّذِينَ: kimseler | لَا: | يُؤْمِنُونَ: inanmayan(lar) | بِالْاخِرَةِ: ahirete | عَنِ: -dan | الصِّرَاطِ: yol- | لَنَاكِبُونَ: sapıyorlar |
Kırık Meal (Harekesiz) : |وإن WÎN ve kuşkusuz | الذين ELZ̃YN kimseler | لا LE | يؤمنون YÙMNWN inanmayan(lar) | بالآخرة BEL ËḢRT ahirete | عن AN -dan | الصراط ELṦREŦ yol- | لناكبون LNEKBWN sapıyorlar |
Kırık Meal (Okunuş) : |ve inne: ve kuşkusuz | elleƶīne: kimseler | : | yu'minūne: inanmayan(lar) | bil-āḣirati: ahirete | ǎni: -dan | S-SirāTi: yol- | lenākibūne: sapıyorlar |
Kırık Meal (Transcript) : |VÎN: ve kuşkusuz | ELZ̃YN: kimseler | LE: | YÙMNVN: inanmayan(lar) | BEL ËḢRT: ahirete | AN: -dan | ELṦREŦ: yol- | LNEKBVN: sapıyorlar |
Abdulbaki Gölpınarlı : Fakat gerçekten de âhirete inanmayanlar, doğru yoldan sapıyorlar.
Adem Uğur : Ahirete inanmayanlar ise, ısrarla yoldan çıkmaktadırlar.
Ahmed Hulusi : Sonsuz geleceklerine iman etmeyenler, o sırattan sapıyorlar.
Ahmet Tekin : Âhirete, ebedî yurda inanmayanlar inatla, ısrarla, yoldan çıkıyorlar, İslâmî hayattan uzaklaşıyorlar.
Ahmet Varol : Ama ahirete inanmayanlar yoldan sapıyorlar.
Ali Bulaç : Ancak ahirete inanmayanlar, şüphesiz yoldan sapanlardır.
Ali Fikri Yavuz : Fakat ahirete inanmıyanlar, bu doğru yoldan sapmaktadırlar.
Bekir Sadak : (73-74) Aslinda sen onlari dogru yola cagiriyorsun ama, ahirete inanmayanlar bu yoldan sapmaktadirlar.
Celal Yıldırım : Gerçekten o Âhiret'e inanmayanlar (çağırdığın o) doğru yoldan sapmaktadırlar.
Diyanet İşleri : Fakat ahirete inanmayanlar, ısrarla bu yoldan çıkmaktadırlar.
Diyanet İşleri (eski) : (73-74) Aslında sen onları doğru yola çağırıyorsun ama, ahirete inanmayanlar bu yoldan sapmaktadırlar.
Diyanet Vakfi : Ahirete inanmayanlar ise, ısrarla yoldan çıkmaktadırlar.
Edip Yüksel : Ama ahirete inanmıyanlar yoldan sapmaktadırlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Fakat ahirete inanmayanlar ise, ısrarla yoldan çıkmaktadırlar.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Fakat ahirete inanmayanlar, o caddeden sapmaktadırlar.
Elmalılı Hamdi Yazır : Fakat Âhırete inanmıyanlar caddeden sapmaktadırlar
Fizilal-il Kuran : Ama ahirete inanmıyorlar doğru yolun uzağına düşüyorlar.
Gültekin Onan : Ancak ahirete inanmayanlar kuşkusuz yoldan sapanlardır.
Hakkı Yılmaz : (73,74) Ve şüphesiz sen, kesinlikle onları dosdoğru bir yola çağırıyorsun. Âhirete inanmayan şu kimseler ise, bu yoldan kesinlikle sapanlardır.
Hasan Basri Çantay : Âhirete îman etmez olanlar, mutlakaa (doğru) yoldan sapanlardır.
Hayrat Neşriyat : Fakat muhakkak ki âhirete inanmayanlar, doğrusu o yoldan sapanlardır.
İbni Kesir : Ama ahirete inanmayanlar, mutlaka bu yoldan sapmaktadırlar.
İskender Evrenosoğlu : And most surely those who do not believe in the Hereafter (in reaching Allah while they are living and the Day of Resurrection) indeed are deviating from the Way (from The Path directed towards Allah) [they are those who are in Misguidance].
Muhammed Esed : ama, ahirete inanmamakta direnenler ister istemez bu yoldan sapmaktalar.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve muhakkak o kimseler ki, ahirete imân etmezler, elbette onlar yoldan sapıtmışlardır.
Ömer Öngüt : Ahirete inanmayanlar ise, ısrarla yoldan sapıyorlar.
Şaban Piriş : Fakat, ahirete inanmayanlar, yoldan sapan kimselerdir.
Suat Yıldırım : Ama şu da gerçek ki âhirete inanmayanlar, yoldan sapıyorlar.
Süleyman Ateş : Ama âhirete inanmayanlar yoldan sapıyorlar.
Tefhim-ul Kuran : Ancak ahirete inanmayanlar, şüphesiz yoldan sapmakta olanlardır.
Ümit Şimşek : Âhirete inanmayanlar ise yoldan sapıyorlar.
Yaşar Nuri Öztürk : Ama âhirete inanmayanlar, o yoldan hep yan çiziyorlar.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}