» 21 / Enbiyâ  74:

Kuran Sırası: 21
İniş Sırası: 73
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112

 » 21 / Enbiyâ  Suresi: 74
Arapça Transcript Okunuş Türkçe
1. وَلُوطًا (VLVŦE) = velūTen : ve Lut'a
2. اتَيْنَاهُ ( ËTYNEH) = āteynāhu : verdik
3. حُكْمًا (ḪKME) = Hukmen : hüküm
4. وَعِلْمًا (VALME) = ve ǐlmen : ve ilim
5. وَنَجَّيْنَاهُ (VNCYNEH) = ve necceynāhu : ve onu kurtardık
6. مِنَ (MN) = mine : -ten
7. الْقَرْيَةِ (ELGRYT) = l-ḳaryeti : bir kent-
8. الَّتِي (ELTY) = lletī : ki (onlar)
9. كَانَتْ (KENT) = kānet : idiler
10. تَعْمَلُ (TAML) = teǎ'melu : işler yapıyor
11. الْخَبَائِثَ (ELḢBEÙS̃) = l-ḣabāiṧe : çirkin
12. إِنَّهُمْ (ÎNHM) = innehum : gerçekten onlar
13. كَانُوا (KENVE) = kānū : idiler
14. قَوْمَ (GVM) = ḳavme : bir kavim
15. سَوْءٍ (SVÙ) = sev'in : kötü
16. فَاسِقِينَ (FESGYN) = fāsiḳīne : yoldan çıkan
ve Lut'a | verdik | hüküm | ve ilim | ve onu kurtardık | -ten | bir kent- | ki (onlar) | idiler | işler yapıyor | çirkin | gerçekten onlar | idiler | bir kavim | kötü | yoldan çıkan |

[] [ETY] [ḪKM] [ALM] [NCV] [] [GRY] [] [KVN] [AML] [ḢBS̃] [] [KVN] [GVM] [SVE] [FSG]
VLVŦE ËTYNEH ḪKME VALME VNCYNEH MN ELGRYT ELTY KENT TAML ELḢBEÙS̃ ÎNHM KENVE GVM SVÙ FESGYN

velūTen āteynāhu Hukmen ve ǐlmen ve necceynāhu mine l-ḳaryeti lletī kānet teǎ'melu l-ḣabāiṧe innehum kānū ḳavme sev'in fāsiḳīne
ولوطا آتيناه حكما وعلما ونجيناه من القرية التي كانت تعمل الخبائث إنهم كانوا قوم سوء فاسقين

 » 21 / Enbiyâ  Suresi: 74
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولوطا | VLVŦE velūTen ve Lut'a And (to) Lut
آتيناه ا ت ي | ETY ËTYNEH āteynāhu verdik We gave him
حكما ح ك م | ḪKM ḪKME Hukmen hüküm judgment
وعلما ع ل م | ALM VALME ve ǐlmen ve ilim and knowledge,
ونجيناه ن ج و | NCV VNCYNEH ve necceynāhu ve onu kurtardık and We saved him
من | MN mine -ten from
القرية ق ر ي | GRY ELGRYT l-ḳaryeti bir kent- the town
التي | ELTY lletī ki (onlar) which
كانت ك و ن | KVN KENT kānet idiler was
تعمل ع م ل | AML TAML teǎ'melu işler yapıyor doing
الخبائث خ ب ث | ḢBS̃ ELḢBEÙS̃ l-ḣabāiṧe çirkin wicked deeds.
إنهم | ÎNHM innehum gerçekten onlar Indeed, they
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū idiler were
قوم ق و م | GVM GVM ḳavme bir kavim a people
سوء س و ا | SVE SVÙ sev'in kötü evil,
فاسقين ف س ق | FSG FESGYN fāsiḳīne yoldan çıkan defiantly disobedient.

21:74 için Araştırma Linkleri: |Corpus |Kuran Haritasi |Kuran'a Sor |Global Quran |Tanzil |

ve Lut'a | verdik | hüküm | ve ilim | ve onu kurtardık | -ten | bir kent- | ki (onlar) | idiler | işler yapıyor | çirkin | gerçekten onlar | idiler | bir kavim | kötü | yoldan çıkan |

[] [ETY] [ḪKM] [ALM] [NCV] [] [GRY] [] [KVN] [AML] [ḢBS̃] [] [KVN] [GVM] [SVE] [FSG]
VLVŦE ËTYNEH ḪKME VALME VNCYNEH MN ELGRYT ELTY KENT TAML ELḢBEÙS̃ ÎNHM KENVE GVM SVÙ FESGYN

velūTen āteynāhu Hukmen ve ǐlmen ve necceynāhu mine l-ḳaryeti lletī kānet teǎ'melu l-ḣabāiṧe innehum kānū ḳavme sev'in fāsiḳīne
ولوطا آتيناه حكما وعلما ونجيناه من القرية التي كانت تعمل الخبائث إنهم كانوا قوم سوء فاسقين

[] [ا ت ي] [ح ك م] [ع ل م] [ن ج و] [] [ق ر ي] [] [ك و ن] [ع م ل] [خ ب ث] [] [ك و ن] [ق و م] [س و ا] [ف س ق]

 » 21 / Enbiyâ  Suresi: 74
Arapça Kök Transcript Okunuş Türkçe İngilizce
ولوطا | VLVŦE velūTen ve Lut'a And (to) Lut
Vav,Lam,Vav,Tı,Elif,
6,30,6,9,1,
"CONJ – prefixed conjunction wa (and)
PN – accusative proper noun → Lut"
الواو عاطفة
اسم علم منصوب
آتيناه ا ت ي | ETY ËTYNEH āteynāhu verdik We gave him
,Te,Ye,Nun,Elif,He,
,400,10,50,1,5,
V – 1st person plural (form IV) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
حكما ح ك م | ḪKM ḪKME Hukmen hüküm judgment
Ha,Kef,Mim,Elif,
8,20,40,1,
N – accusative masculine indefinite noun
اسم منصوب
وعلما ع ل م | ALM VALME ve ǐlmen ve ilim and knowledge,
Vav,Ayn,Lam,Mim,Elif,
6,70,30,40,1,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
N – accusative masculine indefinite noun
الواو عاطفة
اسم منصوب
ونجيناه ن ج و | NCV VNCYNEH ve necceynāhu ve onu kurtardık and We saved him
Vav,Nun,Cim,Ye,Nun,Elif,He,
6,50,3,10,50,1,5,
CONJ – prefixed conjunction wa (and)
V – 1st person plural (form II) perfect verb
PRON – subject pronoun
PRON – 3rd person masculine singular object pronoun
الواو عاطفة
فعل ماض و«نا» ضمير متصل في محل رفع فاعل والهاء ضمير متصل في محل نصب مفعول به
من | MN mine -ten from
Mim,Nun,
40,50,
P – preposition
حرف جر
القرية ق ر ي | GRY ELGRYT l-ḳaryeti bir kent- the town
Elif,Lam,Gaf,Re,Ye,Te merbuta,
1,30,100,200,10,400,
N – genitive feminine noun
اسم مجرور
التي | ELTY lletī ki (onlar) which
Elif,Lam,Te,Ye,
1,30,400,10,
REL – feminine singular relative pronoun
اسم موصول
كانت ك و ن | KVN KENT kānet idiler was
Kef,Elif,Nun,Te,
20,1,50,400,
V – 3rd person feminine singular perfect verb
فعل ماض
تعمل ع م ل | AML TAML teǎ'melu işler yapıyor doing
Te,Ayn,Mim,Lam,
400,70,40,30,
V – 3rd person feminine singular imperfect verb
فعل مضارع
الخبائث خ ب ث | ḢBS̃ ELḢBEÙS̃ l-ḣabāiṧe çirkin wicked deeds.
Elif,Lam,Hı,Be,Elif,,Se,
1,30,600,2,1,,500,
N – accusative masculine plural noun
اسم منصوب
إنهم | ÎNHM innehum gerçekten onlar Indeed, they
,Nun,He,Mim,
,50,5,40,
ACC – accusative particle
PRON – 3rd person masculine plural object pronoun
حرف نصب و«هم» ضمير متصل في محل نصب اسم «ان»
كانوا ك و ن | KVN KENVE kānū idiler were
Kef,Elif,Nun,Vav,Elif,
20,1,50,6,1,
V – 3rd person masculine plural perfect verb
PRON – subject pronoun
فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع اسم «كان»
قوم ق و م | GVM GVM ḳavme bir kavim a people
Gaf,Vav,Mim,
100,6,40,
N – accusative masculine noun
اسم منصوب
سوء س و ا | SVE SVÙ sev'in kötü evil,
Sin,Vav,,
60,6,,
N – genitive masculine indefinite noun
اسم مجرور
فاسقين ف س ق | FSG FESGYN fāsiḳīne yoldan çıkan defiantly disobedient.
Fe,Elif,Sin,Gaf,Ye,Nun,
80,1,60,100,10,50,
ADJ – accusative masculine plural active participle
صفة منصوبة
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.

Konu Başlığı: -

Kırık Meal (Arapça) : |وَلُوطًا: ve Lut'a | اتَيْنَاهُ: verdik | حُكْمًا: hüküm | وَعِلْمًا: ve ilim | وَنَجَّيْنَاهُ: ve onu kurtardık | مِنَ: -ten | الْقَرْيَةِ: bir kent- | الَّتِي: ki (onlar) | كَانَتْ: idiler | تَعْمَلُ: işler yapıyor | الْخَبَائِثَ: çirkin | إِنَّهُمْ: gerçekten onlar | كَانُوا: idiler | قَوْمَ: bir kavim | سَوْءٍ: kötü | فَاسِقِينَ: yoldan çıkan |
Kırık Meal (Harekesiz) : |ولوطا WLWŦE ve Lut'a | آتيناه ËTYNEH verdik | حكما ḪKME hüküm | وعلما WALME ve ilim | ونجيناه WNCYNEH ve onu kurtardık | من MN -ten | القرية ELGRYT bir kent- | التي ELTY ki (onlar) | كانت KENT idiler | تعمل TAML işler yapıyor | الخبائث ELḢBEÙS̃ çirkin | إنهم ÎNHM gerçekten onlar | كانوا KENWE idiler | قوم GWM bir kavim | سوء SWÙ kötü | فاسقين FESGYN yoldan çıkan |
Kırık Meal (Okunuş) : |velūTen: ve Lut'a | āteynāhu: verdik | Hukmen: hüküm | ve ǐlmen: ve ilim | ve necceynāhu: ve onu kurtardık | mine: -ten | l-ḳaryeti: bir kent- | lletī: ki (onlar) | kānet: idiler | teǎ'melu: işler yapıyor | l-ḣabāiṧe: çirkin | innehum: gerçekten onlar | kānū: idiler | ḳavme: bir kavim | sev'in: kötü | fāsiḳīne: yoldan çıkan |
Kırık Meal (Transcript) : |VLVŦE: ve Lut'a | ËTYNEH: verdik | ḪKME: hüküm | VALME: ve ilim | VNCYNEH: ve onu kurtardık | MN: -ten | ELGRYT: bir kent- | ELTY: ki (onlar) | KENT: idiler | TAML: işler yapıyor | ELḢBEÙS̃: çirkin | ÎNHM: gerçekten onlar | KENVE: idiler | GVM: bir kavim | SVÙ: kötü | FESGYN: yoldan çıkan |
Abdulbaki Gölpınarlı : Ve Lût'a da peygamberlik ve bilgi verdik ve halkı, kötü işlerde bulunan şehirden kurtardık onu; gerçekten de onlar, kötü ve buyruktan çıkmış bir topluluktu.
Adem Uğur : Lût'a gelince, ona da hüküm (hakimlik, peygamberlik, hükümdarlık) ve ilim verdik; onu, çirkin işler yapmakta olan memleketten kurtardık. Zira onlar (o memleketin halkı), gerçekten fena işler yapan kötü bir kavimdi.
Ahmed Hulusi : Lût'a (gelince), Ona bir hüküm ve bir ilim verdik. . . Onu çirkin şeylerleri işleyen o kentten kurtardık. . . Muhakkak ki onlar bozuk inançlı, kötü bir kavim idi.
Ahmet Tekin : Lût’u da hatırlayarak insanlara anlat. Biz ona hikmete dayalı hükümranlık yargı ve icra yetkesi, şeriat ve ilim verdik. Onu çirkin işler yapmakta olan memleketten, Sodom’dan kurtardık. Onlar, bilinçli olarak tepelerinden tırnaklarına kadar kötülüğe batmış, doğru ve mantıklı düşünmenin, hakça bir düzenin dışına çıkan fâsık, âsi, bozguncu bir kavim idi.
Ahmet Varol : Lut'a da hüküm ve ilim verdik ve onu çirkin işler yapmakta olan şehirden kurtardık. Doğrusu onlar yoldan çıkmış kötü bir kavimdiler.
Ali Bulaç : Lut'a da bir hüküm ve ilim verdik ve onu çirkin işler yapmakta olan şehirden kurtardık. Şüphesiz onlar, bozulmaya uğrayan kötü bir kavimdi.
Ali Fikri Yavuz : Lût’a da bir hikmet (peygamberlik) ve bir ilim verdik. Onu kötülükler yapmakta olan memleketten (Sedûm halkından) kurtardık. Gerçekten onlar, fâsık olan kötü bir kavim idiler.
Bekir Sadak : Lut'a da hukum ve ilim verdik; onu, cirkin isler isleyen kasabadan kurtardik. Dogrusu onlar yoldan cikmis kotu bir milletti.
Celal Yıldırım : Lût'a da hüküm hikmet ve ilim verdik ve onu çok iğrenç işlerde bulunan kasabadan kurtardık. Şüphesiz ki onlar, kötü, doğru yoldan çıkmış ahlâksız bir kavim idi.
Diyanet İşleri : Biz, Lût’a da bir hikmet ve bir ilim verdik ve onu çirkin işler yapan memleketten kurtardık. Gerçekten onlar kötü bir toplum idiler, fasık (Allah’ın emrinden çıkan kimseler) idiler.
Diyanet İşleri (eski) : Lut'a da hüküm ve ilim verdik; onu, çirkin işler işleyen kasabadan kurtardık. Doğrusu onlar yoldan çıkmış kötü bir milletti.
Diyanet Vakfi : Lût'a gelince, ona da hüküm (hakimlik, peygamberlik, hükümdarlık) ve ilim verdik; onu, çirkin işler yapmakta olan memleketten kurtardık. Zira onlar (o memleketin halkı), gerçekten fena işler yapan kötü bir kavimdi.
Edip Yüksel : Lut'a da bilgi ve bilgelik verdik. Onu, çirkin işler işleyen topluluktan kurtardık. Onlar, yoldan çıkmış kötü bir toplumdu
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Biz Lût'a da bir hüküm, bir ilim verdik. Onu çirkin işler işleyen kasabadan kurtardık. Doğrusu onlar kötü, fasık bir kavimdi.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Lut'a, ona da bir hüküm ve ilim verdik. Onu çirkeflikler işleyen o beldeden kurtardık; doğrusu onlar kötü ve fasık bir kavim idiler.
Elmalılı Hamdi Yazır : Lût, ona da huküm, bir ılim verdik ve onu habasetler işliyen o karyeden kurtardık, hakıkat onlar kötü, fasık bir kavm idiler
Fizilal-il Kuran : Lût'a da egemenlik ve bilgi verdik. Onu, halkı iğrenç işler yapan o kentten kurtardık. Onlar gerçekten çirkin davranışları huy edinmiş kötü bir toplumdur.
Gültekin Onan : Lut'a da bir hüküm ve ilim verdik ve onu çirkin işler yapmakta olan şehirden kurtardık, şüphesiz onlar, bozulmaya uğrayan fasıklar kavmi olmuşlardı.
Hakkı Yılmaz : "Ve Lût; Biz o'na bir hüküm, bir bilgi verdik. Onu çirkin işler işleyen kentten kurtardık. Şüphesiz onlar, kötü bir toplumdular, hak yoldan çıkmış kimselerdiler. "
Hasan Basri Çantay : Lûta, (evet) ona da bir hüküm, bir ilim verdik. Onu kötülükler yapmakda devam eden o memleketden kurtardık. Hakıykat onlar fena bir kavm idiler, fâsıkdılar.
Hayrat Neşriyat : Lût’a da (vahyettik)! Ona da bir hikmet ve bir ilim verdik ve onu çirkin işler yapmakta olan o şehirden kurtardık. Gerçekten onlar, kötü bir fâsıklar topluluğu idiler.
İbni Kesir : Lut'a da. Ona hüküm ve ilim verdik, onu çirkin işler yapan o memleketten kurtardık. Doğrusu onlar, yoldan çıkmış kötü bir kavim idiler.
İskender Evrenosoğlu : Ve Lut (A.S)'a hikmet ve ilim verdik. Ve habaîs (kötülükler, ahlâksızlıklar) işleyen ülkeden onu kurtardık. Muhakkak ki onlar, fasık olan kötü bir kavimdi.
Muhammed Esed : Ve Lut'a da (doğru ile eğrinin seçiminde) sağlam bir muhakeme yetisi ve ilim verdik; ve o'nu çirkin davranışlar ortaya koyan bir toplumun elinden kurtardık. (Bu toplumu ise yok ettik, çünkü) gerçekten günaha gömülüp gitmiş yoz bir toplumdu.
Ömer Nasuhi Bilmen : Ve Lût'a da bir hüküm ve ilim verdik ve onu habîsane hareketlerde bulunan bir memleketten kurtardık ki; onlar hakikaten fâsıklar olan bir fena kavim idiler.
Ömer Öngüt : Lut'a da hüküm ve ilim verdik. Onu çirkin işler yapan memleketten kurtardık. Doğrusu onlar yoldan çıkmış kötü bir kavim idi.
Şaban Piriş : Lut’a da hikmet ve ilim verdik. Onu çirkin iş yapan memleketten kurtardık. Gerçekten onlar, yoldan çıkmış kötü bir toplum idi.
Suat Yıldırım : (74-75) Lût’a da hüküm ve ilim verdik ve onu iğrenç işler yapan şehir halkından kurtardık ki gerçekten onlar kötü ve itaat dışına çıkmış fâsık bir güruh idiler. Kendisini de şefkat ve himayemize aldık. O gerçekten erdemli kimselerdendi.
Süleyman Ateş : Lût'a da hüküm (hükümranlık, peygamberlik, hikmet) ve ilim verdik ve onu çirkin işler yapan bir kentten kurtardık. Gerçekten onlar yoldan çıkan kötü bir kavim idiler.
Tefhim-ul Kuran : Lut'a da bir hüküm ve ilim verdik ve onu çirkin işler yapmakta olan şehirden kurtardık. Şüphesiz onlar, bozulmaya uğrayan kötü bir kavimdi.
Ümit Şimşek : Lût'a da hüküm ve ilim verdik ve onu pis işlerin işlendiği bir beldeden kurtardık. O belde halkı gerçekten de yoldan çıkmış, kötü bir kavimdi.
Yaşar Nuri Öztürk : Lût'a da hükümranlık ve ilim verdik. Onu, pislikler üretip duran bir kentten kurtardık. O kent halkı yoldan çıkmış kötü bir kavimdi.


Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen dikkatli olunuz.]

{ayet_meali.php}